Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/773 E. 2022/443 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/773 Esas
KARAR NO : 2022/443
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR :1- … -(T.C. …) …
2- … -(T.C. …) …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2020
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ve …’nin söz konusu tazminattan kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsü/ adına kayıtlı olması dolayısıyla borcun tamamından sorumlu olduklarını, şirketçe görülen lüzum üzerine davalının ödeme planına uygun ödemede bulunmaması nedeniyle tazminat ilişkisi ihtarname ile kat edilmiş ve borcun ödenmesi için kendisine yapılan ihtarların cevapsız kalmış olduğunu, uyarılara rağmen borç ödenmemiş olup takip tarihi itibariyle toplam 423.178,10 TL ’ye ulaşan borç için icra takibi yapılmış ve davalı takibe borcu olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ve sadece alacağın tahsilini geciktirmek amacı ile, borca ve ferilerinin tamamına itiraz etmiş olduğunu, davalı tarafından yapılmış olan itirazın yerinde olmadığından dava açıldığını, borçlular … ve …’nin Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ……….E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ve takibin devamını temin etmek üzere itirazın iptali davası açılmadan önce 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi gereğince yasal olarak arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının başlatmış olduğu icra takibinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, davanın davalı … şirketinin rücuan tazminat talebine ilişkin takibe yapılan itirazın iptali davası olduğunu, davalıların böyle bir borcu bulunmadığını, mevzuatta çeşitli alanlarda yaptırılması zorunlu sigorta türlerine yer verilmiş olduğunu, Özel sigorta hukuku alanında sigorta sözleşmesi yapma zorunluluğunun amacının, ortaya çıkabilecek mal veya can zararlarının ödenmesini sağlamak olduğunu, bu sigortanın amacının, trafik kazaları nedeniyle üçüncü kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilmesi ile sigorta yatıranın kaza riskine karşı ekonomik bakımdan korunması olduğunu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigortacının işletenin sorumluluğunu üstlenmekte olduğunu, huzurdaki davada davalının davalılara Rücu Hakkı bulunmadığını, davalıların kazanın oluşumuna sebebiyet verecek doğrudan veya dolaylı bir kusur ya da eylemleri bulunmadığın, dava dilekçesi ekinde sunulan kaza tespit tutanağında atfedilen kusur oranlarını kabul etmediklerini, yeniden inceleme yapılması gerekmekte olduğunu, yine davacının dilekçesi ekinde sunduğu tespit tutanağında davalının alkollü araç kullanması sebebi ile kusurlu olduğu bu sepele davacı … şirketinin ödediği tazminat tutarını rücuen davalılardan talep ettiği görülmekte olduğunu, bu durumu kabul etmediklerini, davalının söz konusu kazanın olduğu gün alkol almamış olduğunu, sigortacının rücu hakkının doğumu için kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle meydana gelmiş olmasının gerekmekte olduğunu, tek başına sürücünün alkollü olmasının sigortacıya rücu hakkı vermediğini, aracı sürenin, alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş olması halinde, meydana gelen kazanın sürücünün alkollü oluşunun bir sonucu olması gerekmekte olduğunu, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmekte olduğunu, diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmediğini, üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükünün TTK gereğince davacı sigortacıya düşmekte olduğunu, yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması gerekmekte olduğunu, davacı tarafından davalılardan talep edilen icra takibine konu miktarın fahiş olduğunu, davalıların maddi olarak yıkımına yol açacak nitelikte olduğunu, tazminat hesaplarının Yargıtay’ca belirlenen ilkelere göre yapılması zorunlu olduğunu belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava İ.İ.K. mad. 67 gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin ……. sayılı takip sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklının …….. olduğu, borçluların …, … olduğu, takibin 423.178,10 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçluların itirazları üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne, …’ne, Erciyes Vergi Dairesi’ne, Develi Vergi Dairesi’ne, Develi Jandarma Komutanlığı’na yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17/11/2022 tarihli ara kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 11/04/2022 tarihli raporda özetle; 13.01.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; ….. plaka sayılı araç sürücüsü …, 2918 sayılı K.T.K. m.52/1-b kural ihlali ve m.84/g (KOD 07) asli kural ihlali olduğu, ……. plaka sayılı araç sürücüsü ….. ise, kendisine hitap eden yol üzerinde seyrinde hız veya seyir davranışında aykırı bir durum tespit edilmediğinden atfı kabil bir kural ihlalinin olmadığı,….’ın 0 promil (0 mg/dL ethanol) alkollü olduğu, …’nun 0,635 promil (63,5 mg/dL ethanol) alkollü olup, bu miktarını hafif derecede sarhoşluğa neden olduğu, bazı insanlarda bulgu bile vermeyebileceği, dolayısıyla kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin kabulünün mümkün görülmediği, işbu raporun “VII” maddesinde arz edilen yasal düzenlemeler karşısında davacının ancak sigortalısından rücuen talepte bulunabileceği, rücu talebinin yerinde görülmesi halinde işbu raporun “VII” maddesinde arz edildiği üzere, 23.08.2020 tarihinde ödenen 91.355,09 TL ile 23.06.2020 tarihinde ödenen 280.000,00 TL’lik ödemelerin hangi kazazedeler için yapıldığının ve hangi zarar kalemi için yapıldığının ortaya konulması, akabinde hem maluliyet zararlarına ilişkin hem de icra dosyasındaki alacak tutarına ilişkin hesaplama yapılabileceği kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu alacak nedeni ile mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için yazılan müzekkereye cevap verildiği ve Erciyes Vergi Dairesi’nin yazı cevabına göre davalı …’nun VUK 177/ 4 kapsamında beyanname miktarları itibari ile mahkememizin görevli olduğu anlaşılarak yargılamaya devam edilmiş ve esas hakkında karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça kaza esnasında alkol kullanılmış olması nedeni ile davalılardan rücu alacağı olduğu belirtilerek takip yapılmış ve takibe itiraz edilmesi üzerine mahkememizde dava açılmış ise de, delillerin toplanmasından sonra bilirkişi heyetinden 11/04/2022 tarihli rapor alınmış olup, raporda davalı …’nun kaza sırasında alkollü olduğu ve bu alkol miktarının 0,635 promil olduğu, bununda bazı insanlarda bulgu bile vermeyeceği, dolayısıyla kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin kabulünün mümkün görülmediği belirtilmekle, davalının kanında tespit edilen alkol miktarı yasal alkol sınırı olan 0,5 promilin üzerinde ise de kazanın salt alkolün etkisi ile gerçekleşmesini gerektirecek ölçüde durumun olmadığının anlaşılması ile yerleşik Yargıtay kararları gereğince davacı … şirketinin davalılara rücu şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispat olunamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İ.İ.K Madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispat olunamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İ.İ.K Madde 67/2 gereğince reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 5.110,94 TL peşin harç ile İcra Dairesine yatırılan 2.115,89 TL harçtan mahsubuyla artan bakiye 7.146,13‬‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yargılama boyunca yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde harcanmayan gider avansının taraflara iadesine,
7-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 38.072,47 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/06/2022

Katip …
(e imzalıdır)

Hakim …
(e imzalıdır)