Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/789 E. 2021/1006 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/789 Esas – 2021/1006
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/789 Esas
KARAR NO : 2021/1006
HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av…..
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2020
KARAR TARİHİ : 19/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin hissedarı olduğu ….’ deki hisselerini 11.10.2017 tarihinde …’ ye devrettiğini, devir sonrasında bankaya 01.12.2017 tarihinde hisselerini devir ettikten sonra kefaletinin sonlandırılması gerektiğini ve bu tarihten sonraki kredilere kefaletinin bulunmayacağını belirten Kayseri …. Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davalı bankanın ihtarnameye rağmen dava dışı şirkete kullandırılan krediler için müvekkilinden kredi tutarlarını talep ettiğini, banka tarafından müvekkiline icra takibi başlatılacağı yönünde tehdit gelmesi nedeniyle işbu davanın açıldığını, müvekkilinin kefaletinin bulunmadığından icra takibinin geçersiz olması gerektiği beyan edilerek, banka tarafından icra takibi başlatılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve borçlu olmadığının tespit edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davacının müvekkili bankanın … şubesi müşterilerinden ….’ nin banka nezdinde imzalanan kredi sözleşmelerinde kefil olduğunu, müvekkili bankanın dava dışı asıl borçlu firma ile kredi ilişkisinin devam ettiğini, kredilerinin kat edilmediğini, ihtarname keşide edilmediğini ve icra takibine geçilmediğini, davacının icra tehdidi altında olduğu varsayımı ile hiçbir belge sunmaksızın soyut iddia ile işbu davayı açtığını, davacının sözleşmelerde kefil olduğunu bankaya karşı Kayseri …. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek kefaletinin sonlandırılmasını talep ettiğini, ancak bankanın karşı ihtarname Kayseri …. Noterliğinin …. tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verdiğini ve bankaya karşı sorumluluğunun devam ettiğinin bildirildiğini, borcun doğumundan sonra kefilin kefaletten dönme hakkının bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Kayseri Ticaret Sicili Müdürlüğü’ ndan dava dışı …’ nin ticaret sicil kayıtları, Kayseri ….. Noterliği’ nden ihtarname ve tebliğ mazbatası örneği celp edilmiş, Bankacı ve İcra İflas Hukukçusu bilirkişiden rapor tanzim alınmıştır.
Mahkememizce. Dosyanın Bankacı ve İcra İflas Hukukçusu bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, bilirkişilerce düzenlenen … tarihli raporda özetle: Davalı bankanın ……. Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …. arasında 23.11.2016 tarihinde 280.000,00 TL tutarında Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, iş bu sözleşmenin davacı … ve dava dışı kefiller …, … ve … tarafından 280.000,00 TL limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, daha sonra davacının dava dışı …. şirketinde bulunan hisselerini 11.10.2017 tarihinde devir ettiği, devir sonrasında 01.12.2017 tarihinde bankaya hitaben şirketteki hisselerini devir ettiğini bu nedenle kefaletinin de iptal edilmesi gerektiğini belirten Kayseri …. Noterliğinin …. tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği, banka tarafından ihtarnameye karşı gönderilen cevapta, sözleşmede kefaletin devam ettiği ve sözleşme kapsamındaki borçlar kapanıncaya kadar kefaletin devam edeceği hususunun bildirildiği, bilirkişilerce, 08.07.2021 tarihinde davalı Bankanın …. şubesine gidilerek banka kayıtları incelenmiş ve dava dışı …. Firmasının bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığı, bankaca kullandırılmış kredinin olmadığı görülmüş olup dosya içine sunulan banka kaydının alındığı, bankaca davacı kefile gönderilen ihtarnamede Davacı kefil tarafından yeni bir kredi kullandırmama ve kefillikten kaynaklı sorumlu olunmadığı şeklinde ihtarnamesi sonrası ve öncesinde kullandırılmış kredi görülemediğinden kefillik sözleşmesinin geçerliliği, devam edip etmediğinin takdirinin mahkemede olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Dava, dava dışı şirket tarafından çekilmiş olan kredilere davacı tarafından kefil olunması nedeniyle ve davacının asıl borçlu şirketin ortaklığından ayrılmış olması nedeniyle kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti için açılan menfi tespit davasıdır.
Tespit davaları, bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalar olup, konusunu hukuki ilişkiler oluşturur. Bu dava türü ile bir hukuksal ilişkinin varlığı veya yokluğu saptanmaktadır. Bu davalarda davacının amacı ve dolayısıyla talep sonucu, bir hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun veyahut içeriğinin belirlenmesi olup, istemin kabule şayan olabilmesi için bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir.
Bir hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması, şu üç şartın birlikte varlığına bağlıdır: 1) Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; 2) Bu tehdit nedeniyle davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; 3) Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.
Somut olayda, davacının kefaletinin bulunduğu kredi nedeniyle hesabın kat edildiğine ve ihtarname düzenlendiğine dair dosya kapsamına yansıyan bir delilin bulunmadığı, davacıya karşı icra takibi yapılmadığı, alınan bilirkişli raporunda dava dışı asıl borçlu şirketin davalı bankaya dava tarihi itibariyle borcunun bulunmadığının tespit edildiği anlaşıldığından bu aşamada davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayacak bir tehlike ve belirsizlik bulunmadığından davacı borçlunun İİK.nun 72.maddesi hükmüne dayalı olarak menfi tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı değerlendirildiğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Açılan davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 170,78-TL peşin harcın mahsubu ile artan 111,48‬-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5–Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2021

Katip ….
¸E-imzalıdır

Hakim ….
¸E-imzalıdır