Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/833 E. 2021/1151 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/833
KARAR NO: 2021/1151

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. …..
DAVALI : … – … -…
VEKİLLERİ : Av. … …
Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2019
KARAR TARİHİ : 21/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2022
KARAR SONUCU : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım bulunduğunu ve davalıya boya malzemesi satıldığını, bu satışlar için 29 adet fatura düzenlendiğini, faturaya konu malların davalıya teslim edildiğini, teslime ilişkin faturalarda isim ve imza bulunduğunu, alacağın sabit olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya ile takip “başlatıldığını, davalının ödeme güçlüğüne düştüğünü ve zaman kazanmak amacıyla takibe itiraz ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin adresinin icra takibinde kötü niyetli olarak Ankara olarak belirtildiğini, halbuki şirket adresinin Kayseri olduğunu, davalı şirketin yaklaşık 300 çalışanı olduğunu, mali tabloları incelendiğinde aktif olarak faaliyetine devam ettiğini, davacının ihtiyati haciz kararına binaen banka hesaplarına blokeler konulduğunu, şirket çalışanlarının dahi mağdur edildiğini, davaya konu icra takibine davalının borcu olmadığını, icra takibine konu edilen birçok faturada davalı şirkete teslim edildiğine dair imza olmadığım, faturalara konu malların davalı şirkete teslim edilmediğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamındaki faturalardan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalının süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 590.556,72-TL asıl alacak ve 46.291,88-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 636.848,60-TL alacak üzerinden 10/09/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 17/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 24/09/2019 tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince dava dilekçesi ile davalı borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi talep edilmiş olup, mahkememizce … tarihli müteferrik karar ile davacının ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, davalı vekilince ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine mahkememizce itirazın duruşmalı olarak değerlendirildiği ve itirazın reddine karar verildiği, bunun üzerine bu kararın da davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2020/338 Esas – 2020/359 Karar sayılı 18/03/2020 tarihli kararı ile başvurunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu faturalara ilişkin Form BA ve Form BS belgeleri ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılarak dosya arasına celbedilmiştir.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, mali müşavir bilirkişi ….’dan … tarihli bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi …’ın …. tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın davalı hakkında başlatmış olduğu takibi 29 adet faturaya dayandırdığı, takip konusu faturalar toplamının 550.556,92 TL olduğu, davacının takip ve dava konusu yaptığı 26 adet fatura hem davacı tarafça hem davalı tarafça vergi idaresine Bs/Ba formları ile beyan edildiği, bahse konu 26 adet fatura toplamının 352.227,52 TL olduğu, Yargıtay içtihatlarında; faturanın davalı tarafça Ba formu ile vergi idaresine beyan edilmesi satışın gerçekleştiğine karine olarak kabul edilmekte olduğu, dolayısıyla davacının davalıya 352.227,52-TL tutarındaki satışının mevcut deliller kapsamında ispatlandığı, davacının takip ve dava konusu yaptığı Aralık/2018 döneminde düzenlenen 3 adet fatura hem davacı tarafça hem davalı tarafça vergi idaresine farklı beyan edildiği, davacının bu faturaları 11 adet fatura olarak KDV hariç 112.508 TL bedelle beyan ederken; davalı tarafın bu faturaları 9 adet fatura olarak ve KDV hariç 273.921,00 TL olarak beyan ettiği, dolayısıyla bahse konu faturaların beyanında tutarsızlık olduğu, Aralık/2018 dönemine ilişkin üç adet faturanın mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, bu faturalardan davalı borcuna eklenmesi gerektiği düşünülenlerin 352.227,52-TL ispatlanan 26 adet fatura bedeline eklenerek davalının borcunun ortaya konmasının gerektiği, davalı tarafın herhangi bir ödeme iddiasında bulunmadığı, davalı tarafın mal tesliminin yapılmadığını ileri sürmekte olduğu, davalının yargılamanın ilerleyen aşamasında ödeme iddiasında bulunması ve ispatlaması durumunda ödemelerin fatura bedellerinden düşülmesi gerektiği, davacının 2018 yılı ticari defteri tasdik yönünden usulüne uygun olduğu, 2019 yılı envanter defterinin yazılı olmaması sebebiyle usulüne uygun olmadığı, ancak davacının 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerine yapılan kayıtlar incelendiğinde davalı için özel hesap açılmadığı, yapılan satışların diğer satışlarla birleştirilerek … hesabına kaydedildiği, dolayısıyla davalının hesabının özel olarak izlenemediği, bu bakımdan içerik yönünden usulüne uygun olmadığı belirlenmiştir.
Bilirkişi raporu doğrultusunda davalı vekilinin … tarihli dilekçesi ekinde ödeme dekontlarının suretlerini dosyaya ibraz ettiği ve bunun akabinde bilirkişiden …. tarihli ek rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi …’ın …tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda belirtildiği üzere davacının 2019 yılında davalıya düzenlediği 26 adet ve 352.227,52-TL tutarındaki faturanın tarafların birbirini teyit eden Ba/Bs formlarında yer aldığı, davacının davalıya 2018/12 döneminde düzenlediği 3 adet faturaya dayalı satışın ispat durumunun mahkemece araştırılıp değerlendirilmesi gerektiği, davalının ileri sürdüğü çekle ödeme iddiasına ilişkin gerekli araştırma ve değerlendirmenin mahkemece yapılması gerektiği belirlenmiştir.
Davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı görülmekle, mahkememizce davacı vekiline 3 adet fatura alacağı yönünden davalıya karşı yemin deliline başvurup başvurmayacağı hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, davacı vekilince süresi içerisinde yemin metni ibraz edilmekle, davalı şirkete yemin davetiyesi tebliğ edildiği ve 16/11/2021 tarihli duruşmada davalı şirket yetkilisi …’ın yemini eda ettiği anlaşılmıştır.
Somut davada, davacı taraf davaya ve icra takibine konu edilen 29 adet faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiş olup, davacı tarafından ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde davacının 2019 yılında davalıya düzenlediği 26 adet faturanın tamamının hem davacı tarafça hem de davalı tarafça vergi dairesine Bs/Ba formları ile beyan edilmiş olup, davacının 2019 yılındaki 352.227,52-TL tutarındaki satışının gerçekleştiği, ancak 2018 yılı Aralık ayı döneminde düzenlenen 06/12/2018 tarihli 202813 nolu 19.092,40-TL bedelli, 22/12/2018 tarihli 203083 nolu 320,33-TL bedelli ve 28/12/2018 tarihli 203183 nolu 218.916,67-TL bedelli faturaların ise hem davacı tarafça hem de davalı tarafça vergi dairesine farklı beyan edildiği, dolayısıyla bu faturaların Form Ba ve Form Bs beyannameleri arasında tutarsızlık bulunduğu alınan uzman bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş olup, davalı vekilince dosyaya bir kısım ödeme belgesi ibraz edilmiş ise de, bu ödeme belgelerinde çeklere istinaden açıklamasının yer aldığı, ancak dosya arasına bu çeklerin ibraz edilmediği, davaya konu faturalardan dolayı yapılmış bir ödeme olduğunun ispatlanamadığı, ayrıca davacı vekilince de 2018 yılında davalıya düzenlenen faturaların … hesabına kaydedildiği beyan edilmiş ise de, … hesabına kayıt yapılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olup, işletmenin yapmış olduğu satışın hangi müşteriye yapılmışsa onun için açılmış özel hesaba kaydedilmesi gerekir. … adı altında “torba” bir hesaba kaydedilmesinin söz konusu olamayacağı, çünkü işletmenin tüm müşterilerine yapılan satışlar ve tahsilatların aynı hesaba kaydedilmiş olacağı, halbuki hangi müşteriye ne tutarda satış yapıldığı, bu satış karşılığında ne kadar nakit, çek ve senet alındığı, alınan bu çek ve senetlerin ne kadarlık kısmının ödenmediği ve hesaba tekrar kaydedildiğinin izlenme imkanı olan bir hesap kullanılması gerektiği, zaten muavin defter kaydının da her bir müşteri için açılan hesaba yapılan kayıtların ayrıntısını gösteren hesap ekstresi olduğu, dolayısıyla davacının bu iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmış olup; son olarak, davacı vekilince 2018 yılına ait 3 fatura alacağı yönünden davalıya yemin teklifinde bulunulması üzerine davalı şirket yetkilisi …’ın yemini usulüne uygun olarak eda ettiği, davalı şirket yetkilisinin “Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında alacağa esas teşkil eden ve Aralık 2018 dönemine ait olan 238.329,40-TL tutarındaki 3 adet faturaya konu mal/hizmeti teslim almadığıma bu nedenle davacı şirkete borcum olmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün değerlerim üzerine yemin ederim. Bizim firma ile 4-5 yıllık süreçten alışverişimiz oldu, biz borçlarımızı çekler ile ödedik. Bana göstermiş olduğunuz 3 adet faturadaki malları teslim almadım.” şeklinde beyanda bulunduğu, söz konusu olan bu 3 faturadan kaynaklanan alacağın ispatı davacıda olup, davacı tarafça da bu 3 fatura yönünden alacaklı olduğu ispatlanamadığından dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler ile alınan uzman bilirkişi raporu da dikkate alındığında 26 adet faturadan dolayı davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu asıl alacak 352.227,52-TL olmak üzere toplam 352.227,52-TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Anılan şartlar incelendiğinde takibe konu alacağın likit olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu gözetilerek davalı aleyhine itirazın iptaline karar verilen toplam 352.227,52-TL alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takip konusu asıl alacak 352.227,52-TL olmak üzere toplam 352.227,52-TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (352.227,52-TL) %20’si tutarında olmak üzere 70.445,50-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 24.060,66-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 7.691,55-TL peşin harç ile icra takip dosyasında yatırılan 3.184,24-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 13.184,87‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 7.691,55-TL peşin harç ile icra takip dosyasında yatırılan 3.184,24-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 188,50-TL tebligat gideri, 79,65-TL müzekkere ve posta gideri ile 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 968,15-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 535,46-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 33.105,93-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 28.373,48-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davanın kabul oranına göre belirlenen 730,06-TL’lik kısmının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden (yargılama gideri) davanın red oranına göre belirlenen 589,94-TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
11-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/12/2021

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır