Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/804 E. 2021/647 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/804 Esas – 2021/647
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/804 Esas
KARAR NO : 2021/647

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …-…-.
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … -.
VEKİLİ : Av. … – .
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : .
KARAR TARİHİ : 09/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/09/2021
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının 1 adet ……. isimli tıbbi malzemenin 23.000,00 TL.bedeller satışı konusunda anlaştıklarını, satıma konu malzemenin …tarhinde … no’lu fatura ile belgelendirilmek suretiyle davalıya teslim edildiğini, fatura bedelinin 7.000,00 TL.sinin ödendiğini geriye kalan 16.000,00 TL.sinin ise ödenmediğini, ödenmeyen bedel için …İcra Md.nün…E.sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyetle itiraz ettiğini, itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla, davalı-borçlunun …İcra Md.nün … E.sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile alacak ve fer’ilerinin %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın doktor olduğunu, davat şirketin işyerini davacıdan devraldığını, 23.000,00 TL bedelle satın alınan tibbi cihazın 16.000,00 TL.lik kısmının satış günü elden, kalan 7.000,00 TL.sinin ise 1.000,00 TL.lik çeklerle davacıya çeklerle ödenerek borcun kapatıldığını, davacının kötüniyetli olarak elden teslim aldığı miktarı inkar ettiğini, faturanın kapalı fatura olduğunu, faturanın ödenmediğinin davacı tarafca kanıtlanmasının gerektiğini beyanla, davanın redine, davalı şirket lehine %40’dan az olmamak üzere kötü niyettazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

DELİLLER : İcra takip dosyası, takip dayanağı fatura, ticari defterler, tanık, bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılmış icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Mahkememizin …. tarih …….Esas ve ……Karar sayılı kararı Ankara BAM 22. Hukuk Dairesinin 2018/558 Esas 2020/1218 Karar sayılı kaldırma kararı ile mahkememizin….. Esasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Ankara BAM 22. HD’nin kaldırma kararında “Mahkemece kapalı faturanın bedelin ödendiğine karine teşkil ettiği, gerekçesiyle davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmiştir. Taraflar arasında dava konusu faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Kapalı fatura, ödemenin peşin yapıldığına dair karine teşkil ettiğinden, dava konusu fatura yönünden ispat yükü aksini iddia eden davacı üzerindedir. Faturanın kapalı fatura olarak düzenlenmiş olması ve davalı borçlunun ödeme def’inde bulunmuş olması karşısında ispat yükü kural olarak davacı alacaklı üzerinde ise de davalı cevap dilekçesiyle davaya konu fatura bedelinin 16.000,00TL’lik kısmının peşin bakiye 7.000,00TL’lik kısmın ise aylık biner TL. üzerinden banka kanalı ile ödeme yapıldığı savunması ve davalının ticari defterler kayıtlarından da satış bedelinin peşin olarak ödenmediği faturanın düzenlenme tarihinden sonra nakit ödeme olarak kaydedildiği, hal böyle olunca faturanın peşin satışta bedeli ödenmiş gerçek bir kapalı fatura olmadığı, karinenin aksinin ispat edildiği anlaşılmıştır. Borcu ödediğini savunması nedeniyle ispat yükünün davalı üzerinde olduğu davacının da kabulünde olan 7.000.00TL.lik ödeme dışında, bakiye bedel olan 16.000,00TL. ödemeye ilişkin davalının delillerini ibraz olanağı tanınarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken kanıt yükünün yanlış tayiniyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. O hâlde açıklanan nedenlerle mahkemece, ispat yükü kendisinde olan davalı tarafa ödeme savunmasını kanıtlayabilmesi için olanak verilip, tüm delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün davacıda olduğu gerekçesiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bu durumda, kanıt yükünün davalı borçluda olduğunun kabulü suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dava dosyasının kapsamı ile mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; mahkemenin hüküm kurmasını sağlayacak olan tüm esaslı delillerin toplanmamış, mahkemece değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacının istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerden ötürü kabulüne, yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6.maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. ” şeklinde gerekçelere yer verilmiştir.
Kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Davacı tarafından davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün ….. E.sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan icra işlemine konu… tarih ve …… nolu 23000,00 TL tutarlı faturanın, dava dosyasına ibraz edilen haliyle tutar kısmının altına davacının kaşe basmak suretiyle üzerini imzalayarak kapalı fatura şeklinde düzenlediği, davacı tarafından ibraz edilen 2015 yılı işletme defterinin gelir kısmının 376 sıra numarasında davalıya düzenlenen 23.000,00 TL tutarlı ….. isimli tıbbi cihaz faturasının 19.491,53 TL + 3.508,47 TL KDV olarak işlendiği, yapılan muhasebe kaydının doğru olduğu ancak, işletme defterinin sadece gider ve gelir kısımlarının mevcut olması münasebetiyle söz konusu fatura bedelinin davacıya ödendiğinin işletme defteri üzerinden tespitinin mümkün olmadığı, 2016 yılı yevmiye defterinin açılış kaydında davacının davalıdan takibe konu faturadan kaynaklı alacağına dair herhangi bir muhasebe kaydının bulunmadığı, davalı tarafından ibraz edilen 2015 yılı yevmiye defterinin tetkiki neticesinde takibe konu davacı tarafından düzenlenen 23.000,00 TL tutarlı tıbbi cihaz faturasının …. tarihinde …. nolu mahsup fişi ile nakDen 23.000,00 TL ödenmek suretiyle kapatıldığı, 2016 yılı davalı yevmiye defterinin açılış kaydında davacının alacağına dair herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalı yevmiye defterleri dayanak yapılmak suretiyle hazırlanan 2016 ve 2017 yılı davalı muavin defterlerinin tetkiki neticesinde davacının herhangi bir alacak kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir” şeklinde rapor sunulmuştur.
Ankara BAM 22. HD’nin kaldırma kararı uyarınca bilirkişiden ek rapor alınmış olup bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; “Dava dosyasını iddialar ve savunmalar çerçevesinde dayanağını teşkil eden belgeler dahilinde inceleyerek … tarih ve …-s-… sayılı asıl bilirkişi raporunu dava dosyasına ibraz ettim. Görülen davada verilen karar sonrası BAM tarafından verilen kaldırma kararında verilen hususların incelenmesi neticesinde, BAM kararında davacı tarafından davalıya düzenlenen takip konusu faturanın 7000,00-TL tutarındaki kısmının 1.000,00- TL taksitler halinde fatura düzenleme tarihinden sonra davalı tarafından davacıya ödenmesi nedeniyle kapalı olarak düzenlenen faturanın peşin satışta bedeli ödenmiş gerçek bir fatura olmadığı, karinenin aksinin ispat edildiğine ilişkin hüküm kurulduğu ve davalıya takip konusu faturanın 16.000,00-TL tutarındaki kısmını ödediğine ilişkin delil ibraz olanağı sunulması gerektiğine ilişkin karara istinaden davalının 16.000,00-TL tutarındaki ödemeye ait herhangi bir delil sunmadığı, tarafların defterleri incelenmek suretiyle hazırlanan asıl bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar tamamen tarafların defterlerindeki mevcut kayıtlara dayanmakla birlikle işbu ek raporda asıl bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar dışında BAM tarafından davalının ödeme belgesine ilişkin delil sunulması talep edilmesi nedeniyle yapılan incelemede davalının ödeme belgesi sunmadığı, bu durumda davacının 16.000,00-TL davalıdan takip tutarı kadar alacaklı olduğu ancak davalının bu tutarı davacıya ödediğine ilişkin tanığının bulunduğunu beyan ettiği, bu durumun mahkemenin takdirinde olduğu…” şeklinde ek raporunu sunmuştur.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi kök raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş ve benimsenmiş olup buna göre; fatura incelendiğinde, takip dayanağı faturanın kapalı fatura olarak düzenlendiği görülmektedir. Yapılan bilirkişi incelemesinde faturanın kapalı fatura olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca bilirkişi incelemesinde davacının ticari defterlerinde takibin yapıldığı 2016 yılında takip dayanağı faturadan dolayı herhangi bir muhasebe kaydının olmadığı tespit edilmiştir. Bu yönüyle davacı tarafın ticari defterleri davalı tarafın kapalı fatura iddiasıyla uyuşmaktadır.
Bilirkişi incelemesinde davalının ticari defterlerinin takip dayanağı faturanın 2015 yılı sonunda nakden ödeme şeklinde kapatıldığı, dolayısıyla davalı defterlerinin de kapalı fatura iddiasıyla örtüştüğü tespit edilmiştir.
Faturaların ticari örf ve adete göre faturanın kapalı olarak düzenlenmiş olması, o fatura bedelinin ödendiğine karine teşkil eder, faturayı düzenleyenin bu karinenin aksini geçerli delillerle kanıtlaması gerekir. (Aynı doğrultuda Yargıtay 19 HD.2016/10614 E -2017/5551 K, Yargıtay 19 HD.2016/9800 E-2017/5170 K)
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde fatura tarihinden sonra davalının banka yoluyla 1.000’er TL.den toplam 7.000,00 TL ödeme yaptığını, bu nedenle kapalı fatura karinesinin çürüdüğünü ileri sürmüştür. Ancak davalı vekili cevap dilekçesinde fatura bedelinin 16.000,00 TL.sinin nakit geri kalan 7.000,00 TL için eşit miktarda senet düzenlendiğini şeklindeki iddiasına karşı davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir. Senet bedellerinin sonradan ödenmesi tek başına kapalı fatura karinesini çürütmediği gibi, takibe konu faturadan dolayı davacının 2016 yılı defterlerine devredilmiş bir alacak olmadığı, davacı defterlerinin de kapalı fatura iddiasıyla uyumlu olması nedeniyle, davacı vekilinin itirazları yerinde görülmemiştir.
Neticede, davaya konu faturanın kapalı fatura olması, davacı tarafın kapalı fatura karinesinin aksini ispat edememesi, ayrıca takibin yapıldığı 2016 yılında davacı defterlerinde takibe konu faturadan dolayı alacak kaydı bulunmaması nedeniyle davacı defter kayıtlarının davacının iddiası aleyhinde olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar BAM kaldırma kararında ispat yükünün davalı borçlu da olduğunun kabulü suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahsedilmiş ise de, BAM İstinaf incelemesinin ve 6100 Sayılı HMK m.353 kapsamında kaldırma gerekçeleri arasında ispat yükünün yer değiştirdiğinden bahisle kaldırma kararı verilemeyeceği, davalının bir kısım delil ve belgelerinin ispata elverişli olduğu ve bu belgelerden birinin dava ve takip konusu 23.000,00-TL bedelli fatura olduğu, davalının peyderpey ödeme iddiasında bulunduğu kısmın takip konusu yahut uyuşmazlık konusu olmayan fatura bedelinin 7.000,00-TL’lik alacak kısmına ilişkin olduğu, taraflar arasında çekişmeli olan ve uyuşmazlık konusu olan tutarın ise 16.000,00-TL’lik alacak kısmına ilişkin olduğu, bu alacak kısmı yönünden ispat yükü yer değiştirmemiş olup davacının kapalı faturanın aksi yönünde borcun 16.000,00-TL’lik kısmının ödenmediği yasal ve yeterli delillerle kanıtlaması gerektiği ancak buna ilişkin davacının geçerli delil ve belge sunamadığı, ek raporun BAM kaldırma kararı gereğince davalı tarafa ödeme savunmasına ilişkin belge sunması diğer deyimle ispat yükünün davalı tarafa yeniden geçmesi ihtimali üzerine düzenlenmiş olması nedeniyle hükme esas alınmadığı, davacının dava ve takip konusu diğer deyimle uyuşmazlık konusu olan 16.000,00-TL’lik alacak tutarı üzerinden takip dayanağı olarak sunduğu kapalı faturanın aksine fatura bedeli olan 23.000,00-TL’nin 16.000,00-TL’lik kısmına ilişkin peşinen davalı tarafça ödenmediği hususunu ispatlayamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıda şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 292,58 TL harçtan mahsubu ile artan 233,28-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 300,00-TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
6- Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- Davalı lehine AAÜT uyarınca takdir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile (Ankara BAM nezdinde) İstinaf Yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır