Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/379 E. 2022/77 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/379 Esas – 2022/77
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/379
KARAR NO : 2022/77

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av….
DAVALILAR : 1- …
2-…
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA İHBAR OLUNAN :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali İstemli
DAVA TARİHİ : 19/07/2019
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022
KARAR SONUCU : RED

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali İstemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların ölen …’ın çocukları olduğunu, davacıların babası …’ın dava dışı … isimli şahısla 24.01.1996 tarihinde … Ltd. Şirketini kurduklarını, …’nın vefatından sonra ortaklığın eşi ve çocukları ile sürdürüldüğünü, davalılardan … ve …’nin hisse devri ile bu şirkete girdiğini, 2002 yılında da şirket unvanının değiştirilerek …Şirketi (Develi Nakliyat) yapıldığını, davacıların babası …’ın ölümünden sonra davalılardan … ve …’ın …t Limited Şirketini (… Lojistik) kurduklarını, bu yeni kurulan şirketin faaliyet konusunun … Nakliyat şirketi ile aynı olduğunu, esas amacın da … Nakliyat şirketinin içinin boşaltılması ve hileli işlemler yaparak davacıları zarara uğratmak olduğunu, davacıların annesi olan davalı …’ın 2007 yılında şirkete kayyım tayini istediğini, davalılardan …’ın kayyım olarak atandığını, kayyımlık kararı ve infazının hukuka uygun olmadığını, yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, kayyıma verilen görevlerin ne olduğunun açıkça yazılı olmadığını, kayyımlığa engel durumunun bulunduğunu ve kayyımlığının geçerli olmadığını, şirket işlemleri kayyım olmadan da yürütülebilecekken davacıların anneleri …’ın sırf davacıların hisselerini küçültmek ve daraltmak şeklinde kötü niyetli davrandığını, davalılardan …’ın kayyımı bulunduğu şirketlerle menfaat çatışması olmasına rağmen, sermaye artırımına giderek kardeşi … ile birlikte kendi sermayesini büyük ölçüde artırıp, davacıların hisselerini küçülttüğünü, kayyımla adına işlem yaptığı davacıların menfaat çatışması olduğunu ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, davalılardan … ve …’ın kendi hisselerin çağalttığını davacıların hisselerinin düşürüldüğünü, bu işlemlerin yok hükmünde olduğunu, iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, özellikle bir amcaları olarak açıkça ihlal edildiğini, davalıların danışıklı ve kötü niyetli hareket ettiğini, mali müşavir …’a verilen vekaletname ile davacıların şirketteki hisselerin Kayseri … Noterliğinin 2.6.2010 tatih ve …, …, … ve … yevmiye numaralı sözleşmelerle davalılara geçirildiğini, bu işlemin geçersiz olduğunu, … Nakliyat şirketinin mal varlığı olan Kayseri … pafta …, ada …, parsel …’de kayıtlı …, …, … numaralı bağımsız dükkanların 02.11.2007 tarihinde … yevmiye numaralı işlemle … Lojistik şirketine devredildiğini, ayrıca pafta …, ada …, parsel …de kayıtlı bulunan taşınmazlar ile pafta …, ada …, parsel …’de kayıtlı bağımsız bölümün hiçbir bedel ödenmeksizin davacılardan mal kaçırmak amacıyla … Lojistik Şirketine devredildiğini, bu taşınmazların tapusunun iptali ile … Nakliyat şirketine tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, davacılar adına işlem yapıldığında yaşlarının çok küçük olduğunu, mali müşavir …’ın davacılar adına imza atması sebebiyle davanın sonucuna göre sorumluluğunun olacağını bildirerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … Şti, … Şti, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı iddialarının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, tamamen soyut iddialara dayandığını, bu beyanlara itibar edilmesinin mümkün olmayacağını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, … şirketinde üç kardeş olan …, … ve …’ın 1/3 hissesi olduğunu, bu şirketin sermaye artırımının 2002 yılında yapıldığını ve eşit oranda artırıldığını, davacıların babası …’ın 2007 yılında vefatı üzerine davacıların annesi di ğer davalı …’ın talebi ile davalı …’nin şirkete kayyım atandığını, bu tarihte davacıların en büyüğünün 14, diğerlerinin 11, 7, ve 4 yaşında olduğunu, küçüklerin ticari faaliyetlerinin yönetime katılamayacağı ve kendilerine kayyım atanmasının onların yararına olduğunu, davacının kayyımlık kararının ve infazının hukuka uygun olmadığı ve bu nedenle yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğu yönündeki iddialara itibar edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürdüğünü, ortada Mahkemece verilmiş bir kayyım atama kararı bulunduğunu, aradan geçen 12 yıl sonra kararın ve karara dayanak yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunun ileri sürülemeyeceğini, bu hususun haksız ve kötü niyetli olduğunu, kayyım atanmasının muris …’ın ticari faaliyetlerinin aksatılmaması için istenildiğini, kayyımın şirket yönetimini yapacağının muhakkak olduğunu, davalılar … ve … ‘nin diğer davalı … tarafından sermaye artırımı ve pay dağılımına gidildiğinin iddia edildiğini, halbuki 11.07.2007 tarihli genel kurul kararı ile sermaye artırımına gidilmediğini, ilk sermaye artırım kararının davacıların babası …’ın hayatta iken alındığını ve kardeşlerin 1/3 ortaklığı olduğunu, artırılan sermaye içindeki …’ın payının mirasçılara paylaştırıldığını, davacıların iddia etti; ği gibi ne bir sermaye artırımı ne de pay dağılımı yapıldığını, davacılar aleyhine hiçbir şeyin bulunmadığını, sadece davacıların babası …’ın vefatından sonraki hissesinin mirasçılarına bölüştürülmesi şeklinde olduğunu, basit bir hesaplama ile yapılacak bir işlemle gerçeğe aykırılığı ortaya çıkabilecek bir işlemi bilmesine rağmen böyle bir iddiada bulunmaktan çekinmedi, ğini, karşı tarafın gerçek dışı beyanlarda bulunarak Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığımı, esas kötü niyetli olan gerçek dışı beyanların bizatihi karşı taraf olduğunu, 01.11.2007 tarihinde sermaye artırımına gidildiğini ve 200.000 TL olan sermayenin 1.000.000 TL’ye çıkarıldığını, sermaye artırımında davacıların annesi …’ın da onayı olduğunu, davacıların sermaye artırımına ekleme yapmadıkları için paylarının artırılmadığını, davalılar tarafından artırılan 800.000 TL’nin İşbankası hesabına ödendiğini, şirket hisse devirlerinin davalılardan … tarafından velayeten … isimli şahsa vekaletle gerçekleştirildiğini, davacıların davayı anneleri …’a açmaları gerektiğini, şirketteki hisse devirleri karşılığında devir sözleşmesinde yazılı bedellere ilave olarak tapu devirleri yapıldığını, bu kapsamda 4 adet ev ve 1 adet arsanın tapusunun davacıların annesi …’a ve diğer davacı çocuklar ve dava dışı çocuk …’e devredildiğini, şirket hisselerinin devri karşılığında davalı … Lojistik şirketi tarafından davacıların annesi …’a Kayseri ili … ilçesi …Mahallesi … ada … pafta … parselde kayıtlı … numaralı bağımsız bölümün devredildiğini, ayrıca Kayseri ili … ilçesi … Mahallesi … ada, … pafla … parselde kayıtlı … numaralı bağımsız bölümün hisse devir tarihinde davalı …tarafından …’a devredildiğini, ölen ağabeylerinin emaneti olarak gördükleri davacıların annesi … ve yeğenleri için ellerinden geleni yaptığını, davalılar … ve …’ın ölen ağabeylerinin şahsi borçlarını kapattıklarını, davacıların oturduğu evin tadilat ve yenileme masraflarını karşıladıklarını, yeğeninin düğün masrafi ve ev eşyalarını davalıların aldığını, ağabeyleri …’ın şirketteki hissesinin karşılığını fazlasıyla verdiğini, böyle bir dava ile karşı karşıya gelmeleri kendilerini derin bir üzüntüye sevk ettiğini, davacıların pay sahibi olmadığı için limited şirketin genel kurul kararının iptali davası açamayacaklarını, genel kurul kararının iptaline yönelik dava açma süresinin geçtiğini, davacıların … Nakliyat şirketinden … Lojistik şirketine geçen taşınmazların iptaline yönelik taleplerinde hukuki yarar bulunmadığını, tapu devirleri sonucunda … Nakliyat şirketinin kasasına giren paranın şirket yönetiminde kullanıldığını, tapu iptali ve tescil davasının dinlenebilmesinin ön koşulunun tapudaki işlemin danışıklı olması gerektiğini, bunu davacının ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacılar …, … ve …’nın annesi olduğunu, eşi vefat ettikten sonra her iki kayın biraderi … ile …’ın cenaze henüz yeni kaldırılmışken yanlarında tanımadığı insanlarla evine geldiğini ve kendisinden o anki durumuna daha doğrusu eşini kaybetmesi nedeniyle üzüntüsüne bakmadan arabaların yolda kaldığını tırların bağlandığını ve yolda kaldığını imza atarsa çözeceklerini söyleyerek kendisinden imza aldıklarını, o sırada yanlarında ablası …, eniştesi … ve başkaca tanıdıkları ve akrabalarının da olduğunu, kayın biraderlerine olan güveni nedeniyle imza verdiğini, kendisine yapılacak işlemlerden ve imzanın ne için alındığından hiç bahsetmediklerini, çocuklarının o zaman küçük olduklarını ve hiçbir şeyden haberleri olmadığını, sonrasında etraftan duydukları kadarıyla işbu davayı açtıklarını, davayı kabul etmediğini, kendisinin alınanla, verilenle ve yapılan işlemlerle hataya düşürülmesi dışında hiçbir alakası olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararlarının iptali ile davacıların davalı şirketteki hisselerinin davalılara devrine ilişkin işlemin iptali ve hileli işlemlerden kaynaklanan alacağının tahsili taleplerine ilişkindir. Davacıların dava dilekçesinde talep ettikleri tapu iptali ve tescil davası işbu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin .. Esas sırasına kaydı yapılıp bu dosya üzerinden yargılamasına devam edilmiştir.
Davacılar vekilince dava dilekçesi ile ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş olup, mahkememizce … tarihli müteferrik karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirketlerin ana sözleşme örnekleri ve tüm genel kurul kararlarının birer sureti dosyamız arasına celbedilmiştir.
Kayseri … Noterliği’ne müzekkere yazılarak 02/06/2010 tarihli ve … yevmiye numaralı, aynı tarihli … yevmiye numaralı, aynı tarihli … yevmiye numaralı ve yine aynı tarihli … yevmiye numaralı devir işlemlerine ilişkin belgelerin ve 01/06/2010 tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamenin birer örneği dosyamız arasına celbedilmiştir.
Kayseri …. Noterliği’ne müzekkere yazılarak … yevmiye numaralı 26/06/2007 tarihli vekaletnamenin bir örneği dosyamız arasına celbedilmiştir.
Dava dilekçesinin 6. Sayfasında ve cevap dilekçesinin 11. Sayfasındaki taşınmazların tapu kayıtları dosya arasına celbedilmiştir.
Davacı ve davalı tanıklarının beyanlarının alınmasına karar verilmiş olup, davacı tanığı … ‘ın Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, davacı tanığı …ve …. için ise Develi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak beyanları alınmış, diğer tanıkların ise bizzat mahkememizde beyanları alınmıştır.
Davacı tanığı … 17/11/2020 tarihli duruşmada; “Cenazeden birkaç gün sonra cenaze evinde iken tanımadığımız birkaç kişi geldi. Rahmetli olan …’ın ve kardeşlerinin olan şirket nakliye firmasıydı, araçların bağlama durumu olduğunu söylediler ve cenaze evinde de imza aldılar. Ben imza atılırken bizzat görmedim. Yalnız sonra yengem …’a sorduğumda araçların bağlanma durumu olduğundan dolayı imzam olması gerektiğini söylediler, ben de imza attım dedi. Ben aşağıdaydım. İmza atma olayı evde olmuş. Tanımadığımız kişilerin yanında şuanda davalı olan … ve … vardı. Daha sonra şirketin yönetimini …ve … birlikte yönettiler, şirketten …’ın çocuklarına pay verilmedi. …’ın eşine pay verilip verilmediğini bilmiyorum. 2019 yılında bana da eşinin bu şirkette payı var, sizin hakkınızı vermiyorlar diye söylenenler olunca ben de durumunu eşime söyledim, eşim de araştırma yaparak dava açtı. Davalı … ile eşim ve çocuklarımız görüşür, diğer davacılar da görüşür. Geçen yıl bu olaylar olduktan sonra kayın validem ile aramızda 3-4 aylık bir konuşmama dönemi oldu, ancak şimdi görüşüyorlar. Davacı … ile … davalı … ile aynı evde ikamet ediyorlar. Anlaşma teklifi … ve …’dan geldi, bu olay 2019 yılından önce oldu, yıl olarak tam hatırlamıyorum. Ne miktar teklif edildiği konusunda ve teklifin nasıl edildiği konusunda bilgim yoktur. Ölüm olayı 2007 yılında oldu, bu olayı duyduğumuz 2019 yılından 3-5 yıl öncesiydi, ama tam hatırlamıyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 17/11/2020 tarihli duruşmada; “Cenazenin olduğu gün Develi’ye defnedildi, ben Develi’de kaldım. Eşi, çocukları ve davalılar Kayseri’ye geldiler. Ben ondan sonraki kısmını bilmiyorum. Duyum olarak rahmetli …’ın eşinden vekalet aldıklarını söylediler. Davacıların anneleri olan … ile görüşmeleri devam ediyordu. Dava açıldıktan sonra davacıların anneleri … ile görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum. Ben dışarıda olduğum için bilgim bundan ibarettir. Şirketin ilk kurulumu … olarak kuruldu, … ile beraber kurdular, … öldükten sonra da …, kardeşleri … ve … ile beraber … Nakliyat olarak kuruldu. … şirketi kurulduğunda ben de ortaktım, sonra ben ayrıldım. … Nakliyat şirketi kurulduğunda … ve … Kayseri’deydi, İstanbul’dan Kayseri’ye gelmişlerdi. …’ın teklifi üzerine … ile … ….’de 4 ev ile 1000 metrekare civarında bir arsa verdiler. Kendi aralarında devri yapmışlar, tahmin ettiğime göre bu devir işlemleri yaklaşık 10 yıl önce olmuştur, benim bilgim bundan ibarettir. Ben kendi hissesine karşılık mı yoksa çocukları için de mi devir yapıldığını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 17/11/2020 tarihli duruşmada; “Ben … 2007 yılında öldükten sonra şirketi … ve …’ın beraber yönettiklerini biliyorum. Eşi …’dan vekalet alıp almadıklarını bilmiyorum. Davacılar anneleri ile beraber kalmaya devam ettiler, Büyüdükten ve evlendikten sonra da anneleri ile görüşmeye devam ettiler. Dava açıldıktan sonra da anneleri ile küslükleri, dargınlıkları olmadı. Bu çıkma teklifinin kimden geldiğini bilmiyorum ama 4 ev ile bir arsa verildiğini biliyorum. Evin tadilatı için de 35.000,00-TL masrafı davalılar … ve …. yaptılar. Bunu da ev ve arsa ile beraber yardım amaçlı olarak verildi. Davalı … evleri ve arsayı kendisi ve çocukları için olmak üzere aldı. Bu durumu … ve …’dan duydum. Ben … Nakliyat şirketinde çalışıyorum. Devir yapılırken çocuklarının vasisinin kim olduğunu bilemiyorum. Evler Kayseri’de, arsa ise Develi’dedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …. 17/11/2020 tarihli duruşmada; “Ben vekalet alınması konusunda görgüye dayalı bilgim yoktur, fakat araçların bağlanmasından kaynaklı olarak davalı …’dan vekalet alındığını ve araçların bağlanması olayının çözüldüğünü …’dan duydum. Şirketi daha sonrasında … ve … birlikte yönettiler. Ben de … Nakliyat şirketinde çalışıyordum, ayrılma tarihine kadar davalı … ile çocuklarına para veriliyordu. Ayrılma tahmin ediyorum 2010 yılı gibi gerçekleşti. Ayrılma teklifi davalı …’dan geldi, hatta kendisine ayrılma diye uyardım, kendisi ayrılmak istedi. Ayrılma karşılığında kendisine 4 ev ile bir arsa verildi, bir miktar da evlerin yapılması için 30.000.00 – 35.000,00-TL civarında para verildi. …’ın aldığı ev ve arsayı kendisi hissesi için mi yoksa çocuklarının hisseleri için de mi alıp almadığı konusunda bilgim yoktur. Şirketin devri ile ilgili yazılı bir anlaşma olup olmadığını bilmiyorum. Öldükten sonra da çocukları ile birlikte kalmaya devam ettiler. …’ın çocukları ile dava açma sürecinde de bir kırgınlıkları olmadığını biliyorum, aynı evde yaşamaya devam ettiler. Evli olanlarla da görüşmeye devam ettiler, evli olanlar hali ile kendi evlerinde kalıyorlardı. …’ın kendi adına olan bir dükkanı oğlum 2020 yılında 375.000,00-TL’ye satın aldı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde; “Davacının babası vefat ettikten iki gün sonra eve dört kişi geldi. Bunlardan ikisi … ve … idi diğer ikisini tanımıyorum. Yanlarında bir dosya vardı. Kardeşim odada yarı baygın halde yatıyordu. … ve … kız kardeşim … ‘dan imza almak için gelmişlerdi. Bize Kamyonlarını hareket ettiremedikleri için bu imzayı almak zorunda olduklarını söylediler. Ben gelenlere çıkıştım. Bu günde bu imza işinin olamayacağını söyledim. Kardeşimin durumunun kötü olduğunu bu halde imza almaya geldikleri için onlara çıkıştım. Bize korkulacak bir şey olmadığını, kız kardeşimin kendi kardeşleri olduğunu bir şey olmayacağını söylediler. Eski düzenin devam edeceğini söylediler. Daha sonra beni yatak odasından dışarı çıkardılar. Kardeşimden imzayı aldılar. Daha sonra gittiler. Yanlarındaki iki kişinin noter olduğunu söylediler. Davacılar 12-11-10 yaşlarında idiler. Reşit değildiler.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde; “… benim ablam olur. Davacılar … benim yeğenlerim olur. Eniştem trafik kazasında rahmetli olduktan sonra duyduğum kadarıyla … Nakliyat ‘ın sermayesinin devri için veya ablamın elindeki payları alabilmek için ablama bir şeyler imzalatmışlar. Bu olay cenazeden birkaç gün sonra oldu. Ablam üzüntünün verdiği düşüncesizlik ile her şeye imza atmış. Bunun haricinde dava konusu edilen diğer meseleler hakkında herhangi bir bilgim yoktur. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde; “Davacı benim uzaktan akrabam olur. Davacıların babası …’ın vefatının 2. Günü … . … noter getirerek …’ın eşinden yatak odasında vekaletname aldılar. … ve … araçlarının yüklü olduğunu çıkartamadıklarını bu nedenle vekaletname istediklerini söylediler. …’dan bu şeklide vekaletnameyi almışlardır. Yatak odasında imza atarken bende tarafların yanındaydım. … kayınbiraderlerine güvenerek imza atmıştır. İmza atılırken …’ın evde olup olmadığını hatırlamıyorum. Çünkü ev cenaze dolayısıyla kalabalıktı. Bu olayın ne zaman gerçekleştiğini tam olarak hatırlayamıyorum. Ancak cenaze pazar günü idi. Bir kaç gün içerisinde akşam saat 18:30- 19:00 civarı cenaze evine noter ile birlikte geldiler. Davacı … o zaman küçüktü. Reşit değildi. …, … Nakliyat olarak şirketi kurdu. Daha sonra kardeşlerini … ve …ı yanına getirdi. Birlikte çalışmaya başladılar.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … Şti’nin 2007 yılına ait ticari defter ve belgeleri üzerinde mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak taraflar arasındaki uyuşmazlık konularına ilişkin satılan malların hangileri olduğu hususunda rapor alınmasına karar verilmiş olup 11/01/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi Prof. Dr. …’ın 11/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; mahkemenin ara kararında belirtilen hususların tespitine yönelik olarak davalı … Nakliyat Ltd. Şti.’nin 2007 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde diğer davalı … Lojistik şirketine yapılmış herhangi taşınmaz satışına ilişkin kayıt bulunmadığı, … Nakliyat şirketinin ticari defterlerinde nakliye ve mal satışına ilişkin kayıtlar olmakla birlikte bunun diğer davalı … Lojistik şirketine yapıldığına yönelik bir açıklama yer almadığı belirlenmiştir.
Mahkememizce dosyanın mali müşavir bilirkişi ile bir şirketler hukuku konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek sermaye artırımına ilişkin kararların iptalinin gerekip gerekmediği, davalı şirketler arasında bedelsiz devirler olup olmadığı davacıların yapılan işlemler nedeni ile zararları olup olmadığı, varsa miktarı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş olup, 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi Prof. Dr. … ile şirketler hukuku konusunda uzman bilirkişi Doç. Dr. …’in 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı limited şirketin sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali için hak düşürücü sürenin geçtiği, yokluk halinin bulunmadığı, butlan haline ilişkin ispatlayıcı bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, alınan kararın geçen süre zarfında butlanının istenmesinin dürüstlük kuralına aykırı hale geldiği, davalı şirketler arasında 2007 yılında büyük oranlı gayrimenkul devirlerinin gerçekleştiği, bu gayrimenkullerin devrine ilişkin olarak davalı … . Şti defter kayıtlarında bir kayıt olmadığı, diğer davalı şirket kayıtlarının olmadığı, şirketler arasında devir kayıtları ve mülk bilirkişi tarafından belirlenecek bedel miktarında veya yakın bir bedel geçişinin olmaması halinde muvazaalı işlemin olduğu kanaatine varılabileceği belirlenmiştir.
Somut davada ilk olarak sermaye artırım kararının iptalinin gerekip gerekmediği hususu incelenmiş olup, dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, tanık anlatımları ve alınan uzman bilirkişi heyeti raporundan da anlaşılacağı üzere ilgili karar 1956 tarihli TTK döneminde alınmıştır. Karara ilişkin ortaklar kurulu tutanağı olmamakla birlikte, ticaret sicil gazetesi örneği dosya arasına ibraz edilmiştir. Söz konusu gazetede 05.11.2007 tarihinde tescil olunan karara göre, şirket sermayesi 1.000.000,00-TL’ye artırılmış, ortak …’ın kendisi, diğer ortakların (…) adına kayyım … ve … katılmışlardır. Şirketin sermayesinin eski durumunda 200.000,00-TL sermayenin 66.675,00-TL’si …’a, 66.675,00-TL’si …, 66.650,00-TL’si …’a aitken, yeni tescil edilen sermaye ile 466.675,00-TL’si …, 466.650,00-TL …, 16.675,00-TL …, 12.500,00-TL …, 12.500,00-TL’si …, 12.500,00-TL’si …, 12.500,00-TL’si … şeklinde değişmiştir. Buna göre, yapılan sermaye artırımına … ve … katılmışlar, … varisleri olan davacılar ve dava dışı olan diğer varisler katılmamışlardır. O tarihteki TTK gereğince, limited şirkete anonim şirket hükümleri uygulanacağına göre ilgili şirketin ortaklar kurulu kararının iptali için tescil tarihinden itibaren geçerli üç aylık süre geçmiş olduğu için iptal talep edilemez. Söz konusu ortaklar kurulu kararının ancak butlanı ve yokluğu talep edilebilir. O dönemki TTK ve BK gereği, ilgili kararın yokluğu için oylamada toplanma ve karar alma nisaplarının olmaması gerekir ki, somut kararda nisaba uyulduğu anlaşılmaktadır. Butlan için ise 818 sayılı BK m.20 gereği, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olması gerekir. Bu konuda ilgili kararın butlan yaptırımına tabi olduğuna dair bir bilgi ve belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla yokluk ve mutlak butlan ispatlanamadığından bu kez davanın kanunda belirtilen hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının incelenmesi gerekmiş olup, her ne kadar dava konusu edilen sermaye artırımına ilişkin kararların alındığı tarihte davacılar 18 yaşından küçük iseler de, 18 yaşını doldurdukları tarih dikkate alındığında da davalı limited şirketin sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali için yasada belirtilen 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği kanaatine varılarak genel kurul kararının iptali ve genel kurul kararlarından kaynaklı oluştuğu iddia edilen alacak taleplerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE,
2-Genel kurul kararının iptali davası yönünden alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Alacak davası yönünden alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı … Şti tarafından yargılama boyunca yapılan 30,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine,
6-Davalılar …Şti, … ve … tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Genel kurul kararının iptali davası yönünden davalılar …Şti, Davalılar …Şti, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalılara verilmesine,
8-Alacak davası yönünden davalılar … Şti, Davalılar … Şti, … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davalılar lehine A.A.Ü.T. 13/2. Maddesi uyarınca 1.000,00-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacılardan alınarak işbu davalılara verilmesine,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı davalı …’ın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01/02/2022

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır