Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2022/217 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/396 Esas – 2022/217
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/396 Esas
KARAR NO : 2022/217

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ….
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : …-… – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2022
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının İstanbul da boya imalatı yapan ve imal ettiği boyaları perakende satış yapan işletmelere toptan satan bir şirket olduğunu, 2017 yılında davalı ile aralarında boya satışı gerçekleştiğini ve buna karşılık tanzim edilen faturalar da davacının muavin defterlerine işlendiğini, euro üzerinden yapılan sözleşmeye ilişkin faturalar 31/12/2017 tarihinde işleme tarihindeki rayiç bedel üzerinden 109.730,08-TL olarak işlendiği, işbu toplam alacağa karşılık davalı yanca 4 kalem üzerinden toplam 26.399,91-TL ödeme yapıldığını ve davalı tarafından davacıya ödenmesi gereken 83.330,17-TL bakiye borç kaldığını, taraflar arasında devam eden ticari ilişkin dahilinde akdolunan sözleşmeler döviz kuru üzerinden akdolunduğunu, borçlu konumunda bulunan davalının sözleşme edimini olarak döviz borcu altına girdiğini ve mal teslimine ilişkin faturaların da döviz miktarı üzerinden keşide edildiğini, davalının edimlerini yerine getirmemesi üzerine Kayseri Genel İcra Dairesi nezdinde … Esas yalı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile takibin devamını, %20 en aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davayı kısmi olarak başlattığını, davanın esas değerinin belli olduğunu, kısmi dava ikame edilmesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı ile davalı arasında ticari satımdan kaynaklı bir ilişkinin söz konusu olduğunu, davacının usulsüz olarak döviz bazında faturalar düzenlemesi ve hem döviz bazında kur farkı yansıtması hem de ayrıca vade farkı yansıtması sebebiyle sona erdiğini, taraflar arasında döviz kuru üzerinden fatura düzenleneceğine dair hiçbir sözleşme yahut ibra bulunmadığını, cari hesap konusunda mutabakat sağlanamadığını, davalının ticari defterlerinde görülecek olan ödemeler dikkate alınmadan icra takibi başlatıldığını, henüz vadesi gelmemiş borçlara ilişkin de vade farkı işletildiğini, davalı ile davacı şirket arasındaki anlaşma 1 ay çalışıp 6 aylık vade ile ödeme yapılması hususunda olduğunu, davacı şirketin bu hususta herhangi bir sözleşme sunmadığını, alacağın muaccel olduğunu iddia ettiğini, davacı ile davalı arasında mutabakat sağlanmaması sebebi ile davacı şirketin müvekkili tarafından davacı şirkete karşı malen düzenlenmiş 150.000,00-TL lik senedi haksız olarak icra takibi başlatıldığını, itiraz edilmesi sebebi ile davacının 07/11/2018 tarihinde dosya alacağından feragat ettiğini, daha sonra feragat ettiği alacak için yeniden icra takibi başlattığını, vergi mevzuatlarına göre yurt için ve yurt dışı şirketlere döviz cinsinden fatura düzenlenmesi mümkün olduğunu, yurt içi şirketlere düzenlenen faturalarda Türk Lirası karşılığının gösterilmesi zorunluluğu kanun maddesinden açık olduğunu, tarafların daha önceden kur tespit etmediği durumlarda Merkez Bankası Döviz Alış Kuru ile Türk Lirası tutarının hesaplanması ve karşılığının faturada belirtilmesi gerektiğini, bu nedenle davalıya kesilen faturalar euro kuru Türk Lirasına çevrilmeden hesaplanmış ve faturalarda Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihi baz alınır şeklinde açıklama yapılarak Vergi Usul Kanununa aykırı davranıldığını, davalıya kesin faturaların Türk Lirası karşılığı belirtilmediği gibi hem Euro üzerinden kur farkı yansıtılmış hem de aylık %4 vade farkı yansıtıldığını, davalının maddi zarar gördüğünü, davacının haksız kazanç sağladığını ve taraflar arasındaki cari hesap konusunda mutabakat sağlanamadığını, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli davasının öncelikle usulden reddi, aksi halde esastan reddini, davacının hukuki dayanaktan yoksun, kötün niyetli olarak ikame ettiği davanın davalıyı mağdur etmesi sebebiyle %40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava,ticari satımdan kaynaklı faturaya dayalı alacağın tahsili istemiyle başlatılmış icra takibinde itirazın iptali ve takibin devamına ilişkindir.
Yargılama devam ederken celse arasında davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu15/03/2022 tarihli dilekçesiyle; müvekkilinin isteği üzerine davadan feragat ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadıklarını, vekâletnamesinde ise feragate ilişkin özel yetki bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili ise UYAP üzerinden sunduğu15/03/2022 tarihli dilekçesiyle; karşılıklı yargılama gideri ve vekâlet ücreti talepleri bulunmadığını bildirmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenleye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, feragat sebebiyle davacı tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu olduğu ancak davalı tarafın da masraf ve vekalet ücreti istemediği hususu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-FERAGAT NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40-TL ve 1.047,14-TL ıslah harcından mahsubu ile artan 1.020,84-TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin talep nedeniyle davalı üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdiri yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansından yargılama sırasında yapılan masraflardan geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize ve bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır