Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2022/723 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :… (T.C. …)
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Üyeliğinin Sona Ermesi Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı kooperatifin üyesi olup bu üyelikten dolayı kendisine Kayseri İli, … İlçesi, … Mah…. pafta, … ada, … parselde kayıtlı 18/2400 arsa paylı … Blok … Kat … Nolu bağımsız bölüm tahsis edilip tapusunun davacıya verildiğini, davacının komisyon raporunda belirtilen tüm borçlarını defaten ödemiş olduğunu, daire tapusunun da davacıya verildiğini, davacıya dairenin tapusu devredilirken dairenin yüklenici olan …İnşaata ipotek verildiği ancak ipoteğin birkaç ay içerisinde kaldırılacağının bildirilmiş olduğunu, akabinde ipotek kaldırılmadığını ve davalı kooperatifin …İnşaata olan borcundan dolayı Kayseri … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası ile davacının maliki olduğu ipotekli taşınmaz haczedilerek satılmış olduğunu, davacının İngiltere’de ikamet etmekte olduğunu, satışı öğrendikten sonra davalı kooperatif ile birkaç kez görüşmüş, kendisine başka bir daire verileceği söylenmiş, pandemi nedeniyle de davacının Türkiye’ye gelememiş, konuyla ilgili bir sonuç alamamış olduğunu, aradan geçen uzunca zamana rağmen davacının dairesinin verilmediğini, bu arada davalı kooperatif tasfiye haline geçmiş olduğunu, tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, davacının davalı kooperatife tüm borçlarını ve aidatlarını ödemiş olduğunu, buna rağmen davacının dairesinin davalı kooperatifin borcundan dolayı satılmış olduğunu, bu nedenle davalı kooperatifçe, davacının dairesinin icra kanalıyla satılmasından ötürü bilirkişi marifetiyle bir adet daire bedeli hesap edilerek davacıya ödenmesi gerektiğini veya üyelikten kaynaklı zararının tazmin edilmesi gerektiğini, ayrıca dairesinin satılması nedeniyle davacının buradan elde edeceği kira gelirinden mahrum kalmış olduğunu, bu nedenle mahrum kalınan kira bedelinin de bilirkişi marifetiyle hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiğini, davalının tasfiyeye girdiğini, davacı haricindeki tüm üyelerin daire sahibi olduklarını, davacının ortak üye olarak diğer üye ortaklara düşen miktarda kooperatifteki üyeler arasındaki eşitlik kuralı gereği davacının uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiğini, bu zararın üyelik karşılığı satılan dairenin bedeli ile kirası ve/veya uğradığı zarar olduğunu, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek öncelikle davalı kooperatifin borcundan ötürü satılan davacının dairesini yerine yeni bir daire verilmesini, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi marifetiyle hesaplanacak dava konusu daire bedelinin (Şimdilik 50.000 TL) icra kanalıyla satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminini, mahkeme aksi kanaatte ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya ödenmesine ve/veya davacının üye ortak olarak uğradığı zararın bilirkişilerce hesaplanacak tutarın tazmini, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının dairesinin satılması nedeniyle mahrum kaldığı kira gelirinin (Şimdilik 1.000 TL) bilirkişi marifetiyle hesaplanarak dairenin satıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İngiltere vatandaşı olan ve İngiltere’de yaşayan davacı …’ın davalı kooperatifte iki üyeliği bulunmakta olup, kendisine dava konusu … /Blok Kat:… … No.lu konut ile … /Blok … No.lu konutların tapuları verilmiş olduğunu, … tarihli kooperatif olağan genel kurulunda azledilen eski Yönetim Kurulunun, yüklenici …A.Ş. ye olan borcuna karşılık kooperatife ait olup üye …’a tahsis edilen dava konusu … /Blok … No.lu daireyi İPOTEK vermiş olduğunu, yani davacı … dava konusu konutun tapusunu İpotekli olduğunu bilerek almış olduğunu, sonuçta ipotek alacaklısı yüklenici …A.Ş.nin Kayseri … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı “ipoteğin paraya çevrilmesi” yoluyla başlattığı takip sonucunda dava konusu konut … tarihinde yapıları ihalede 181.100.00 tI.ye borcuna karşılık alacaklı …A.Ş. tarafından alınmış olduğunu, yüklenici lehine iş ve işlemler yaptığı, kooperatifi zarara uğrattığı nedeni ile Kayseri … Asliye Ceza Mahkemesinde (… E.) yargılanıp tecziye edilen Kooperatif eski Yönetim Kurulu üyelerinin 2 milyon TI.yi aşkın muaccel borç bırakmış olduğunu, bu nedenle dava konusu konutun icra yolu ile satıldığı esnada davacının takip konusu borcu ödeyip konutunu kurtaramamış olduğunu, Kooperatiflerin Ticaret Şirketi olmadığını, Ticaret şirketlerinin kuruluş amacının kâr etmek olduğunu, Kooperatiflerin kâr paylaşmak gibi bir amaçları olmadığını, amaçları BELİRLİ ekonomik menfaatleri korumak olduğunu, konut yapı kooperatiflerin amacı da karşılıklı yardım ve dayanışma ile konut sahibi olmak olduğunu, davacının pasaport bilgilerinden de anlaşılacağı gibi Türkiye’de değil İngiltere’de yaşayan bir kişi olup kooperatife YATIRIM amacı ile üye olmuş olduğunu, nitekim ekli tapu senetlerinden de anlaşılacağı gibi kooperatif üyeliğinden … /Blok … Nolu konuta sahip iken ikinci Bir üyelik ile dava konusu konutu da almış olduğunu, Kooperatif ana sözleşmesindeki “bir üyenin alabileceği en fazla pay” ile ilgili hüküm karşısında davacının 2 üyeliğinin yasal açıdan mümkün olup olmadığı incelenmesi gerektiğini, davalı Kooperatifin davacıya konut vermemiş olmadığını, dava konusu konutun davacıya tahsis edildiğini, hatta tapusunun da verildiğini, bu durumda ; a)Davacı ancak ödediği aidatı isteyebileceğini, b-Davacının, konutun ipotekli olduğunu bile bile aldığını, yani davacının, davalı kooperatifin , kooperatifler yasasının 2/2. Maddesindeki taahhüdünü yerine getiremeyebileceği ihtimalini kabul ettiğini, bu durumda da yine ancak ödediği aidatları talep edebileceğini, Konutun ipotekli olması hukuki ayıp olup TBK. 222.maddesine göre hukuki ayıbı bilerek alan davacının tazminat talep etme hakkı olmadığını, tazminat talep etme hakkı olsa bile bu tür davalar için uygulanması gereken zamanaşımı TBK.231. maddesi olup. bu süre taşınmazın davacı adına tescil tarihinden başlayacağını, davanın süresi içinde açılmadığını, davalı kooperatifin dava konusu konutun satış ihalesine maddi imkansızlık nedeni ile katılamadığını, katılacak ekonomik gücünün olmadığını, kooperatifin banka hesaplarından durumun anlaşılabileceğini, yukarıda izah edilen durum karşısında kira bedeli ile ilgili talebin yasal dayanağı olmadığını, esasen dava konusu konutun davacı tarafça kiraya verilmiş olup yakın zamana kadar aylık kira bedellerini tahsil etmiş olduğunu, davacı taraf borcunu tam ödediğini İleri sürmüş olmakla birlikte, inşaat finansmanından kaynaklanan 11.446.29 TI., cari harcamalar nedeni ile 4.779,00 TI olmak üzere toplam 16.226.29 TL ödenmemiş bakiye borcu bulunmakta olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davacıya ait olduğu iddia edilen dairenin satılıp satılmadığı, davacıya tahsis edilecek başka daire olup olmadığı, olmadığı takdirde bedelinin ve/veya uğranılan zararın tazmini ile davacının mahrum kaldığı kira bedelinin ödenmesi taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin davadır.
… Tapu Müdürlüğüne, … Mali Hizmetler Müdürlüğüne, … Mal Müdürlüğüne, Kayseri … Asliye Ceza Mahkemesine, Kayseri … Müdürlüğüne, SGK’ya, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan … havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi, … Ada … parselde … blok … Kat … nolu bağımsız bölümün dava tarihi itibari ile değeri 450.000,00 TL … – … arası ecrimisil bedeli 29.729,42 TL olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan … havale tarihli raporda özetle; ” davacı taraf davalı kooperatifin üyesi olup, bo konuda taraflar arasında bir ihtilaf söz konusu değildir. Davalı tarafça davacının üye olduğu 150 m2 daire için 162.801,41 TL maliyet çıkarılmıştır. Davacı tarafça 163.126,44 TL ödem yapılmıştır. Davalı kooperatifçe ilk çıkarılan maliyete ilave olarak 11 446,29 ek maliyet çıkarılmıştır ve davacı bu tutarı ödememiştir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre davacı peşin bedelli ortak değil ise normal ödemesini yapıp bir konut sahibi olan ortak kadar aynı tutarda ödeme yapmış ise taşınmazın rayiç değeri kadar tazminat ödenmelidir. Davacı peşin ödemeli ortak olmadığı ve ödemelerinin tam olmadığı durumda Yargıtay içtihatları doğrultusunda formül ile hesaplama yapılmalıdır. Davacının kendisine çıkarılan ilk maliyeti ödemiş olması sebebiyle taşınmazın rayiç değeri kadar tazminat ödenmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bu durumda davacının tazminat alacağı 450.000 TL olacaktır. Ancak davacının üyeliğinin devam etmesi sebebiyle sonradan çıkarılan 11.446,29 TL tutarındaki ek maliyet ve genel giderlerden sorumlu olacaktır. Mahkemece davacının ödemelerini eksik yaptığı kanaatine varılması durumunda ise ( alternatif) Yargıtay’ın belirlediği, kademeli formülle tazminat hesaplanacaktır. Bu alternatife göre davacının tazminat alacağı 412.477,92 TL olarak hesaplanmaktadır. Tabiatıyla bahse konu alternatifin kabulü hainde davacı davalıya karşı sadece genel giderlerden sorumlu olacaktır. Davalı kooperatifin davacı ile aynı şartları taşıyan üyelere konut tahsis ettiği halinde, davacıya konut tahsis etmemesi ( tahsis edilen konutun satılması) nedeniyle kira tazminatı talep edebileceği düşünülmektedir. Kira tutarının Mahkemece tayin edilecek uzman bilirkişi tarafından hesaplanmasının uygun alacağı” sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan … havale tarihli raporda özetle; ” “Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi, … Ada … parselde … blok … Kat … nolu bağımsız bölümün … – … arası toplam kira bedeli 29.729,42 TL olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin mahkememizin … tarihli celsesinde imzalı beyanında, davalı ile anlaştıklarını dava bedelinin ödendiğini, davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş olup, vekilin vekaletnamesinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu … havale tarihli dilekçesinde tarafların haricen anlaşmaları nedeni ile davacı tarafın feragat ettiğini, yapılan sulh anlaşmasında kararlaştırıldığı üzere feragat nedeni ile taraflarına avukatlık ücreti ve yargılama giderleri talep etmediklerini talep etmiş olduğu görülmüştür.
HMK’nun 307. maddesine göre feragat davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sonuçlandıran taraf işlemlerindendir. Feragat halinde feragat nedeniyle davanın reddine ilişkin hüküm kurmalıdır. Davacı vekilinin … tarihli celsedeki beyanı nazara alınarak feragat nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının 2/3’üne isabet eden 53,80-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından yatırılan 870,96-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 817,16‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama harç ve giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen … tarihli dilekçesi dikkate alınarak iş bu davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı…

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır