Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/426 E. 2021/955 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/426 Esas – 2021/955
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/426 Esas
KARAR NO : 2021/955

….

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ….
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında … İli …. İlçesi …. Mahallesi …. Ada… Parselde kayıtlı taşınmaz üzerindeki dairenin satışı konusunda anlaştığını, ödemeleri düzenlemek için sözleşme düzenlendiğini, davacının sözleşmedeki üzerine düşen ödemeleri yerine getirdiğini ancak davalının edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, davalının arka tarafında “daire tesliminde ödenecektir” şeklinde kayıtlı bulunan teminat senedi vasfındaki bonoyu icra takibe konu ettiğini, bu takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede ödemenin teminatı olarak verilen bononu takibe konu edildiğini, bu nedenle takibin hukuka aykırı olduğunu, dava konusu edilen taşınmazda eksiklikler bulunduğunu, dairenin bu haliyle teslim edilmiş sayılmayacağından da başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle icra takiben konu edilen … tarihli senetten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitini, icra veznesine ödenecek tutarın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının davacıdan alacağının mevcut olduğunu, borca karşılık … tanzim, … vade tarihli 25.000,00-TL bedelli bonoyu tanzim ederek davalıya verildiğini, borcunu süresinde ödemediğini, bu nedenle icra takibi başlatıldığını, takibe ve davaya konu bononun sebepten mücerret olup davacının temel ilişkiye dayanmazına muvafakatlerinin bulunmadığını, bononun teminat olarak verildiğini ilişkin iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının bononun bedelini ödediğini yazılı belge ile ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacının gayrimenkul satışına ilişkin teminat senedi olarak düzenlendiği yönündeki iddiasını kabul etmediklerini, davacının satıma konu dairedeki bir takım eksikliklerin olduğunu beyan ederek eksikliklerin bedellerinin borçtan düşmesini gerektiği yönündeki talebinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafça kendisine 300,00-TL üzerinden kira yardımı yapılmasını kararlaştırılmasına rağmen bu yardımın yapılmadığını, buna yönelik sunulan belgenin davalı tarafından düzenlenmediğini, bu belgeye dayanılarak davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmede daire satış bedeli olarak kararlaştırılan 185.000,00-TL’nin tamamının ödenmediğini, davacının ödemeye ilişkin belge ile ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacının davalıya borcu bulunmadığına yönelik iddiasının yersiz ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bono, icra takip dosyası, ticari defterler, tanık, keşif, bilirkişi incelemesi, yemin.
GEREKÇE:
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davalı tarafa yemin ettirilmiştir.
Dava, taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında alıcı davacının satıcı davalıya, satış bedeline mahsuben (kaparo olarak) düzenleyip verdiği senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasında satış ilişkisinin bulunduğu çekişmesiz olup, dava konusu edilen senedin taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya teslim edildiği hususu, davacının dava dilekçesindeki beyan ve iddialar ile davalının … tarihli celsede verdiği yeminli beyanları dikkate alındığında çekişmesiz olup; her iki taraf, senedin satış sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlığa ilişkin olduğunu beyan ederek temel ilişkiden kaynaklı iddia ve savunma sebepleri ileri sürmüşlerdir. Bununla beraber; dava ve takip konusu senette “daire tesliminde ödenecektir” kaydı bulunmaktadır.
6102 sayılı TTK m. 776/1-b hükmü uyarınca bono veya emre yazılı senet, belirli bir bedelin kayıtsız/ koşulsuz ödeme vaadini içermelidir. Diğer bir deyimle, borç vaadinde hiçbir kayıt ve koşulun yer almaması gerekir. Aksi halde bono, kıymetli evrak niteliğini yitirir. (Kıymetli Evrak Hukuku, ÜLGEN/ HELVACI/ KAYA/ NOMER ERTAN, İstanbul 2021, s.146) Bononun ödenmesinin herhangi bir şarta bağlanması, örneğin bir karşı edimin ifasına tabi tutulması, senedin geçersizliği sonucunu doğurur. (Kıymetli Evrak Hukuku, KENDİGELEN/ KIRCA, İstanbul 2021, s.165, Kn.346; Kıymetli Evrak Hukuku, ÖZTAN, Ankara 2018, s.209; Aynı yönde benzer örnekler için bkz. Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, PULAŞLI, Ankara 2018, s.227, Kn.10)
Her ne kadar dava konusu senet, bono olarak kambiyo senedi vasfında olduğu kabul edilerek kambiyo senetlerinin de 6102 sayılı TTK da düzenlenen senetler olduğu gözetildiğinde uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK 4/1-a hükmü çerçevesinde mutlak ticari dava olduğu düşünülerek mahkememizde dava açılmış ise de; senette yer alan yukarıda yazılı kaydın, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi gözetildiğinde senet metninde yazılması caiz olmayan kayıtlardan olduğu, uyuşmazlığın kambiyo senedi vasfında olmayan bir borç senedinden kaynaklı taraflar arasındaki temel ilişki olan taşınmaz satışı ilişkisinden kaynaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında davacı iddiasına göre, satış sözleşmesi kapsamında dava konusu senedin verildiği; davalı savunmasına göre ise, satış sözleşmesi kapsamında senedin düzenlenip kendisine verildiği, senedin daire tesliminde ödeneceğine dair kayıt ve şartın gerçekleştiği, taşınmazın davacıya satılıp devir ve tescil edildiği ve fakat senet bedelinin tahsil edilmediği, taraflar arasındaki ihtilafın temel ilişki olarak taşınmaz satış sözleşmesine dayandığı, sözleşmeye dayalı ve kambiyo senedi vasfı taşımayan borç senedinden kaynaklanan ihtilafın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği (Benzer yönde Yargıtay 13.HD’nin 2016/2345 Esas, 2017/6774 Karar sayılı kararı) anlaşılmaktadır.
Ticari davalar, TTK.nun 4. maddesinde düzenlenmiş olup görülmekte olan davanın, TTK.nun 4/1. maddesi kapsamında sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, davanın nispi ticari dava kabul edilmesi için de her iki tarafın da tacir olması ayrıca uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmasının gerektiği, somut olayda taraflar tacir olmayıp her iki taraf tacir olmadığından davanın nispi ticari dava olarak kabulünün de mümkün bulunmadığı, diğer özel düzenlemelerle (İİK.nun 154, TİRK.nun 22, Koop.K.nun 99, FKK.nun 31…gibi) belirlenmiş görev hükümleri gereğince mahkememizin görevli kılınmadığı, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, davanın görevli mahkemede açılmış olmasının dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından (TTK.nun 4-5, HMK.nun 114/1-c,115) davanın esasına girilmeden usulden reddiyle dosyanın Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.11/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır