Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/521 E. 2021/859 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/521 Esas – 2021/859
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/521 Esas
KARAR NO : 2021/859
HAKİM : ….
KATİP :…..

ASIL DOSYADA;
DAVACI : ……..
VEKİLLERİ :Av. ….
Av. ….
DAVALI : …
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ :…
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2020/242 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVALILAR :1- … …
2- … ….
3- … …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : …..
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Özel güvenlik görevlisi …’e 01/01/2010-07/07/2017 tarihleri arasındaki 7 yıl 5 ay 22 gün hizmeti karşılığında 17.129,51 TL ile 131,01 TL damga vergisi olmak üzere toplam 17.260.52 TL kıdem tazminatının davacı kurum tarafından ödendiğini, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınmadığını, davacının bir kamu iktasid teşebbüsü olup bin ve tesislerin güveliğinin sağlanması işi için ihale yöntemi ile özel güvenlik şirketinden satın alma yapıldığını, anlaşma yapılan şirketin çalıştıracağı işçileri kendisinin belirlediğini, işe alma ve işten çıkarma yetkilerinin bu şirketlere ait olduğunu, kıdem tazminatı ödenen dava dışı kişininde bu kapsamda davalı şirketlerde belirtilen dönemlerde çalıştığını, davalılar ile imzalanan sözleşmeler gereği davacının yaptığı ödemenin davalılara rücu edilebileceğini, sözleşmelere göre istenebilecek faizin ticari faiz olacağını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması ile dava dışı kişiye yapılan kıdem tazminatı olarak ödenen 17.260.52 TL’nin davalı şirketlerden sözleşmede belirtilmesi halinde uygulacak sözleşme faiz oranına göre, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faizi ile birlikte davalıların sorumluluk oranına göre müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın taraflar arasında imsalanan sözleşme gereği yetkili Ankara mahkemesinde açılması gerekirken yetkisiz mahkemede açıldığını, iş kanunu madde 2 gereği asıl işverenin alt işveren ile birlikte sorumlu olacağını, alt işverene rücuya ilişkin kanun maddesi olmadığını, davacının yaptığı ödemelerden dava ile haberdar olduklarını, davacının tarafından yapılan işlemler ile hakkın kötüye kullanıldığını, ihale makamının kıdem tazminatı yönünden davalıy hiçbir ödeme yapmadığını, dava dışı kişiye yapılan ödemelerin zaten davacı tarafından yapılması gerektiğini, davacının yapmış olduğu rücu talebinin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, davacının kusurundan kaynaklı davalarda davalıya rücu imkanının olmadığını, bu nedenle kusur incelemesi yapılması gerektiğini, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … tarafından cevap dilekçesinin sunulmadığı ve böylece HMK madde 128 gereği bütün vakaları inkar etmiş sayılacağı anlaşılmıştır.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, iş sözleşmesinin feshinden kaynaklanan işçilik alacaklarının dava dışı üçüncü kişiye ödenmesi nedeniyle rücu talepli tazminat davasıdır.
Davalılar … …, … … ile ……. hakkında açılan davanın mahkememizin …. tarihli celse ara kararı ile tefrikine karar verilerek mahkememizin 2019/793 Esas sayılı dosyasına kaydının yapıldığı, Mahkememizin 05/09/2019 tarih, 2019/793 Esas, 2019/988 Karar sayılı kararı ile Yetkisizlik Kararı verildiği, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderildiği, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2020/184 Esas, 2020/193 Karar sayılı kararı ile Mahkememizin kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve mahkememizin 2020/242 Esas sırasına kaydının yapıldığı ve Mahkememizin 2020/242 Esas, 2020/553 sayılı Birleştirme kararı ile mahkememizin iş bu dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
… ..’ye, …..’ye, …’ye, ….’ne, SGK’ya yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili tüm evrakların dosya arasına alındığı görülmüştür.
Davalılar ….., ….. ile ….’leri hakkında mahkememizin 2019/793 E, 2019/988 K sayılı kararı ile dosyanın tefriki ile yetkisizlik kararı verildiği, verilen kararın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2020/184 E, 2020/19 K sayılı kararı ile kaldırıldığı, bunun üzerine dosyanın mahkememizin 2020/242 E sayılı numarasını aldığı ve yargılamanın halen devam etmesi ile mahkememizin iş bu dosyası ile mahkememizin 2020/242 E, 2020/553 K sayılı kararı ile ilgili dosyanın birleştirilmesine karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Dava, iş sözleşmesinin feshinden kaynaklanan işçilik alacaklarının dava dışı üçüncü kişiye ödenmesi nedeniyle rücu talepli tazminat davasıdır. Talebin davacı ile davalı şirketler arasında değişik tarihlerde özel güvenlik görevlisi istihdamı hususunda sözleşme düzenlendiği ve bu sözleşmeye istinaden dava dışı işçinin davacı kurumda istihdam edildiği ve davacı kurum tarafından dava dışı işçiye toplam 17.260,52 TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin davalı şirketlerde çalışmış oldukları süreler dikkate alınarak her bir şirketin hissesine düşen oranda rücuna ilişkin olduğu açıktır.
21/02/2019 tarih 7166 Sayılı Yasa’nın 11.maddesi ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesine 6.fıkranın eklendiği, “4734 Sayılı Kanunun 62.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına ait iş yerlerinde 11/09/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edilebileceğine dair açık bir hüküm yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilemez.” fıkrasının eklendiği, ayrıca 7166 Yasa’nın 12. maddesi ile 4857 Sayılı Kanunu’na geçici 9.maddenin eklendiği, geçici 9.maddenin, “bu maddenin yürürlük tarihi itibariyle kamu kurum veya kuruluşları tarafından alt işverene rücu edilmek üzere yürütülen davalarda 112. maddenin 6.fıkrası kapsamında rücu edilemeyecek kısmi için ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir, yargılama gideri ve vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılır. İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılır, ancak bu kapsamda alt işverene rücu edilerek takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez.” hükmünün getirildiği, mahkemece 4857 Sayılı İş Kanunu’da …. tarih 7166 Sayılı Yasa’nın 11. ve 12. maddeleri ile yapılan değişikliğe göre bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre karar verildiği, ancak 4857 Sayılı İş Kanunu’nda 21/02/2019 tarih 7166 Sayılı Yasa’nın 11.ve 12. maddeleri ile yapılan değişikliğe ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne açılan dava sonucunda Anayasa Mahkemesi’nce 19/09/2019 tarihinde “21/02/2019 tarihli ve 7166 Sayılı Kanunun;
A. 11. maddesi ile 22/05/2003 tarihli ve 4857 Sayılı iş Kanunun 112. maddesine eklenen 6. fıkrasının,
B. 12. maddesi ile 4857 Sayılı Kanunu’na eklenen geçici 9.maddesi 1.cümlesinin oy çokluğuyla 19/09/2019 tarihinde iptaline karar verildiği.” Bu nedenle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 112.maddesine eklenen 6.fıkranın ve 4857 Yasaya eklenen geçici 9.maddenin 1.fıkrasının iptal edilmiş olduğu belirlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; dava dışı …’in 01/01/2010-07/07/2017 tarihleri arasında davacı idareye ait işyerinde ancak davalı şirketlere bağlı olarak çalıştığı, davacı ile davalı şirketler arasında belli dönemlere ilişkin sözleşmeler akdedildiği, bu haliyle şirketler ile idare arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu anlaşılmıştır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde, “İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte deviralanlara geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiş olsa maddede öngörülmüş olan 2 yıllık sorumluluk kıdem tazminatı açısından geçerli değildir. Zira kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı kanunun 14/2 maddesi işyeri devrinde kıdem tazminatı sorumluluk hususunda özel hüküm teşkil etmektedir ve bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu olayda davacı ile davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak iş kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeni ile alt işverenle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl-alt işverenler, dış ilişki itibarı ile müteselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacı ile yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise iş hukuku değil, borçlar kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Somut olayda davacıdan tahsil edilen işçilik alacakları, dava dışı işçinin tüm alt işverenler nezdindeki çalışmalarını da kapsadığını, işçinin çalışmış olduğu her bir alt işveren dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren” olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden rücuen tahsilini talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu davalı alt işverenler, davacı üst işverene karşı kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar” demek sureti ile davalı şirketin son işveren olması durumunda dahi tüm işçilik alacaklarından sorumlu olmayacağı, her şirketin kendi dönemi ile sınırlı olarak yapılan hesaplamadan sorumlu olacağı, bu sebeple bu hesaplamanın 4857 Sayılı İş Kanunu ile belirlenen hesaplamadan farklı olduğunu açıktır. Sözleşmede hüküm bulunduğu hallerde çalıştırılan işçilerin tazminat dahil tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketler sorumludur.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/517 Esas, 2021/713 Karar sayılı ilamı da “İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşme ve şartnamede hüküm bulunmadığı takdirde davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve fer’ilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmış, bu rapor benimsenerek karar verilmiştir. Ancak, davalı taraf bilirkişi raporuna itiraz edip,01.01.2016 tarihinden itibaren olan sözleşmeler yönünden teknik şartnamenin 17/5 maddesi ile 14/6 maddeleri gereğince davalının kıdem tazminatından sorumlu tutulamayacağını beyan etmiş olup, davalı tarafın bu itirazı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu açıdan raporun eksik olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki Teknik Şartnamelerde sözleşme hukuku kapsamında dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatlarından davalıların sorumlu olmayacağına yönelik açık düzenleme karşısında, davalının bu itirazı konusunda, eksik belgeler getirtilerek bilirkişiden ek rapor alınıp, sözleşme ve şartname hükümlerine göre, davalıların davaya konu ödenen kıdem tazminatı ve fer’ilerinden hangi dönem itibariyle sorumlu olup olmadığının tespiti ile yeniden hesaplamaları yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Davalıların bu yöne ilişkin istinaf istemi yerindedir. (T.C. YARGITAY 23. Hukuk Dairesinin ESAS NO: 2019/539-KARAR NO : 2020/1425 sayılı emsal içtihadı da bu yöndedir.)” denildiği görülmüş ve bu nedenle bilirkişiden ilgili hususun değerlendirilmesi için ….. tarihli ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce Hesap bilirkişiden alınan …. tarihli raporda; davalı ….’nin 3.462,36 TL’den tek başına sorumlu olduğu, davalı ….’nin 4.616,48 TL’den …. ve …. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, davalı ….’nin 4.616,48 TL’den …. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, davalı ….’nin 4.616,48 TL’den …. ve …. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, davalı ….’nin 7.546,66 TL’den … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, davalı ….’nin 7.546,66 TL’den … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, davalı ….’nin 480,88 TL’den tek başına sorumlu olacağı, ödeme tarihinin 25/07/2017 tarihi olduğu, faiz konusundaki takdirin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Hesap bilirkişiden alınan…. havale tarihli ek raporda; Davalı ……’nin 4.616,48 TL’den tek başına sorumlu olduğu, ödeme tarihinin 25.07.2017 tarihi olduğu, faiz konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Hesap bilirkişiden alınan …..havale tarihli ek raporda; a) 25.07.2017 tarihinde ödenen 17.260,52 TL için sözleşmede hüküm bulunmadığı (01.01.2011- 31.12.2011 tarihleri arasında geçerli sözleşmenin 36.1 maddesinin açıkça kıdem tazminatının rücusuna ilişkin olmadığının kabulü) davalı alt işverenliklerin tüm tazminattan asıl işveren ile yarı yarıya çalıştırdıkları süreyle sorumlu olmaları ve 01.01.2016 sonrasında alt işverenlerin sorumluluğunun olmadığının kabulü halinde; davalı …..’nin 3.462,36 TL’den tek başına sorumlu olduğu, davalı …..’nin 4.616,48 TL’den …. ve …. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı …..’nin 4.616,48.-TL’den …. ve ….. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı ……’nin 4.616,48 TL’den ….. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı ……’nin 4.616,48 TL’den …. ile birlikte
Müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı ……’nin 4.616,48 TL’den … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, b) 25.07.2017 tarihinde ödenen 17,260,52 TL için sözleşmede hüküm bulunmadığı durumda davalı alt işverenliklerin tüm tazminattan çalıştırdıkları süreyle sorumlu olmaları (veya 01.01.2011-31.12.2011 tarihleri arasında geçerli sözleşmenin 36.1 maddesinin açıkça kıdem tazminatının rücusuna ilişkin olduğunun kabulü) ve 01.01.2016 sonrasında yüklenicinin sorumlu olmadığının kabulü halinde; Davalı …..’nin 4.616,48 TL’den tek başına sorumlu olduğu, Davalı …..’nin 4.616,48 TL’den …. ve ….. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı …..’nin 4.616,48 TL’den… ve ….. ile birlikte Müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı …..’nin 4.616,48 TL’den …… ve …… ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Davalı …..’nin 4,616,48 TL’den … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davalı ……’nin 4.616,48 TL’den … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, faiz konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalılar vekili tarafından davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, toplanan deliller sonucu ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/517 Esas, 2021/713 Karar sayılı ilamıda dikkate alınarak düzenlenen ….. tarihli bilirkişi raporunun seçenekli hazırlandığı ve sonuç B ile belirtilen kısmındaki açıklamaların güncel içitihada uygun olduğu, davacının dava dışı …’e ….. aracılığı ile ….. tarihlerinde yapmış olduğu ödemelerden kaynaklı olarak davalıların 01/01/2010- 01/01/2016 tarihleri arasında dava dışı işçinin kendilerine ait dönemde çalıştığı süre itibari ile sözleşmede hüküm olmaması nedeni ile tam bedelden sorumlu oldukları ve ….. tarihinden sonra ise ancak teknik şartnamenin 17/5 maddesi gereğince sözleşmede hüküm bulunması halinde sorumlu olacaklarının tespiti ile şartnamede açıkça kıdem tazminatı hariç denmesi ile dava konusu alacağın bu dönem itibari ile davalılardan talep edilemeyeceği anlaşılmış ve raporun bu hali ile hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu görülmüş ve böylece DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,1-Davalı … …..yönünden, 4.616,48 TL alacak bedelinin ….. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere) fazla ilişkin talebin reddine, 2-Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/242 esas, 2020/553 Karar sayılı dosyasında; 2-a-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Davalılar … ….,, … …. ile ….iş ortaklığı yönünden,4.616,48 TL alacak bedelinin ….tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine( tahsilde tekerrür olmamak şartı ile), 2-b-Davalılar …….., ile … ….. iş ortaklığı yönünden, 4.616,48 TL alacak bedelinin …. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine( tahsilde tekerrür olmamak şartı ile), 2-c- Fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE,
1-Davalı …… yönünden, 4.616,48 TL alacak bedelinin …. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere) fazla ilişkin talebin reddine,
2-Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/242 esas, 2020/553 Karar sayılı dosyasında;
2-a-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Davalılar … ….,, … … ile …. iş ortaklığı yönünden,4.616,48 TL alacak bedelinin ….. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine( tahsilde tekerrür olmamak şartı ile)
2-b-Davalılar … …., ile … ….i. iş ortaklığı yönünden, 4.616,48 TL alacak bedelinin …. tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine( tahsilde tekerrür olmamak şartı ile)
2-c- Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
3-Alınması gereken 946,06 TL karar ve ilam harcından davacının dava açılırken yatırdığı 294,77 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 641,29 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, (bu harcın 213,76 TL’lik kısmından davalı … ..’nin tek başına sorumlu tutulmasına, 213,77 TL’lik kısmından davalılar …….,… ….. ve … …..’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, 213,76 TL’lik kısmından … ….. ile … ….’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 294,77 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 394,30 TL tebligat gideri, 151,30 TL müzekkere ve posta gideri, 600,00 bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.145,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 919,20 TL’ sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına (Yargılama giderinin 306,40 TL’lik kısmından sadece … ‘ nin sorumlu tutulmasına, 306,40 TL’lik kısmından … …….’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, kalan 306,40 TL’lik kısmından ise …….. ve …… ve ……’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
6-Davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi gereğince 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
7-Davalılar ….., ….. ve ……’nin kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.411,08 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul-red oranına göre belirlenen 1.056,00 TL’sinin davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA. (352,00 TL’ lik kısmından sadece …..’ nin sorumlu tutulmasına, 352,00 TL ‘lik kısmından …., ……. Ve ……’ nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, 352,00 TL’lik kısmından … …. Ve … …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına,)
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul-red oranına göre belirlenen 264,00 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, Davalılar …, …, … vekili ile davalı … şirketinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/10/2021

Katip …..
(e imzalıdır)

Hakim ….
(e imzalıdır)