Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/317 E. 2021/872 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/317 Esas – 2021/872
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/317
KARAR NO : 2021/872

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLLERİ : Av….
AV…
Av…
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin dava dışı üçüncü şahıs … ile birlikte …. ve … Adi Ortaklığı’nda ortak olarak faaliyet göstermekte iken Müvekkilinin adi ortaklığın kapsamında davalı …’ndan kullanılan kredi için kefil olduğunu, sözkonusu krediye dava dışı … ve …’in de müteselsil kefil olduklarını, müvekkili açısından hukuki şartlara haiz bir kefalet kurulmadığından kefilliği geçerli olmadığını, söz konusu adi ortaklığın … tarihinde düzenlenen protokol gereğince feshedildiğini, ayrıca müvekkilinin Kayseri … Noterliği’nin …. tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarınamesiyle davalı … ….’ye ortaklıklarının sona ermesinden ötürü …. … … ve … Adi Ortaklığı’nın kredi borcundan ötürü kefilliğinin sona erdiğini ve herhangi borç ya da kredi nedeniyle sorumluluğu olmayacağını ihtaren bildirdiğini, davalı … …. tarafından geçerli bir kefalet akdi kurulmadığı halde takipten yıllar önce noter aracılığı ile ihtar çekildiği halde iş bu kefalete dayanarak …. İcra …Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı (Yeni: …. İcra Dairesi-…. E.) dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, söz konusu icra dosyası üzerinden müvekkiline ait mallara haciz konulduğu ve adına kayıtlı araçlar hakkında trafikten men talepli olarak yakalama kararı çıkarıldığını, müvekkiline ait araçların trafikten men edilmesi halinde müvekkilinin iş hayatının önemli derecede olumsuz etkileneceğini ve maddi anlamda iş yapamaz hale geleceğini, Müvekkilinin kefaletinin geçersiz olduğunu, Zira adi ortaklık şeklindeki şirketin, davalı …..’den kullanmış olduğu kredi sözleşmesinin kefil hanesinde her ne kadar müvekkilinin imzası olsa da eşinin, müvekkilinin kefil olmasına muvafakat ettiğine dair beyanı ve imzası bulunmadığını, Bu hususun 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 584/1 maddesi; “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” şeklinde hükmü gereğince; kefalet için eş rızasının geçerlilik şartı olduğunun belirtildiğini, beyan ederek …İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyasından müvekkilinin …. ve …. IBAN nolu …. Bankası hesaplarındaki haciz ve blokelerin tensiple bilikte kaldırılmasına, yine Müvekkiline ait …, …, … ve … plakalı araçlara konulan hacizler baki kalmak kaydıyla, konulan yakalama kararlarının kaldırılması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Huzurdaki dava sonuçlanana kadar söz konusu takibin tedbiren ve teminatsız olarak durdurulmasını, olmadığı takdirde muhik bir teminat mukabilinde durdurulmasını, davalı ile yapılan kredi sözleşmesindeki 19/11/2013 tarihli müvekilinin kefaletinin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespitine, Neticeten … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibinin müvekkil bakımından iptaline, karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Dava dışı … ve Ortaklığı ile temlik eden … arasında imzalanan Sözleşmelere istinaden, temlik eden banka tarafından dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, davacı taraf da işbu sözleşmeleri hem dava dışı ortaklık adına hem de müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını söz konusu kredi borçlarının ödenmemesi üzerine, temlik eden banka tarafından dava dışı ortaklık ve borçlu aleyhine Kayseri İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine süresinde itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, huzurdaki dava konusu icra takibinin 26.01.2017 tarihinde başlatıldığını davacı tarafın, huzurdaki dava konusu icra takibinin başlamasının üzerinden yaklaşık 4 sene geçtikten sonra huzurdaki davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla hareket ettiğini ve son derece kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın, dava dilekçesinde “Dava dışı …’nda ortak olduğunu, adi ortaklık adına …..’nden alınan krediye müteselsil kefil olduğunu, adi ortaklığın feshedildiğini bu sebeple kredi borcundan ötürü kefilliğinin sona erdiğini” iddia ettiğini, Taraflar arasında imzalanan sözleşmede de görüleceği üzere; davacı borçlu tamamen kendi rızası ve serbest iradesi ile sözleşmeyi dava dışı şirket adına değil, kendi adına müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davacı borçlunun, şirket hisselerini devretmiş olmasının hiçbir şekilde kefil olarak sorumluluktan kurtulacağı anlamına gelmediğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarının da bu yönde olduğunu,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23.10.2002 T., 2002/19-866 E., 2002/845 K. sayılı kararı; “Kefil, kredi sözleşmesi kurulurken, anılan hükümlerle kendisine kefaletten kurtulma olanağını veren haklarından peşinen feragat edebilir; böyle bir feragat hukuken geçerlidir. Yine, eğer kredi sözleşmesi süresiz olarak düzenlenmiş ve borçlu ile banka arasında cari hesap şeklinde yürüyen bir borç ilişkisi varsa, kredi borcunun herhangi bir tarihte sıfırlanmış olması, tek başına, kredi sözleşmesini sona erdiren bir neden olarak kabul edilemeyeceği için, bu tarihten sonra yeni bir kredi kullandırılması yeni bir borç ilişkisi olarak kabul edilemez. Yeni bir borç ilişkisi kurulmuş olmayacağı için de, kefilin başlangıçtaki feragati, bu yeni kredi açısından da geçerliliğini korur. Eş söyleyişle, kefilin sorumluluğu, yeni kredi açısından da devam eder. nihayet kefil, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra, tek taraflı olarak kefaletini geri alamaz. bunun tersinin kabulü, kefalet kavramının özüne aykırı olur. zira, kredi alacaklısı borçluya kredi vermeyi kabullenirken, borçlu kadar, onun kefilinin ödeme gücüne de güvenerek hareket eder. kefaletten vazgeçme beyanında bulunulduğu tarihte, cari hesap ilişkisinde borç bakiyesinin sıfır olması dahi, bu sonuca etkili değildir.” şeklinde olduğunu, Davacı tarafından, temlik eden bankadan kredi talebinde bulunurken ibraz edilen Kayseri Oto Sanatkarları Odası’nın Oda Kayıt Belgesi’nde …’nun oda kaydının devam ettiği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Gazetesi’nde …’nun kaydının yapıldığı açıkça görüldüğünü, davacı tarafından ibraz edilen belgelerde de davacının dava dışı ortaklığın ortağı olduğunu, bu sebeple, eş rızası alınmasına gerek bulunmadığını, beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı banka tarafından yapılan icra takibi sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
… İcra Dairesi’nin… esas (Kapatılan … İcra Dairesi’nin ….esas) sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı banka tarafından ….-…-….-…. nolu krediye dayalı olarak 31.622,09 TL asıl alacak, 594,19 TL işlemiş faiz, 29,71 TL BSMV toplamı 32.245,99 TL alacağın tahsili için Mahkememiz dosyası davacısı … ile dava dışı … ve Ortaklığı,… ve … aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır
Dosya üzerinde ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak;takibe konu borcun hangi tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, takibe konu kredi sözleşmesinde davacının kefilliğine ilişkin imzasının bulunup bulunmadığı, taralar arasında TBK’nın 583 maddesi gereğince imzalanmış geçerli bir kefalet sözleşmesi olup olmadığı, davacının takip tarihi itibariyle davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise davalının talep edebileceği asıl alacak, işlemiş faiz ve BSMV miktarına ilişkin rapor düzenlenmesi talep edilmiş olup bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen …. tarihli rapordan özetle;davalı bankanın dava dışı asıl borçludan icra takip tarihi itibariyle taksitli ticari krediden kaynaklanan 31.616,83-TL asıl alacak + 210,78-TL işlemiş faiz + 10,54-TL BSMV olmak üzere Toplam 31.838,14-TL nakit alacağının bulunduğu, dava dışı asıl borçlu … ve Ort. ile davalı banka arasında imzalanan Genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinin davacı … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, Davacı … tarafından davalı bankaya hitaben … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu istifaname başlıklı ihtarnamesi gönderilerek dava dışı asıl borçlu … ve Ort. Firmasının … tarihinden sonra kullanacağı kredilere kefaletinin bulunmayacağını bankaya ihtar ettiği, Davacı … tarafından gönderilen … tarihli ihtarname ile kefillikten istifa ettikten sonra Banka tarafından 10.07.2015 tarihinde dava dışı asıl borçluya kullandırılan taksitli krediye davacı …’nun kefaletinin bulunmayacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; Davalı bankanın … şubesi ile dava dışı asıl borçlu … ve Ortaklığı arasında 19.11.2013 tarihinde 100.000,00 TL tutarında Genel Nakdi Ve Gayrınakdi Kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme limitinin 12.06.2014 tarihinde 3.000,00 TL artırılarak sözleşme tutarının 103.000,00 TL’ye yükseltildiği, iş bu kredi sözleşmesini davacı …’nun 100.000,00 TL limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, davacının Kayseri … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile dava dışı asıl borçlu … ve Ort. firmasının … tarihinden sonra kullanacağı kredilere kefaletinin bulunmayacağını ve kefillikten istifa ettiğini bankaya bildirdiği, ihtarnamenin …. tarihinde bankaya tebliğ edildiği, davalı banka tarafından ise Kayseri …. Noterliğinin ….tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek dava dışı asıl borçlu ortaklığın kredi borcu muaccel hale geldiğinden 7 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği ve akabinde icra takibine girişildiği, yapılan bilirkişi incelemesinde icra takibine konu kat ihtarı ile ödenmesi talep edilen nakdi kredinin davacı tarafından kefillikten istifa ihtarnamesinin davalı bankaya tebliğ edilmesinden sonra kullandırılan krediye ilişkin olduğunun tespit edildiği, ihtarname sonrası dava dışı ortaklığa kullandırılan krediden dolayı davacının sorumlu olduğunu iddia etmenin TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturduğu,davacının kefillikten istifasından sonra kullandırılan kredi sebebiyle oluşan borçtan sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmiş,davacı tarafından her ne kadar kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de davalı banka tarafından, davacının, daha önceki kredi sözleşmesini imzalaması sebebiyle sorumluluğunun devam ettiği düşüncesiyle takibe girişildiği, bu nedenle takipte kötüniyetli olmadığı kabul edilerek davacının kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın Kabulü ile; davacının, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …. esas (Kapatılan …. İcra Dairesi’nin …. esas ) sayılı dosyasında takibe konu kredi alacağı nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacı tarafça, takibin kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından İİK madde 72/5 gereğince davacı tarafın tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gereken 2.202,72-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 550,69-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.652,03-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 550,69-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 44,00-TL tebligat gideri, 56,60-TL posta ve müzekkere gideri ile 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 600,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince 4.836,90-TL nispi vekalet ücreti takdirine takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır