Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/248 E. 2021/1135 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/248 Esas
KARAR NO : 2021/1135

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : … – …- …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; müvekkili ile davalının 2017 yılında Adana ilindi tanıştıklarını, tanıştıktan 3-4 ay sonra evlenmeye karar verdiklerini, davalının ailesi ile sorun yaşadıkların için Kayseri iline taşındıklarını, beraber ev tutup yerleştiklerini, bir süre sonra davalı …’ in hamile kaldığını, davalının müvekkiline ” benim garantim yok, bana para, mal, ev ver, sana bugün güveniyorum, ama yarın ne olacağı belli değil” şeklinde taleplerde bulunduğunu, müvekkilinin de evleneceği düşüncesi ile davalının kendisine 2018 yılında boş senet imzalayıp verdiğini, senet üzerinde bulunan imzanın dışında ki yazılarında müvekkiline ait olmadığını, davalının çeşitli sebepleri bahane ederek müvekkilini yanından ayrıldığını, daha sonra elinde bulunan senet ile Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin aracına ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, taraflarınca Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğunu, dosya üzerinde takipsizlik kararı verildiğini, akabinde müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti için işbu davanın açıldığını, takibe konu senedin iptalini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; müvekkili ile davacının 2017 yılında gayrıresmi olarak evlendiklerini, bu evlilikten birde müşterek çocuk olduğunu, davacının evlilik birliği içinde iş kuracağını söylemesi üzerine müvekkilinden 100.00,00-TL’ lik borç aldığını, tarafların 7-8 ay evle kaldıktan sonra boşanmaya karar verdiklerini ve boşandıklarını, müvekkilinin borç olarak verdiği parayı geri istediğini, davacını da parayı o an için veremeyeceğini söylediğini, farklı tarihler vererek müvekkilini oyaladığını, müvekkilini yaklaşık iki yıl kadar borcun ödenmesinin beklediğini, ödenmemesi üzerine dava konusu senedi icra takibine koyduğunu, müvekkili hakkında başlatılan soruşturma da Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiğini, bu nedenlerle açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava dilekçesinde yer alan maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında; dava konusu menfi tespit istemine dayanak ve icra takibine konu edilen bononun, davacı tarafından, davalı ile evlilik yapacağı düşüncesiyle davalıya evlilik öncesi güvence amaçlı düzenlendiği, davalı tarafından ise davacıya verilen ödünç para karşılığında düzenlendiği beyan edilmiştir.
Bilindiği üzere; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise; özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihnde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Somut olayda; dava konusu bononun evlilik öncesi güvence amaçlı mı düzenlendiği yoksa davalı tarafından davacıya verilen ödünç para karşılığında mı düzenlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmakla birlikte, davanın taraflarının tacir olduğu ve bononun tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir borç nedeni ile düzenlendiği yönünde iddia ileri sürülmediği gibi buna ilişkin dosyamızda delil de mevcut değildir. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre somut uyuşmazlıkta Mahkememiz görev alanında olan nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava mevcut olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle ve emsal nitelikteki Yargıtay 19.H.D. Başkanlığı’nın 02/06/2015 tarih, 2015/3985E.-8195K. ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’nın 4.H.D. Başkanlığı’nın 2018/3245E.,2021/197K. ve 2021/490 E.-2021/3037 K. sayılı ilamları da gözetildiğinde davaya bakmaya Mahkememizin değil Kayseri Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Mahkememizin görevsizliği ve davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE
2-6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi gereği kararın kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize başvurulurak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmek üzere Kayseri Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

17/12/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır