Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2019/545 Esas – 2022/337
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/545 Esas
KARAR NO : 2022/337
HAKİM : …..
KATİP : …..
DAVACI : 1- …-…..
2-…..-….
3-…
4-….
5-….
6-…..
VEKİLLERİ : …..
…….
Av……
DAVALILAR : 1-….
2-…..
VEKİLLERİ : …..
Av…..
DAVALI : 3-…..
VEKİLLERİ : ….
Av. ……
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/09/2015
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2022
Davacı tarafça davalı taraf aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık duruşmaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Olay tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresinde bulunan ….plakalı araç müvekkili … ile ……ın velayeti altında bulanan …’a …… bulvarında …… Sokak ile ….. sokağın kesiştiği mevkide çarpması sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada …’ın ağır şekilde yaralandığını ve sol bacağında ağır derece de kırık meydana geldiğini, davalı … aleyhine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporunda her ne kadar Kayseri 3. Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda davalı …’ın tali kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de bu durumu kabul etmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin kaza tarihinde 4 yaşında bir çocuk olduğunu kusur sorumluluğununda olmadığını, bu kaza neticesinde … uzun bir süre hastanede tedavisine devam ettiğini, Kayseri Eğitim ve araştırma hastanesinde düzenlenen raporda sol bacak ve eklemlerinde ağır derece kırıklar meydana geldiğini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak koşuluyla …’da meydana gelen iş gücü kaybı nedeniyle 300,00 TL iş ve güçten kalması nedeniyle 300,00 TL bakıma muhtaç olması sebebiyle bakıcı gideri olarak 400,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kazar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, müvekkil … için 25.000 TL, müvekkilleri …, …, ….., …, … için ayrı ayrı 5.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın kazar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılardan ….. ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hız olarak olması gereken hızda olmasına rağmen küçük çocuğun yol ortasında oynamasından dolayı dikkatsiz ve tedbirsizliğinden dolayı kaza meydana geldiğini, olaya ilişkin olarak Kayseri 3. Sulh Ceza mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları neticesinde müvekkil tali kusurlu davacı küçük ….. ise asli kusurlu bulunduğunu, kazanın gerçekleştiği gün müvekkilinin çocuğunun dünyaya geldiğini, onu hastaneye götürdüğünü, kazanın davacıların evinin önünde olduğunu ancak olay esnasında çocuğun anne ve babasının hastaneye gelmediğini, dava dilekçesinde iddia edildiği şekilde davacıda kalıcı bir maluliyetin olmadığını, kazadan birkaç ay sonra küçük çocuk sürekli olarak kendi başına sokakta oynamaya başladığını, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımı itirazları yönünden de haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini, müvekkili …..’nin olay anında orada olmayıp olayda hiçbir kasıt ve kusurunun mevcut olmadığını, kazaya karışan adına kayıtlı … plaka sayılı aracın malik olup araç …… ….. poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin de poliçe de belirtilen teminat miktarlarınca sorumluluğu bulunmakta olduğunu, dava dilekçesindeki tüm talep ve iddialar haksız ve yersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. vekilinin 26/04/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen 05/09/2013 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı araç; müvekkili şirketine 02/08/2013 -02/08/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ….. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminatın limitlerinin kişi başı 250.000 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin; üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu olduğunu, müvekkil şirket tarafından ödeme yapıldığını, davacıya maluliyeti nedeniyle, 22/12/2014 tarihinde %12 maluliyet oranları esas alınarak 7.240 TL ödeme yapıldığını, davacıya yapılan ödemenin denetlenmesinde; ödeme tarihi olan 22/12/2014 tarihindeki verilerin dikkate alınması gerektiğini, daha ileri bir tarihteki verilerin dikkate alınması halinde davacı yararına haksız kazanıma yol açacağını, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, bu amaçla davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerine sevkine karar verilmesini talep ettiğini, davacının bakıma muhtaç olduğunun tespit edilmesi halinde hem malul kalan kişinin hem bakım ihtiyacını karşılayan kişinin; yaşı, evlilik durumu, sosyal ve ekonomik durumu, tazminat takdirinde dikkate alınması gerektiğini, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Trafik kazası tespit tutanağı, nüfus kayıtları, hastane kayıtları, sağlık kurulu raporu, tanık, bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE: Dava, yaralamalı trafik kazası sonucu yaralanan davacının 2918 sayılı KTK kapsamında sürücü, işleten ve karayolları ZMMS poliçesi kapsamında sigortacı olan davalılardan maddi ve manevi zararların tazminine ilişkindir.
İş bu dava Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/09/2019 tarih 2015/441 Esas ve 2019/131 Karar sayılı Görevsizlik kararı ile Mahkememize tevdi edilerek mahkememizin yukarıda yazılı sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Görevsiz mahkemece dosya üzerinde mahallinde keşif yapılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; “2918 sayılı K.T.K’nda yayalara ait tali kural olarak sayılan 68/1-b maddesinin taşıt yolun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve oklu geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmelerinin yasak olduğunu, yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvendikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak zorunda olduklarını, ancak 100 m kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yasalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvendiklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler kuralı ile aynı konumda yine yayalara ait tali kural olarak sayılan 68/1-c maddesinin “yaya yollarında geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların trafiği engelleyecek veya tehlike düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.” kuralını ihlal ederek bu kazada asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın 2918 K.T.K.’nda sürücülere ait tali kural olarak sayılan 52/1-a maddesinin “sürücüler kavşaklara yaklaşırken dönemeçler girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine hemzemin geçitlere, tünellere dar köprü ve menfezlere yaklaşırken yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak zorundadırlar.” kuralını ihlal ederek bu kazanın oluşmasında tali kusurlu olduğu netice ve kanaatine varıldığını, bu durumda …’a asli olarak yüzde 75 kusurlu olduğunu, …’ın tali kusurlu olup yüzde 25 olarak neticesine varıldığını, davada istenen 51.000 TL’nin …’a düşen yüzde 25 oranının 12.750,00 TL olduğu…” şeklinde rapor sunulmuştur.
Yine görevsiz mahkemece kusur açısından Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur durumuna ilişkin rapor aldırıldığı, raporda sonuç olarak sürücü …’ın %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, 2009 doğumlu yaya …’ın belirtilen davranış faktörlerinin sonuç üzerinde %75 (yüzde yetmişbeş) oranında etken olduğu olduğu yönünde rapor sunulmuştur.
Kazaya ilişkin davalı sigorta şirketi tarafından hazırlanan hasar dosyası ile sigorta poliçesinin birer sureti getirtilerek dosya içerisine alınmış, davacıların kaza nedeniyle tedavi görmüş olduğu sağlık kuruluşlarından tedavi evrakları temin edilmiş, ERÜ Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan maluliyet oranına ilişkin rapor alınmış, buna göre; “Tıbbi evrak tetkiki ile muayenesinden elde edilerek yukarıda kaydedilen bilgi ve bulgular “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” kapsamında birlikte değerlendirildiğinde; …’ın 05.09.2013 tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen komplikasyonsuz iyileşmiş kemik (femur, tibia) kırıkları nedeniyle; dört (4) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresi 4 (dört) ay olduğu|, vücut genel çalışma gücünden % 3,3 (yüzdeüçvirgülüç) oranında kaybettiği…” yönünde rapor sunulmuştur.
Alınan raporlar çerçevesinde dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor sunması istenmiştir. alınan raporda sonuç olarak;
“1.durum: Sayın Mahkeme davaya konu kazanın/zararın meydana gelmesinde davacı …’ın %75 kusurlu olduğu kanaatinde olur ise davacının; Sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı (talep 300.00 TL), geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı (talep 300.00 TL), bakıcı gideri zararı hulunmadığı (talep 400,00 TL),
2.durum: Sayın Mahkeme davaya konu kazanın/zararın meydana gelmesinde davacı …’a kusur atfedilemeyeceği kanaatinde olur ise davacının; Sürekli iş göremezlik zararının 49.487,03 TL olduğu (talep 300,00 TL), geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı (talep 300,00 TL), bakıcı gideri zararı bulunmadığı (talep 400.00 TL), toplam zararın davalı sigorla şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi bakiye teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 250.000,00-7.240,00 TL=24.2760,00 TL) kapsamında kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri altında kalan gerçek zarardan sorumlu tutmak gerektiği anlaşılmıştır.” şeklinde rapor sunulmuştur.
Alınan bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazların değerlendirilmesi bakımından bilirkişine ek rapor alınmış, alınan ek bilirkişi raporunda sonuç olarak; “
1.Durum Sayın Mahkeme davaya konu kazanın/zararın meydana gelmesinde davacı …’ın 475 kusurlu olduğu kanaatinde olur işe davacının;
– Sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı (talep 300,00 TL)
– Geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı (talep 300,00 TL)
– Bakıcı gideri zararı bulunmadığı (talep 400,00 TL)
2.Durum
Sayın Mahkeme davaya konu kazanın/zararın meydana gelmesinde davacı …’a kusur atfedilemeyeceği kanaatinde olur ise davacının;
– Sürekli iş göremezlik zararmın 95.987,44 TL olduğu (talep 300,00 TL)
– Geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı (talep 300,00 TL)
– Bakıcı gideri zararı bulunmadığı (talep 400,00 TL) toplam zararın davalı sigorta şirketi tarafından temin edilen Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi bakiye teminat limiti (kaza tarihi itibariyle 250.000,00 7.240,00 TL -242.760,00 TL) kapsamında kaldığı…” şeklinde ek rapor sunulmuştur.
Davalı … tarafından kazadan sonra ve dava tarihinden önce 22/12/2014 tarihinde kazada yaralanan davacı …’a 7.240,00-TL ödeme yapıldığı hususu taraflar arasında çekişmesizdir.
Her ne kadar 06/05/2009 doğum tarihli davacı … meydana gelen bu trafik kazası nedeniyle iş ve güçten kalması nedeniyle geçici iş göremezlik şeklinde maddi tazminat talep etmiş ise de, Yargıtay (Kapatılan) 17. HD’nin 17/06/2019 tarih, 2016/17823 Esas, 2019/7660 Karar sayılı emsal kararı çerçevesinde kaza tarihi itibariyle 18 yaşından küçük olması nedeniyle kaza tarihinde henüz 4 yaşında olup, gelir getiren bir işte çalıştığı düşünülemeceğinden, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca herhangi bir kazancı olmadığı ve geçici iş göremezlik zararı bulunmadığından davacının söz konusu maddi tazminat talebi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
Davacı … her ne kadar bakıcı gideri şeklinde bedensel zararlar nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de sunulan adli tıp raporu çerçevesinde herhangi bir bakıcı ihtiyacı bulunmadığı anlaşılmış olup davacının bu yöndeki maddi tazminat talebi de yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
Davacı …’ın sürekli iş göremezlik şeklinde uğramış olduğu bedensel zararlara ilişkin tazminat talebi yönünden konuya ilişkin emsal yargı kararı şu yöndedir; “14/05/2015 tarihli 29355 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise. Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.” (İstanbul BAM 9.HD 14.11.2018 gün, 2121-1545 sayılı kararı)
“Bilindiği üzere, 01/06/2015 tarihi itibariyle meri yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının “Kapsama Giren Teminat Türleri” başlıklı A-5 maddesinin Sürekli Sakatlık Teminatını düzenleyen c fıkrasında, sakatlık zararlarının bu şartlar ve Ek-III’teki usuller dahilinde alınacak özürlü raporuna göre zikredilen hükümlere uygun olarak belirleneceği, bu meyanda TRH 2010 yaşam tablosunun, 1.8 teknik faizin, vergilendirilmiş belgeli gelirin (olmadığı takdirde asgari ücretin) kazanç olarak nazara alınacağı, belirli oranı aşan maluliyetlerde bakıcı gideri hesaplanacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2017 tarih ve 2016/14573 – 2017/6035 sayılı kararında da 2918 sayılı Yasanın değişik 90. maddesi 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olsa dahi, 01/06/2015 tarihi ve sonrasında tanzim edilmiş poliçeler uyarınca talep edilen maluliyet tespiti ve tazminat hesaplamalarında yeni genel şartlar ile eklerinin uygulanması gerektiği açıklanmıştır.” (Antalya BAM 4.HD 08.10.2018 gün, 918-1091 sayılı kararı)
Emsal yargı kararı da gözetilerek bilirkişiden alınan kök rapor ve ek rapor çerçevesinde davacının TRH 2010 yaşam tablosunun, 1.8 teknik faizin, vergilendirilmiş belgeli gelirin (olmadığı takdirde asgari ücretin) kazanç olarak nazara alındığı hesaplama çerçevesinde ve kendisine düşen %75 oranındaki kusuru dolayısıyla yapılan indirim düşüldükten sonra geriye 5.908,79-TL sürekli iş göremezlik zararı bulunduğu ve fakat yukarıda da ifade edildiği üzere davacı …’a dava tarihinden önce 7.240,00-TL ödeme yapıldığı ve yapılan bu ödemenin davacının zararının fazlasıyla karşıladığı dolayısıyla davacının sürekli iş göremezlik şeklindeki bedensen zararlara ilişkin maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla bu talebin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı …’ın olaydaki kusuru hükme esas alınan (görevsiz mahkemece icra edilen) keşif zaptı, alınan bilirkişi raporu ile Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan adli tıp raporu çerçevesinde, seyir halinde olunda olan araçların seyirlerini yeterince kontrol etmediği, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü ilk geçiş hakkı olan araç sürücüsüne müsade etmediği ve olay esnasında henüz 4 yaşında olması nedeniyle % 75 oranında ve ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı TBK m.56/1 hükmü uyarınca, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri gözönünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesi kararlaştırılabilir. Aynı maddenin 2.fıkrası hükmü uyarınca, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat namıyla uygun bir miktar paranın ödenmesi kararlaştırılabilir.
Anılan yasal düzenleme çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; davacı …’ın olay tarihindeki yaşı, trafik kurallarını ihlal etmesi ve kazanın meydana gelmesinde etkili olduğu, ağır kusurlu olduğu, tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırdığı, kusur oranı da dikkate alındığında hakkaniyet gereği davalıların tazminat sorumluluğunun tümüyle ortadan kalktığı, davacı …’ın manevi tazminat isteğinin bu sebeple yerinde olmadığı, ağır bedensel zarar veya ölüm hali söz konusu olmaması nedeniyle bu kaza çerçevesinde -davacı …’ın yakınları olarak- diğer davacıların manevi tazminat isteklerinin de yerinde olmadığı kanaatine varılmış olup bu sebeple davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş; hakkaniyet gereğince tazminat sorumluluğun tümüyle reddine karar verilmiş olduğundan davalılar lehine reddedilen manevi tazminat yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmeyerek tarafların yapmış oldukları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 174,20-TL harçtan mahsubu ile artan 93,50-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, lehe vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
5-Davalılar lehine davacı … .. yönünden reddedilen maddi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca takdir edilen 1.000,00-TL vekalet ücretinin adı geçen davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Her ne kadar davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de hakkaniyet gereği manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş olması gözetilerek davalılar … … ve … … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, davacılar vekili ile davalı …. ve …. …. vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile İstinaf Yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/04/2022
Katip …..
¸e-imzalıdır
Hakim ……
¸e-imzalıdır