Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/827 E. 2021/658 K. 10.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/827
KARAR NO : 2021/658
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – .
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – .
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 10/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkili davacının, davalı tarafa sattığı ürünlerden kaynaklanan alacağın tahsili için faturalar ve cari hesap ekstresi dayanak gösterilerek davalı aleyhine … icra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı-borçlunun borca ilişkin itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, işbu davayı açmadan önce arabulucuya gidildiğini, ancak davalı taraf ile anlaşma yoluna gidilemediğini belirterek borçlunun, icra takibine yaptığı itirazın ipleli ile … İcra Müdürlüğü’nün …..esas sayılı dosyasından takibin 13.700,00-TL üzerinden devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Müvekkili davalının davacı tarafa muaccel hale gelmiş bir borcu olmadığını, dava konusu faturaları kabul etmediklerini, faturayı tanzim edenle adına tanzim olunan arasında temel bir borç ilişkisinin bulunmaması durumunda faturanın hukuki bir sonuç doğurmayacağını, müvekkili şirket ile davacı arasında söz konusu faturalara ilişkin bir borç ilişkisi bulunmadığını, dava konusu faturalarda belirtilen mallarda müvekkili şirketin yetkilisine/müdürüne teslim edilmediğini, şirket yetkilisi ….’ın hiçbir faturada imzasının bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili adına düzenlediği, fakat altında müvekkilinin imzası bulunmayan faturaların icra takibinde ve işbu davada alacağa delil olarak sunulduğunu ancak faturaların alacağın varlığını ispattan uzak, gerçeği yansıtmayan belgeler olduğunu ve hukuki geçerliliğinin bulunmadığını belirterek haksız, mesnetsiz ve suiniyetli açılan davanın reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
…..İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının davacı …., borçlusunun mahkememiz dosya davalısı olduğu, davalı borçlu aleyhine 13.700,89-TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun 07/10/2020 tarihinde asıl alacağa itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, davacı tarafın 2018, 2019 yıllarına ait ticari defter kayıt ve belgelerinin incelenip rapor düzenlenmesi için dosyanın Mali Müşavir bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından ……tarihinde raporun mahkememize ibraz edildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporundan özetle; Dava konusu 15 adet faturanın davacının yasal defterinde kayıtlı olduğu, defter kayıtlarına göre davalıdan dava tarihi itibariyle 12.940,51-TL alacak gözüktüğü, davacıya dava tarihine kadar davalı tarafından başkaca ödeme yapılmadığı, davacının defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, dolayısıyla defter kayıtlarının davacı lehine yasal delil niteliği taşıdığı, sonuç olarak davacının davalıdan 12.940,51-TL alacaklı olduğu yönünde rapor edilmiştir.
Dava, davacı tarafından cari hesap alacağına dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalının süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davacı taraf, tarafların ticari defterlere dayanmıştır.Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Dosya kapsamında, Mahkememizce davacı tarafının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davacı taraf, davalıdan 12.940,51-TL alacaklı olduğu iddiasını kendi defterleri ile ispat etmiştir. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması için defterlerin Mahkememize sunulması hususunda davalı tarafa yapılan ihtaratlı tebligata rağmen davalı taraf defter ve kayıtlarını sunmayarak davacının ticari defter ve kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının kendi ticari defter kayıtları ile alacağının varlığını ispatladığı anlaşıldığından davacının davasının bilirkişi raporu doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Anılan şartlar incelendiğinde takibe konu alacağın likit olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu gözetilerek davalı aleyhine kabul edilen alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi ile, ….İcra Dairesi’nin …..esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali takibinin 12.940,51 asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %10 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarının % 20’si oranında (2.590,10-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 883,97-TL nispi karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 165,48-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 718,49-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 165,48-TL peşin harç toplamı 219,88-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 59,50-TL tebligat ve 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 559,50-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 528,45-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 Maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/2. Maddesi uyarınca belirlenen 760,38-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre hesaplanan 1.246,74- TL’nin davalıdan alınarak hazine’ye gelir kaydına,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre 53,26-TL’nin davacıdan alınarak hazine’ye gelir kaydına,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/09/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır