Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/892 E. 2021/1086 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/892
KARAR NO : 2021/1086

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 1- … – T.C. No:… – …
: 2- … – T.C. No:… – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021
KARAR SONUCU : FERAGAT NEDENİYLE RED
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket aleyhine davalılar tarafından Kayseri .. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası (Yeni esası Kayseri Genel icra Müdürlüğü …) ile ilamlı takip başlatılmış olduğunu, takibe dayanak olan ilamın limited şirketlen çıkma payına ilişkin olması, çıkma payı alacağının tahsil edilebilmesi için ilamın kesinleşmesinin gerektiğini, ilama konu borcun henüz muaccel olmadığının göz önünde bulundurularak müvekkili şirketin icra takibine dayanak olan ilam sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, işbu tespit hükmüne istinaden Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yürütülmekte olan takibin iptal edilmesine ayrıca davalıların icra takibi başlatmalarında kötü niyetli olmaları sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davacı şirketlerin kurucu ortakları … ve … arasında kayın hısımlığı söz konusu olduğunu, bu kişilerin uzun süre şirketlerin müdürü olarak yönetimde bulunduklarını, …’ın kısa bir süre önce vefat ettiğini, …’ın da yakın zamana kadar müdürlük görevini ifa ettiğini, daha sonra eşi ve müvekkillerin kızı olan …’a yönetimi, babası …’a da payını devrettiğini, ancak şirketlerle hukuki bağı kalmamasına rağmen şirketleri …’ın yönettiğini, yaklaşık 40 yıl önce kurulan davacı şirketlerin kârından müvekkillere hiçbir zaman ödeme yapılmadığını, bununla da kalmayarak müvekkillerinin tamamen şirketlerden dışlandığını, bu durum karşısında müvekkillerinin ortaklıklardan bekledikleri ekonomik çıkarı elde edemediklerinden davacı şirketler aleyhine Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1070 Esas sayılı dosyasıyla fesih ve tasfiye davası açıldığını ve yapılan yargılama sonunda bu davanın reddine karar verildiğini, Ankara BAM 21. HD’nin 2017/216 Esas – 2018/1382 Karar sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak fesih ve tasfiye sebeplerinin bulunduğu gözetilerek fesih ve tasfiye yerine müvekkillerinin şirketten çıkarılmasına ve çıkma payı ile kâr payının müvekkillerine ödenmesine karar verildiğini, bu kararın infazı amacıyla borçlu şirketler hakkında icra takibi başlatıldığını, davacının işbu davayı açmakta haksız olduğunu bildirerek hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı şirketlerin sicil dosyalarının birer örneği dosya arasına celbedilmiştir.
Davacılar vekilince dava dilekçesi ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olup, mahkememizce 29/12/2020 tarihli müteferrik karar ile talebin İİK 72/3 maddesi gereğince reddine karar verilmiş olup, kararın istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/159 Esas – 2021/176 Karar sayılı ve 02/02/2021 tarihli kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının bir suretinin celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklı … ile … tarafından borçlular … ile … aleyhine toplam 4.483.062,40-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2019/838 Esas – 2020/8 Karar sayılı dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; davacıların … ve …, davalıların ise … ile … olup, davanın menfi tespit davası olduğu ve 06/01/2020 tarihinde davanın arabuluculuğa başvurulmadan açılması nedeniyle usulden reddine karar verildiği, kararın 26/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalıların çıkma payı talebinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise talep edilen miktarın yerinde olup olmadığı, TTK madde 642 gereği alacağın muaccel hale gelip gelmediği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, … tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Taraf vekillerince rapora karşı yapılan itirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, … tarihli bilirkişi ek raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Davanın devamı sırasında davacılar vekilinin …. tarihli feragat dilekçesi verdiği, dilekçesinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalılar vekilinin … tarihli beyan dilekçesi verdiği, dilekçesinde davadan feragat edilmesine muvafakat ettiklerini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 307. maddesine göre feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sonuçlandıran taraf işlemlerindendir. Feragat halinde mahkemece davanın reddine karar verilir.
HMK’nun 312. maddesine göre feragat eden yargılama giderlerinden sorumludur.
Davacılar vekilinin … tarihli dilekçesindeki davadan feragat beyanı dikkate alınarak mahkememizce feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK’nın 307-312. maddeleri uyarınca davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davadan feragat etme tarihi dikkate alınarak Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının 2/3’üne isabet eden 39,53-TL’nin dava açılırken davacılar tarafından yatırılan 76.559,50-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 76.519,97-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmesine rağmen 07/12/2021 tarihli dilekçesindeki beyanı dikkate alınarak davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/12/2021

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır