Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/316 E. 2021/1049 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2020/316 Esas – 2021/1049
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/316 Esas
KARAR NO : 2021/1049

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …- ….
VEKİLİ : Av. …-….
DAVALI : …-……
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2017/1214 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVACI :… -… – …
VEKİLİ :Av. … -…
DAVALI :…-…- …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/10/2017

KARAR TARİHİ : 02/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2021
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ….’nin ortakları olduğunu, müvekkilinin şirkette hisse payının 70/200, davalının 130/200 olduğunu, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2003/384 E 2004/223 K. Sayılı kararı ile şirketin tasfiyesine karar verilerek müvekkilinin tasfiye memuru olarak atandığını, müvekkilinin şirketin borçlarını yapılandırarak şirketin vergi dairesi SGK ve ticaret odasına olan borçlarını ödediğini, ancak davalının kendi payına düşen tutarı ödemeye yanaşmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Kayseri ….İcra Md.nün … E.sayılı dosyası ile takip başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının yetki itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu HMK.nın 14.maddesi uyarınca Kayseri İcra Daireleri ve Mahkemelerinin kesin yetkili olduğunu, 6183 sayılı yasanın 35.maddesi uyarınca limited şirketin ortağı olan davalının hissesi oranında şahsen mesul olduğunu, davalının itirazında kötüniyetli olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve davalının 19/01/2001 tarihli ticari sicil gazetesinde ilan edildiği üzere … şirketinin ortakları olduğunu ancak şirketin 20/05/2002 tarihinden itibaren şirketin ticari faaliyetini sonlandırması nedeni ile tasfiyesinin talep edildiğini ve Kayseri ATM nin 2003/384 esas sayılı 2004/223 karar sayılı kararı ile şirketin tasfiyesine karar verilip davacının tasfiye memuru olarak atandığını, davacının sonrasında şirketin borçlarını yapılandırdığını, ödemelerde bulunduğunu, bütün ödemeleri davacının yapıp davalının katkısı olmadığını, bunun üzerine davalı hakkında Kayseri …. icra müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takibe itiraz üzerine Kayseri 2 ATM nin 2017/208 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, davanın derdest olduğunu, dava tarihinden sonra Gevher nesibeye ödemelerin devam ettiğini, toplam 7.959,92 TL daha ödediğini belirterek davalıdan tahsil edilmeyen şirket borçları yönünden davanın mahkemenin 2017/208 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi ve alacak talep edildiği görülmüştür.
SAVUNMA: Asıl ve birleşen davalarda dava dilekçeleri davalıya tebliğ edilmiş ancak herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER : Kayseri … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, vergi kayıtları, SGK kayıtları, ticaret odası kayıtları, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/384 Esas 2004/223 Karar sayılı dosyası, tanık, yemin.
GEREKÇE: Dava, limited tasfiye memuru olan davacının tasfiye giderleri olarak yapmış olduğu masrafların bir kısmının davalı şirketi ortağından tahsili istemiyle başlatmış olduğu icra takibinde itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Mahkememizin işbu dosyası Kayseri BAM 6. Hukuk Dairesinin 17/03/2020 tarih 2020/340 Esas ve 2020/348 Karar sayılı kaldırma kararı ile mahkememizin 2020/316 Esas sayılı sırasına kaydedilmiş ve yargılamasına devam edilmiştir.
Kadırma kararı öncesinde;
Tarafların bildirdiği delil ve belgeler, icra takip dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Davacı ile davalının, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 21.12.2000 tarihinde … sicil numarası ile tescili yapılan … (şirket)’nin ortakları olduğu, kuruluş ana sözleşmesinde mevcut şirketin sermayesinin % 35’inin davacıya % 65’inin davalıya ait olduğu, şirket müdürlerinin münferit imza yetkisi ile birlikte davacı ve davalının olduğu, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2004 tarih ve 2003/384 esas 2004/223 karar sayılı ilamında şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye kapanışının ve şirket kaydının silinmesine ilişkin tescilin 17.08.2009 tarihinde Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapıldığı, davacıdan yerinde inceleme yetkisine istinaden talep edilen tasfiye ve tasfiye öncesine ait şirket ticari defterlerinin temin edilemeyeceğinin bildirilmesi münasebetiyle davacı iddialarının tasfiye kapanış döneminden sonrası için değerlendirilebileceği, davacı, şirketin Gevher Nesibe Vergi Dairesine olan 23.780,50 TL. vergi borçlarını 07.09.2007 tarihinde, Ticaret Odasına olan 566,00 TL. aidat borcunu 13.08.2009 tarihinde ödediğini belirtmesine rağmen tasfiye dönemi ve öncesine ait şirketin defterlerini temin edememesi münasebetiyle ödeme tarihlerinde şirketin bu ödemeleri yapacak ekonomik gücünün bulunup bulunmadığı hususunda bir değerlendirme yapılamayacağı, davacı tarafından 01.12.2014 tarihinde yapılandırma suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna ödemiş olduğu 3.070,73 TL. prim borcunun davacı tarafından bizzat ödediğinin kurum tarafından teyit edilmesi münasebetiyle yapılan ödemenin içerisinde davalının % 65 payına isabet kısmın 1.996.01 TL olduğu ve bu tutarın davacı alacağı olduğu, davacı tarafından 28.11.2014 tarihinde Gevher Nesibe Vergi Dairesine yapılan müracaat sonrası yapılandırılan vergi borçlarının şirkete mi yoksa şirkette davacı hissesine düşen vergi borcumu olduğunun belli olmadığı, söz konusu yapılandırmaya istinaden davacı tarafından taksitler halinde takip tarihine kadar 20.695,96 ödeme yapıldığı, ödemelerin dilekçe ekinde mevcut dekontlar dahilinde davacı tarafından yapıldığı, söz konusu yapılandırmanın vergi dairesinden teyit edilmesi ve şirkete ait olduğunun bildirilmesi halinde davacı tarafından yapılan 20.695,96 TL.’nin ödemenin içerisinde davalı % 65 payının 13.452,37 TL. olduğu ve bu tutarın davacının davalıdan alacağı olduğu, davacı tarafından yapılan yapılandırmanın kendi payına düşen vergi borcundan kaynaklı olduğunun vergi idaresi tarafından bildirilmesi halinde davacının bu yapılandırmadan kaynaklı davalıdan alacağının olmayacağı…” şeklinde raporunu sunmuştur.
Bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; “Dava dosyası için hazırlanan …. tarih ve …. sayılı bilirkişi raporuna konu davacı iddiaları ile birleşen dava dosyasında davacı iddialarının aynı olması ve taraflarının da aynı olması münasebetiyle önceki bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar iş bu bilirkişi raporunda tespit edilen hususlar ile birleştirilmiştir. Davacı ile davalının, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 21.12.2000 tarihinde … sicil numarası ile tescili yapılan … (şirket)’nin ortakları olduğu, kuruluş ana sözleşmesinde mevcut şirketin sermayesinin % 35’inin davacıya % 65’inin davalıya ait olduğu, şirket müdürlerinin münferit imza yetkisi ile birlikte davacı ve davalının olduğu, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2004 tarih ve 2003/384 esas 2004/223 karar sayılı ilamında şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye kapanışının ve şirket kaydının silinmesine ilişkin tescilin 17.08.2009 tarihinde Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapıldığı, davacıdan yerinde inceleme yetkisine istinaden talep edilen tasfiye ve tasfiye öncesine ait şirket ticari defterlerinin temin edilemeyeceğinin bildirilmesi münasebetiyle davacı iddialarının tasfiye kapanış döneminden sonrası için değerlendirilebileceği, davacının, şirketin Gevher Nesibe Vergi Dairesine olan 23.780,50 TL. vergi borçlarını 07.09.2007 tarihinde, Ticaret Odasına olan 566,00 TL. aidat borcunu 13.08.2009 tarihinde ödediğini belirtmesine rağmen tasfiye dönemi ve öncesine ait şirketin defterlerini davacının temin edememesi münasebetiyle ödeme tarihlerinde şirketin söz konusu ödemeleri yapacak ekonomik gücünün bulunup bulunmadığı hususunda bir değerlendirme yapılamayacağı, davacı tarafından 01.12.2014 tarihinde yapılandırma suretiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenen toplam 3.070,73 TL. prim borcunun davacı tarafından bizzat ödendiğinin kurum tarafından teyit edilmesi münasebetiyle yapılan ödemenin içerisinde davalının % 65 payına isabet kısmın 1.996,01 TL olduğu ve bu tutarın davacı alacağı olduğu, davacı tarafından 28.11.2014 tarihinde Gevher Nesibe Vergi Dairesine yapılan müracaat sonrası tarafların hissedarı olduğu şirketin vergi borçlarının 18 taksitte ödenmek üzere yapılandırıldığı, davacının şirket adına 20.695,96 TL. taksitlendirilmiş vergi borcunu ödediği aynı zamanda birleştirilen dava dosyasına davacının ibraz etmiş olduğu 14-15-16-17 ve 18. taksitlere ait dekontlar dahilinde 7.959,95 TL. vergi borcu için de ödeme yaptığı, her iki dava dosyası kapsamında davacının toplamda vergi dairesine 28.655,88 TL ödeme yaptığı, vergi borcu yapılandırma tarihinin şirket tasfiye tarihinden sonra olması münasebetiyle şirketin vergi borcunu ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunmadığı, talebe istinaden dava dosyasına Gevher Nesibe Vergi Dairesi tarafından gönderilen yazı içeriğinde, davacının vergi sorumlusu olarak söz konusu şirketin vergi borçlarını şirket adına yapılandırdığı ve şirket adına ödediği, ödenen vergi borcunda davalı diğer şirket ortağının hissesine düşen kısmın (130/200) 18.626,32 TL. olduğu ve bu tutarın davacı alacağı olduğu…” şeklinde ek raporunu sunmuştur.
Bilirkişi 2. ek raporunda sonuç olarak; “2017/208 esas sayılı dava dosyasını iddialar ve savunmalar çerçevesinde dayanağını teşkil eden dava dosyasında mevcut belge ve bilgiler dahilinde inceledim. Dava dosyası için hazırlanan asıl ve ek bilirkişi raporları sonrasında davacının ortağı olduğu şirket hakkında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde ki 2003/384 esas ve 2004/323 karar sayılı dava dosyası ve eklerinin dava dosyasına temin edilmesi ile birlikte feshine karar verilen şirketin tasfiye başlangıcındaki öz sermayesinin dikkate alınarak ek rapor konusu talep hakkında yapılan inceleme neticesinde, davacının birlikte hissedarı olduğu …’nin tasfiye sonrası ödemiş olduğu vergi, ssk ve ticaret odası aidat borçlarından kaynaklı davalı hissesine düşen kısmını talep etmesine rağmen dava dosyasına sonradan giren Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/323 esas ve 2004/323 karar sayılı dava dosyasında davacının şirketin tasfiye memuru olarak atandığı, tasfiyeye giriş bilançosunda şirketin öz sermayesinin 19.673,58 TL. olduğu, tasfiye başlangıcından bitiş tarihine kadar sorumluluğunda bulunan defterleri dava dosyasına ibraz etmemesi münasebetiyle asıl ve ek raporda tespit edilen davalı payına düşen ssk, vergi ve ticaret odası aidat borçları hakkında şüpheye mahal vermeyecek şekilde tespit yapılmasının mümkün olmadığı, davacının tasfiye memuru olarak kanuni görevinin tasfiye sürecinde şirket varlıklarının şirket borçlarını karşılamaması halinde mahkemeden şirketin iflasını talep etmesi gerekirken dava dosyasında bulunan kayıtlarda bu sorumluluğun davacı tarafından yerine getirilmediği…” şeklinde raporunu sunmuştur.
Kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılamada kaldırma kararında belirtilen hususlar bakımından bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, alınan bilirkişi heyeti raporunda sonuç olarak; ” Taraflar arasında görülmekte olan davanın …. tarih ve … nolu celsesinde bilirkişi raporunun hazırlanması için ….nin ticari defter ve belgelerinin yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen şirketin tasfiye memuru ve davacı olan … ile yapılan telefon görüşmesinde şirketin ticari defterlerinin elinde bulunmaması münasebetiyle incelemeye herhangi bir defter sunulamayacağının beyan edildiği, dava dosyası içerisinde bulunan Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.06.2004 tarih ve 2003/384 esas 2004/223 karar sayılı ilamında “Davacının davalı …nin tasfiyesine ilişkin talebinin kabulü ile Davalı …” nin tasfiyesine ve tasfiye memuru olarak davacı …’ ın atanmasına,” karar verildiği, bu kapsamda Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde tasfiye ilanının 3 kez yayınlandığı nihayetinde, 02.09.2009 tarih ve 7389 sayılı gazetenin 264, sayfasında tasfiye kapanışının ve şirket kaydının silinmesine ilişkin 17/08/2009 tarihli tescil ilanının tarihinde yayınlandığı ve şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 21.12.2000 tarihinde … sicil numarası ile tescili yapılan …” nin kuruluş ana sözleşmesinin tescilinin yapılarak, 19.01.2001 tarih ve 5218 sayılı Türkiye Ticaret Sicil: Gazetesinin 332. sayfasında ilanının yapıldığı, Şirket sermayesinin içerisinde davacın Ye 35 davalının ve 65 hissesinin bulunduğu, Ana sözleşmenin Şirketin İdaresi başlıklı 8. Maddesine istinaden şirket müdürlerinin davalı ve davacının olduğu her birinin şirketi münferiden temsile yetkili olduğu, davalı şirketin 20,05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığı, kasa hesabında 803,84 TL, Ticari Mallar hesabında 16.470,00 TL, …lar hesabında 4.161,64 TL ve de Aktif toplamında 21.435,48 TL tutarında varlığının olduğu, satıcılar hesabında 1.791,90 TL borcunun olduğu, kayıtlı sermayesinin 5,000,00 TL olduğu, Geçmiş yıllar karlarının 8.250,62 TL, dönem net karının 6.422,97 TL olduğu, 31.12.2002 tarihi itibarıyla öz sermayesinin 19.673,58 TL olduğu, sermayesini koruduğu, Kaynaklarının toplamının 21.435,48 TL olduğu, davalı şirketin 20.05.2002 tarihinden itibaren ticari faaliyetinin bulunmadığı, aktif tarafta kasa hesabında 803,84-TL, ticari mallar hesabında 16.470,00-TL, demirbaşlar hesabında 4.161,64-TL ve de aktif (varlıklar) toplamında 21.435,48-TL tutarında varlığının olduğu, pasif tarafta satıcılar hesabında 1.791,90-TL borcunun olduğu, kayıtlı sermayesinin 5.000,00-TL olduğu, geçmiş yıllar karlarının 8.250,62 TL, dönem net karının 6.422,97-TL olduğu, 31.12.2002 tarihi itibarıyla öz sermayesinin 19.673,58 TL. olduğu, sermayesini koruduğu, pasif (kaynaklar) toplamının 21.435.48-TL olduğu, …’nin tasfiyeye girdiği anda borca batık olmadığı, 19.673,58 TL tutarında borç ödeme kabiliyetine sahip olduğu, tespit edilmiştir. Tasfiye ile sicilden silinen şirketin kamu borçlarından şirketin iflası istense bile AATÜHK m.35 gereği davacı ve davalının payları oranında sorumlu olacaklarından, fesih ve tasfiye kararı alınan 2004 yılında bilanço çıkarılmamış olsa bile, resmi son bilanço olan 2002 yılı bilançosundaki malvarlığı esas alınacak olsa dahi borcu karşılayacak varlık miktarı dışındaki miktarından şirketin ortaklarının payları oranında sorumlu olmaları gerektiğinden davalının davacıya karşı davacının ödemiş olduğu miktarın 96 65 oranında sorumlu olmasının kabul edilmesi gerektiği tespit edilmiştir.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, kaldırma kararında belirtilen gerekçeleri karşılayacak şekilde vergi dairesi başkanlıklarına yazılan yazı ve yazı cevabı, kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi heyet raporu bir bütün olarak değerlendirilmiş olup limited şirket tasfiye memuru olan davacının yasal yükümlülükleri yerine getirmediği, şirketin borçlarını şirketin tasfiye süreci içinde şirket mal varlığını kullanarak ödemesi gerektiği, şirketin bu borçları ödeyemeyeceğini açıkça belli olması halinde dahi bu alacağın talep edilebilmesi için dava dışı şirketin muacceliyet tarihi itibariyle ödeme gücü bulunmadığının kanıtlanması, bunun için de davacı tasfiye memurunun 6102 Sayılı TTK m.82/5 hükmü gereğince saklamakla zorunlu olduğu şirketin ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi sırasında sunması gerektiği, kaldırma kararı sonrası yapılan bilirkişi incelemesinde de davacının ticari defter ve belgeleri sunamadığı, davacının tasfiye memuru olduğu şirketin 20/05/2002 tarihinden beri ticari faliyetinin bulunmadığı ve fakat 31/12/2002 hesap kapanış tarihi itibariyle öz sermayesinin 19.673,58 TL olduğu ve sermayesini koruduğu, diğer bir deyimle borca batık olmadığı gibi dava konusu borcu ödeme kabiliyetinin bulunduğu, davacı tasfiye memurunun bu borçların tasfiye sırasında şirketin özsermayesinden karşılanmak suretiyle tahsili yoluna giderek şirketin tasfiye işlemlerini yürütmesi gerektiği halde tasfiye usul ve esaslarına uyulmaksızın şirket ortaklarının bu aşamada payları oranında kamu borçlarından 6183 sayılı AATÜHK m.35 gereği sorumlu oldukları şeklinde yanılgılı değerlendirilmeleri sonucu ödeme yapıp kendi payına düşenden fazla ödeme yapıldığından bahisle şirketteki payları oranında bu ödemenin diğer şirket ortağı olan davalıdan tahsili cihetine gidilmesi hem usul ve yasaya hem de afaki iyi niyet kurallarına (dürüstlük kurallarına ) uygun olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DAVANIN VE BİRLEŞEN Kayseri 2. ATM’nin 2017/1214 E. Sayılı dosya yönünden davaların ayrı ayrı REDDİNE,
Asıl dava yönünden;
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile artan 623,80-TL nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine.
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
4-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.
6-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı lehine 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden;
8-Alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 88,36-TL harçtan mahsubu ile artan 29,09-TL nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine.
9-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
10-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine.
11-Davalı lehine 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize ve ya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır