Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/32 E. 2021/672 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/32 Esas – 2021/672
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/32 Esas
KARAR NO : 2021/672
HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. .
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av….

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : ….
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından … poliçe nolu ZMMS ve … poliçe nolu kasko poliçesi yapılmış olan davalı şirket adına kayıtlı … plakalı çekici aracın … tarihinde …’nin idaresindeyken Yaya …’a çarparak ölüme sebep olduğunu, ….. ATM’nin …/… Esas sayılı dosyası ile …’ın mirasçıları lehine dava devam ederken anlaşmaya varılarak, … tarihinde ibraname ile 169.000 TL tazminat ödemesi yapılması ile davadan feragat edildiğini, olay tarihinde düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında her ne kadar sigortalı araç sürücüsünün E D B Sınıf ehliyeti olduğu belirtilmekte ise de araç sürücüsü aleyhine KTK 36-3/b maddesi gereği idari para cezasının uygulandığının belirtildiğini, ayrıca kaza öncesi ….’un ehliyetine geçici el konulması nedeniyle kaza tarihinde ehliyetsiz araç kullandığının tespit edildiğinin, bu durumun genel şartlarının B4 madde b bendi gereğince sigortacıya sigortalıya karşı rücu hakkı verdiğini, ZMMS kapsamında 98.000 ve kasko poliçesi kapsamında ise 21/12/2016 da 71.000 tl olarak ödendiğini, ehliyetsiz kişinin araç kullanımına sebebiyet vererek davalının ödemeden sorumlu olduğunu belirterek 169.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalının davacının yapmış olduğu anlaşmaya taraf olmadığını, bu nedenle davacının kendi inisiyatifi ile ödemiş olduğu miktarı müvekkilinden talebinin hukuken mümkün olmadığını, davayı kabul etmemekle beraber, kazanın meydana gelmesinde ölenin de kusuru olduğunu, zira aracın tır olup, sağ taraflarının kör nokta olduğunu, iç bükey dış bükey ayna olsa dahi sürücünün görmesinin mümkün olmadığını, sağa dönüş yapan araç sürücüsü tarafından da ölen yayayı görmediğinin, gürültü gelmesi üzerine araçtan inerek durumu farkettiğinin beyan edildiğini, sürücünün yayayı görmesinin mümkün olmaması nedeniyle, sürücünün ve dolayısı ile müvekkilinin zarardan sorumluluğunun bulunmayacağını, ölenin eşinin beyanında, ölenin kaldırımda bisikletten inmiş vaziyette beklerken, tırın dönüşü dar alması nedeniyle, eşinin araç altında kalarak vefat ettiğini, beyan ettiğini, büyük araçların virajı dar alarak dönmesinin ve ilerlemesinin mümkün olmadığını, virajı dar aldığı kabul edilse bile, aracın kaldırıma çıktığına dair delil olmadığı gibi, kaldırıma çıktığı kabul edilse bile ölenin aracı görmesinin aşikar olmasına göre geriye çekilerek kurtulması mümkün olduğunu, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde ölenin kendisinin de kusurunun bulunduğunu, ceza mahkemesinin kusura ilişkin tespitini kabul etmediklerini, yeniden rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin araç sürücüsünün kazadan önce ehliyetinin geçişi süre ile geri alındığını bilmediğini, sürücünün müvekkilinden bu durumu gizlediğini, kaza ile durumu öğrenen müvekkilinin araç sürücüsünün sözleşmesini feshettiğini, ayrıca sürücünün ehliyetinin alınmasının idari bir yaptırım olduğunu, bu nedenle davacının müvekkiline rücu şartı oluşmadığını bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ve Kasko Sigortası kapsamında düzenlenen İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası nedeniyle, zarar görenlere yapılan ödemenin, sigorta genel şartları gereğince, sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin …. tarih, … Esas, …. Karar sayılı kararının davalı tarafın istinaf başvuru üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildiği ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2020 tarihli ve 2018/1854 Esas, 2020/1754 Karar sayılı kararı ile kaldırılması üzerine dosyanın mahkememizin iş bu esasına kaydedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
…. Trafik Tescil Müdürlüğüne, … İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış ve …’nin olay tarihi ile sürücü belgesinin olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas …. karar sayılı dava dosyasının dosya içerisine alındığı ve dosyanın incelenmesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … yönetimindeki … plakalı çekici ve bu çekiciye bağlı … plakalı römork ile karşıdan karşıya geçmek için bisikletinden inmiş vaziyetteki yaya müteveffa ……’a çarpmak suretiyle meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat ettiğini, kazada sürücü …’nin %100 kusurlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı eş … için 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, 50.000,00-TL manevi tazminat ile diğer davacılar için ayrı ayrı 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ve davalı sigorta şirketi yönünden poliçe teminat limiti dahilinde kalmak üzere davalılardan tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davacı tarafça davalı ile yapılan sigorta poliçesinin dosyaya sunulmuş olduğu ve böylece husumet yönünden herhangi bir sorun olmadığı anlaşılmıştır.
….Asliye Ceza Mahkemesinin ….. E sayılı dosyası getirtilip incelenmiş ve ilgili dosyada alınan adli tıp kurumunun 15/06/2016 tarihli raporunda; dava dışı araç sürücüsü …’nin asli kusurlu ve ölen …’ın ise kusursuz olduğunun tespit edildiği ve … hakkında hapis cezası verildiği cezanın ertelenmediği ve kesinleştiği görülmüş ve bu dosyada kesinleşmiş karar olması ve adli tıp kurumundan rapor alınmış olası nedeni ile yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir.
Mahkememizce Hesap Bilirkişiden alınan …… havale tarihli raporda; D.A1- ZMMS ve Kasko/İMM sigortacısı olan davacı sigorta şirketi tarafından müteveffa …’ın ölümü nedeniyle müteveffanın yakınlarına 20.12.2016 ve 21.12.2016 tarihlerinde ferileri ile birlikte ZMMS poliçesi kapsamında maddi ve İMM poliçesi kapsamında manevi tazminat ödemesi yapıldığı, eldeki dava ile sigortalı aracın sürücüsünün kazadan önce ehliyetine el konulması ve kaza sırasında sürücünün ehliyetsiz olması nedeniyle ödenen tutarların sigortalı olan davalıdan rücuen talep edildiği, D.2- ZMMS Genel Şartlarının “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4/b maddesine ve İMM Sigortası Genel Şartlarının “Tazminatın Azaltılması veya Kaldırılması Sonucunu Doğuran Haller” başlıklı 4/b maddesine göre araç sürücüsünün kaza öncesinde ehliyetine el konulmus olması ve kaza sırasında ehliyetsiz bulunması nedeniyle rücu şartlarının somut olayda oluştuğu, davacı sigorta şirketinin poliçe sözleşmesinin tarafı olan sigortalısına rücu edebileceği ve davalının da sigortalı olduğu, D.3- Manevi tazminat taleplerinin İMM teminatı kapsamında olup olmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; İMM Sigortası Genel Şartlarına göre manevi tazminatın İMM teminatı kapsamında olmadığı, ek sözleşme ile teminat kapsamına dahil edilebileceği, manevi tazminatın teminat kapsamında olduğunun kabulü için ayrıca ve açık bir şekilde teminata dahil edildiğinin belirtilmesi gerektiği, incelenen poliçede ise açık bir şekilde manevi tazminat taleplerinin teminata dahil olduğuna dair hiçbir ibare bulunmadığı, “Ek Sözleşme Maddeleri” başlığı altında “Manevi Tazminat” yazılı olsa da bu ibarenin açık bir şekilde manevi tazminat taleplerinin teminata dahil edildiği şeklinde yorumlanamayacağı, bu başlığın teminata ek sözleşme ile dahil edilebilecek talepler hakkında bilgi notu olarak yorumlanması gerektiği, netice olarak İMM Sigortası Genel Şartlarına ve işbu raporun “B” maddesinde arz edilen birinci içtihada göre manevi tazminat taleplerinin teminata dahil olmadığı kanaatine varıldığı, manevi tazminat taleplerinin teminat kapsamında olmadığı, ancak manevi tazminatın teminat dahilinde olmadığı kanaatine varılan poliçelerde dahi davacı sigorta şirketinin manevi tazminat taleplerinin teminata dahil olduğu yönündeki beyan ve uygulamaları, mevcut dosyada da ölenin yakınlarına manevi tazminat ödenmiş bulunması, arz edilen diğer içtihatlardaki “Ek Sözleşme Maddeleri” başlığı altında “Manevi Tazminat” yazılı olmasının önemsenmesi ve manevi tazminatın teminat kapsamında olduğunun içtihatlarda kabul edilmesi gibi hususlar hakkında da takdirin Mahkemede olduğu, D.4- Rücu edilebilecek tutara yönelik yapılan değerlendirmede; Maddi tazminat ödemesi yönünden: işbu raporun “A” maddesinde 2016 yılı ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplama sonucunda eş …’ın gerçek destek zararının 110.694,30 TL olarak hesaplandığı, Davacı sigorta şirketi tarafından ise eş … yönünden 86.000,00 TL, destek tazminatı ödendiği, ZMMS poliçe teminatının 310.000,00 TL olduğu, bu şekilde davacı sigorta şirketi tarafından gerçek zararın üzerinde bir ödeme yapılmadığı, fazla bir ödeme söz konusu olmadığı, yapılan ödemenin teminat limiti dahilinde olduğu, sürücünün tam kusurlu olması nedeniyle yapılan ödeme aslının tamamının rücu edilebileceği, 86.000,00 TL Maddi / Destek tazminatı asıl ödeme tutarı, 4.378,93 TL. Faiz (27.06.2016 dava -20.12.2016 faiz-177 gün – %10,5 faiz oranı), 9.630,00 TL dava vekalet ücreti – Eş …….. yönünden, 248,20 TL yargılama gideri toplamı 100.257,13 TL olduğu, ancak davacı sigorta şirketinin gerçek zarar tutarını değil, yaptığı ödeme tutarını rücuen talep edebileceği, davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında ferileri ile birlikte 98.000,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı görüldüğünden ZMMS poliçesi kapsamında maddi tazminata yönelik yapılan ödemeyle ilgili olarak rücuen talep edilebilecek tutarın 98.000,00 TL olduğu, Manevi tazminat ödemesi yönünden: Manevi tazminatın İMM teminatı kapsamında olup olmadığına ilişkin yukarıda arz edilen hususlar hakkında takdirin Mahkemeye bırakılarak, manevi tazminatın teminat kapsamında olduğunun kabulü ihtimaline binaen manevi tazminat yönünden rücuen talep edilebilecek tutara ilişkin yapılan değerlendirme sonucunda; Manevi zararlara yönelik İMM teminat limitinin 100.000,00 TL. olduğu (maddi zararları ZMMS poliçesi teminat limitleri dahilinde kalması nedeniyle), davacı sigorta şirketi tarafından ise 61.000,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin teminat limiti dahilinde olduğu, limit üzerinde bir ödeme yapılmadığı, sürücünün tam kusurlu olması nedeniyle …..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E., ….. K. sayılı dosyasında müteveffa …’ın ölümü nedeniyle davacı eş Neziha yönünden 50.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, anne … ile çocuklar … ve …. yönünden ayrı ayrı 25.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, bu şekilde toplam 125.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, kaza tarihinden itibaren avans faizi talep edildiği, Davacı sigorta şirketi tarafından ise 61.000,00 TL asıl alacak olmak üzere ferileri ile birlikte 71.000,00 TL ödendiği, söz konusu davada feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden dolayı müteveffanın yakınlarının manevi zararları hakkında mahkeme kararı bulunmadığı, bu nedenle de manevi tazminat ödemesine ilişkin faiz besabı, avukatlık ücreti hesabı yapılamadığı, bununla birlikte, eş, 2 çocuk ve anne tarafından manevi tazminat talep edildiği, desteğin kusursuz olmasi gibi hususlar dikkate almarak Mahkemece, 61.000,00 TL olarak taraflar arasında kararlaştırılan manevi tazminat tutarının uygun olduğu kanaatine varılması halinde manevi tazminat yönünden rücuen talep edilebilecek tutarın hesaplandığı, Mahkemece her bir davacı için (eş, 2 çocuk ve anne için) ayrı ayrı manevi zarar tutarının belirtilmesi halinde rapor ile net hesaplama yapılabileceği, 61.000,00 TL manevi tazminat asıl ödeme tutarı, 3.123,53 TL. Faiz (27.06.2016 dava – 21.12.2016 faiz – 178 gün – %10,5 faiz oranı), 7.060,00 TL Dava vekalet ücreti – Eş …. yönünden olmak üzere toplam 71.183,53 TL Manevi tazminat ödemesinden dolayı rücuen talep edilebilecek tutar olarak hesaplanmakla birlikte davacı sigorta şirketi tarafından İMM poliçesi kapsamında ferileri ile birlikte 71.000,00 TL manevi tazminat ödemesi yapıldığı görüldüğünden rücuen talep edilebilecek tutarın 71.000,00 TL olduğu, sonuç olarak maddi zararlara yönelik yapılan ödemeye ilişkin rücuen talep edilebilecek tutarın 98.000,00 TL olduğu, İMM poliçesi kapsamında yapılan ödemelerin rücuen talep edilebileceği kanaatine varılması halinde rücuen talep edilebilecek tutarın 71.000,00 TL olduğu, bu ihtimalde rücuen talep edilebilecek toplam tutarın 169.000,00 TL olduğu ve davacı talebinin de 169.000,00 TL olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça sigortalanan davalıya ait … plakalı aracın karışmış olduğu … tarihli kaza nedeni ile davacının yaya …’ın destekten yoksun kalan davacılarına yapmış olduğu ödemenin, kaza tarihinde davalı tarafından geçerli sürücü belgesi olmayan kişiye aracın kullandırılması nedeni ile rücuen tazmini talebi yönünden açılan iş bu davada ödemenin gerçek zarar bedeli olup olmadığının ve davacının rücuen tazminat talep hakkı olup olmadığının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilamı gereğince tespiti için aktüer bilirkişiden …. havale tarihli rapor alınmıştır. Raporda da belirtildiği üzere, davacı sigorta şirketinin davacılara destekten yoksun kalmadan kaynaklı maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinden dolayı yapmış olduğu ödemeler dikkate alındığında, manevi tazminat yönünden de davacı sigorta şirketinin hem kendi isteği ile ödeme yapmış olması hem de ek sözleşme maddeleri başlığı altında manevi tazminatın da yazılı olması ile davacının bu talepten de poliçe kapmasında sorumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiş olup, manevi tazminat yönünden yapılan ödemenin de davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kaza esnasında ehliyetsiz oluşu, olayın meydana gelişindeki kusur durumu, aldığı ceza ve poliçe teminat bedeli altında ödeme yapılması dikkate alınarak yerinde görülmüş ve yine maddi tazminat yönünden de destekten yoksun kalanların zarar miktarı altında ve teminat dahilinde ödeme yapılmış olması ile de davalının gerçek zararı kapsamında davacının ödeme yaptığı ve davalıdan yapmış olduğu bu ödemeyi talep edebileceği anlaşılmış ve böylece davanın kabulü ile; Davacı tarafça ödenen tazminat bedeli olan 98.000 TL’nin 20/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 71.000 TL’nin ise 21/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Davacı tarafça ödenen tazminat bedeli olan 98.000 TL’nin 20/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 71.000 TL’nin ise 21/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 11.544,39 TL nisbi karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 2.886,10 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 8.658,29 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 2.886,10 TL peşin harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 136,50 TL tebligat gideri, 5,45 TL posta ve müzekkere ücreti, 600,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 741,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının taraflara iadesine,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.005,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/09/2021

Katip ….
(e imzalıdır)

Hakim ….
(e imzalıdır)