Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/737 E. 2021/1057 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/737 Esas
KARAR NO : 2021/1057

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine kapatılan Kayseri …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile 24.000-TL tutarında ki bono ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu senette ki düzenlenme tarihinin altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, senette bulunan imzaların birbiri ile örtüşmediğini, imzaların farkı olduğunun ilk bakışta bile anlaşılabileceğini, müvekkilinin imzasının davalı tarafça taklit edildiğini, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda bu durumun ortaya çıkacağını, bu nedenlerle yapılan takibe itiraz edildiğini, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davanın yasal süresi içinde açılmadığını, yasal ve hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının davayı açarken arabuluculuğa başvurması gerekirken başvuruda bulunmadığını, senette ki imzaların davacıya ait olduğunu, borcunu zamanında ödemediği için icra takibine geçildiğini, takibin 10 yıl önce kesinleştiğini, icra dosyasında borçlunun defalarca adresine gidildiğini ve haciz işleminin yapıldığını, gerek haciz gerekse diğer görüşmelerde borçlunun hiçbir zaman imzayı reddetmediğini, borçlunun babasından kalan mirası malının ortaklığını giderilmesi için taraflarınca Pınarbaşı Sulh Hukuk Mahkemesinin ….E. … K. sayılı kararı ile İzale-i Şuyu davası açıldığını, yargılama sonunda ortalığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiğini, borçlunun kötü niyetli olarak işbu davayı açarak işlemlerin sürüncemede bırakmaya çalıştığını, açıklanan tüm bu nedenler ile takibin durdurulması talebinin reddini talep etmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı( Kapatılan Kayseri .. İcra Müdürlüğünün …. ) takip dosyası celp edilmiş, davacı asilin yazı ve imza örnekleri alınmış, grafolog bilirkişiden rapor tanzim edilmiştir.
Dava, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibine konu alacakta, davacının borçlu olmadığının tespiti istemi ile açılmış Menfi Tespit davasıdır.
Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı( Kapatılan Kayseri … İcra Müdürlüğünün …. ) takip dosyasının inclenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, …. düzenlenme tarihli, 24.000,00-TL bedelli senet üzerinden 24.000,00-TL asıl alacak, 4.065,53-TL asıl alacağa işlemiş faiz, 72,00-TL komisyon olmak üzere toplamda 28.137,53-TL üzerinden takip başlatıldığı, takibin kesinleşerek borçlunun taşınır ve taşınmaz malları üzerine haciz işlemleri uygunlandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, dava konusu senette ki imzanın davacının elinden çıkıp çıkmadığının tespiti bakımından dosya grafoloji uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu …. tarihli raporda özetle; inceleme konusu, alacaklısı …, Borçlusu … olan, … düzenlenme ve …. ödeme tarihli “24.000 TL. (Yirmidörtbin)” değerindeki senedin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan imzalar ile …’nin mukayeseye esas belgelerindeki mevcut medarı tatbik imzalarının, optik cihazlar yardımıyla ve grafolojik metotlarla karşılaştırmalı olarak yapılan incelemelerinde; İmzaların genel şekilleri, İmzaların başlangıcı ve devamına bağlanışı, İmzaların nihayete erdirilişleri ve noktalama, İmzaların içerisindeki buklesel hareketlerinin yapılışı ve ebatları, imzaların meyili, hız ve seyirleri ile presyon dağılımları, Kaligrafik özellikler ve itiyadi unsurlar yönünden, mukayese imzaları ile aralarında uyarlılık bulunduğu, incelemeye konu senedin ön yüzünde bulanan imzaların, …’ in elinden çıktığı yönünde rapor düzenlenmiştir.
Dava, kıymetli evraktan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle icra takibi sonrası İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.
Tarafların uyuşmazlık noktaları, davacının davalıya …. düzenleme, …. vade tarihli 24.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olup olmadığı, senetteki imzanın davacının el ürünü olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
TMK’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun 2011/19-473 Esas 2011/607 Karar 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir.
Kural olarak menfi tespit davasında davacı, dava konusu borcun hiç doğmadığını davalı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerse ispat yükü davalıya aittir. Zira hukuki ilişkinin varlığını ileri süren davalıdır. Ancak davacı hukuki ilişkinin varlığını kabul edip başka bir nedenle geçersiz olduğunu (ya da sona erdiğini) ileri sürerse, bu durumda ise ispat yükü davacıdadır. Davacı bu durumda, varlığını kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiğini ileri sürmekle ispat yükünü de üzerine almış olur. (HGK’nun 05.11.2013 Tarih 2013/695 Esas 2013/630 Karar sayılı ilamı)
Ne var ki, menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafta olmakla beraber, alacak bir senede bağlanmış ise, bu durumda ispat yükü yer değiştirir. Başka bir ifade ile bu durumda senet nedeniyle borçlu olmadığını idida eden davacı taraf iddiasını ispat etmek zorundadır.
Somut olayda, davacı vekili tarafından takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddia edilmiş olup Mahkememizce alının bilirkişi raporunda takibe konu, alacaklısı …,borçlusu … olan …. düzenleme, …. vade tarihli 24.000,00 TL bedelli senetteki imzanın davacı …’in el ürünü olduğu tespit edildiğinden ve davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı anlaşıldığından yeminin hatırlatılması yoluna da gidilmeyerek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmamış olduğu gözetilerek davalının tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-İİK madde 72/4 gereğince mahkememizce verilen tedbir kararı bulunmadığından davalı tarafın tazminat talebinin reddine
3-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının dava açılırken davacı tarafından yatırılan 409,86-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 350,56‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılmış olan 16,50-TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/1. uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır