Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/318 E. 2022/183 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/318
KARAR NO : 2022/183

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … ….
Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davalı şirket yetkilileri ile müvekkili arasında Kayseri İli, … İlçesi ve …. mevkinde bulunan apartmanın bazı işlerin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkili ve ekibi tarafından Makine alçı, mantolama boya dahil, kaba sıva, ince sıva, mineral file kalekim boya, küpeşte, şap işleri konusunda yapılmasının kararlaştırıldığını, yapılan anlaşmaya göre müvekkilinin söz konusu işleri kendi ekibi ile birlikte yerine getirileceğini, malzemelerin davalı şirkete ait olacağını, müvekkili ile beraber çalışan kişilerin SSK primlerinin davalı şirketçe deneceğini, maaş ödemlerini müvekkili tarafından yapılacağı, yapılacak işler karşılığında davalı tarafın Güneybatı cephe 1. Kattan bir adet daire verileceği konusunda karşılıklı anlaşma sağlandığını, işbu hususlar hakkında yapılan sözleşmenin müvekkiline verilmediğini, 2019 yılı 2. Ayında söz konusu işleri yapmaya başlandığını ve 2021 yılının 1. Ayında kararlaştırılan tüm işlerinin bitirilerek şantiyeden ayrılındığını, bu süreçte müvekkili ile birlikte 6 kişinin çalıştığını, yevmiyelerini müvekkili şirket tarafından karşılandığını, işlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, ancak davalı şirketçe söz konusu dairenin verilmediğini, müvekkilinin kardeşi olan …’ın banka hesabına davalı şirket yetkilisince hak ediş tutarı açıklaması ile 173.492,00-TL gönderildiğini, yerine getirilen işlerin işbu miktarın çok üstünde olmasına rağmen gönderilen bedelin eksik olduğunu, taraflarca sözleşmede kararlaştırılan dairenin müvekkiline teslimi gerekirken dairenin bir kısmının nakit olarak ödendiğini, taraflar arasında yapılan işlemlerin eser sözleşmesinden kaynaklandığını, tanık dinletme taleplerinin bulunduğunu belirterek, müvekkili tarafından yapılan işlerin bedelinin rayiç değer üzerinden bilirkişi marifetiyle hesap edilerek bakiye kalan kısmının müvekkile ödenmesi ile öncelikle davalı şirketin uhdesinde olan sözleşmede kararlaştırılan 1. Kat güney batı dairenin tapu kaydının müvekkili adına tesciline, talebin reddedilmesi halinde müvekkilinin yapmış olduğu işlerin bedeli rayiç bedeli üzerinden bilirkişi marifetiyle tespit edilerek müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin Kayseri de inşaat işiyle uğraştığını, yıllardır aktif şirket olduklarını ilk defa asılsız iddia ile davalı olduklarını davacının iddialarının asılsız olduğunu, öncelikle davacı tapu iptali istiyor ise bunun tapu tescil ve iptal davası olarak açması gerektiğini, dava dilekçesinin sonuç kısmında tapu tescili olmaz ise bedelini talep etmesinin usul yönünden yanlış bir talep ve uygulama olduğunu, talep kısında hem tapu iptalini hemde alacak talep etmesi hangi davayı açmış olduğunu göstermediğini davacının bu hususu öncelikle açıklaması gerektiğini, davacı eğer tapu iptali istiyor ise belirsiz alacak davası olarak açmasının mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından gerekli ödemelerin yapıldığını, davacının bunu kabul ettiğini, taraflar arasında davacıya daire verileceği yönünde düzenlenmiş hiçbir yazılı sözleşme bulunmadığını, taraflar arasında yapılan iş karşılığında davacının kardeşi adına 173.000,00-TL’lik hakediş ödemesi gönderildiğini, davacıdan tüm işlerin karşılığı olan bedeli aldığına dair muvafakatname imzaladığını, müvekkili şirket çalışana …’a verdiğini, ancak davacının …’tan muvafakatnameyi zorla aldığını, davacının hukuki yasal delil olan evrakı yağma yolu ile elde ettiğini ve yutarak evrakı kaybettiğini, davacının bitirdiğini iddia ettiği işin daha sonra başka ustalar tarafından tamamlandığını belirterek, öncelikle davacı tarafından yatırılmayan ve eksik harcın tamamlatılmasını, davacının sanık olarak yargılanacağı ceza dosyasının beletici mesele yapılmasını, öncelikle davanın usulden reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz açılan işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescili olmadığı taktirde alacak istemine ilişkindir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Kayseri vergi dairesi başkanlığı’ndan gelen yazı cevabından davacının gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi mükellefi olduğu bildirildiğinden davacının tacir olmadığı anlaşılmış olup nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2. maddesi gereği genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Mahkememizin görevsizliği ve davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE
2-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulurak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmek üzere Kayseri Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı ile vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
04/03/2022

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır