Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/579 E. 2021/1180 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/579 Esas – 2021/1180
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/579
KARAR NO : 2021/1180

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkil ile davalı arasında, Kayseri İli … İlçesi … pafta, … Ada, … Parsel ile … ada … parsel adresinde bulunan “… Projesi” inşaatında 8 adet (4 adedi 17 duraklı, 4 adedi 15 duraklı) … marka panoramik insan asansörünün proje, teknik şartname ve yerine göre imalatı, montajı ve işletmeye alınması işinin tamamlanarak İşverene teslimine ilişkin olarak 25.12.2013 tarihli “Sözleşme” imzalandığını, müvekkili şirketin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme kapsamında bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve asansörleri işler halde teslim etmiş olmasına rağmen, hak ettiği ödemeyi tam olarak alamadığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Sözleşme Bedeli” başlıklı 3. maddesi ile 8 adet asansörün imalatı, yerine montajı, çalışır halde teslimi ve işletmeye alınması işi için toplam 437.200,00 USD + KDV bedelde anlaşıldığını, sözleşme gereği yapılan işler için müvekkili şirketin hakedişleri düzenlendiğini ve hak ediş tutarları üzerinden faturalar kesilerek cari hesaba alacak olarak kaydedildiğini, sözleşme ile kaydedilen tüm bedellerin faturalandırıldığını, müvekkilinin üstüne düşen edimleri tam olarak ifa ettiğini ve asansörlerin kullanıma açılarak teslim tutanağı ile teslim edildiğini, davalı tarafından müvekkili şirketin bakiye alacaklarının ödenmesinden imtina edildiğini, müvekkili şirket tarafından bütün asansörlerin sözleşemeye uygun şekilde, yeşil etiket alımına uygun olarak asansörlerin tamamlanarak teslim edildiğini, davalılar ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme kapsamında müvekkili şirketin yapmış olduğu işten kaynaklı olarak davalıdan 150.000,00-TL alacaklı olduğunu, davalı tarafından bakiye alacakların ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından alacakların tahsili için Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına üzerinden takip başlatıldığını, davalı tarafın takibe itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Davacı tarafın dava dilekçesinde işin teslim edildiğini belirttiği tarihlerin gerçeğe aykırı olduğunu, ileri sürülen tarihlerde işin bitmediğini, ancak müvekkili şirketçe güven kazanan davacı şirketin farklı bahaneler ileri sürmek suretiyle iş teslim tutanaklarını daha evvelki bir tarihte iş bitmemiş iken iş bitmiş ve teslim edilmiş gibi müvekkili şirkete imzalattığını, davacı tarafın işi geç teslim etmesi nedeniyle taşınmazın mesken ruhsatını zamanında alınamadığını müvekkili şirketin bu nedenle sorunlar yaşadığını, ayrıca işbu itirazın iptali davası için arabulucuk başvurusunun yapılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Erciyes Vergi Dairesi’ne, Kozyatağı Vergi Dairesi’ne, Kartal Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı … A.Ş, borçlusu … Şirketi aleyhine 150.000,00-TL cari hesap alacağı nedeniyle, 25/11/2019 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı,borçlu vekili tarafından ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak davacıya ait 2014,2015,2016,2017,2018 yıllarına ait ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak mali müşavir bilirkişiden alınan 01/07/2021 tarihli raporundan özetle; Davacı alacağı Tacir olan taraflardan Davacının defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, takip konusu faturanın kayıtlarında yer aldığı, Davacı … A.Ş.’nin 29.11.2019 takip tarihi itibariyle ticari defterleri incelendiğinde Davalı …. Şti’nin Davacıya 150.000,00-TL borç bakiye tutarın olduğu görülmüş ve tespit edilmiştir, Faiz Davacı … A.Ş’nin takip öncesi faiz talebi mevcut olduğu görülmüştür. Sayın Mahkeme’nin kısmen yada tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında Ticari defter kapanış yevmiyelerinde asıl alacak bakiyesinin olması hasebiyle asıl alacağı için Yıllık %18,25 Avans faizi 5.703,25-TL faiz isteyebileceği ve 11/09/2019 başlama tarihi, 25/11/2019 bitiş tarihi, 75 gün sayılı, %18,25 oran, 5.703,12-TL şeklinde hesaplandığı şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Dava, cari hesap alacağına dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine davalının itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
Cari hesap alacağına konu fatura, akdin kurulumuna değil ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Davacı vekili tarafından müvekkili ile davalı arasında Kayseri İli, … İlçesi, … ada … parselde bulunan …nşaatında sekiz adet hyundai marka panoramik insan asansörünün proje, teknik şartname ve yerine göre imalatı, montajı ve işletmeye alınması işinin tamamlanarak işverene teslimine ilişkin olarak 25.12.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme bedelinin 437.200,00 TL+KDV olduğunu, hak edişlerin düzenlendiğini ve faturaların kesildiğini, asansörlerin sözleşmeye uygun olarak davalıya teslim edildiğini ancak bakiye alacağın davalı tarafından ödenmediği beyan edilerek yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istenmiş, davalı vekili tarafından ise sözleşmeye konu işin süresinde bitmediği ancak davacı tarafından iş teslim tutanaklarının daha önceki tarihte iş bitmiş gibi müvekkili şirkete imzalattırıldığını, işin geç teslimi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığı beyan edilmiştir.
Davacı taraf ticari defterlere dayanmıştır.Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Davalı şirket, cari hesaba konu faturaları Form BA belgeleri ile vergi dairesine bildirerek fatura karşılığı hizmet-mal aldığını beyan etmiş olması nedeniyle faturalarda yazılı ürünlerin teslim alındığı sabit olup, fatura içeriklerine 8 gün içinde itiraz edilmediği için davalı taraf TTK 21/2 maddesi uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayılacağından dolayı fatura bedellerinin ödendiğine dair ispat yükü davalı taraftadır.Davalı ödemeye ilişkin delil sunmadığı gibi ticari defterlerinin sunulması için verilen kesin süre içerisinde de defter ibrazında bulunmadığından davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddesine göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığı değerlendirilerek davacının usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtları davacı lehine delil olarak kabul edilmiş olup Mahkememizce davacı tarafının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacı taraf, davalıdan 150.000,00-TL alacaklı olduğu iddiasını ispatlamıştır.Davalı tarafça ödeme iddiasında bulunulmamış yalnızca işin geç teslim edilmiş olması nedeniyle zarara uğranıldığı iddia edilmiş olduğundan ortada yemin ile ispatlanacak bir husus bulunmadığı değerlendirildiğinden davalı vekiline yemin hakkı hatırlatılmamış, davalı tarafça davaya konu borcun ödendiği iddia ve ispat edilmediğinden davacının davasının kabulüne karar verilmiş, davalı bu miktarla borçlu olduğunu kendi ticari defterlerini incelemekle bilebilecek durumda iken takibe itiraz etmiş olduğundan hükmedilen miktarın likid bir alacak olduğunun kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile TAKİBİN DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi işletilmesine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı olan 150.000,00-TL’nin %20’si oranında (30.000,00-TL) icra inkâr tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Alınması gereken 10.246,50-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 1.811,63-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.434,87-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 1.811,63-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 165,50-TL tebligat gideri, 99,50-TL posta ve müzekkere gideri ile 650,50-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamı 915,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince 18.200,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
24/12/2021

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır