Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/216 E. 2021/988 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2021/216 Esas – 2021/988
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/216 Esas
KARAR NO : 2021/988

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … -…
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2021
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacı kooperatifin ortağı iken kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00-TL ödemesine dair karar alındığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunun 6. ve 7. gündem maddeleri birlikte değerlendirildiğinde kooperatifin kalan inşaatlarının tamamlanması ve kooperatifin varlığını sürdürebilmesi için her bir üyeden yaklaşık olarak belirlenen 9.500,00-TL’nin kooperatife veya kooperatif yönetim kurulunun izni ile yükleniciye avans olarak ödenmesine karar verildiğini, anılan genel kurul ile vaki genel kurulda alınan tüm kararların davalı yönünden kesinleştiğini, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazıldığını, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunu, davacı kooperatif imalatlarına devam etmesi, inşaat maliyetlerinin artması ve imalatlarını zamanında yetiştirememesi hasebiyle kira borcu altına girmesi, davalının konutuna 2012 yılında çıkartılan geçici maliyet hesabının ana sözleşmeye aykırı olması, kooperatifin devam etmesi nedeniyle genel giderlerin artması gibi nedenlerle davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, bu nedenlerle icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının davacı kooperatife üye olduğu tarihten itibaren kooperatife karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, aidatlarını düzenli olarak ödendiğini, davalının davacı kooperatife borunun kalmadığını, ferdileşme yoluyla kuraya karşılık gelen taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, mülkiyetini aldığını, davalı adına açılmış tapu iptal tescil davası ikamet ettiğini, Kayseri 1. ATM’nin 2015/1227 Esas 2017/755 Karar sayılı dosya ile görüldüğünü ve davanın reddine karar verildiğini, Ankara BAM 213.HD’nin 2017/1867 Esas 2017/1325 Karar sayılı dosyası dosyası ile istinaf başvurusunun esastan reddedildiğini, Yargıtay 23. HD 2018/448 Esas 2020/4022 Karar sayılı ilamı ile onandığını, davanın mesnetsiz olduğunu, davanın reddini gerektiğini, 18/11/2018 tarihli olağan genel kurulda 2012 yılında çıkarılan maliyet hesaplarının geçersiz olduğunu, bir üyeye kesin maliyet kooperatif tarafından belirtilip bu miktar ödendikten sonra ferdileştirme ile daire üyeye tescil edilmişse bu kesin maliyetin yanlış hesaplanan bir kesin maliyet olduğu konusunda genel kurulda karar alınmayıp, yeniden ve esas sözleşme de belirtilen usulde gerçek doğru bir kesin maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ ettirilip kesinleştirilmedikçe daha önce kooperatif tarafından belirlenen kesin maliyetin geçerli bir kesin maliyet olduğunu, genel gider ve risk bedeli katılım payı adı altında kooperatifin tasfiyeye kadar yapacağı genel gider mesken masrafları ve sair giderler ile risk bedelinin davalıdan ve diğer tüm ortaklardan tahsil edildiğini, daire teslim tarihinden itibaren yıpranma payı, şerefiye payı, kira bedeli ve diğer alacak kalemleri de dahil edilerek kira bedeli, risk payı, genel gider de kesin hesapta belirtilmiş ve davalı borcunun tamamı gibi ödendiğini, davacının alacak iddiaları kabul edilemez nitelikte olduğunu, davacı kooperatifin 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6.maddesinde önceki kesin maliyeti iptal ettiği, yeni kesin maliyet yapmaya karar verdiği, hal böyle olunca inşaat maliyeti adı altında istenen bedelin sonraki yapılacak kesin maliyet içerisinde olması gerektiği için ayrı şekilde talebi mümkün olmayacağını, bu nedenle davanın reddini, %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Takip dosyası, arabuluculuk tutunağı, ticari defter, kayıt ve belgeler, genel kurul tutanaklar, bilirkişi incelemesi, yemin, keşif
GEREKÇE: Dava, davalı tarafın kooperatife olan üyeliği dolayısıyla kooperatif genel kurulunda alınan kararlar gereğince ödenmesi gereken aidat ve inşaat finansman gideri borçlarını ödememesinden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgeler ile davalı kooperatif merkezinde kayıt ve belgeler üzerinde yaptığımız incelemelerden ulaştığımız bulgulara göre; Davalının davacı kooperatifin 309 numaralı üyesi olduğu, kendisine 24.11.2011 tarihinde ferdileştirme ile tapusunun verildiği, kooperatif kayıtlarında davalının istifasına yönelik belgenin olmadığı, ortağın kooperatiften edindiği taşınmazı iade etmeden istifa etmesi halinde istifadan önce ve sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumlu olacağı, davalıdan talep edilen bedelin de inşaat maliyetlerine ilişkin olduğu, nitekim davacı kooperatife ait inşaatların henüz tamamlanmadığı ve daire teslimi yapılmayan üyeler bulunduğu, davalının edindiği daireyi kooperatife iade etmediği, genel kurullarda sabit fiyat peşin bedelli ortak alımına ilişkin bir karar alınmadığı, dosyadaki konut kesin maliyet ibra sözleşmesinden de davacının peşin bedelli sabit fiyatlı üye olmadığının anlaşıldığı, davacı kooperatifin dava konusu olan 21.06.2015 tarihli genel kurulda alınan karar doğrultusunda davalının bir ödeme iddiası olmadığı, kooperatif kayıtlarında da bu yönde bir bilgi bulunmadığı, mahkemece Ankara BAM 23.HD.’nin ve Kayseri BAM 6. H.D.’nin kararlarının emsal olarak kabul edilmesi halinde, davalının takip tarihi itibariyle 9.500 TL anapara ve 8.507,84-TL işlemiş faiz borcu olacağı…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 E, 2019/672 K sayılı ve 18/04/2019 tarihli kararında ayın tip alacak talebine ilişkin olarak “….Kesin Hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun 31/05/2011 tarihi itibari ile belirlendiği açıkça yazılmıştır.Belge Kesin Hesap tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır….kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan ödemeden sorumlu olduğunun kabulü gerekirken “denildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı kooperatif tarafından davalı hakkında 21/06/2015 tarihli genel kurul toplantısının 7. maddesi gereği belirlenen bedelin ödenmesi için takip yapılmış olduğu ve davalının itirazı üzerine mahkememizde dava açıldığı anlaşılmakla, her ne kadar toplanan delliller sonucu alınan bilirkişi raporunda, davacı kooperatifin dava konusu alacağı talep etme hakkının 18/11/2018 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesi dikkate alınarak hukuki dayanağı olmadığı belirtilmiş ise de, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/687 E, 2019/672 K sayılı ve 18/04/2019 tarihli kararında belirtildiği üzere söz konusu alacak talebinin inşaat finansman gideri niteliğinde bir alacak olması, davanın itirazın iptali davası olması nedeni ile alacağın takip tarihindeki şartlar itibari ile değerlendirilmesinin g,erekmesi, sonradan alınan genel kurul kararının talep konusu alacağa etkisinin olmaması, davacı kooperatifin 18/11/2018 tarihli genel kurul kararında 9.500,00 TL bedel talebinin devamına karar verilmiş olması nedeni ile borçtan sorumluluğunun devam etmesi hep birlikte dikkate alınarak davacının takip konusu alacak nedeni ile alacaklı olduğu anlaşılmış ve böylece davanın kabulüne, vaki itirazının iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalıya tebliğ edilen ve kooperatif genel kurulu kararı uyarınca belirlenen takip konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebin de kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (18.007,84-TL) %20’si tutarında olmak üzere 3.601,57-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.230,11-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 217,49-TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 1.012,62-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına.
4-Davacı tarafça yapılan 285,29-TL ilk dava açma gideri, 50,00-TL davetiye ve posta müzekkere gideri ve 800,00-TL olmak üzere toplam 1.135,29-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.
6-Davacı lehine AAÜT uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf Yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır