Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/803 E. 2021/913 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/803 Esas – 2021/913
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/803 Esas
KARAR NO : 2021/913

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :… ..
VEKİLİ : Av….
DAVALI :….
VEKİLİ : Av. ..
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ..
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :22/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının davacı Bankanın Sahabiye/Kayseri Şubesi müşterisi olup; … ile imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi’ni davacı asıl borçlu sıfatı ile imzalamış olduğunu, asıl borçlunun kredi borcunu ödeyememesi üzerine hesaplar kat edildiğini ve asıl borçlu ile müteselsil kefillere Kayseri ….. Noterliği’nin 28.08.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek davalılara tebliğ edilmiş olduğunu, davacı Bankanın TTK ve İİK’nın kendisine vermiş olduğu yükümlülükleri yerine getirerek ve kredi müşterisinin hesapları kat edilmiş ve, asıl kredi borçlusu ile müşterek borçlu ve müteselsil kefillere Kayseri … Noterliği’nin 28.08.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek hesaplarının kat edildiği bildirilmiş ve Genel Nakdi ve gayrınakdi Kredi Sözleşmelerinden kaynaklanan muaccel hale gelen borcu ödemeleri ihtar edilmiş olduğunu, borçlunun gönderilen ihtarnameye rağmen borçlarını ödemediklerini ve alacağın tahsili için Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibine başlanmış olduğunu, Davalı/borçlular icra dairesine vermiş olduğu dilekçe ile icra takibine itiraz etmiş ve takibimiz durmuş olduklarını, takibin dayanağı kredi borcunun …’nin davacı Bankadan kullanmış olduğu Taksitli Ticari Kredi borcu kredisinden kaynaklanmakta olduğunu, ödenmeyen kredilerin tasfiyesi için asıl borçlu ve kefil hakkında icra takibi yapma hakkımıza istinaden davalı hakkında icra takibi başlatılmış olduğunu, davalı itiraz dilekçesinde, borca, takibe, faize, faiz oranına ve alacağın bütün fer’ilerine itiraz etmiş olduğunu, borçlunun itirazlarının hukuki ve kanuni hiçbir dayanağı bulunmamakta olduğunu, borçlu aleyhine ilamsız olarak başlatmış oldukları takipte herhangi bir usulsüzlük bulunmamakta olduğunu, davacı Banka tarafından davalı-borçluya keşide edilen ihtarname ile borçludan ihtarnamedeki borç miktarının derhal ödenmesi talep edilmiş olduğunu, Bu durumda hesapların kat edildiği ve ihtarnamenin çekildiği tarih itibariyle borçlular temerrüde düşmüş bulunmakta olduklarını, İİK.m.68/b-f.3 gereği, İİK. 68/1 hükmündeki belgelerden sayılan Kredi sözleşmesinin 18. maddesi gereği kredi kullanan firma ve kefiller, davacı bankanın kredi faiz ve komisyon oranlarını ihbarda bulunmaksızın serbestçe belirleme yetkisini kabul etmiş durumdadırlar ve bu şekilde belirlenmiş kredi faizleri ile dava konusu kredi davalı firma tarafından kullanılmış olduğunu, davacı Bankanın serbestçe belirlediği kredi faiz oranları ile kullanılmış kredinin ödenmemesi üzerine Genel Kredi Sözleşmesi gereği belirlenen temerrüt faizi de borçlu firma ve kefiller tarafından kabul edilmiş olduklarını, ayrıca TTK.94. maddesi hükmüne göre cari hesabın kat edilmesi tarihine kadar işleyen faiz, ana paraya dahil edilmekte ve anaparaya dahil edilen bu faize de TTK. Hükümleri çerçevesinde temerrüt faizi yürütülebilmekte olduğunu, dolayısıyla, davalı-borçlunun temerrüde düştüğü kat tarihinden sonra temerrüt faiz oranının uygulanacağı ise aşikar olduğunu, bu itibarla da borçluların faize ve takibin fer’ilerine ilişkin itirazları haksız olduğunu, bilirkişi incelemesi yapıldığı takdirde de talep edilen alacağın varlığı ve asıl alacağa işletilecek faiz oranının kanunlara ve sözleşmeye aykırı herhangi bir yönü bulunmadığı açıkça ortaya çıkacak olduğunu, temerrüde düşen davalılardan talep edilen temerrüt faizi piyasa şartlarına, sözleşmeye ve kanuna uygun olup, bu konudaki davacı Bankanın uygulamadaki mevzuatını gösteren 20.09.2012 tarih ve 73085 no’lu Genel Mektup ekte sunulmuş olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ve esas amacının takibimizi sürüncemede bırakarak alacağın tahsil edilmesini geciktirmek olduğunu, İcra takibinde talep ettikleri faiz oranları (ki kredinin niteliğine ve imzalanan sözleşmelere göre farklı faiz oranı ile talepte bulunulmuştur) sözleşmeden doğan bir faiz oranıdır ve borçlunun hür iradesi ile kabul ettiği bu oranları şimdi kabul etmeme gibi bir hakkı bulunmamakta olduğunu, borçlu temerrüde düştüğü için borçlarını takip taleplerindeki oran üzerinden faizleri ile birlikte ödemek zorunda olduğunu, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, Bakanlar Kurulunun … sayılı “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Karar”ına ve iş bu Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak Bankamız ile Kredi Garanti Fonu A.Ş. (KGF) arasında 20.3.2017 tarihinde imzalanan Kefalet Protokolü’ne aykırı olduğunu, Gerek Bakanlar Kurulu kararında gerekse Kefalet Protokolünün “Hazine Destekli Kefaletlerde Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Esaslar” düzenlemesinin 4.3.no.lu maddesinin 3.ve 5.fıkralarında KGF’nin kefalet limitini tazmininden sonra da alacağın tamamı üzerinden yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış olan takiplere Kredi Veren tarafından devam edileceği hükme bağlanmış olduğunu, 4749 sayılı Kamu Finansmanı Ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un Geçici 20. maddesi son fıkrasında düzenleme bulunduğunu, bu nedenle KGF kredilerinin bakiye tutarlarına ilişkin usul ve esasları düzenleme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilmiş olduğunu, bu çerçevede Bakanlar Kurulu’nca alınan … sayılı ve 2017/9969 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile takibe ilişkin esaslar düzenlenmiş olduğunu, Bakanlar Kurulunun … sayılı Kararı’nın 6.maddesinin 1.fıkrasında “Temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür.” ve 4.fıkrasında “Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip işlemleri neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır.” denilmek suretiyle KGF tarafından tazmin edilen kefalet limiti tutarındaki alacağın takibinin Keredi Verenlerce (Bankalarca) yürütüleceği ve bu takipler neticesinde nakde çevrilen teminatlar ile takip işlemleri neticesinde elde edilecek tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında KGF’ye aktarılması hükme bağlanmış olduğunu, bu kararın 6.maddesinde değişiklik yapan 10.03.2017 tarih, 30003 sayılı RG’de yayımlanan 2017/9969 sayılı kararda da bu düzenleme aynen korunmuş olduğunu, Yine Bakanlar Kurulun Kararına dayanılarak Bankamız ile Kredi Garanti Fonu A.Ş.ile imzalanan Kefalet Protokolünün “Hazine Destekli Kefaletlerde Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Esaslar” düzenlemesinin 4.3.no.lu maddesinin 3.fıkrasındaki “Kurum’un Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğündedir…” düzenlemesi ile Bankanın kredi alacağının KGF tarafından tazmin edilmesinden sonra dahi diğer borçlu ve kefiller hakkındaki icra takiplerinin Kredi Veren Banka tarafından yürütüleceği kararlaştırılmış olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket aleyhine haksız açılmış olunan iş bu davayı kabul etmediklerini, Usul bakımından ; iş bu davacı bankanın davalıya karşı başlatmış olduğu icra takibinden kaynaklı itirazın davası olup , davanın niteliği ve nevi gereği görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri iken iş bu davanın mahkemede ikame edilmiş olunmasının usule aykırı olduğunu, bu bakımdan öncelikle iş bu davanın esasına girilmeksizin usul bakımından reddi ile görevsizlik kararı verilmesini istediklerini, Ayrıca iş bu dava süresinde açılmamış olup , zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Esas bakımından; davacı banka tarafından her ne kadar davalı şirket hakkında Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile şirket aleyhine icra takibi başlatılmış ise de takibe konu ödeme emrinde borcun sebebi olarak tarihsiz ve başkaca hiçbir bilgi içermeyen ihtarname ve kredi sözleşmelerine dayanılmış olduğunu, ihtarnameler de yasaya ve usule uygun olarak tebliğ edilmemiş olduğunu, iş bu davaya konu icra takibi bu anlamda yasaya ve usule uygun olmadığını, dolayısıyla iş bu hukuka aykırı icra takibine dayanılarak açılmış iş bu da da haksız ve mesnetsiz olduğunu, ayrıca dava dilekçesi içeriğinde her ne kadar kat ihtarlarının gönderildiği hususuna dayanmış iseler de bahse konu hesap ihtarnameler de yasaya ve usule uygun olmayıp, tebliği de yine tebligat Kanunu’na aykırı olduğunu, bu anlamda davaya konu icra takibi yasaya ve usule uygun olmadığından, bu bakımdan da iş bu davanın reddi gerekmekte olduğunu belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE;
Dava, İ.İ.K. mad. 67 gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının celbi ile incelenmesinde, alacaklının … olduğu, borçlunun …. olduğu, takibin 122.314,47 TL asıl alacak, 5.375,04 TL işlemiş temmürt faizi %48,00 ( 27.08.2019-23/09/2019), 268,75 TL BSMV, 683,78 TL masraf olmak üzere toplam 128.642,04 TL TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlu ….”ye ödeme emrinin 19/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun itirazı üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı ile davacı banka arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi İrdelendiğinde; Davacı Bankanın Sahabiye şubesi ile davalı arasında 16/06/2016 tarihinde 750.000,00 TL limitli GKS imzalandığı ve dava konusu alacak talebininde bu sözleşmeden kaynaklı olduğu görülmüştür.
Davacı banka, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine Kayseri ….. Noterliği’nin 28/08/2019 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesapları kat ederek toplam 123.078,58 alacağın 7 gün içinde ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvurularak tahsil yoluna gidileceğini ihtar etmiş, hesap kat ihtarnamesi davalıya 02/09/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup 10/09/2019 tarihi itibari ile davalı yönünden temerrüdün oluştuğu anlaşılmış ve davacı tarafça ilgili noter evrakı yönünden makbuz örneğinin dosyaya sunulmamış olması dikkate alınarak bu bedele ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan takiplerde alacak hesabı yapılırken; Kredi sözleşmesindeki hüküm nedeniyle davacı bankanın kayıt ve belgelerinin esas alınması hesabın kat edildiği tarih itibariyle davacı banka alacağının belirlenmesi bu miktara kat tarihinden temerrüt tarihine kadar akdi faiz ve faizin gider vergisi hesaplanıp kapitalize edilerek temerrüt tarihindeki asıl alacağın bulunması, bu alacağa takip tarihine kadar temerrüt faizi ve BSMV işletilerek takip tarihindeki toplam alacak miktarının bulunması, takip tarihinden sonra yapılan ödemeler var ise bunların öncelikle masraf ve faizlere mahsubunun yapılması ve dava tarihindeki alacak miktarının belirlenmesi gerekir. Bu genel açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık irdelenmiştir.
Bankacı bilirkişi ….’nun sunmuş olduğu …. havale tarihli raporunda özetle; ” davacı bankanın …. Şubesi ile davalı asıl borçlu … arasında 16/06/2016 tarihinde 28 sayfa 15 maddeden oluşan 750.000,00 TL tutarında Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, iş bu sözleşmenin dava dışı … tarafından 16/16/2016 tarihinde 750.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ……..’e 24/03/2009 tarihinde 111.995,00 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığı, davalı asıl borçlu tarafından ödemelerin, gerçekleşmemesi nedeniyle davalı asıl borçlu ve kefile hitaben: davacı banka tarafından dava dışı ası l borçlu …. İle …’e hitaben 27/08/2019 tarihi itibariyle muaccel hale gelen ana para faiz, KKDF BSMV ve sözleşme gereğince ödenmesi gereken toplam 123.078,58 TL ticari kredilerinden kaynaklanan alacaklarını 7 gün içinde ödenmesinin talep edildiği, Kayseri … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnamenin davalı muhataplara 02/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, görüldüğünden ödeme için verilen 7 günlük sürenin de ilave edilmesi ile muhataplar için Temerrüt tarihi 10/09/2019 olarak belirlenmiştir. Takdiri mahkemeye aittir, davacı banka vekilinin Kayseri Banka Alacakları İcra DAiresinin … esas sayılı icra dosyası ile 23/09/2019 tarihinde dava dışı asıl borçlu … ile … aleyhine ilamsız takiplerde ödeme emri düzenlenmek suretiyle takip başlattığı, ödeme emrinde; … … nolu taksitli Ticari Kredi borcu için 122.y314,47 TL asıl alacak, 5.375,04 TL işlemiş temerrüt faiz %48,00 (27.08.2019-23.09.2019), 268,78 TL BSMV, 683,78 TL masraf, 128.642,04 TL toplam olmak üzere 23/09/2019 tarihi itibariyle toplam 128.642,04 TL alacaklarının bulunduğunu, asıl borçlu … açısından yukarıda belirtilen tüm borçlardan sorumlu olduğu aslı alacak tutarına hesap tablosunda dökümü yapılan oranlarla asıl alacak tutarına kat ihtarının tebliğ tarihden itibaren yukarıda belirtilen borçlar iç in işleyecek faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, ödeme emrine davalı tarafından itiraz edildiği ve bu itiraz neticesinde icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, görülmektedir. Taktiri sayın Mahkemeye aittir. İcra takip tarihi itibariyle, talep bağlılık kuralı gereğince davacı bankanın davalı asıl borçlu firmadan icra takip tarihi itibariyle … nolu taksitli ticari krediden kaynaklanan 122.314,47 TL asıl alacak + 2.120,12 TL işlemiş faiz + 106,01 TL BSMV + 388,57 TL masraf olmak üzere toplam 124.929,16 TL nakit alacağının bulunduğu” kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Davanın kabulü halinde, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar yerleşik Yargıtay kararları uyarınca likit kabul edildiğinden İİK’nun 67. Maddesindeki %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davacı bankaya borcunun bulunmadığı belirtilerek takibe itiraz edilmiş ise de, davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden ve bilirkişiden alınan …. tarihli rapordan anlaşıldığı üzere, davalının davacıdan almış olan kredi nedeni ile borçlarını ödemediği ve bu şekilde davalının … nolu kredi borcu nedeni ile 122.314,47 TL asıl alacak, 2.120,12 TL işlemiş faiz, 106,01 TL BSMV olmak üzere toplam 124.540,6 TL davacıya borçlu olduğunun tespit edilmesi karşısında dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alınmış, davalı vekilinin kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediği itirazı ise, davalının kredi çekerken bildirmiş olduğu adrese tebligat yapılmış olması nedeni ile yerinde görülmemiş yine takibe konu alacak yönünden yapılan ihtara ilişkin dosyaya evrak sunulmamış olması nedeni ile masraf talebi yerinde görülmemiş ve böylece davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddi ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak …. nolu kredisi borcu nedeni ile 122.314,47 TL asıl alacak, 2.120,12 TL işlemiş faiz, 106,01 TL BSMV olmak üzere toplam 124.540,6 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 124.540,6 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçludan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin taleple bağlı kalınarak …. nolu kredisi borcu nedeni ile 122.314,47 TL asıl alacak, 2.120,12 TL işlemiş faiz, 106,01 TL BSMV olmak üzere toplam 124.540,6 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 124.540,6 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçludan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine,
3- Davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine,
4-Alınması gereken 8.507,37 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 1.557,47 TL peşin harç ile İcra dairesine yatırılan 643,21 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 6.306,69 TL karar ve ilam harcıfyrknın davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.557,47 TL peşin harç ile İcra Dairesine yatırılan 643,21 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 45,00 TL tebligat ve 1,50 TL posta giderinden oluşan toplam 646,50 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 624,81 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.uyarınca hesaplanan 15.781,36 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. Maddesi gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. Maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında yapıldığı anlaşılan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-Kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.03/11/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır