Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/233 E. 2021/973 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/233
KARAR NO : 2021/973

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ……
VEKİLİ : ….
DAVALI/MİRAS BIRAKAN : … – T.C. No:…
MİRASÇILAR : 1- … – …
2- … – T.C. No:… – Adına Velayeten … – …
3- … – T.C. No: … – Adına Velayeten … – …
4- … – T.C. No: … – …
5- … – T.C. No: … – Adına Velayeten … – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :…
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021
KARAR SONUCU : GÖREVSİZLİK
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ile müvekkilinin uzun zamana dayalı ticari ilişkisinin olduğunu, borçlu …’ın vefatı nedeniyle mirasçılarının müvekkiline ödenmesi gereken borcu ödemediklerini, Bunun üzerine borçlunun mirasçıları hakkında Adana …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durdurulduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıların davaya karşı cevap dilekçesi vermedikleri, icra dosyasındaki takibe itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faiz oranına ve işlemiş faiz ile tüm fer’ilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalıların itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalıların murisi … ile olan ticari ilişkileri kapsamında bu kişiden alacaklı olduğunu ve alacağının tahsili amacıyla … mirasçıları hakkında başlattığı ve itiraz üzerine durdurulmasına karar verilen icra takibinde itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesi amacıyla işbu davayı açmıştır.
Adana … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının bir suretinin celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklı … tarafından borçlu … mirasçıları …, …, …, … ve … aleyhine 838.423,95-TL üzerinden …. tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilince …. tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine … tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı … ve davalıların murisi …’ın ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği ve inceleme günü tayin edildiği, ancak davacı vekilinin … tarihli dilekçe ile müvekkilinin tacir olmadığını, bu nedenle ticari defter kayıtları bulunmadığını bildirdiği, bunun üzerine mahkememizce belirlenen gün ve saatte defter ve belgeler ibraz edilmediğinden defter incelemesi yaptırılamadığı anlaşılmıştır.
Davacı … ile davalıların murisi …’ın tacir olup olmadıklarının araştırılması hususunda ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılmış olup, …. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …. tarihli cevabi yazısında …’in işletme hesabı esasına tabi olduğunun bildirildiği, Gevher Nesibe Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün ….tarihli cevabi yazısında ise …’ın bilanço esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 4. maddesinde, hangi işlerden doğan davaların ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Buna göre TTK.’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında, 5 bent halinde sayılan mutlak ticari davalar ve TTK.’nun dışında özel kanun hükümleri gereği mutlak ticari işlerden doğan davalar ticari dava sayılır. Bunun dışında TTK. 4. maddesinin 1. fıkrasında her iki tarafın tacir ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili işler ticari dava olarak kabul edilmiştir. (Nisbi ticari davalar.)
Tarafların tacir olup olmadıklarının araştırılması hususunda yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda davacı …’in işletme hesabına göre defter tuttuğu, gayrisafi hasılat yönünden 213 sayılı V.U.K. 177. Maddesinde belirtilen esnaf işletmesi boyunu aşmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmelerinden kaynaklanmamaktadır. TTK.’nun 4. maddesine göre, dava konusu uyuşmazlık kanunun ön gördüğü mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davanın her iki tarafının da tacir olmaması, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olmaması nedeniyle ticari dava sayılmaz.
TTK.’nun 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK.’nun 5. maddesinin 3. fıkrasında “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” denilmektedir. Buradan görüleceği üzere, kanun değişikliği ile Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasında ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK.’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK.’nun 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK.’nun 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK.’nun 115 ve 138 maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın HMK madde 114/1-c gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK madde 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır