Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/209 E. 2022/414 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/209 Esas
KARAR NO : 2022/414

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ……
DAVALI : … – … – …
DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davacı ile davalı arasında kooperatif üyeliğinden kaynaklı borç ilişkisi bulunduğunu, davacı kooperatifin 29.06.2019 tarihli genel kurul toplantısında 2009 ve 2010 tarihli maliyet hesaplarının hatalı olması sebebiyle geçersiz. olduğu, kooperatifin 08.12.2017 tarihli raporunun geçerli ve doğru olduğuna karar verildiği, anılan genel kurul kararının kesinleşmiş olup kooperatifin aldığı kararlara ilişkin itiraz olmadığı ve kararların oybirliği ile alındığını, davacı kooperatifin eski yönetim kurulu tarafından 30.07.2009 ve 30.07. 2010 tarihli kesin hesap adı altında hatalı uygulamalar ile davalının da dahil olduğu 93 kişiye dairelerinin teslim edildiği ancak kooperatif tarafından 08.12.2017 tarihli kesin hesap ile bu kişilerin kooperatife borçlu olduklarının anlaşıldığını, daha önce çıkarılan geçici hesabın ana sözleşmeye aykırı olması ve devam eden kooperatifin genel giderlerinin artması gibi nedenlerle davalı tarafından daha önce yapılan ödemelerin yetersiz kaldığını, kooperatifin tadil edilen ana sözleşmesinin 63. maddesi ile ‘konutun kesin maliyet bedelinin ödenmesi’ ile ilgili düzenleme yapıldığı ve 63. maddenin F bendinde “Ferdi ilişkiye geçildikten sonra, konut için kujlanılan kredilerin hak ediş faizleri ile birlikte oluşacak geri ödeme miktarlarının geri ödenmesinde farklı geri ödeme süreli, farklı faiz oranlı vs. olmalarından dolayı oluşacak farklılıkları dengelemek maksadıyla yönetim kurulunca belirlenecek esaslara göre bulunacak miktar ilave veya tenzil edilir” hükmü getirildiğini, açıklanan nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi verilmediği görülmekle HMK 128.maddesi gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
Kayseri Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden davacı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin ve tüm genel kurul kararlarının tasdikli suretleri celp edilmiş, Muhasebeci ve Kooperatif Hukuku alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin Mahkememize sunmuş olduğu 18/10/2021 havale tarihli rapordan özetle; davalının sabit fiyat peşin bedelli ortak olmadığı, belirlenen aidatı ödeyen üye olduğu, genel kurullarda sabit fiyat peşin bedelli ortak alımına ilişkin bir karar alınmadığı, dosya kapsamında ve kooperatif kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının istifa ettiğine yönelik bir belge ve bilgi bulurmadığı, yine de kooperatiften karşı edimi olan daire tapusunu alan ortağın kooperatif sona erene kadar kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmekle yükümlü olduğu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 13.11.2019 tarih 2016/6738 E., 2019/4723 K. sayılı kararında “kooperatif üyesi, kooperatiften edindiği taşınmazı İade etmeden istifa etmesi halinde, istifadan önce veya sonra olmasına bakılmaksızın inşaat maliyetine ilişkin aidatlardan sorumludur” şeklinde karar verdiği, Konu ile ilgili yargı kararlarında bilanço açığının kapanması veya ortağın kişisel sorumluluğunun artırılması halinde ek ödemeden söz edilebileceği, aidatların artırılması, tapu alınması için bazı giderlerin alınması, gecikme faizi, konutların yapımının hızlandırılması için ek aidat, çevre ve bahçe düzenlemesine yönelik alımanı kararların ek ödeme niteliğinde olmadığı bu gibi hallerde 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 31/1 ve 52/1 maddelerindeki ağırlaştırılmış karar yeter sayısına gerek olmadığı, Yargıtay 23. HD’nin 06.04.2015 tarih ve 2287 E, 2303 K; 05.07.2012 tarih ve 3297 E, 4652 K, Yargıtay 11 HD’nin 27.10.2009 tarih ve 2008/1237 E, 2009/11038 K, 05.11.2007 tarih ve 2006/11109 E, 2007/13776 K sayılı kararlarının da aynı yönde olduğu, davalıdan talep ediler tutarın da hem aidat borcu hem de inşaat maliyetlerine ilişkin olduğu, nihayetinde davacı kooperatife ait inşaatların talep tarihi itibariyle henüz tamamlanmadığı ve daire teslim edilmeyen üyelerin bulunduğu, davalının dava konusu olan kesin inşaat maliyet hesabından kaynaklanan farka ve daha önce ödenmeyen aidat borcuna ilişkin bir ödemesinin bulunmadığı, davalı …’in davacı kooperatife dava tarihi itibariyle (14.153,00 4 39.069,62 -) 53.222,62 TL anapara, (14.436,06 * 9.083,68=) 23.519,74 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 76.742,36 TL borcu bulunduğunun tespit edildiği bildirmiştir.
Dava, kooperatif üyesi olan davalıdan konut kesin maliyet alacağı istemine ilişkindir.
Emsal nitelikteki Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6310 E – 2022/185 K sayılı ilamında;” Dava kooperatif genel kurulu kararı uyarınca oluşturulan komisyon tarafından yapılan kesin maliyet hesabı doğrultusunda davalıdan talep edilen alacağa ilişkindir…Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61. maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62. maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat bittikçe biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre % 10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerinin teslim edilerek kooperatiften istifa edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir.
Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir.
Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.
Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62. maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır.
Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir. Bu durumda mahkemece eldeki davanın erken dava olduğu gerekçesiyle reddi ile masraf ve vekalet ücretinin bu doğrultuda sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü doğru görülmemiştir.
…” gerekçesiyle Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin 27/05/2022 tarihli celsesinde davacı kooperatif vekilinin alınan beyanından,davalının dahil olduğu bölümün inşaatının bittiği ancak kooperatifin bitmeyen inşaatlarının bulunduğu anlaşıldığından,emsal nitelikteki Yargıtay kararı gözetildiğinde bütün inşaatlarının bitmesine müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedel talep edilebileceğinden erken açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın Reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının dava açılırken davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç ile 1.307,00-TL ıslah harcından mahsubu ile artan 1.280,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından ve davalı kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2022

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır