Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/361 E. 2022/197 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/361 Esas
KARAR NO : 2022/197
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C….) …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – (T.C….) …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı aleyhine davalı şahıs tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı dosyasında takip başlatılmış olduğunu, yapılan takip açıkça hukuka aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu içra takibine konu alacakların kesinlikle hiçbir hukuki dayanağı olmadığını, davacının böyle bir borcu bulunmadığını, davacının bir dönem işçi olarak çalıştığı işyerine, şirkete sermaye olarak getirilmesi amacıyla yukarıda bilgileri verilen davalıdan 12 adet büyükbaş hayvan satın alınmış olduğunu, belirtilen hayvan miktarı için 94.000-TL bedelli, Mart 2017 vade tarihli ve borçlusunun … ve kefilinin ….adlı kişi olduğu senet düzenlenerek davalı taraf …’a teslim edilmiş olduğunu ancak davacının işbu davaya konu edilen senedi sadece işverenlerine kolaylık olsun diye imzalamış olduğunu, davacının takibe konu edilen bonoda yazan miktar ve sair ferileri ile hiçbir ilgisi veya menfaati olmadığını ilerleyen zamanlarda ise davacının işyerinden ayrılarak, devlet desteğinden yararlanarak kendine ait bir işletme açarak çalışmaya başlamış olduğunu, fakat Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dasyasında mevcut bulunan borç alacaklı sıfatını taşıyan davalıya ödenmesine rağmen söz konusu edilen İcra takibine halen devam edilmekte olduğunu, 22.03.2021 tarihinde davacının işletmesi olan …. adlı iş yerinde filli haciz işlemleri uygulanmış ve davacıya ait olmayıp müşterilerine ait üretim makineleri haciz edilerek, davacıya yediemin olarak bırakılmış olduğunu, ödemesi yapılan ve haciz işlemlerine devam edilmemesi gereken senet hakkında halen davacının müşterileri önünde ticari itibarını zedeleyecek fiil işlemlerde bulunulması ise son derece üzücü olduğunu, davacının işyerinde yapılan fili haciz işlemleri sonrasında kendisine yediemin olarak bırakılan makineler ileri tarihlerde tahliye edilmek istenirse davacının kendisine ait olmayan malları teslim ettiği için öncelikle maddi zarara uğrayacak olduğunu, ayrıca bahse konu olan makineler hakkında işlem yapıldığı için davacının talep halinde mecburen müşterilerinin ürünlerini talep edenlere teslim edecek olduğunu, bu durumda davacı hakkında olası bir şikayet durumunda ceza davası açılacak olduğunu, Devlet desteği alarak yeni bir ticari işletme kuran davacının tüm durumlar karşısında telafisi neredeyse imkansız zararlar ile karşı karşıya bırakılmış olduğunu, İşyerinde fiili haciz işlemleri uygulandıktan sonra bu durum karşısında oldukça şaşkın olan davacının davalı alacaklı ile akşam saatlerinde tanıkların huzurunda telefonla görüştüğünü, aralarında geçen tüm konuşmalarda davacının tanıkları da hazır bulunmuş olduğunu, Davalı, davacının herhangi bir borcu olmadığını beyan etmiş ve sonrasında ise, davacı hakkında borçlu olmaması nedeniyle Mahkeme huzurunda sözlü veya icra dairesine vereceğini taahhüt ettiği yazılı beyan ile davacının kendisine borçlu olmadığını da kabul etmiş olduğunu, şayet Mahkemece takdir edilecek olan duruşma gününde, davalı iddiaları kabul etmeyecek olursa, bu konular hakkında yemin teklifinde bulunacaklarını, zira davalı samimi şekilde taraflarından alacaklı olmadığını beyan etmesi üzerine huzurdaki dava ikame edilmiş olup haklı oldukları halde yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünde talepte bile bulunmamış durumda olduklarını, esasen davalı, davacının kendisine borçlu olmadığını defalarca dile getirdiğini ancak ekte sunulan ve davalı ile üçüncü kişi arasında imzalanan alacak sözleşmesinden kaynaklı olarak davalının birtakım endişeler içerisinde olduğunu, zira davacının kendisine borçlu olmadığını kabul etmesi durumunda, kendisinden haksız yere para tahsil edileceğinden ve durumun kendisini güç durumlara sokacağından endişeleri olduğu için davacıya dava açması yönünde öneri de bile bulunmuş olduğunu, davalı ancak mahkeme tarafından verilecek olan bir karar sonrasında işbu alacak takibi hakkındaki endişelerinden kurtulacak olduğunu, Tedbir talebi ile ilgili olarak senet bedeli, davanın açılış tarihine kadar işleyen faizle birlikte fahiş bir tutara ulaşmış olduğunu, davacının işlemleri durdurmak üzere teminatla birlikte bu tutarı yatırabilecek mali güce sahip olmadığını, davacının halihazırda devletten aldığı teşvik primleri ile faaliyetlerine devam edebilmekte olduğunu ancak icra işlemleri devam etmekte ve davacının telafisi sağlanamayacak bir zarar riski altında olduğunu belirterek tedbir ile davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinin HMK’ya uygun olarak düzenlenmemiş olduğunu, HMK m.194 uyarınca açık olması gerektiğini, dava dilekçesinde menfi tespite konu icra dosyasına ilişkin açıklamalar net ve anlaşılır olmadığını, davacının dilekçesinde icra dosyasına konu senedin hangi gerekçe ile hükümsüz olduğunu izah etmediğini, borca konu senede ilişkin bir ödeme evrakı sunulmamış ya da davalıyı bağlayan bir ödemezlik defi ileri sürülmemiş olduğunu, davacı dilekçesinde işverenine kolaylık olsun gibi hayatın olağan akışına aykırı bir gerekçe belirtmişse de kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber bu beyana karşın bir takım açıklamalar yapma zorunluluğu hasıl olmuş olduğunu, dava konusu icraya konu senedin bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükünün kaydın aksini savunan tarafa ait olduğunu, İmzası kabul gören senede karşı davacının 3. Kişiyle arasındaki ilişki davalıyı ilgilendirmeyen başkaca davaların konusu bir hukuki problem olduğunu, davalıya karşı ileri sürülebilen bir defi olmadığını, dosya kapsamında herhangi bir ödeme, dekont veya ibra gibi borcu söndüren bir evrakta sunulmamış olduğunu, sunulan whatsapp konuşmaları delil niteliğine haiz olmayıp, konuşulan kişinin davacı olup olmadığı, bahse konu dosyanın davaya konu dosya olup olmadığı belli olmadığı gibi konuşmaların kesilme silinme veya eklenme durumuna karşı delil kabul edilmesi mümkün olmadığını, davacı icraya konu borcu açıkca kabul etmiş, bir kısım ödemeler yapmış, hiçbir aşamada borcunun olmadığını ileri sürmemiştir ve davacı tarafça haciz sonrası ileri sürülen istihkak iddiası reddedilmiş olduğunu, davacı tarafça icra takibinin başlangıcından bu yana borcunun olmadığına ilişkin herhangi hukuki bir müracaat yapılmamış olduğunu, İcra takibi başlangıç tarihi 03.05.2017 olup yine icra dosyası kapsamında yapılan son haciz olan 22.03.2021 tarihli hacizde de davacı hazır bulunmuş ama borcunun olmadığını ileri sürmemiş olduğunu, dosya kapsamında da davacı bir takım ödemeler yapmış olduğunu, buna ilişkin makbuzları da sunuyor olduklarını, bu ödemelerden sonra dahi istirdat davası açmamış olması açıkça davacının borcunu kabul ettiğini göstermek olduğunu, kaldı ki az yukarıda da belirttiğimiz üzere icraya konu senet bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükünün kaydın aksini savunan tarafa ait olduğunu, sadece istihkak iddiasında bulunan davacının ileri sürülen istihkak iddiaları Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası ile reddedilmiş olduğunu, davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı olmayıp ayrıca zamanaşımı itirazında bulunuyor olduklarını belirterek davanın reddi ile davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında senetle borçlu olup olmadığının tespiti ile senedin iptali şartlarının olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …. sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının … olduğu, borçluların ….ve … olduğu, alacaklı tarafından borçlular hakkında …. tanzim tarihli, ….. vade tarihli, 94.000,00 TL bedelli senet nedeniyle kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmış olduğu görülmüştür.
Kayseri Mimarsinan Vergi Dairesi’ne, Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’ne, … İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin Mahkememizin 26/05/2021 tarihli Müteferrik kararı ile reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 09/03/2022 tarihli celsesinde isticvap olunan davalı …’ın beyanında; kendisine gösterilen Whatshap yazışmaları ile 23/10/2018 tarihli tarafların … ve …. … olduğu, sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacıya ait takip konusu 94.000 TL’lik senedi kendileri …isimli kişi olduğunu, davacının ortağı olan kişiye ait senetle değiştirdiklerini, bu 94.000 TL’lik senedi ….’a verdiklerini, karşılığında ….’dan 70.500 TL’lik senet aldıklarını, aradaki 23.500 TL’lik farkı davacı … ödediğini, senedin diğer 70.500 TL’lik kısmını da …’nin ödediğini, bu şekilde takibe konu senedin tamamının tahsil edilmiş olduğunu, ancak söylemiş olduğu gibi 70.500 TL’lik kısmını …..’den, 23.500,00 TL’lik kısmını da …’den aldıklarını, bu şekilde senetten kaynaklı alacak kalmadığını, ancak tahsilin söylediği gibi gerçekleştiğini, 70.500,00 TL’lik kısmını davacının kendisi ödemediğini, senette ….’ın da kefil olarak bulunduğunu beyan etmiştir. dedi.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/3676 E, 2020/106 K sayılı ve 28.01.2020 tarihli kararında”…Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumunun dava tarihi itibariyle tespiti gerekir….asıl alacak 4.500,00 TL’nin işlemiş faizi ile birlikte icra dosyası harç, vekalet ücreti gibi giderleri için dosya kapak hesabı yaptırılarak dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitine, halen borç var ise bu borç miktarı üzerinden davanın reddine…” denildiği görülmüş olup mahkememizce dosya kapak hesabı miktarı itibari ile davacının borçlu olup olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı vekilinin 03/11/2021 tarihli dilekçesi ile, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve lehlerine vekalet ücretine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, deliller toplanmış, dosyadaki Whatsapp yazışmalarının yapıldığı GSM numaralarının davacı ve davalıya ait olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce davalının isticvabına karar verilmiş olup, davalı mahkemenin 09/03/2022 tarihli celsesine katılarak dosyadaki Whatsaap yazışmalarının kendisine ait olduğunu ve yine dosyaya sunulan 23/10/2018 tarihli sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu söylemiştir. Davalı duruşmada ayrıca senet bedelinin 23.500 TL’lik kısmının davacı tarafından, 70.500 TL’lik kısmının ise …. tarafından ödendiği söylemiş ve bu şekilde takibe konu senetten kaynaklı davalının tahsil edeceği bedel kalmadığı ve davacının davasında haklı olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile senet bedelinin tamamının dava tarihi itibari ile tahsil edildiğini beyan etmemesi nedeni ile davacı vekilinin 03/11/2021 tarihli dilekçesindeki talebi yerinde görülmüş ve böylece Davanın KABULÜ İLE, davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasına konu senet yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün…. sayılı dosyasına konu senet yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gereken 11.547,81 TL nispi karar ve ilam harcından dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan 2.886,96 TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8.660,85 TL ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.886,96 TL peşin harç, 97,70 TL tedbir harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 67,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
6-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca davacı lehine takdir edilen 20.009,75 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asil ile vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/03/2022

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)