Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/699 E. 2023/472 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :
KARAR SONUCU : GÖREVSİZLİK (Asliye Hukuk Mahkemesi)

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Vekaletsiz İş Görmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile kardeşi davalı …’un yapmış oldukları adi ortaklığı bir takım sorunlar nedeniyle feshettiklerini, davalının sürekli olarak bir takım bahaneler üreterek müvekkilinden talepleri olduğunu, bunu engellemek için adi ortaklığı fesih ederken …, …, ile birlikte bu adi ortaklığı feshettiğini, müvekkilinin adi ortaklık fesih sözleşmesi ile kendisine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının getirmemekte ısrar ettiğini, müvekkilinin nakit alacağını almak için Genel İcra Dairesi’nin Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, ancak davalının takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini bildirerek sayılı taşınmazlar üzerine davalıdır şerhi konulmasını, Genel İcra Dairesi’nin Esas sayılı dosyasında itirazın iptali ile alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, ayrıca dava konusu taşınmazların tapu iptali tescil, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşme tarihi olan tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir adi ortaklık bulunmadığını, taraflar arasında …Otomotiv San. Ve Tic. Ltd. Şti’ndeki ortaklıklarının tarihli sayılı ticaret sicil gazetesi ilanında belirtildiği üzere davacı …’un şirketteki hisselerinin tamamını …’a devrettiğini, …’un da …Motorlu Araçlar Lojistik Araç Kiralama İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ndeki hissesinin tamamını …’a devrettiğini, taraflar arasında adi ortaklık olmadığı gibi bu ortaklığa ilişkin olarak taraflar arasında fesih sözleşmesi de bulunmadığını, davacı tarafından tapu iptali ve tescili istenen taşınmazlara ilişkin olarak dayanak imzasız belgenin delil niteliğinde olmadığını, gayrimenkul devir ve satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılacağını, haricindeki sözleşmelerin geçersiz olduğunu, davacı tarafça Genel İcra Dairesi’nin Esas sayılı dosyasında alacağı olduğu belirtilmiş ise de, müvekkili ile bu şekilde borç ilişkisi bulunmadığını, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu bildirerek davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, adi ortaklık sözleşmesinin fesih ve tasfiyesi nedeniyle ortaklığa ayni sermaye olarak getirilen taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil, adi ortaklık tasfiye payı alacağının diğer ortaktan tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Genel İcra Dairesi’nin Esas sayılı dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklısının …, borçlusunun … olup, 80.000,00-TL alacağın tahsili için tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce icra takibinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Tapu Müdürlüğü’ne, Tapu Müdürlüğü’ne, Vergi Dairesi Müdürlüklerine, Noterliği’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alındığı, davacı tanıkları ile davalı tanıklarının uyuşmazlık konularında beyanlarının alındığı, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin tespiti hususunda mahkememizce keşif yapılarak rapor alındığı anlaşılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Adi şirketin tasfiyesi ile ilgili olarak görevli mahkeme yönünden emsal karar şu yöndedir:
“Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemlerine ilişkindir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı tacir olmayıp, taraflar arasında iş akdi de bulunmamaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında istek olmaksızın re’sen gözetileceğinden malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir….6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; (M) Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE…” (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/8517-2016/8935 sayılı,
13/10/2016 günlü kararı)
Yukarıda alıntı yapılan emsal Yargıtay kararında da ifade edildiği gibi kural olarak, adi şirketin fesih ve tasfiyesinde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Ticari davalar, TTK.nun 4. maddesinde düzenlenmiş olup görülmekte olan davanın, TTK.nun 4/1. maddesi kapsamında sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın nispi ticari dava kabul edilmesi için de her iki tarafın da tacir olması ayrıca uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasının gerektiği, somut olayda gerçek kişi davacı ve davalıların tacir olmadıkları uyuşmazlığın ticari işletmeleri ilgilendirmediği, davada her iki taraf tacir olmadığından davanın nispi ticari dava olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, diğer özel düzenlemelerle (İİK.nun 154, TİRK.nun 22, Koop.K.nun 99, FKK.nun 31…gibi)belirlenmiş görev hükümleri gereğince mahkememizin görevli kılınmadığı, davanın adi ortaklığın feshinden kaynaklı tapu iptali ve tescil ile itirazın iptali davası olduğu anlaşılmakla, adi ortaklık sözleşmesinin TBK nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olması nedeniyle işbu davanın HMK 2. Maddesi uyarınca genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, davanın görevli mahkemede açılmış olmasının dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından(TTK.nun 4-5, HMK.nun 114/1-c,115) davanın esasına girilmeden usulden reddiyle dosyanın Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın HMK madde 114/1-c gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK madde 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının yetkili ve görevli KAYSERİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi gereği iş bu kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, mahkememizce dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekillerinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır