Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/365 E. 2023/691 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin kim olduğunu bilmediği şahıs tarafından adına senet düzenlediği ve icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, senedin müvekkili adına düzenlendiğini ancak senetteki imzaların müvekkiline ait olmadığını, senetteki imzaların müvekkiline ait olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
DELİLLER: ticaret sicil kayıtları, imza asılları, Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 19.000,00-TL asıl alacak, 543,97-TL işlemiş faiz olmak üzere 19.543,97-TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 15/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, davacının imza asıllarının bulunduğu evrak asılları ile dava konusu senet üzerindeki imza örnekleri karşılaştırılmak suretiyle dosyanın grafolog bilirkişiye tevdi ile rapor düzenlenmesine karar verilmiş olup, bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu İncelemeye konu, alacaklısı …, borçlusu … olan;
15/08/2020 tanzim ve 15/10/2020 vade tarih “19.000 (Ondokuzbin) TL.” değerindeki senedin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan İmzaların; …’nın elinden çıktığının tespit edildiğini bildirmiştir.
Tarafların uyuşmazlık noktaları, davacının davalıya 15/08/2020 düzenleme, 15/10/2020 vade tarihli 19.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olup olmadığı, senetteki imzanın davacının el ürünü olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

TMK’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun 2011/19-473 Esas 2011/607 Karar 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir.
Kural olarak menfi tespit davasında davacı, dava konusu borcun hiç doğmadığını davalı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerse ispat yükü davalıya aittir. Zira hukuki ilişkinin varlığını ileri süren davalıdır. Ancak davacı hukuki ilişkinin varlığını kabul edip başka bir nedenle geçersiz olduğunu (ya da sona erdiğini) ileri sürerse, bu durumda ise ispat yükü davacıdadır. Davacı bu durumda, varlığını kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiğini ileri sürmekle ispat yükünü de üzerine almış olur. (HGK’nun 05.11.2013 Tarih 2013/695 Esas 2013/630 Karar sayılı ilamı)
Ne var ki, menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafta olmakla beraber, alacak bir senede bağlanmış ise, bu durumda ispat yükü yer değiştirir. Başka bir ifade ile bu durumda senet nedeniyle borçlu olmadığını idida eden davacı taraf iddiasını ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davacı vekili tarafından takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş olup Mahkememizce alının bilirkişi raporunda takibe konu,alacaklısı …, borçlusu … olan; 15/08/2020 tanzim ve 15/10/2020 vade tarih 19.000-TL senetteki imzanın davacı …’ nın el ürünü olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, davalıya yemin metnini içerir meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, davalının 13/07/2023 tarihli celsede “Dava ve takip konusu 15/08/2020 düzenleme tarihli, 15/10/2020 vade tarihli, 19.000-TL bedelli, düzenleyeni davacı …, lehtarı … olan Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takibe konulan senet nedeniyle davacıdan alacaklı olduğuma, alacağın ödenmemiş olduğundan davacının tarafıma bu senet bedeli kadar borçlu olduğuna namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün değerler üzerine yemin ederim. ” şeklinde yeminini eda ettiği de gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, davacıdan peşin olarak alınan 347,71-TL harçtan mahsubu ile artan 77,86-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … ile vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/07/2023

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır