Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – (T.C….) …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – (T.C….) …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – …
DAVALI : 3- … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.05.2020 tarihinde, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davalı şirket tarafından sigortalanan davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu davacının ağır yaralandığını, bu kaza nedeni ile davacının geçici iş göremezlik, kalıcı işgöremezlik, tedavi gideri ve manevi zararlarının oluştuğunu, davalı araç sürücüsü …’un KTK’nın 53/1- b maddesini ihlal ederek tam kusurlu olduğunu, davacının ise yolcu olarak tamamen kusursuz olduğunu, kaza nedeni ile Kayseri C.Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, davacının kaza sonucu ağır yaralanması ile bedensel zararlarının oluştuğunu ve bu durumun TBK madde 54’de açıklandığını, Şehir Hastanesi tarafından hazırlanan rapora göre davacının %15 oranında engelliğinin oluştuğunu, ancak davacının bunun üzerinde engelliği olduğunu, bu nedenle Anaya Mahkemesi’nin iptal kararı da dikkate alınarak davacı hakkında yeniden rapor alınması gerektiğini, davacının tedavisi devam ettiği için bu konuda da zararı oluştuğunu ve bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, bu zarardan davalıların sorumlu olduğunu, Anaya Mahkemesi’nin iptal kararı gereği hesaplamanın eski sisteme göre yapılması gerektiğini, davalı … şirketinin maddi zararlardan sorumlu olması nedeni ile sigortaya başvuru yapıldığını, zararın karşılanmamış olması nedeni ile arabuluculuğa başvurulduğunu ve sonuç alınamadığını, davacının kaza nedeni ile manevi zararınında oluştuğunu sigorta dışındaki davalıların bu zarardan sorumlu olduğunu belirterek şimdilik maddi tazminat yönünden 200 TL geçici , 200 TL kalıcı iş göremezlik ile 100 TL tedavi giderinin tüm davalılardan, 50.000 TL manevi tazminatın ise sigorta dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Başvuru (dava) Şartı usulüne uygun şekilde yerine getirilmediğini ve davalının temerrüte düşürülmediğini, bu nedenle davanın usulden reddini talep ettiklerini, somut olayla ilgili varsa açılmış davalar ve tahkim başvuruları araştırılmalı ve dosyaların sonucu değerlendirilmeli, henüz sonuçlanmamışsa iş bu dosya açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, somut olayla ilgili “uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının, uzlaşma sağlanmışsa herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının” Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna sorulmasını ve tutanak var ise dosyaya istenmesini talep ettiklerini, davaya konu olan kaza neticesinde SGK başta olmak üzere kurum ve kuruluşlardan davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı irdelenmesi gerektiğini, meydana gelen trafik kazasında kusur oranının belirlenmesi gerekmekte olduğunu, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur oranının tespit edilmesini talep ettiklerini, dava dışı …’un tam kusurlu kabul edilmemesi halinde; ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesini, bu nedenle illiyet bağı kesildiğinden ve KTK M.86 gereğince davalı yönünden davanın reddini, aksi takdirde; davacının araçta yolcu olduğunun kabul edilmesi durumunda emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmasını talep ettikelirini, davacı dava konusu trafik kazası ile ilgili olmak üzere maluliyeti olduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını ispatla mükellef olduğunu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden maluliyet raporu alınmasını talep ettiklerini, “geçici iş göremezlik zararı” ve “tedavi giderleri” poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle davalı şirket yönünden bu taleplerin reddini talep etiklerini, davacı gelirine ilişkin vergilendirilmiş resmi delil sunamamış olup olası tazminat hesabında asgari ücretin esas alınması gerekmekte olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, yapılacak bir tazminat hesaplamasında davalı şirketin poliçedeki sorumluluğunun göz önüne alınması gerekmekte olduğunu, talep edilen faizi ve faiz başlangıç tarihini kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle davacının KTK madde 97 “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü gereği dava açmadan önce dava şartı olarak sorumlu sigortacıya usulüne uygun olarak başvurması gerekirken başvurmadığını, bu sebeple davanın usulden reddini talep ettiklerini, olay günü olan 13/05/2020 tarihinde davalı …’a ait olan … plakalı aracın davalı … tarafından kullanılmakta olduğunu, … plakalı araç ise … tarafından kullanılmakta olup davacı … ise yolcu olarak bulunmakta olduğunu, davalı …’un 14:00 sıralarında Erenköy Mahallesi İncili Caddesi üzerinden Şehit Komandolar Caddesi üzerine çıkış yapmış, cadde üzerinden gelen araçların geçişlerini tamamlamalarını beklemiş ve trafiğin uygun olduğunu görerek kontrollü bir şekilde kavşak üzerinden sola dönmek için hamle yapmış olduğunu, Ancak sol kısımdan davacının içinde bulunduğu … plakalı araç gelerek davalının aracına çarpmış olduğunu, cevap dilekçesinde açıklandığı üzere davalıların davaya konu kazada hiçbir kusuru olmamasına rağmen tazminat talebiyle karşı karşıya kalmasının hukuka aykırı olduğunu, kazada tam ve asli kusurlu olan davacının içinde bulunduğu araç sürücüsü … olduğunu, Kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne yollanması gerekmekte olduğunu, ayrıca kazanın oluşu ve kusurun tespiti açısından mahkemeniz nezdinde olay yerine keşfe gidilmesini talep ettiklerini, davacının bu araçta yolcu olduğunun, emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunun ve hatır taşıması yapıldığının nazara alınarak tazminat miktarından indirim yapılmasını talep ettiklerini, TBK madde 49 gereğice kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalıların dava konusu kazada herhangi bir kusurları olmaması sebebiyle davacının maddi ve manevi tazminat talepleri yerinde olmadığını, Yargıtay’ın içtihatlarında da açıkça görüldüğü üzere maddi- manevi tazminat hesaplamalarında müterafik kusur ve somut olayın gerekleri göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacının talep etmiş olduğu tedavi giderleri, geçici – kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplamaları uzman görüşü gerektirmekte olduğunu, Hesaplama sonucundan ise, kaza neticesinde davacıya SGK veya diğer kurum ve kuruluşlardan ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilerek, bu ödemelerin düşürülmesi gerekmekte olduğunu, Bu sebeple tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişi raporu alınması gerekmekte olduğunu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 13/05/2020 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davadır.
Kayseri 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Kayseri Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne, ….’ne, Kayseri … Hastanesi’ne, Kayseri Şehir Hastanesi’ne, Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne, Kocasinan İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Talas İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Talas İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, Kayseri Şehir Hastanesi’ne müzekkereler yazılmıştır.
Davacı vekilinin 04/12/2023 tarihli dilekçesi ile, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden maddi tazminat ile ilgili olarak poliçe limiti olan 410.000,00 TL ve ferilerini ödenmiş olduğunu, asıl alacak için 410.000,00 TL açısından ve poliçe limitleri tükendiğinden dolayı karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini, davalı … şirketinin poliçe limiti ve ferilerini ödediğinden dolayı limit itibariyle sigorta şirketinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Tanık …’un Mahkememizin 06/10/2021 tarihli celsesinde alınan beyanında; Davacının kayınvalidesi olduğunu, kendisinin kazadan sonra halen eski sağlığına kavuşamadığını, kendisinin ev hanımı olduğunu, kişisel ihtiyaçlarını halen kendisinin karşılayamadığını, kendisine yardımcı olduğunu, kazadan sonra davalı tarafça hiçbir maddi ve manevi destek olmadığını, tedavi giderlerini de kendilerinin karşıladıklarını, davacının halen yürümekte zorlandığını, olay esnasında araç içerisinde olduğunu, olayda yaralanmadığını, davacı ile aynı binada farklı evlerde yaşadıklarını beyan etmiştir.
Tanık …’nın Mahkememizin 06/10/2021 tarihli celsesinde alınan beyanında; Kazanın olduğu esnada … plakalı aracı kullandığını, kazada yaralanmadığını, annesi olan davacının yaralandığını, annesinin halen eski sağlığına kavuşamadığını, annesinin ev hanımı olduğunu, olaydan sonra davalı tarafça herhangi bir maddi ve manevi destek olmadığını, annesinin yemek yemek, lavoba gibi ihtiyaçlarını karşıladığını, ancak eve dair hiç bir işi yapamadığını, tedavi giderlerini kendilerinin karşıladıklarını herhangi bir yardım almadıklarını beyan etmiştir.
Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 07/10/2021 tarihli raporunda özetle; olayda, sürücü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, sürücü …’un kusursuz olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce talimat yoluyla İTÜ Kürsüsünden seçilen Trafik Makine Mühendisi 3’lü bilirkişi heyetinden alınan 22/01/2022 tarihli raporda; Davalı …’un kural ihlali ve tedbirsizliği kazanın meydana gelmesinde %100 oranında etkili olduğunu, davacının içerisinde yolcu olduğu aracın sürücüsü …’ un kural ihlali olmadığı kanaatine varıldığını, kazanın davacı Ülker Çonkur’un inisiyatifi dışında meydana geldiği şeklinde bildirildiği anlaşılmıştır.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 22/03/2023 havale tarihli raporda özetle; Tıbbi evrak tetkiki ile Muayenesinden elde edilerek raporda kaydedilen bilgi ve bulgular Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında birlikte değerlendirildiğinde, …’un 13.05.2020 tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen omurgada mevcut (lumbal vertebra kompresyon kırıkları, anterolistezis, vertebra stabilizasyonu, hemilaminektomi, fasetektomi) patolojileri nedeniyle; dört (4) ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı (tıbbi şifa süresinin 4 (dört) ay olduğu), iki (2) ay süreyle bakıcı/yardımcı desteğinin tıbben uygun olacağı, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya engel oranının % 24 (yüzdeyirmidört) olduğu, mevcut evrak içeriğine göre hesaplanan toplam 13.535,00 (onüçbinbeşyüzotuzbeş) TL ödemenin adı geçenin trafik kazasına bağlı tedavisi ile uyumlu olduğu ve SGK kapsamında olmadığı kanaatine varıldığı şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Uzman Bilirkişiden alınan 17/04/2023 tarihli raporda özetle; Mevcut adli tıbbi evrakların incelenmesinden elde edilerek rapora kaydedilen bilgi ve bulgulara göre; 1959 doğumlu …’un 13.05.2020 tarihinde trafik kazası geçirdiği, lumbal vertebra kompresyon kırıkları,anterolistezis nedeniyle … Kayseri Hastanesinde opere edildiği, vertebra stabilizasyonu, hemilaminektomi, fasetektomi yapılarak tıbbi takip ve teavisinin yapıldığı, bakımının ailesinin üstlendiği, poliklinik kontrollerinin olduğu anlaşıldığı, dosya içerisine ibraz edilen ve yukarıda dökümü yapılan 13.535,00 (onüçbinbeşyüzotuzbeş) TL giderin kişinin geçirmiş olduğu trafik kazası ile illiyetinin olduğu, bu tip bir hastanın tedavi giderlerinin kesin ve net olarak tahmin edilmesi mümkün olmadığından Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, yerleşik yargısal kararlara göre tedavi giderlerinin yalnızca hastane ve hekim masrafları ile sınırlı olmayıp yaralanmanın kişinin bütünüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar geçecek sürede yaptığı ve ileride yapacağı doğrudan veya dolaylı tüm masrafları kapsadığı, bu çerçevede hastane, hekim, ameliyat ilaç gibi SGK kapsamındaki tedavi giderlerinin yanı sıra sağlık hizmetlerine ulaşım, yeme-içme özel diyet, konaklama, evde özel bakım, pansuman, fizik tedavi rehabilitasyon, özel hastane muayene farkı vb ücretlerin belgelenmesinin mümkün olmadığı yaralanmasının ağırlığı dikkate alınarak toplu taşıma araçlarından faydalanamayacağı, SGK kapsamında ödemesi yapılmayan özel hastane, hekim seçme hakkı çerçevesinde ameliyat farkı, ulaşım vb giderler olduğu, dikkate alındığında SGK tarafından karşılanmayan ilaç, ulaşım vb giderlerinin de 5.000,00TL+ ibraz edilen fatura gideri olan 18.535,00 TL olmak üzere toplam 18.535,00 (onsekizbinbeşyüzotuzbeş) TL civarında olduğunun kabulü gerektiği kanaatine varıldığı, şeklinde bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Aktüer Bilirkişiden alınan 22/09/2023 havale tarihli raporda özetle; Davacı …’un 13.05.2020 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sebebiyle geçici iş göremezlik tazminatının 8.400,00 TL olduğu, sürekli iş görmezlik tazminatının 484.485,97 TL olduğu, toplam zararının 492.885,97 TL olduğu, dosyaya bilirkişi Dr.Hasan Din tarafından sunulan 17.04.2023 tarihli bilirkişi raporu ile, tedavi giderlerinin 18.535,00 TL olarak belirlendiği, Sigorta poliçe limitinin (01.01.2020 tarihinde artırılan limite göre) 410.000 TL olduğu, Manevi tazminat konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, şeklinde bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 09/10/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile; 200,00 TL geçici iş göremezlik bedelini 8.200,00 TL arttırarak 8.400,00 TL ‘ye çıkardıklarını, 100,00 TL olan tedavi gideri bedelini 18.435,00 TL arttırarak 18.535,00 TL ‘ ye çıkardıklarını, 200,00 TL olan kalıcı iş göremezlik bedelini 484.285,97 TL arttırarak 484.485,97 TL’ye çıkardıklarını ve ıslaha ilişkin harcın Mahkememiz veznesine yatırılmış olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından davacının müterafik kusurunun bulunması nedeni ile tazminat bedelinden indirim yapılması talep edilmiş ise de, davacının yolcu olup, emniyet kemeri takıp takmadığına ilişkin kaza tespit tutanağında tam bir tespitin bulunmaması, davacının yaralanmasının emniyet kemeri takıp takmamasından kaynaklı olup olmadığının tam olarak bilinememesi, bu konuda tespiti sağlayacak davalı tarafından dosyaya herhangi bir delilin sunulmamış olması ve 22/01/2022 tarihli raporda emniyet kemeri yönünden tespitin olmadığının belirtilmesi nedeni ile dosyada davacının müterafik kusuru olduğunu kabul etmeye yönelik ispatı sağlayacak yeterli delil olmadığından bu talep gereğince indirim yapılması yoluna gidilmemiş ve yine davacının içerisinde bulunduğu aracın sürücüsünün kızı olması nedeni ile taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi de dikkate alınarak hatır taşıması olmadığından indirim yapılması yoluna gidilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça 13/05/2020 tarihinde meydana gelen kazadan kaynaklı açılan tazminat davasının reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, olayın meydana gelmesine ilişkin olarak tarafların kusur durumunun tespiti amacı ile alınan Ankara Adli Tıp Kurumunun 07/10/2021 tarihli raporunda, davalı sürücü …’un %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüş olup daha önce olaya ilişkin ceza Mahkemesince alınan rapor ile Mahkememiz tarafından alınan rapor arasında çelişki olması nedeni ile çelişkini giderilmesi için İTÜ Kürsüsünden seçilen Trafik Makine Mühendisi 3’lü bilirkişi heyetinden rapor alınması yoluna gidilmiş ve 22/01/2022 tarihli raporda; Davalı …’un kural ihlali ve tedbirsizliği kazanın meydana gelmesinde %100 oranında etkili olduğunu, davacının içerisinde yolcu olduğu aracın sürücüsü …’ un kural ihlali olmadığı kanaatine varıldığını, kazanın davacı Ülker Çonkur’un inisiyatifi dışında meydana geldiğinin belirtildiği görülmekle Mahkememizce kararda iş bu kusur oranları dikkate alınmıştır. Erciyes Üniversitesi Adli Tıp Kurumu’nun 22/03/2023 havale tarihli olup olay tarihinde geçerli olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik uyarınca düzenlenen raporunda, davacının olay nedeni ile 3 ay süre ile mutat iş ve gücünden kaldığı, dört (4) ay süreyle bakıcı/yardımcı desteğinin tıbben uygun olacağı, tüm vücut fonksiyon kaybı/ özür oranının % 24 oranında olduğunun tespit edilmesi ile 14/03/2023 tarihli hekim bilirkişi raporunda ise davacının tedavi gideri zararının 18.535,00 TL olacağının belirtilmesi sonucu bu raporlar ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/8835 E, 2021/2355 K sayılı kararı dikkate alınarak düzenlenen aktüer bilirkişisinin 22/09/2023 havale tarihli raporda ise, davacının olaydan kaynaklı geçici iş göremezlik zararının 8.400,00TL, kalıcı iş göremezlik zararının ise 484.485,97 TL olduğunun belirtilmesi ile davacının toplam maddi zararının 511.420,97 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin sunduğu 09/10/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile 04/12/2023 tarihli poliçe limiti olan 410.000 TL ödeme nedeni bu miktar yönünden maddi tazminata ilişkin davanın konusuz kaldığına ilişkin beyan dilekçesi de dikkate alınmış ve davalı sürücü …’un kusurlu araç sürücüsü, davalı …’un araç maliki/işleteni ve davalı … şirketinin ise kusurlu sürücünün kullandığı aracın olay tarihi itibari ile geçerli ZMSS poliçesini düzenlemekle hesaplanan tazminat miktarından davalının sürücünün kusuru oranında sorumlu oldukları anlaşılmış ve böylece, Dava tarihinden sonra yapılan 410.000 TL maddi tazminat ödemesi nedeni ile 410.000 TL maddi tazminat talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile davalılar hakkında bu miktar için karar verilmesine yer olmadığına, Maddi tazminat bedelinden geri kalan 101.420,97 TL yönünden davanın kabulü ile, 101.420,97 TL’nin davalılar … ile …’tan olay tarihi olan 13/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacının manevi tazminat davası yönünden ise, davalı sürücünün olaydaki kusur durumu, davalıların sosyal ve ekonomik durumları, davacının olaydan kaynaklı yaralanma ve maluliyet durumu-oranı, davacının yaşamış olduğu acı ve sıkıntılar, tanık beyanları hep birlikte dikkate alınmış ve böylece MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ İLE, 50.000 TL tazminat bedelinin davalılar … ile …’tan olay tarihi olan 13/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Dava tarihinden sonra yapılan 410.000 TL maddi tazminat ödemesi nedeni ile 410.000 TL madde tazminat talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile davalılar hakkında bu miktar için karar verilmesine yer olmadığına,
2- Maddi tazminat bedelinden geri kalan 101.420,97 TL yönünden davanın kabulü ile, 101.420,97 TL’nin davalılar … ile …’tan olay tarihi olan 13/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine
3-MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ İLE, 50.000 TL tazminat bedelinin davalılar … ile …’tan olay tarihi olan 13/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsiline tahsili ile davacıya verilmesine
4-Davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilen maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 269,85 TL harcın dava başında davacı tarafından yatırılan 172,49 TL peşin harç ile 1.750,00 TL ıslah harcından mahsubuna
5-Kabulüne karar verilen maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.928,07 TL peşin harcın dava başında davacı tarafından yatırılan ve mahsuptan geriye kalan 1.652,64 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan bakiye 5.275,43 TL karar ve ilam harcının davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 3.415,50 TL karar ve ilam harcının davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve mahsuptan geriye kalan 1.652,64 TL peşin harç ile ıslah harcının davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 209,30 TL tebligat gideri, 302,20 TL müzekkere ve posta gideri, 3.109,60 TL bilirkişi ücreti ve 723,00 TL adli tıp ücreti olmak üzere toplam 4.344,10 TL yargılama giderinin davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Kabulüne karar verilen maddi tazminat davası yönünden, davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden, davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/1-4 maddesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalılar … ile …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
12-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
13-Karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilen maddi tazminat davası yönünden davacı vekilinin 04/12/2023 tarihli dilekçesi dikkate alınarak lehine vekalet ücret takdirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ve Davalı … vekili ile Davalılar … ve … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/12/2023
Katip …
(e imzalıdır)
Hakim …
(e imzalıdır)