Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/522 Esas
KARAR NO : 2022/41
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesini özetle; Arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, davacının davalının … Kayseri adresinde bulunan dükkanında 5 yıl süre ile kiracısı olarak oturmak için 01/11/2018 tarihinde kira sözleşmesi imzaladığını, TBK madde 347 gereği davacının sözleşmenin uzaması ile 2017 yılına kadar davalının iş yerinde kiracı olarak oturduğunu, kira bedelinin yıllık 2.500,00 TL olarak kararlaştırıldığını, davacının 2017 yılında başka bir iş yerine taşındığını, davacının ilk başta teminat amacı ile icra takibine konu senedi davalıya verdiğini, davalı ile davacı arasında kira ilişkisi dışında bir ilişkinin bulunmadığını, aksini davalının ispat etmesi gerektiğini, senette kanunen bulunması gereken unsurların yer almadığını, bu nedenle senedin geçersiz olduğunu, senette farklı kalemle yazılar olduğunu, senetteki farklılıklar üzerinde kriminal inceleme yapılması gerektiğini, davacının kira borcunu aralıksız ödediğini, senedin düzenlenme tarihinde davacının davalının işyerinde kiracı olmadığını, davalının senedi anlaşmaya aykırı doldurduğunu kira sözleşmesi ile ispatladıklarını, dava konusu senedin zamanaşımına uğradığını belirterek tedbir, davacının borçlu olmadığının tespiti ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu dava dilekçesinde yazılı iddialara katılmalarının mümkün olmadığını, bir senedin hangi şartlarda teminat senedi olarak kabul edileceği kanun ve içtihatlar ile açık bir şekilde belirlenmiş olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, takibe konu bir bononun, teminat senedi olduğuna ilişkin iddianın, hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine konulmuş bir kayıtla ya da takip dayanağı senedin tanzim ve vade tarihi ile miktarı belirtilmek suretiyle açık atıf yapan bir sözleşme ile ispatlanması gerektiğini, dosya kapsamında takibe konu bononun teminat senedi olduğunu ortaya koyacak hiç bir delil bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu kira sözleşmesinin yıllar önce yapılmış ve davacının taşınmazı boşaltmasının ardından ortadan kalkmış bir sözleşme olduğunu, davalının … dükkanı işletmekte olduğunu, davalının mali durumu iyi olduğunu, takibe konu bonoda belirtilen bedeli davacı tarafa nakten senet karşılığı verdiğini ve vadesi geldiğinde de ödenmeyince icraya koymuş olduğunu, borçlunun iddia ettiği gibi kiraya karşılık verilen bir senet olsa idi çok daha önce icra takibine konu edilebileceğini, davacı tarafça bonoda yer alan imzanın inkar edilmediğini, bononun tüm şartları yerinde ve geçerli bir bono olduğunu, davacının bizzat kendi tarafından verilen senede karşı haksız bir şekilde iş bu davayı açtığını belirterek davanın reddine ve haksız olan borçlu/davacı aleyhine asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında takibe konulan alacak nedeni ile davacının borçlu olup olmadığı ve borçlu ise miktarı hususlarına ilişkin davadır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının … olduğu, borçlunun … olduğu, 10.000,00 EUR takip tarihi 31/07/2019 düzenleme tarihli 31/12/2019 ödeme tarihli 10.000 EUR bedelli senet, 17,48 EUR işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.017,48 EUR TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri C.Başsavcılığına yazılan müzekkereye cevap verildiği ilgili evrakın dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 12/08/2020 tarihli dilekçesinde icra takibinin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını talep ettiği, Mahkememizce verilen 13/08/2020 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişisinden alınan 01/03/2021 havale tarihli raporda özetle; ” davacı tarafın takip konusu yapılan bononun teminat senedi olduğunu ileri sürdüğü, davalının ise borç para karşılığında bononun düzenlendiğini savunduğu, senet üzerinde ” nakten” kaydının yer aldığı, hal böyle olunca ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiği, taraf defterlerinde takip konusu bononun teminat bonosu olduğunu gösteren herhangi bir kayıt bulunmadığı, mevcut delillerle davacının iddiasını ispatlayamadığının değerlendirildiği” kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/3567 E, 2015/13814K nolu 03.11.2015 tarihli kararında “davacı senetteki imzaya bir itirazda bulunmayıp, senet içeriğinin kendisinden habersiz doldurulduğunu belirterek senetteki yazıların incelenmesini talep etmiş ise de, TTK hükümlerine göre bononun açığa imza atılmak suretiyle düzenlenmesi mümkün olup, içeriğinin anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiği,….”nin belirtilmiş olduğu görülmüş olup Kayseri C. Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyasında alınan raporda senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu anlaşılmakla senette tahrifat olmaması da dikkate alındığında ilgili ilam gereğince ispat yükünün davacıda olduğu görülmüş ve mahkememiz kararına etkisi olmayacağı anlaşılan savcılık dosyasının sonucunun beklenmesine gerek görülmemiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/13336 E, 2017/7372 K sayılı ilamında “Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının takibe konu bonoyu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin teminatı olarak davalıya verdiğini iddia ettiği bu halde ispat yükünün davacıda olduğu, ancak bonoda ve sözleşmede bononun teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı, davacının da kesin delillerle iddiasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.(ONANMASINA)” denildiği görülmüş olup senedin teminat senedi olduğu konusunda ispat yükünün davacıda olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafın delilleri arasında yemin delili olmakla davacı vekiline yemine başvurup başvurmayacağı hususu hatırlatılmış ve davacı tarafça yemine başvurmayacaklarının beyan edilmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası nedeni ile borçlu olunmadığı belirtilerek menfi tespit davası açılmış ise de, davacı tarafça senet üzerinde yeralan imza yönünden inkarda bulunulmadığı, açığa atılan imzada anlaşmadan farklı olarak senedin düzenlendiğini ispat yükü ile senedin kiracılık ilişkisinden kaynaklı teminat senedi olarak verildiğini ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davalının beyanlarının senet üzerindeki nakden kaydın talili niteliğinde olmadığı, yukarda açıklandığı üzerine soruşturma dosyasının beklenmesine gerek olmadığı, 01/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre senedin teminat senedi olduğuna dair defterlerde kaydın bulunmadığı ve bu şekilde davacı tarafın iddialarını yazılı deliller ile ispat edemediği ve yemin deliline de başvurmadığı anlaşılmakla ispat edilemeyen davanın reddine, Mahkememizce verilmiş ve uygulanmış bir tedbir kararı olmadığından, davalı tarafın tazminat talebinin İİK Mad. 72/4 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Mahkememizce verilmiş ve uygunlanmış bir tedbir kararı olmadığından, davalı tarafın tazminat talebinin İİK Mad. 72/4 gereğince reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL peşin harç ile 1.088,37 TL tamamlama harcından mahsubuyla artan bakiye 1.062,07 TL’nin karar kesinleştiğinde istek ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yargılama boyunca yapılan herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
7-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına.
8-Davalı lehine A.A.Ü.T. Uyarınca 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/01/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır