Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; Davalı kooperatifin 2381 nolu üyesi olan ve çiftçilik yapan müvekkilinin ihtiyaçlarını davalı kooperatiften karşıladığını, davalı kooperatifin çalışan Yusuf Metin Karanfil’in hileli işlemlerle 2014 yılında yüzlerce çiftçinin yatırdığı parayı işlemeyip kredi kullanmış gibi gösterdiğini, müvekkilinin ödemelerinin de işlenmeyerek kredi kullanmış gibi gösterildiğini, müvekkilinin alım yapmadığı halde 12446 ve 12334 nolu senetlere borçlandırıldığını, 13200 nolu senetti esi aldığı ürünün 1.000 kg fazla yazıldığını, senetlerinde sahte olduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığı halde davalıya 24.399,00 TL ödemek zorunda kaldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kaymak kaydıyla 24.399,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Davacının 12446 – 12334 ve 13200 nolu senet bedellerini 08/04/2015 tarihinde ödediğini, davacının 24/05/2014 tarihli dilekçesinde ben bu borcu kabul etmiyorum şeklinde ihtaren bildirin dediğini, davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının Kayseri CBS’nin … nolu soruşturma dosyasındaki müfettiş Şaban Kırmızı’ya verdiği ifadesinde davaya konu senetlerdeki imzaların kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, bu nedenlerle davanın reddini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretini karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Üye dosyası, ödemelere ilişkin hesap özetleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazası sonucu aracı hasar gören davacının 2918 sayılı KTK kapsamında sürücü, işleten ve karayolları ZMMS poliçesi kapsamında sigortacı olan davalılardan maddi zararların (hasar onarım bedeli, otopark ücreti, , aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybı zararı) tazminine ilişkin olduğunun tespitine ilişkindir.
Mahkememizin 19/09/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı tanıklarının dinlenmelerine karar verildiği, 21/11/2019 tarihli duruşmasında davacı tanıkları …, … ve …
beyanları alınmıştır.
Tanık … beyanında;”… ile ilgili bir bilgim bulunmamaktadır, dedi” şeklinde beyanı alınmıştır.
Tanık … beyanında; ” Ben davacının kardeşi olurum, borçlar davacıya ait değildir, tüm borçları biz ödedik, erteleme diye bişey yok, imzalar sonra attırılmış, olayın dolandırıcılık olduğunu ben ortaya çıkardım, pazartesi günü öğleden sonra oradaki kooperatifin çaycısı hesaplarına bak yolsuzluk var dedi, ağabeyim güldü inanmadı, sonra biz zorla borcu çıkarttırdık, baktık erteleme var, borç ertelemelerini kabul etmedik, o zaman ki kamera kayıtlarında vardır, imza size mi ait diye mi sordular, imzalar bizim imzalara benziyordu, imza attığımızı biliyoruz ancak bize sözleşme dediler, hayat sigortası dediler, aldığımız inkar etmediğimiz gübrelerin bedeli deyip imzalar attık, bu imzaları kooperatif dışında benim evimin bina girişinde imzalattı, şuanda savcılık soruşturması devam ediyor dedi.” şeklinde beyanı alınmıştır.
Tanık … beyanında;”davacı benim dayım olur, dayılarım ortak olarak beraber çalışıyorlar, borçlarını beraber kapattılar, ekstra borç çıkarıldı, ihtiyaç kredisi kullandırılmış denildi, sözleşme yeniliyoruz diye bize imza attırıldı, imzanın nerede atıldığını bilmiyorum ama galiba Yusuf bey köye gelip dayıma imzalatmış, biz senet olduğunu bilmiyorduk, depodan atıyorum 4 ton buğday çıkmış ancak hiçbir evrak yok, sadece senet var, mal çıkışı yok, benim bildiklerim bunlardan ibarettir, dedi” şeklinde beyanı alınmıştır.
Mahkememizin 14/10/2021 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı gereğince; Davalı kooperatife ait ticari defter ve belgeler, Kayseri CBS … Soruşturma sayılı dosyada mevcut delil ve belgeler üzerinde resen seçilecek bir kooperatif muhasebesi uzmanı, bir kooperatifler hukuku uzmanı, bir borçlar hukuku konusunda nitelikli hesap uzmanı, bir ziraat mü/endisi bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerce sunulan 22/08/2022 tarihli raporda özetle; davalı …’nin ticari defter kayıtlarına göre, davacı …’nun borç ya da alacağının olmadığının tespit edildiğini şeklinde rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 26/05/2022 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı gereğince; davacının rapora itiraz dilekçesinin özellikle 4. Fıkrasında belirtilen ve yanıtlanması istenen soruların yanıtlanması, itirazların ayrı ayrı değerlendirilmesi bakımından dosyanın önceki bilirkişi heyetine yeniden tevdi ile ek rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişilerce sunulan 07/11/2022 tarihli ek raporda özetle; Davalı …’nin 2014/ ve 2015 yılları ticari defter kayıtlarına göre; davacı …’nun borç ya ad alacağının olmadığının tespit edildiği şeklinde rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacının şikayeti üzerine yürütülen Kayseri CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası bu yargılama bakımından bekletici mesele yapılmış ise de soruşturma numarası itibariyle dokuz yıla yakın süre içerisinde soruşturmanın tamamlanamamış olması, makul süre içerisinde yargılama yapılmasını ve karar verilmesini engelleyecek maliyette olduğundan, Kayseri CBS’nin cevabi yazısı dikkate alınarak bekletici mesele yapılması yönündeki ara karardan dönülerek tarafların bildirdiği delil ve belgeler, dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve bilirkişi raporu çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu 27/05/2014 tarihli dilekçenin davacı tarafından imzalanarak davalı kooperatife verildiği, imzanın davacı tarafından inkar edilmediği, imzanın kendisine ait olduğunu beyanla beyanını imzası ile tasdik ettiği, davacının sunmuş olduğu bu dilekçe içeriğine göre davalı kooperatifin 29/04/2014 tarih 266/2644 sayılı yazısı içeriğinde güncel borç durumunun yazılı bulunduğu, bu yazı içeriğinde 12446 nolu senet borcu olarak gözüken 7 ton miktarındaki gübre faturasında yazılı borcu kabul etmediğini, 13200 nolu senet borcu olarak gözüken gübre faturasında 1 ton gübreyi kendisinin almadığı, bu miktar yönünden 1.365,97 TL borcu kabul etmediğini, 12334 nolu senet borcu olarak gözüken 14.020,23 TL tutarlı yenileme genel ihtiyaç kredisinin kendisinin kullanmadığı, geriye dönük bu borcu kabul etmediğini bu hususları ihtaren bildirdiği, ancak senetlere ilişkin herhangi bir sahtelik iddiasında bulunmadığı, davacının yalnızca hileli işlemlerle bu senetlerin kendisine imzalatıldığını ileri sürdüğü ve fakat dinlenen tanık beyanlarının davacının yanıltıldığına dair iddiasını ispata elverişli olmadığı, senetlerin davacıya imzalatıldığı hususunda beyanda bulundukları senet içeriğinin farklı olduğuna dair iddiaların dikkate alınmasının olanaklı olmadığı, kredi kooperatifi olan davalının davacı kooperatif üyesine kredi borç senedi imzalatmasının olağan olduğu, kredi türünü bu borç senetlerinde “(yenileme) genel ihtiyaç, cari faizli gübre” şeklinde ifade edildiği, düzenlenen kredi borç senetleri ile faturaların uyumlu olduğu, faturaların ve kredi borç senetlerinin düzenlendiği mali yıl olarak 2013 – 2014 – 2015 yıllarına ait kooperatif ticari defter ve belgelerinde bu kayıtların düzenli olarak tutulduğu, davacının davalı kooperatifin ticari defter ve belgelerinde tespit edildiği üzere davacı kooperatiften herhangi bir alacağının bulunmadığı sonuç olarak; benimsenen bilirkişi heyetinin kök raporu ve ek raporu doğrultusunda davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacağı bulunmadığı diğer bir deyimle davalı kooperatifin sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir iade borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının, davacıdan peşin olarak alınan 416,68-TL harçtan mahsubu ile artan 146,83-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/09/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır