Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/97 E. 2021/994 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/97 Esas
KARAR NO : 2021/994

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. … -….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 30/04/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin, davalıdan Kayseri …Noterliği’nin 06.11.2018 tarih ve …. yevmiye no’lu araç satış sözleşmesi ile … şasi no’lu BMW marka hususi aracı 86.000TL bedelle satın aldığını, araç satın alındıktan 1 gün sonra yolda seyir halinde iken motor arızası yaptığını ve yolda kaldığını, servise götürülen aracın motorunun kullanılamaz halde olduğunun belirtildiğini, Alanya … BMW yetkili servisine aracın teslim edildiğini, yapılan tamirat sonrası 10.11.2018 tarihinde 3.501,06TL’lik fatura kesildiğini ve değişim ve işçiliklerin yazılı olduğunu, yapılan değişiklik ve tamirata rağmen aracın kullanılabilir duruma gelemediğini, 27.11.2018 tarihinde aracın yeniden servise verilerek daha kapsamlı bir tamirata sokulduğunu, müvekkilinin tüm onarımlar sonucu uğradığı zararın ortalama 30.000TL civarında olduğunu, arıza sonrası yapılan kilometre kontrollerinde aracın kilometresi ile oynandığının ortaya çıktığını,19.11.2013 tarihinde aracın 192052 km’de, 02.12.2015 tarihinde 255111 km’de, 19.12.2017 tarihinde 132712 km’de olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin aracın bakımını ve tamiratını yaptırdıktan sonra aracı Antalya …Noterliği’nin 28.01.2019 tarih … yevmiye no’lu araç satış sözleşmesi ile 50.000TL karşılığında ….’ne sattığını, davalının aracın değer kaybından sorumlu olması gerektiğini, belirttikleri dava değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250,00TL’si malzeme ve yedek parça zararı, 250,00-TL’işçilik bedeli, 500,00-TL’si ise aracın kilometresi ile oynanması sonucu değer kaybı zararı olarak kabul edilmesini, sonuç olarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davacının satış ve teslim tarihi olan 06.11.2018’den itibaren 2 ve 8 gün sınırlamasıyla müvekkiline bildirim yapma yükümlülüğü olduğunu, davacının bildirim yükümlülüğüne aykırı davrandığını, dava konusu araç servisten çıkarılmış ise bahsi geçen 3.501,06-TL ile aracın tamirinin yapılmış ve davacıya teslim edilmiş olması gerektiğini, servisin arızası devam eden bir aracı davacıya vermeyeceğini, ayrıca 10.11.2018 tarihinde davacıya teslim edilen aracın 27.11.2018 tarihinde tekrar servise gelmesi halinde 17 gün boyunca davacı tarafından aracın kullanılmış olduğunu, arızanın davacının kullanımından kaynaklandığını, sunulan belgelerin gayri resmi olduğunu, herhangi bir tespitin söz konusu olmadığını, aracın kilometresi ile oynama ve değer kaybı yönündeki iddiayı kabul etmediklerini, müvekkilinin de aracı 16.10.2018 tarihinde (26 gün önce) satın aldığını, sonuç olarak, açılan davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 2019/198 E- 2019/403 K sayılı karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi’ nin 2019/2024 E- 2019/2260 K sayılı kararı ile kaldırılmakla, Mahkememizin 2020/97 Esas sayılı sırasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu esas üzerinden devam olunmuştur.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın … soruşturma sayılı dosyasının uyap kayıtları celp edilmiş, Makine Mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Davacı vekili tarafından,müvekkili …’in almış olduğu BMW marka aracın motor arızası yaptığı,aynı zamanda kilometresi ile oynanmış olduğu beyan edilerek ayıplı araca alınan malzeme,yedek parça ve işçilik bedeli ile değer kaybı zararının davalıdan tahsili talep edilmiştir. Davalı vekili tarafından ise ayıp ihbarına ilişkin müvekkiline yapılan bir bildirim bulunmadığı öne sürmüştür.
Mahkememizce, dava konusu araçta meydana gelen arızanın davacının kullanımından kaynaklanıp kaynaklanmadığı,aracın onarım bedelinin dosyada bulunan fatura bedelleri ile uyumlu olup olmadığı,aracın kilometresi ile oynanıp oynanmadığı,oynanmış ise araçta değer kaybı oluşup oluşmadığı,aracın ayıplı olarak davacıya satışının yapılıp yapılmadığı,ayıplı olması halinde somut olayda açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı,davacının davalıdan talep edebileceği tamirat ve değer kaybı var ise miktarının belirlenmesine yönelik karar vermeye elverişli açıklamalı rapor tanziminin istenilmesi üzerine makine bilirkişi tarafından düzenlenen ek ve kök rapordan özetle; dava konusu araçta meydana gelen arızanın veya değişim ve işlemlerin davacının tercihinden ve/veya kullanımından kaynaklandığı, bundan dolayı satışın ayıplı sayılamayacağı, dava konusu … şasi no’lu aracın 11.12.2017 ve 19.12.2017 muayene tarihlerinden önce en az iki defa kilometre sayaç değerinin düşürülmüş olduğu, 02.12.0215 – 11.12.2017 tarih aralığında (….,…., …. veya diğerleri adına tescilli iken) asgari 41748 km miktarınca; 11.12.217 – 19.12.2017 tarih aralığında (araç … adına tescilli iken) asgari 80.651 km miktarınca aracın kilometre sayaç değerinin düşürüldüğü, davacı dava konusu aracı satın almadan önce km sayaç değeri ile iki defa oynanarak asgari (41748 kımı * 80.651 km-) 122399 km sayaç değerinin düşürüldüğü, bunun araçta değer kaybına sebep olacağı, satımı yapılan araç kilometre sayaç değeri düşürülmüş araç olması hedeniyle satışın ayıplı satış olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının aracı satın alırken aracın km sayaç değerinin düşürülmüş olduğu bildirmediğinden ve Tüvtürk araç muayene raporları dışında da bunu tespit etmenin normal olarak mümkün olmadığı cihetiyle satışın gizli ayıplı satış olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde rapor düzenlenmiştir.
Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya 6098 sayılı Borçlar Kanunu (TBK) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin (TBK m. 207 vd) esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/1, 4). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23/I hükmü de uygulanacaktır.
Türk Ticaret Kanunu 23’üncü maddesinde; “Ticari satış ve mal değişimi” düzenlenmiş, tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için somut olayda ticari satışın mevcut olması gerekir. Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır. (Prof. Dr. Ömer Adil ATASOY, Av. Hanife ÖZDİL Hukuk Fakültesi Dergisi Yıl 3 Sayı 1 – Haziran 2017 (1-19) 3)
6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Buna göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” düzenlemesi mevcuttur.
Ticari satış ve mal değişimi başlıklı 6102 sayılı TTK 23/1 maddesinde; Maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı buna göre malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, Açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleyip veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olacağı, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK 223/2 madde hükmü incelendiğinde; Alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirilmezse satılanı bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklandığı,aracın kilometresinin düşürülmesine ilişkin ayıbın, aracın arıza vermesi sonrasında yapılan kilometre kontrollerinde ortaya çıktığının davacı vekili tarafından beyan edildiği ve 10/11/2018 ile 27/11/2018 tarihli araçta yapılan tamire ilişkin belgelerin dava dilekçesi ekinde dosyamıza sunulmuş olduğu,alınan bilirkişi raporunda,araçta oluşan motor arızasının davacının kullanımından kaynaklandığı tespit edilerek aracın kilometresinin düşürülmesinin gizli ayıp niteliğinde bulunduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de davacı tarafça davalı satıcıya süresinde ayıp ihbarı yapıldığının ispat edilemediği, dolayısıyla davacının 6098 sayılı TBK’nın 223/2 maddesi uyarınca satılanı, mevcut haliyle kabul etmiş sayılacağı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Açılan davanın Reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının dava açılırken davacıdan peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır