Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/694 E. 2021/902 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/694
KARAR NO : 2021/902

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C. No:… – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … -…
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2021
KARAR SONUCU : RED
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili mülkiyetinde bulunan … mahallesi … ada…. parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 04.04.2011 tarihinde 1. dereceden 225.000,00-TL ipotek tesis edildiğini, daha sonra ipotek bedelinin 08.03.2013 tarihinde 450.000,00 TL’ye çıkartıldığını, aynı taşınmaz üzerine davalı banka lehine 18.01.2018 tarihinde 2. dereceden 450.000,00-TL’lik bir ipotek daha tesis edildiğini, bu ipoteğin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 18.01.2018 tarihinde verilen ipotek belgesinin 1. maddesinde ”…. Merkez ve şubeleri ile özellikle …./… Şubesine …. ‘nin tevdi ettiği ve ilerde tevdi edeceği her türlü kredi taahhütnamelerine ve sözleşmelerine istinaden … Şubelerince açılmış ve açılacak nakdi ve gayrınakdi TL veya döviz veya yabancı para ölçüsü ile verilen ya da vergi resim harç ile fon istisnası uygulanan kredilerden doğmuş ve doğacak her türlü asalet ve kefalet kredi borçları (Anapara, faiz, komisyon, BSMV, KKDF sair harç ve masraflar ) sair bankacılık ve borç işlemlerinden dolayı doğmuş ve doğacak ipotek verene ait asalet ve kefalet borçlarının teminatı olarak nitelikleri yukarda yazılı gayrimenkulü 2. derece fekki bildirilinceye kadar süresiz 450.000,00-TL için ….’ne ipotek vermeyi kabul ettiğini,..” ifadesinin yer aldığını, sözleşmedeki bu hükme göre davacının vermiş olduğu ipoteğin teminat altına aldığı alacak hakkının belirsiz olduğunu, zira Yargıtay kararında ”Rehin hakkının muteber olarak kurulabilmesi için teminatını oluşturduğu alacak hakkının belirli muayyen bir alacak olması gerekir. Buna karşılık müstakbel alacakların temini için yapılan rehin sözleşmelerinde alacağın hangi sebepten doğacağı da açık olarak gösterilmelidir. ” şeklinde karar verildiğini, ancak sözleşmedek hüküm incelendiğinde davalı ipotek veren, sebebi ve sınırı belli olmayan herhangi bir borç ilişkisinden kaynaklı tüm borçlardan sorumlu olacağının belirtildiğini, bankanın alacaklı olduğu ….’nin daha sonra yaptığı mukavelelerle borçlarını yenilediğini, yeni krediler verdiğini, bu hususun bankanın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde açığa çıkacağını, hali hazırda bu durumun ipoteğin verildiği andaki şartları önemli ölçüde müvekkili aleyhine olacak şekilde değişmesine sebep olduğunu, bu durumda ipotek verenin sorumluluğunun sona ermesi mümkün olmayan ömür boyu sürecek bir hal aldığını, TBK. 36. Maddesinde aldatma ile ilgili olarak ” Taraflardan biri diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile sözleşmeye bağlı değildir.. ” hükmünün yer aldığını, bankaya 18.01.2018 tarihli ipotek verildiğinde önceki 1. dereceden ipoteğin fek edileceği düşüncesi ile ipoteğin verildiğini, ancak fekkin yapılmadığını, müvekkilinin 04.04.2017 tarihinde … … Noterliği marifeti ile gönderdiği ihtarnamede ”… Lehine teminat olarak verilen taşınmazının ve şahsi kefaletinin bu tarihten itibaren sonra doğacak borçlara güvence ve teminat teşkil etmeyeceğini bildirdiğini, ancak banka ile yapılan görüşmeler neticesinde bankaya 2. derecden ipotek verileceğini ve bankanın da 1. dereceden ipoteği kaldıracağını, bunun banka iç yazışmalarında da yer aldığını, ancak bankanın ipoteği kaldırmadığını, müvekkilinin noterden istifa beyanı gönderdikten sonra 2. dereceden tekrar ipotek vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ipoteğin fek edilmemesi sebebiyle müvekkili tarafından …. …. Noterliğinden … tarihinde tekrar ihtarname gönderilerek ipoteğin fekkinin talep edildiğini, ancak banka tarafından ipoteğin kaldırılmadığını bildirerek 18.01.2018 tarihli 2. dereceden 450.000,00-TL’lik tesis edilen ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İpoteğin teminat altına aldığı alacak hakkının belli olduğunu, ipotek resmi senedinde ipoteğin …. ‘nin kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatına verildiği ve 2. dereceden 450.000,00-TL’si için yeni ipotek verildiğinin görülebileceğini, ipotek resmi senedinin 1. Maddesinde açıkca belirtildiğini, ayrıca 4721 sayılı TMK.881/1. maddesi hükmüne göre ”Halen mevcut olan veya henüz doğmamış almakla beraber kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir. ” hükmünü içerdiği, müvekkili banka tarafından …’ne yapmış oldukları sözleşme hükmüne göre talepleri doğrultusunda kredi kullandırıldığını, davacının babası …. tarafından 04.04.2011 tarihinde 225.000,00-TL bedelle 1. dereceden ipotek verildiğini, daha sonra dava konusu taşınmazın mülkiyetini oğlu/davacı …’ye devrettiğini, ardından 08.05.2013 tarihinde 225.000,00-TL bedel artırma işlemi yapıldığını, daha sonraki tarihlerde mektupların yenilenmesi için bankaya yapılan başvuru sonrasında teminat açığı olması nedeniyle ek teminat göstermelerinin gerekmesi üzerine dava konusu taşınmaz 18.01.2018 tarihinde 2. dereceden 450.000,00-TL bedelle banka lehine ipotek verildiğini, yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu ve davacı tarafın iddiası gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının 04.04.2017 tarihli ihtarnamesine bankanın 24.04.2017 tarihinde … yevmiye nolu ihtarı ile cevap verdiğini, davacı tarafından …. Şubesi Müdürlüğüne hitaben yazılmış olan 03.05.2017 tarihkli muvafakat yazısında 450.000,00-TL bedelli ipoteğin …’nin 585.992,38 TL’lik işlek kredi riski için temdit edilmesine ve söz konusu taşınmazın halen ipotek olarak kullanılmasına muvafakat ettiğini bildirdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 18.01.2018 tarihli 2. dereceden 450.000,00-TL’lik tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir.
İşbu dava ilk olarak Kayseri …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış olup, bu mahkemenin … Esas – … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine işbu dava mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin….Esas sırasına kaydı yapılarak bu dosya üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı vekilince dava dilekçesi ile dava konusu … Mahallesi, … ada, .. parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine teminat karşılığında satışa engel ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş olup, mahkememizce … tarihli müteferrik karar ile taşınmazın satışının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekilince … tarihli dilekçe ile icra veznesine yatırılan/yatırılacak olan paranın davalıya ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olup, mahkememizce … tarihli müteferrik karar ile talebin kabulü ile Kayseri …. İcra Dariesi’ne ait … Esas sayılı icra takibine konu olan borç için icra veznesine ödeme yapılması durumunda İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine yatacak paranın davalı alacaklıya ödenmemesine karar verilmiştir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı icra dosyasının bir suretinin celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklı … tarafından borçlular … ve…aleyhine toplam 900.000,00-TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… Noterliği’ne, … Noterliği’ne ve … Noterliği’ne müzekkere yazılarak davaya konu edilen ihtarnamelerin birer fotokopisi celbedilmiştir.
Melikgazi Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davaya konu … İli, … İlçesi, .. Mahallesi, .. ada, … parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin tapu kayıtları ile ipotek belgeleri celbedilmiştir.
Davacı tanıklarına meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek mahkememizde beyanları alınmıştır.
Davacı tanığı …. …. tarihli duruşmada; “Ben davacıyı hiç görmedim, ancak davacının annesi ile birlikte iş yaptığımız için kendisini tanırım. …. davacının annesinden 2017 yılında devraldım. Ben şirketi devraldıktan sonra bu şirketin daha önce çekmiş olduğu kredilerin yenilenmesi gerektiği için şirket ortakları olarak birlikte 6 – 7 ay sonrasında …Şubesi’ne gittik. İlk gittiğimizde banka müdürü … bey ilk ipotek ile ilgili olarak davacının ilk ipoteğin kaldırılmasını istediğini, bu durumda şirkete kefil olmadığını söyledi. Bu haliyle kredi taleplerine ilişkin olarak işlem yapılamayacağını söyledi ve yeni bir ipotek verilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine ailesi davacıyı ikna etti ve böylece yeniden bankaya gittiğimizde şubenin banka müdürü olan ismini … olarak bildiğim bey davacının daha önce vermiş olduğu ipoteği kaldırdıklarını bu nedenle yeniden bir ipotek alınmasını gerektiğini söylüyordu. Benim bulunduğum ortamda davacıdan ikinci bir ipotek isteneceği konuşuldu. Bu ortamda … bey ikinci ipoteğin alınması halinde ilk ipoteğin kaldırılacağını bu konuda genel müdürlüğe yazı yazılacağını söyledi. Söylemiş olduğum gibi banka müdürü ikinci ipoteğe dair kabul olması halinde ilk ipoteği kaldıracaklarını söyledi, buna dair mail atacağı bilgisini de verdi, ancak ben maili görmedim, ben bu ortamda sadece kredi evraklarını imzaladım. Söz konusu ikinci ipoteğin verilmesine dair davacının kabulü ile ilgili evrakları da bankaya biz kendimiz elden götürdük. İpotek kredilerin devamının sağlanması için verildi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …. … tarihli duruşmada; “Benim ortağım olan ….’un ….’nin ortağı olması nedeniyle davacıyı tanırım. Ben ….Şubesi’nde çalışıyorum. Ben bu şubenin müdürü …. bey ile aynı zamanda şirketin bankada temsilcisi olan …. hanımı tanırım. 2018 yılı içerisinde ….’nin kredi yenilemesi vardı. … Beyin bulunduğu ortamda bana kendisi kredilere ilişkin olarak birinci derecede verilen ipoteğin ihtar çekilmesi nedeniyle geçersiz olduğunu eğer ikinci derecede ipotek verilirse kredilerin yenilenebileceğini söyledi. Bu konuya ilişkin …. ile yazışma yaptılar. Bu yazışmaların içeriğini …. bey bana gösterdi. Bu sürede …’nin ortağıydı. İpotek sahibi bankanın talebi doğrultusunda ikinci derecede ipoteği verdi, ancak banka kendisi birinci derecedeki ipoteği kaldıracağını söylemesine rağmen ipoteği kaldırmadı. … bey bildiğim kadarıyla ikinci ipoteğin konulması halinde birinci ipoteğin kaldırılacağına yönelik bölge müdürlüğüne bilgi verdi. O dönemde …nin önceki kredisini yenilememesinden dolayı şirketin durumu kötüye gitti. Bu durum nedeniyle şirketin durumunun kötüye gitmesinden kaynaklı banka art niyetli olarak birinci ipoteği de kaldırmadı. 2018 yılının 12. Ayında … beyin bankadan ayrıldığını duydum. Normalde ikinci derece ipotek konulması halinde birinci derecedeki ipotek kaldırılır. … bey bize birinci derecede ipoteğin sahibinin ipoteğin fekki için talepte bulunması nedeniyle geçersiz duruma geldiğini söyledi. Kredinin yenilenmesi için de ikinci derecede ipotek verilmesi gerekiyordu. Buna ilişkin yazışmalar da … bey tarafından yapıldı. … ticari hayatına devam etmesine rağmen kredi yenilenmeyince durumu kötüye gitti. Banka uygulamasında ikinci derecede ipoteğin konulmasının şartı birinci derecede ipoteğin kaldırılmasıdır, banka müdürü bize böyle söyledi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ….tarihli duruşmada; “Davacı benim oğlum olur. İpoteği benim de hissemin olduğu … adına yapılmıştı. Oğlum da iş yerini ipotek vermişti. Oğlum bundan sonra kredi kullandırmayın diye noterden ihtar çekti. Noterden ihtar çekilince banka ipotek ile ilgili işlemleri durdurdu. Yani kredi verme ile ilgili işlemleri durdurdu. Bunun üzerine şirketin ortağı ve müdürü olan … bana çektiğiniz ihtarı durdurun biz işlem yapamıyoruz, krediyi devam ettiremiyoruz dedi. Bunun üzerine whatsapp üzerinden banka müdürünün …’a gönderdiği metni … da bana gönderdi. Ben de bunu oğluma gönderdim. Sonra oğlum bu metne göre işlem yapmak için notere gitti. Noter de biz bu işlemi yapamayız, bu istifanın istifası niteliğindedir, bu işlemi yapamayız. Ben de bunu …’a bildirdim. Bunun üzerine banka müdürü de o zaman ikinci dereceden bir ipotek verelim ve bize birinciyi kaldıracağız dediler. Biz de bunun üzerine ikinci dereceden ipoteği verdik. Fakat daha sonra ipoteği kaldırmadılar. Sizden için problem yok, birinci değil sadece ikinci ipotek geçerli, onay bekliyoruz, onay gelince kaldıracağız dediler. Benim çekilen kredi ile ilgili sorumluluğum sadece şirket mal varlığı iledir, ayrıca şahsi bir sorumluluğum yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … …. tarihli duruşmada; “Ben, … Şubesinin müdürüydüm, iki yıl öncesinden bankadan ayrıldım, …. beyin oğlu olan davacı bankaya ihtar çekmişti, mevcut ipoteğinin başka kredilerinde kullanmaması için bize ihtar çekmişti, bizde ihtarı Genel Merkez Hukuk Müşavirliğine gönderdik, Genel merkez kredinin kapanması ve başka ipotek için başka kredi kullandırılmaması gerektiğini bildirdi, ve mevcut kredinin de kapanması gerektiğini bildirdi, … beye durumu bildirdik, … Beyde vadesi yaklaşmış olan krediyi kapatamayacağını, durumunun buna müsait olmadığını söyledi. Bankanın yani Genel Merkezin gönderilen ihtara cevap verip vermediğini tam olarak bilmiyoruz, vermiş olması gerekir, … bey bunun üzerine gönderilen ihtarı iptal ettirmek istedi, fakat Genel merkez müşterinin iyi niyetli olmayacağını düşünerek iptal edilmesine yerine ikinci derece ipotek alınmasına karar verdi, bunun üzerine ikinci derece ipoteği davacının vekaleti ile yapıldı mı kime verildiğini tam olarak hatırlamıyorum, ben birinci derece verilen ipoteğin iptal edilip edilmediğini hatırlamıyorum, zaten ben daha sonrasında da bankadan ayrıldım. Ben davacı tarafa birinci derece ipoteği iptal edelim, ikinci derece ipoteği alalım diye bir şey söylemedim, ikinci derece ipoteği aldıktan sonra davacının babası olan … bey bankamıza gelerek sözlü olarak birinci derece ipoteğin iptal edilmesini söyledi, biz sözlü olarak yapılan talebi yazılı olarak Genel Merkeze bildirdik, Genel Merkez’in cevabını hatırlamıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava konusu alacak ile ilgili dava dosyası içine sunulan belgeler, dilekçeler ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle dava ve takip konusu alacağın ferileri ile beraber doğup doğmadığı noktasında nitelikli banka hukuku hesap uzmanı bilirkişisi ile bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … ile bankacı bilirkişi …’nun …. tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalı bankanın … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …. arasında 31.01.2012 tarihinde 3.000.000,00-TL tutarlı Genel Kredi Taahhütnamesi imzalanmış olup, iş bu kredi sözleşmesi …, …., …, ….ve …. tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır. Yine davalı banka ile dava dışı asıl borçlu …. arasında 20.03.2014 tarihinde 5.000.000,00 TL tutarlı Genel Kredi Taahhütnamesi imzalanmış olup, iş bu kredi sözleşmesi …,…, …, …ve …. tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmış olup, yine davalı bankanın …Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … arasında 01.01.2018 tarihinde 5.000.000,00-TL tutarlı Genel Kredi Taahhütnamesi imzalanmış olup, iş bu kredi sözleşmesi …. tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalanmıştır.
Somut olayda mülkiyeti davacı …’ye ait olan … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel de kayıtlı arsalı dükkan vasıflı taşınmaz … nin borçlarına karşılık …. Lehine 04.04.2011 tarihinde 225.000,00 TL 1. dereceden ipotek verildiği, daha sonra 08.05.2013 tarihinde ipotek limitinin 225.000,00 TL artırılmak suretiyle ipotek tutarının 450.000,00 TL’ye yükseltildiği, son olarak 18.01.2018 tarihinde 2. dereceden 450.000,00 TL ipotek verildiği, görülmektedir. İpotek senedi incelendiğinde, ipotek türünün ana para ipoteği olmadığı, üst sınır ipoteği olduğu; …. ‘nin kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatına 2. dereceden 450.000,00 TL üst sınır ile verildiği görülmüştür.
TMK’nın 881/1. maddesi hükmüne göre de ”Halen mevcut olan veya henüz doğmamış almakla beraber kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.” hükmünü içermektedir. Taraflar arasında imzalanan 01.01.2018 tarihli GKS’lerden, 3.2 maddesinde teminatların bankanın her türlü alacağı için karşılık verildiği; 3.1.1 maddesinde bankanın krediyi uygun göreceği teminatlar çerçevesinde kullandırabileceği; bu teminatlar arasında taşınmaz rehninin de sayıldığı; müşterinin istenilen teminatları bankaya verme zorunluluğunun bulunduğu; 3.2.1 maddesinde bankaya verilen teminatların her türlü alacağa karşılık olmak üzere verildiği kabul edilmiştir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde özellikle, TBK. 36. Maddesinde aldatma ile ilgili olarak ”Taraflardan biri diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile sözleşmeye bağlı değildir. ” hükmünün yer aldığını, bankaya 18.01.2018 tarihli ipotek verildiğinde önceki 1. dereceden ipoteğin fek edileceği düşüncesi ile ipoteğin verildiğini, ancak fekkin yapılmadığını, iddia etmektedir. 1. derece ipoteğin kaldırılacağı düşüncesi ve inancı ile 2. derece ipotek kurulduğuna ve bankaca hile ile kaldırılmadığına yönelik bu tarz iddialar, TBK 36 kapsamında hileye (aldatmaya) yönelik iddialar olup; ayrıca HMK 203/ç maddesi kapsamında tanık dahil takdiri delillerle de ispatlanabilir nitelikte vakıalar olduğundan, mahkememizce bu hususta dinlenen tanık beyanları ile davacının iddiası ispatlanamamış olup davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından dava başında yatırılan 853,88-TL peşin harç ile 6.831,00-TL tamamlama harcından mahsubu ile artan 7.625,58-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 370,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 39.550,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/11/2021

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır