Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/353 E. 2021/635 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/353 Esas – 2021/635
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/353
KARAR NO : 2021/635

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : …….
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 09/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2021
KARAR SONUCU : RED
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, 09.07.2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette hissedar olup 4.775.000,00 TL paya karşılık 9625 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin aile tipi şirket niteliğinde olduğunu, müvekkilinin sahip olduğu payları miras yoluyla iktisap ettiğini, müvekkilinin babası olan müteveffa … davalı şirketin kurucu ortaklarında olduğunu ve vefatı üzerine hisse payı müvekkilin annesi …, ağabeyi … ve müvekkili …’ya miras payları oranında intikal ettiğini, daha sonra müvekkilinin annesi ve ağabeyi tarafından şirket paylarının müvekkiline devredildiğini, müvekkilin babasının şirket merkezinin bulunduğu fabrika binasının önünde intihar ettiğini, yaşanan bu olay sebebiyle ortaklar arasındaki husumet ve anlaşmazlıklar, aile tipi şirkette azınlık konumunda bulunan müvekkilinin sistematik olarak şirket yönetiminden dışlanmasına, pay sahipliğinden doğan hukuki ve mali haklarının kullanılmasının engellenmesine sebebiyet verdiğini, davalı şirketin 2016 yıl dâhil olmak üzere üç dönemdir zarar ettiğini, davalı şirket tarafından kâr dağıtımı yapılmadığını, yönetim kurulunun özen yükümlülüğünü gereği gibi yerine getiremediği, davalı şirketin bu haliyle devamı halinde ileride telafisi güç duruma geleceği, bu sebeplerle davalı şirketin feshine karar verilmesini, fesih talebinin kabul görmemesi halinde müvekkile ait gerçek pay değerinin bilirkişi vasıtasıyla hesap edilerek gerçek pay değerinden 5.000,00-TL’nin davalı şirketçe ödenmesi suretiyle payların iktisabına ve müvekkilin davalı şirketten çıkarılmasına karar verilmesini, çıkarılma talebinin de kabul görmemesi halinde müvekkilin mali haklarında ve semerelerinden faydalandırılmasına karar verilmesini, davalı şirketin mali mevcudunun ve faaliyetlerinin yönetimi ve denetim altında tutulması amacıyla dava süresince tedbiren kayyım tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davanın esastan ve usulden reddini, son çare ilkesi gereği şirketin fesih edilebileceğini, kayyım atanması talebinin hukuka ve yasalara aykım olduğunu, davacının tüm genel kurullarda imzasının bulunduğunu, kâr paylarının davacının banka hesabına düzenli olarak yatırıldığını, davalı şirketin aile şirketi olmadığını, davacının babasının şirketin kurucu ortaklarından olmadığını, davacının babasının intihar hadisenin husumete bağlanamayacağını, davacının şirket yönetim kuruluna bilgi almak amacıyla herhangi bir talebinin olmadığını, toplantı çağrılarının usulüne uygun şekilde yapıldığını, davacının tüm toplantılarda bulunduğunu, şirketin konsolide finans tablolarının olmadığını, davacının genel kurul yapılması yönünde herhangi bir talebinin olmadığını, genel kurulların usulüne uygun yapıldığını, pay senetlerinin teslim edildiğini, zarar eden bir şirketin kar dağıtımı yapamayacağını, satılan taşınmazın 4.500.000-TL değerinde olduğu ve şirketin 1/3’lük kısmına dahi denk gelmediğini, semerelerden faydalandırılmadığı iddiasın gerçeği yansıtmadığını ve son beş yıl içerisinde davacıya 550.000,00-TL’den fazla kar payı ödendiğini, şirket çalışanlarının ücretlerinin emsallerine uygun nitelikte olduğunu, huzur hakkı yönünde herhangi bir ödeme yapılmadığını, şirket yetkililerinin özen, dikkat ve bağlılık yükümlülüklerini sonuna kadar yerine getirdiğini, davacının şirketin en büyük paya sahip ikinci ortağı olduğunu, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Davacı vekilince dava dilekçesinde davalı şirketin faaliyetlerinin ve mali mevcudunun denetim altında tutulması bakımından dava süresince kayyım denetimine tabi tutulması yönünde tedbiren kayyım tayin edilmesi talep edilmiş olup, mahkememizce …… tarihli müteferrik karar ile talebin reddine karar verilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı …A.Ş’nin ana sözleşmesi, genel kurul tutanakları ve sicil dosyası sureti celbedilmiştir.
. … Noterliği’nin…. tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesinin bir sureti celbedilmiştir.
…. Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davalı şirkete ait … yıllarına ait gelir-gide tabloları, bilanço örnekleri, verilen beyanname ve tahakkuk eden kurumlar vergisi ve vergi ödeme belgeleri örnekleri celbedilmiştir.
…. Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacıya ait taşınmaz kayıtları celbedilmiştir.
Davacı vekilince imza inkarında bulunulması sebebiyle mahkememizce davacı asilin çeşitli pozisyonlarda imza örnekleri alınarak ardından davaya konu 3 genel kuruldaki imzanın davacının elinden çıkıp çıkmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, grafolog bilirkişi . …’ın … tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Grafolog bilirkişi …’ın … tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Anonim Şirketi antetli;…tarihinde yapılan …yılına ait Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısı Hazır Bulunanlar Listesi, … tarihinde yapılan …. Yılına Ait Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısı Hazır Bulunanlar Listesi ve …. tarihinde yapılan … Yılına Ait Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısı Hazır Bulunanlar Listesi üzerinde … isim yazısı hizasında atılı bulunan imzaların, mevcut mukayese imzalarına kıyasen, …’nın elinden çıkmadığı belirlenmiştir.
Mahkememizce dosyanın bir mali müşavir bilirkişi, bir inşaat mühendisi bilirkişi ile bir şirketler hukuku uygulamaları alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek davalı anonim şirketin feshine karar verilip verilemeyeceği, davacının davalı şirketten çıkarılıp çıkarılamayacağı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş olup, …. tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi …., şirketler hukuku alanında uzman bilirkişi …ile inşaat mühendisi bilirkişi ….’nın ….tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının şirketin feshine yönelik tüm iddiaları teker teker ele alınıp değerlendirilerek somut durum bakımından haklı nedenle feshe sebep olacak bir haklı neden durumu tespit edilemediği belirlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK madde 531 gereği anonim şirketin feshi, bu mümkün olmadığı takdirde ise pay değerinin ödenmesi suretiyle payların iktisabı ve davacının şirketten çıkarılmasına ilişkindir.
Davacı, pay sahibi olduğu şirkete karşı, TTK madde 531 hükmü çerçevesinde şirketin aile şirketi olarak miras yoluyla devraldığı payların sahibi müteveffa babasının ölümünde şirket işlerinin etkisi olduğu, bilgi alma ve inceleme haklarının ihlal edildiği, genel kurul toplantılarının usulüne uygun gerçekleştirilmemesi, 2016 yılından bu tarafa şirketin zarar beyan etmesi, şirketin kâr dağıtımı yapmaması, çoğunluk gücünün sistematik olarak kötüye kullanılması, davalt şirket yönetim kurulunun özen yükümlülüğünü yerine getirmediği iddialarıyla fesih davası açmış ayrıca fesih yerine çıkma kararı da verilmesini istemiştir. Davalı ve feshi istenen şirket bir A.Ş’dir. Bu şirketter bakımından getirilen haklı sebeple fesih hakkı TTK madde 531’de azınlık pay sahiplerine tanınmış olup, somut durum bakımından davacı 2019 yılı genel kurul hazirun listesi kayıtlarına göre 19.109.000 TL sermayeli şirkette 4.775.000 TL sermaye ile pay sahibi olup, %25 oranındaki bu pay sahipliği ile davayı açma hakkı bulunmaktadır. Davacının birinci iddiası bakımından davalı anonim şitket bir sermaye şirketi olduğu için bu şirkette pay sahipleri arası şahsi ilişkiler şirketin feshi için haklı bir sebep olamaz. Haklı sebep objektif ve şirket bünyesinden kaynaklanan aynı zamanda ortaklar için şirketin devamını imkânsız kılan nitelikte olmalı ve her somut olayın niteliğine göre farklı şekilde ele alınmalıdır. Davacının ikinci iddiası, davacının bilgi alma inceleme haklarının ihlal edildiğidir. Buna ilişkin olarak pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkının içeriği ve kapsamı, bunun yerine getirilmemesi halinde, pay sahibinin hakları TTK madde 437-444. maddelerde yer almış, bilgi alma inceleme hakları ihlal edilen pay sahibinin mahkemeden bilgi alma inceleme hakkının kullanabileceği, genel kurulda özel denetçi talep edebileceği, özel denetim genel kurulda reddedilirse, mahkemeden özel denetçi talep edebileceği öngörülmüştür. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının ortak olduktan sonra, bilgi alma inceleme hakkının ihlal edildiğine dair genel kurula veya mahkemeye bir başvurusu da bulunmamaktadır. Davacının yer alan belgeler bu kâr payı ödemelerinin yapıldığını göstermektedir.
Genel kurulların butlanında söz etmek de mümkün değildir. Zira TTK m.447 ve TBK madde 27 hükümleri çerçevesinde bir ihlalin varlığı gerekmektedir. Somut genel kurullar bakımından böyle bir ihlal gözükmemekte olup bunun feshe yönelik bir sebep oluşturmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya arasına celbedilen … Tapu Müdürlüğü’nün … tarihli yazasında davalı şirket adına kayıtlı 4 adet taşınmaz olduğu ve bu taşınmazlardan …. ada, … parselde kayıtlı 13.946,86m2 yüz ölçümüne sahip tek katlı prefabrik fabrika, idare binası ve arsası vasfındaki taşınmazın 21/06/2017 tarihinde satışının gerçekleştiği, bunun üzerine davalı şirket adına kayıtlı 3 adet taşınmaz kaldığı anlaşılmış olup, gayrimenkul satışının alındığı değerden düşük bir değere yapılması arada açık ve bariz bir fark olmadıkça da şirket açısından kötü yönetim veya bir hileli işlem göstermez. Zira gayrimenkulün durumu yeri o zamanki koşullar alındığı fiyatta daha düşük bir fiyata arada bariz bir farklılık oluşturmadıkça oluşabilecek bir durumdur. Kaldı ki bu husus tek başına şirketin TTK madde 531 anlamında şirketin feshini doğurmaz. Ancak bir kasıt ve ihmalin varlığı halinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu doğurur. Söz konusu gayrimenkulün şirketin önemli varlığı olup satışı anımda genel kurul kararı alınması bakımından ise, satışın 2017 yılı içinde gerçekleştiği, bu değerin bilançoda varlıkların değerine göre %10-12 gibi bir değer taşıdığı, şirketin başka gayrimenkulleri de olduğu, söz konusu satış işleminin şirketin faaliyetini etkilemediği, 2018 yılında şirketin varlıklarının arttığı ve normal faaliyetini sürdürdüğü anlaşılmakta olup, önemli miktarda malvarlığının toptan satışı niteliğinde olmadığı kanaati oluşmaktadır, bu nedenle genel kurul kararına ihtiyaç yoktur. Böyle bir durum vaki olsaydı dahi tek başına davacının şirketin feshini istemesi bakımından haklı bir neden oluşturması beklenmezdi. Zira bu durumun genel kurulun iptali veya butlanına yol açması veya yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına yol açması mümkün olup, somut durumun bu yollarla şirketin devamı esnasında ortadan kaldırılması mümkündür. Bu yollar varken, bir önemli miktarda malvarlığının genel kurul kararı olmaksızın devredilmiş otması bir ortak açısından şirketin kendisi için devamını çekilmez kılan bir nitelik taşımaz. Zira bu kararın meydana getireceği olumsuz durumları izole etme imkânı vardır. Ancak önemli miktarda malvarlığı devri şirket açısından olumsuz durumlar oluşturur ve bu faaliyetlerine kısmen veya tamamen devam etme imkânını ortadan kaldırırsa, bu da ortaklar için şirketin devamının çekilmez hale getirse bu şirketin haklı sebeple feshine yönelik tek başına bir sebep oluşturabilir. Ancak böyle bir durum söz konusu değildir.
Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, imza incelemesi ve bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde ve yukarıda belirtilen hususlar gözetildiğinde şirketin feshi için haklı bir sebebin mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/4619 Esas – 2019/1541 Karar sayılı ve 25/02/2019 tarihli kararında; “….Mahkemece yapılan incelemede haklı sebeplerin varlığı halinde fesih yerine ortağın karar tarihine en yakın tarih itibariyle payını hesap ederek ortaklıktan çıkmasına yada kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceği düzenlenmiş olması karşısında ortaklıktan çıkma kararı verilebilmesi için de şirketin feshi şartlarının mevcut bulunması gerektiği, somut olayda davacı tarafça ileri sürülen sebeplerin hiçbiri şirketin feshi için haklı sebep olarak kabul edilebilir görülmediği….” denildiği görülmüş olup, mahkememiz dosyasında davacının davalı şirket ortaklığından çıkma talebi ile ilgili olarak yukarıda bahsedilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı göz önünde bulundurulduğunda, ortaklıktan çıkma kararı verilebilmesi için de şirketin feshi şartlarının mevcut bulunması gerektiği, somut olayda davacı tarafça ileri sürülen sebeplerin hiçbirinin şirketin feshi için haklı sebep olarak kabul edilebilir nitelikte olmadığı anlaşılarak davacının ortaklıktan çıkma talebi de yerinde görülmemiştir. Tüm bu hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava başında yatırılan 44,40-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/09/2021

Başkan ….
¸E-imzalıdır
Üye ….
¸E-imzalıdır
Üye ….
¸E-imzalıdır
Katip ….
¸E-imzalıdır