Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/23 E. 2022/100 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/23 Esas – 2022/100
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/23 Esas
KARAR NO : 2022/100
HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı … Şirketine 20.09.2019 tarihinde ambalaj satışı yapılmış olduğunu, söz konusu ambalaj ürünlerinin yine aynı tarihte davalıya teslim edildiğini ancak düzenlenen faturaya konu borcun 4.549,90 USD tutarındaki bakiyesinin 20.09.2019 tarihinde ödenmesi gerekirken herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı taraf hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla faturaya dayalı olarak 37.919,09 TL asıl alacağın masraf ve ferileriyle beraber toplamı 45.800,46 TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapılmış olduğunu, davalının 02.12.2020 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, davalının takibin dayanağı olan faturalara yasal süre içinde itiraz etmemek suretiyle faturaların münderecatını kabul etmiş olduğundan borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, aynı şekilde davalı borçlunun yetki hususunda yapmış olduğu itirazın yersiz olduğunu, şöyle ki şirket ticaret sicili incelendiğinde şirket merkezi Sakarya’da bulunsa dahi Kayseri serbest bölgesinde şubesi bulunmakta olduğunu, davacı ile davalı şirketin borca konu iş ilişkisinin … mah. … Cad. No:… adresindeki şubede gerçekleşmiş olduğunu, bu nedenle Hmk md. 14 gereği takibe yetkili yerin Kayseri icra daireleri olduğunu, HMK’nın 14/1. maddesi uyarınca “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olduğunu, şubenin hukuken ve mali olarak merkeze bağlı olmakla birlikte merkezin yapmakta olduğu işlemler türünden işlemler yapma yetkisine de haiz olduğunu, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının faturaya konu malın teslim edildiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, satış ve teslimin, yazılı belgelerle ispatının gerekli olduğunu, davalı şirketin temel savunmasının dava dilekçesine konu faturalardaki malların kendisine teslim edilmediği olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesi ile faturaları sunmuş olmasının tek başına malların teslim edildiğini göstermediğini, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2015/18159E. Ve 2016/9228K. ve 23.5.2016 tarihli kararının buna örnek olduğunu, dava konusuna ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-915E, 2018/1338 K sayılı kararının da bulunduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararından da anlaşılacağı üzere, iddiaları doğrultusunda davacının haksız olması nedeni ile davanın reddi gerekmekte olduğunu, cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki de alacak likit olmadığını, davacı tarafın faturaya dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmiş olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşmenin de dosyaya sunulamadığını, faturaya dahil alacakların cari hesap ilişkisini göstermekte olup; cari hesap ilişkisinde taraflar arasında mutabakat yapılmadığı sürece borç alacak durumu kesin olarak belirlenememekte olduğunu, bu nedenle alacağın likit olmayıp; davacı tarafın icra inkar talebi yerinde olmadığını, İcra inkar tazminatına ve vekalet ücreti alacağına iptal edilen miktar üzerinden hükmedilebilir olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 30.03.2005 tarihinde itirazın iptali davaları için emsal bir kararı olduğunu, Vekalet ücreti ve yargılama masrafları açısından da iptal edilen kısım üzerinden hesaplanma yapılması gerektiğini, TTK md. 21 bir ispat kuralı olduğunu, faturaya itiraz edilmemesi herhangi bir hak kaybına yol açmamakta olduğunu belirterek davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet (icra inkar) tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, İİK 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının …Şirketi olduğu, borçlunun … Şirketi olduğu, 20/09/2019 düzenleme tarihli, 26/11/2020 faiz başlangıç tarihli, … nolu, 4.549,00 USD bedelli fatura nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz ettiği ve itirazı üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri Mimarsinan Vergi Dairesi’ne, Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı’na, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerelere cevap verilmiş olduğu ve ilgili evrakların dosya arasına alındığı anlaşılmıştır.
Talimat yoluyla Mali Müşavir Bilirkişiden alınan 28/08/2021 tarihli raporda özetle; Ticari ilişkinin her iki tarafında kabulunde olduğu ticari defter kayıtlarından anlaşıldığı, ihracat işlemine konu olan davalı adına Gümrük Beyannamesi bulunan ürünün tesliminin ancak alıcı tarafından yapılabileceği, şirket ticari kayıtlarında da yer aldığı, davalının kendi ticari defterlerinde 4.549,90 USD – 25.943,53 TL karşılığı ana para tutarında davacıya borçlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişiden alınan 27/12/2021 havale tarihli raporda özetle; davacı tarafından ibraz edilen 2019-2020-2021 yılı e-defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının mevcut olduğu, defterlerin sahibi lehine delil teşkil ettiği, dava konusu hesaplar açısından defterlerin usulüne uygun düzenlendiği, davacı defterlerinde davalı adına açılan hesaba, davacı tarafından düzenlenen takip konusu 4.549,90 USD tutarındaki faturanın davalı borcu olarak kaydının yapıldığı, davalı ödemesinin bulunmadığı, takip tarihi itibarıyla davacı defterlerinde davalının 4.549,90 USD davacıya borcunun bulunduğu, davalı defterleri üzerinden yapılan inceleme neticesinde Mali Müşavir … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, takip konusu faturadan |kaynaklı davalının 4.549,90 USD davacıya borcunun bulunduğu, taraf defterlerinin borç alacak yönünden birbiriyle uyumlu olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen takip konusu faturanın, davalı tarafından bağlı bulunduğu vergi dairesine mal alışı olarak BA form beyannamesi ile davacı tarafından da satış olarak BS form beyannamesi ile beyan edildiği, bu durumda davalının fatura konusu malları aldığını beyan ettiği, malları almadığı yönündeki iddiasının dayanaksız kaldığı, davacının davalı hakkında Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatmış olduğu icra takibinden kaynaklı, taraf defterleri üzerinden davalının 4.549,90 USD davacıya borcunun bulunduğu ve tarafların defterinde takip tutarı kadar davalı borcunun mevcut olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/7040 E, 2015/4465 K sayılı kararında belirtildiği “Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, asıl davanın ve birleşen davanın davalısı her ne kadar faturalara konu malları teslim almadığını savunmuş ise de, vergi dairesine internet ortamında verdiği Eylül/2012 dönemine ait FORM BA beyannamesi ile asıl davanın ve birleşen davanın davacısı şirketten 4 adet fatura karşılığı mal aldığını beyan ettiği, bu durumun faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı anlamına geldiği, icra takiplerine itirazın haksız olduğu gerekçeleri ile asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarından yapılan takibe davalı tarafından itirazların iptaline, takiplerin devamına, asıl alacağın % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davalısı vekilince temyiz edilmiştir.(Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davanın davalısı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA) görülmüştür.
Yargıtay 19 HD. 2012/ 2351-7388 E-K sayılı kararında da “usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder. Davalının faturaları defterine kaydetmiş olması içeriğine itiraz etmediği ve fatura konusu malı da teslim aldığı anlamına gelir. Bu durumda davalı borcu ödediğini ispatlamalıdır.” denilmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, davacının takibe konu 20/09/2019 tarihli, … numaralı ve 4.549 USD tutarlı fatura alacağı iddiası nedeni ile alacaklı olup olmadığının tespiti için delillerin toplandığı, … Dairesi’nin yazı cevabına göre davalının takip konusu faturayı Form Ba ile vergi dairesine beyan ettiği, davalının defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 28/08/2021 tarihli raporda da söz konusu faturanın davalı defterine kayıtlı olduğu ve davacıya borçlu olunduğunun belirtilmesi karşısında davacının ilgili içtihatlar gereğince mal teslimini ispat ettiği anlaşılmış olup buna karşılık davalının ödemeyi yazılı deliller ile ispat edemediği ve yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla davacının davasında haklı olduğu değerlendirilmiş ve böylece davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 4.549 USD asıl alacak üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacak bedeli olan 4.549 USD’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ile takibin 4.549 USD asıl alacak üzerinden devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak bedeli olan 4.549 USD’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.590,25 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 457,97 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 2.132,28‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile 457,97 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 55,20 TL tebligat, 42,00 TL posta ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.297,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının taraflara iadesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.687,86 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.09/02/2022

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)