Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/191 E. 2022/32 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/191
KARAR NO : 2022/32

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- …
3- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Genel Kurul Kararının Batıl Olduğunun Tespiti ve Kooperatife Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 09/02/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/01/2022
KARAR SONUCU : RED

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının Batıl Olduğunun Tespiti ve Kooperatife Kayyım Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı kooperatifin üyesi olduklarını, kooperatif ile müvekkilleri arasındaki uyuşmazlıklar sebebiyle devam eden davalar olduğunu, kooperatifin 08/01/2017 tarihinde yapmış olduğu genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunu, zira kooperatifin üye sayısının 4936 olmasına rağmen 129 kişi ile genel kurul toplantısı yapıldığını, bir kısım üyelerin usulüne uygun istifa dilekçelerinin bulunmadığını, kooperatif yönetim kurulunun 2010 yılında 4 yıllığına seçildiğini, görev sürelerinin dolduğunu bildirerek, kooperatif genel kuruluna çağırma yetkisi bulunmayan yönetim kurulunca yapıldığı kooperatifin 08/01/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine ve kooperatife kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Kooperatifler Kanunu’nun 53. Maddesi uyarınca 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacıların aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, davacı …’ın kooperatif üyeliğini 20/01/2017 tarihinde eşi …’a devrettiğini, davacı …’ın kooperatif üyesi …’un mirasçısı olduğunu ancak Kooperatifler Kanunu’nun 14 ve 16 maddelerindeki prosedürü işletmediğini, davacı …’ın genel kurul toplantısına katılıp muhalefet şerhini tutanağa geçirtmediğini, …’ın ve …’ın, …’nın da aynı şekilde muhalefetlerini tutanağa geçirtmediklerini, davacılardan …, …, …’ın dava açmakta hukuki yararları olmadığını, kooperatif genel kurul toplantısında alınan kararların Kooperatifler Kanunu’nun 81/4 maddesine uygun nisapla alındığını, kooperatifin üye sayısının istifa sonucu 129 kişi olduğunu, istifaların usulüne uygun olduğunu, kayyım atanması talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, 08/01/2017 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde ve batıl olduğunun tespiti ile kooperatife kayyım atanması taleplerine ilişkindir.
Davalı …’nin iflas etmiş olması nedeniyle bu davalı yönünden davanın tefriki ile mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapıldığı ve İİK madde 194 gereğince bu davalı yönünden davanın ikinci alacaklılar toplantısının 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekilince dava dilekçesi ile genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin mahkememizce 16/03/2017 tarihli müteferrik karar ile reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; davacılarının …, …, …, olduğu, davalısının … olduğu, davanın konusunun Genel Kurul Kararının Mutlak Butlanla Batıl olduğunun tespiti ve iptali olduğu anlaşılmıştır.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyasının fotokopisinin celbi ile yapılan tetkikinde, davalı kooperatif görevlileri hakkındaki zimmet, görevi kötüye kullanma suçlamaları hakkında devam eden soruşturma dosyası olduğu anlaşılmıştır.
Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin ana sözleşme örneği, 08/01/2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve bu genel kurul ile ilgili hazirun listesi dosya arasına celbedilmiştir.
Kooperatife müzekkere yazılarak davacıların üyelik dosyalarının birer sureti dosya arasına celbedilmiştir.

Davaya konu genel kurul toplantısı hakkında bilgileri olduğu anlaşılan davacı tanıkları ile davalı tanıklarının beyanları alınmıştır.
Davacı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. Davaya konu genel kurul toplantısı ile ilgili bana davetiye gelmesi üzerine ben toplantıya katıldım. Genel kurul toplantısı başladığında kooperatif yönetimi toplantı ile ilgili bir kısım hususları ellerindeki kağıttan okundu, sonra kooperatif üyelerinden … hazırladığı dilekçeyi okudu ve götürdüğü divan heyetine sundu, ancak sunduğu dilekçe kayboldu, kayıtlara girmedi. Toplantıya katılanlardan 20 kadar üyeyi ben tanıyorum ve bunlar genel kurulla ilgili olarak iptal davası açan şahıslardır ancak ebnim bilmediğim 120-130 kadar kişi de toplantıya katıldı, bunların kooperatif üyesi olup olmadıklarını bilmiyorum. …’ın sunduğu dilekçeninm kaybolması üzerine toplantı salonunda münakaşalar yaşandı. …’nın sunmuş olduğu dilekçenin içeriğini ben bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. Davaya konu genel kurul toplantısı ile ilgili bana davetiye gelmesi üzerine ben toplantıya katıldım. Genel kurul toplantısı başladığında kooperatif yönetimi toplantı ile ilgili bir kısım hususları ellerindeki kağıttan okundu, sonra kooperatif üyelerinden … hazırladığı dilekçeyi okudu ve götürdüğü divan heyetine sundu, …’ın verdiği dilekçe divan heyeti tarafından okundu, toplantı salonunda tartışmalar ve itiş kakışlar başladı. …’ın sunuğu dilekçenin kaybolduğu divan heyeti tarafından bildirilince …’ın ikinci bir dilekçe hazırlaması gerektiği söylendi. Bu arada da güvenlik görevlileri bizi dışarı çıkarttı. Toplantıya yönetime muhalif olan 38 kişiden 10 kişi kadar katılmıştı ancak toplantı salonunda 140 kişi kadar vardı. Geri kalan 130 kişi önceden kooperatif üyesiyken tapularını alan şahıslardır. Ben …nın sunduğu dilekçenin içeriğini tam olarak hatırlamıyorum. Kooperatifin uygulamasına göre kendilerine daire teslim edilecek üyelere bir teslim tesellüm belgesi ile daireleri teslim ediliyor ve daireleri de veriliyordu ancak kooperatife muhalefet olan kişilere tapuları teslim edilmek durumunda bu kişilerin ayrıca kooperatiften bir alacak durumda olmadıklarına ve kooperatife karşı bir hak talep etmeyeceklerine ilişkin belge istiyorlardı. Biz toplantı salonuna avukatımız ile birlikte gelmiştik ancak kargaşa çıkması üzerine bizim avukatımız toplantı salonundan çıkartıldı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. Davaya konu genel kurul toplantısı ile ilgili bana davetiye gelmedi, ben arkadaşlarımdan toplantının olacağı üzerine toplantıya katıldım. Genel kurul toplantısı devam ederken tutulan bir tutanağın kaybolduğu söylendi. Kooperatif yönetimine muhalif olan üyeleri ile kooperatif yönetimi arasında tartışma çıktı. Sonra güvenlik görevlileri muhalif olan üyeleri dışarı çıkarttı, biz kooperatif genel kurulunda söz alıp görüşlerimizi ifade edemedik. Biz toplantı salonu dışına çıktıktan sonra da toplantı sona erdi. Davaya konu genel kurul toplantısı için bana çağrı kağıdı geldi ancak kooperatif yönetimine muhalif olan kişilerden 30 kişiye toplantıya davet için bir çağrı gitmedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. Ben kooperatiften dairemi teslim aldı, dairenin tapusu da bana verildi. Bize söylendiğine göre kooperatifin feshi gerçekleşecekti bu nedenle dairelerini alan üyelerin kooperatiften istifa ettiğine ilişkin dilekçe sunmaları gerekiyordu biz de bu nedenle kooperatiften ayrıldığımıza ilişkin dilekçe sunduk ancak kooperatifin feshi gerçekleşmediği için biz yeni bir dilekçe vererek üyeliğimizin ve kooperatifin devamını istedik. 2017 yılı Ocak ayı içerisinde yapılan toplantı ile ilgili olarak bana davetiye geldi, ben toplantıya da katıldım. Kooperatif üyelerini çoğunluğu kooperatifin devamını talep etti ancak muhalif olan bir kısım üye 6 senedir kooperatifin diğer üyelerini mağdur etmektedirler, bu kişilerin ne istediklerini de bilmiyorlar. Toplantı esnasında tartışmalar çıkması üzerine muhalif olan üyeler dışarı çıkartıldı, onlar çıktıktan sonra toplantı da sona erdi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. 2017 yılı Ocak ayı içerisinde yapılan toplantı ile ilgili olarak bana davetiye geldi, ben toplantıya da katıldım. Toplantı başladıktan sonra gündem divan heyeti tarafından okundu, kooperatife borcunu ödemeyenlerin ne kadar ödeme yapmaları gerektiğine ilişkin kararlar alındı. Toplantı esnasında muhalif olan üyelerin sunduğu ve kaybolan bir dilekçe olup olmadığını ben bilmiyorum. Toplantıya davet edilmeden gelen üyeler toplantı salonu dışına çıkartıldılar, bunun dışındaki kooperatif üyeleri toplantı salonuna alındılar. Toplantı devam ederken ufak tefek tartışmalar oldu. Bu tartışamalar üzerine toplantı salonu dışına çıkartılan üyeler olmadı. Davalı kooperatif dairesini teslim ettiği ve tapusunu verdiği üyeleri üyelikten de çıkarma yönünde bir uygulama yapıyordu ancak ben kendi isteğim ile kooperatif üyeliğinde kaldım, üyelikten çıkmak istediğime ilişkin bir dilekçe de sunmadım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. 2017 yılı Ocak ayı içerisinde yapılan toplantı ile ilgili olarak bana davetiye geldi, ben toplantıya da katıldım. Toplantıya kooperatif üyelerini katılımında bir sorun çıkmadı ancak üye olmayan bazı şahıslar toplantı salonuna katılmak istedi, bunlar salona alınmadı. Toplantı devam ederken bir kısım üyeler toplantıyı kamera ile kayıt altına almak istiyorlardı, kooperatif yönetimi ve güvenlik görevlileri buna engel oldu ancak toplantıdan çıkartılan bir üye olmadı. Davalı kooperatif dairesini teslim ettiği ve tapusunu verdiği üyeleri üyelikten de çıkarma yönünde bir uygulama yapıyordu, ben de kendi isteğim ile kooperatif tarafından hazırlanan tapu teslimi ve istifa belgesini imzaladım. Bu belge kooperatifin tasfiyesinin kolay olması nedeni ile düşünülen bir belge idi. Ben kooperatifte inşaat mühendisi olarak çalışmaya devam ettiğim için tekrardan dilekçe vererek üyeliğimin devam etmesini istedim. Benim dışımda tasfiye süreci uzadığı için tekrardan dilekçe vererek kooperatif üyeliğini devam ettiren üye olup olmadığını bilmiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben davalı kooperatifin üyesiyim. 2017 yılı Ocak ayı içerisinde yapılan toplantı ile ilgili olarak bana davetiye geldi, ben toplantıya da katıldım. Toplantıya kooperatif üyelerinin tamamı alındı ancak üye olmayıpta toplantıya girmek istemeyen bazı şahıslar toplantı salonuna alınmadı. Toplantı devam ederken ufak tefek tartışmalar oldu, bir kısım üyelerin toplantı salonu dışına çıkartılmasını isteyenler de oldu ancak toplantı salonundan çıkartılan bir üye olmadı. Toplantıya katılan muhalif üyelerden birinin dilekçe sunması ve sunulan dilekçenin kaybolması gibi bir durum olduğunu ben görmedim. Davalı kooperatif dairesini teslim ettiği ve tapusunu verdiği üyeleri üyelikten de çıkarma yönünde bir uygulama yapıyordu, ben de kendi isteğim ile kooperatif tarafından hazırlanan tapu teslimi ve istifa belgesini imzaladım. Bu belge kooperatifin tasfiyesinin kolay olması nedeni ile düşünülen bir belge idi. Ben kooperatifin Anayurt-2 diye bir başka etapta yeni bir inşaata başlayacağını duymam üzerine bu kısım için yeniden kooperatife dilekçe vererek istifamı geri aldığımı, üyeliğimin devam etmesini istedim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … 16/01/2018 tarihli duruşmada; “Ben öğretmen emeklisiyim. Davalı kooperatifin üyesi değilim. Ben 1999 yılından itibaren davalı kooperatifin muhasebe işlemlerini yürütürü .Kooperatif inşaat faaliyetlerinin çok büyük bir kısmını tamamladıktan sonra daire teslim edeceği üyelere, dairelerini teslim ederken yönetim kurulu tarafından alınan karar üzerine üyelere tapu teslim ve istifa belgesi şeklinde belge imzalatmaktadır, Belge imzalatıldıktan sonra daireler ve tapu verilmektedir, Kooperatif üyelerin tamamına da bu uygulama yapılmıştır. Kooperatif üyelerine bu belge imzalatılırken belge içeriği hakkında kooperatif üyelerine bilgi verildi. Kooperatif yönetim kurulu üyeleri yönetim görevi devam ettiği için bu şekilde belgeyi imzalarken yönetimden istifa etmediklerine ilişkin şerh koydular, buna ilişkin bir kısım üyeler de üyelikten istifa etmediklerine ilişkin bu belge üzerine şerh koydular, bu husus dışında kooperatif üyeliğinden istifa eden üyelerin tekrardan kooperatif üyeliğine müracaatı ve bunun üzerine kooperatif yönetim kurulunun bir karar alması gibi bir durum olmamıştır. Davaya konu genel kurul toplantısına da ben katıldım, kooperatifin 129 üyesinin tamamına toplantı için davetiye gönderildi, bu şahıslardan görüğüm kadarıyla 3/4’ü toplantıya katılmıştı. Kooperatif üyelerinden herkes toplantı salonuna alındı. Ancak kooperatif üyesi olmayıp toplantı salonuna girmek isteyen şahıslar hükümet komiseri ve güvenlik görevlileri tarafından dışarı çıkartıldı. Bunun dışından kooperatif üyelerinden toplantı salonu dışına çıkartılan bir şahıs olmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosyanın kooperatifler konusunda uzman mali müşavir bilirkişi …’ye tevdi edilerek davalı kooperatifin ticari defter ve belgeleri yerinde incelenmek suretiyle; davacıların kooperatif üyesi olup olmadıkları, davaya konu genel kurul toplantısı tarihi itibariyle kooperatifin kaç üyesi olduğu, bunların kaç tanesinin bizzat kaç tanesinin vekalet yoluyla kendilerini temsil ettirdikleri, kooperatiften istifa eden üyelerin istifasının geçerli olup olmadığı, hali hazırda kooperatif üye sayısının ne kadar olduğu, genel kurul karar toplantısına çağrı yapan yönetim kurulunun görev süresinin dolup dolmadığı, genel kurul toplantısının çağrının usulüne uygun olup olmadığı,genel kurul toplantısında alınan kararların gerekli nisapla alınıp alınmadığı, davalı kooperatifin 08/01/2017 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olup olmadığı hususlarında rapor alınmasına karar verilmiş olup, 13/04/2018 tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi …’nin 13/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı …, …, …, …, …, … ve …’ın rapor tarihi itibarı ile davalı kooperatifin üyesi olmadıklarının tespit edildiği, bu tespit ve T.C YARGITAY …Hukuk Dairesi Esas: …. Karar: … Karar Tarihi: 21.09.2017 ilamı doğrultusunda davacıların aktif dava ehliyetinin olmadığı hususundaki takdirin mahkemede olduğu, davacı …’nın davalı kooperatifin 1948 nolu üyesi iken 12.05.2017 tarihli Kayseri ….Noterliğinin … nolu ihtarı ile ihraç edildiği, ancak Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyada ihraç kararının iptali davasının devam ettiği bilgisi verildiği, davacının kooperatiften istifasına dönük bir irade beyanı olmadığının tespit edildiği, davacının ihraç kararına itiraz ettiği ve davanın derdest olduğundan; söz konusu davanın bekletici sebep olarak değerlendirilmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabı ekinde yer alan hazirun listesi ve Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nın incelenmesinde; davaya konu genel kurulun toplantı tarihi 08.01.2017 itibarıyla davalı kooperatifin 129 üyesinin olduğu, bu üyelerden 57 sinin asaleten, 35 nin vekaleten olmak üzere toplam 92 üyenin genel kurulda temsil edildiği, açık kapı ilkesi de gözetilerek; üyenin gerek sözlü, gerek münferiden yazılı, gerek liste halinde, gerek yönetim kurulunun istifayı kabul ettiğine dair kararına itirazının olmayarak zımni kabulü üyenin istifa yönündeki irade beyanı olarak değerlendirilerek, yönetimin istifa ve tapu teslim tutanağında imzaları yer alan üyelerin ve münferiden istifa dilekçesi ile istifa eden üyelerin irade beyanlarının yönetim kurulunca kabul edilmesi ile istifaların gerçekleştiği ve geçerli olduğu, davalı kooperatifin 27.06.2010 tarihinde yapılan 2009 yılı Olağan Genel Kurulunda üye sayısının 4936 olduğu, bu genel kuruldan sonra kooperatiften 4807 üye istifa ederek üye sayısının 125 e düştüğü, ancak daha sonra ölen 3 üyenin temsilci mirasçıları ve ihraç edilen 1 üyenin tekrar üyeliğe alınması ile üye sayısının 129 a çıktığı, 08.01.2017 tarihli Tasfiye Halinde …. 2016 yılı Olağan Genel Kurulunda üye sayısının 129 olarak toplantı tutanağına geçtiği ve hazirun listesininde bu sayı ile sınırlı olduğu, 08.01.2017 tarihli genel kuruldan sonra kooperatiften 37 üyenin istifa ederek ayrılması neticesinde kooperatifin rapor tarihi itibarı ile hali hazırda 92 üyesinin olduğu, genel kurul karar toplantısına çağrı yapan yönetim kurulunun görev süresinin dolduğu ancak yargıtay kararları ve TTK madde 410 göre yenisi seçilen kadar görevde olacağı, genel kurul toplantısının çağrının usulüne uygun olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararların gerekli nisaplar ile alındığı, davalı kooperatifin 08.01.2017 tarihinde yapılan Genel Kuruluna çağrının usulüne uygun ve yetkili organca yapıldığı, Davalı kooperatifin 27.06.2010 tarihinde yapılan 2009 yılı Olağan Genel Kurulunda üye sayısının 4936 olduğu, bu genel kuruldan sonra kooperatiften 4807 üye istifa ederek üye sayısının 125 e düştüğü, ancak daha sonra ölen 3 üyenin mirasçıları ve ihraç edilen 1 üyenin tekrar üyeliğe alınması ile üye sayısının 129 a çıktığı, 08.01.2017 tarihli Tasfiye Halinde … 2016 yılı Olağan Genel Kurulunda üye sayısının 129 olarak toplantı tutanağına geçtiği ve hazirun listesininde bu sayı ile sınırlı olduğu, toplantı yeter sayısının 33 olmasına karşın toplantıda 92 üyenin temsil edildiği, alınan kararlardaki oy sayısının ana sözleşmede belirtilen nisabın üzerinde olduğu tespitlerinden; Davalı kooperatifin 08/01/2017 tarihinde yaptığı genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olmadığı belirlenmiştir.
Rapor ibrazından sonra getirtilen belgelerin incelenmesi, davacı itirazlarının değerlendirilmesi ve davacı itirazlarında belirtilen istifalar ile ilgili kooperatifçe oluşturulan kayıt ve işlemlerin bizzat kooperatif merkezinde incelenerek bu işlem ve belgelerin de rapor eki yapılarak ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 18/02/2019 ek raporun dosyaya ibraz edildiği bilirkişi tarafından kök rapordaki kanaatinde bir değişiklik olmadığı belirlenmiştir.
Davacılar vekilince alınan ek rapora itiraz edilmesi üzerine, davacılar vekilinin bilirkişi ek raporuna karşı itirazları yerinde görülmekle, dosyanın mali müşavir bilirkişi Prof. Dr. … ile kooperatif konusunda uzman bilirkişi Doç. Dr. …’e tevdi edilerek uyuşmazlık konularında yeniden rapor alınmasına karar verilmiş olup, 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyaya ibraz edilmiştir.
Bilirkişiler … ile … ‘in 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalılardan kooperatifte ortak olmaya devam edenler hariç istifa ve devir ile ayrılan diğerlerinin, ortak sıfatlarının olmayacağı, davalı kooperatifin yönetim kurulunun görev süresi bitse bile genel kurulu toplantıya çağırabileceği, bu konuda yetkili olduğu, kooperatiften tapu teslim tutanağı ile istifanın mümkün olmadığı, ancak yazılı bir istifa beyanı ile bunun mümkün olduğu, davacılardan …, …, …’ın kooperatife istifa dilekçelerini gönderdikleri, … mirasçısı olarak miras payı olarak tapu verilmesini ve kooperatif ortağı olmak istemediğini beyan ettiği, ayrıca davadan feragat ettiğini bildirdiği, …’ın kooperatif ortaklığını devrettiği, …’nıtı da dava devam ederken ortaklığını 03.02.2020 tarihinde ortaklığını devrettiği bu kişilerin kooperalif ortaklıklarının sona erdiği, bunların dava açma menfaatlerinin olmadığı, davacılardan sadece …’nın ortaklığı devrettiği veya istifa ettiğine dair bir bilgi ve belgenin olmadığı, kooperatiften, konut devralma yönündeki edimin gerçekleşmesi halinde, kooperatif ortağının kesin maliyeti ve kooperatife karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmedikçe istifasının mümkün olmadığı, aksi halde kooperatifin konutu geri alabileceği, ancak Kooperatifler Kanunu m.81 hükmü gereği, tasfiye haline girmiş kooperatiflerde istifa imkânın konutun kooperatifçe geri alınması mümkün olmadığı için kabul edilebileceği, bu halde ortağın istifa ederek kooperatife ayrılabileceği, ancak kooperatife karşı genel giderlerle sorumlu olmaya devam edeceği, geçerli bir istifanın bu tasfiye döneminde bu bakımdan hüküm ifade edeceği, Kooperatifler Kanunu m.81/4 uyarınca tasfiye halindeki genel kurutlarda nisap aranmadığı, ancak kooperatifin ana sözleşmesinin 87/9 maddesine göre gayrimenkul satışının kararlaştırılacağı genel kurullarda Kooperatifler Kanunu m. 45/3 ve ana sözleşme m.33 hükümlerine göre toplam ortak sayısının %25’inin hazır olması gerektiği, somut durumda bu şartın sağlanıp sağlanmadığının o dönemde başlayan istifalar nedeniyle tespit edilmediği, genel kuru! döneminde ve öncesinde tasfiye sırasında tapu devirlerine bağlı olarak yazılı istifa beyanlarının olduğunun örneklerden ve kooperatifteki kayıtlardan anlaşıldığı, bu nedenle genel kurul tarihindeki tam ortak tespitinin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kayıtlarına göre belirleneceği, buna göre kooperatif genel kurulunda alınan kararların yoklukla malul olup olmayacağı sonucuna varılabileceği belirlenmiştir.
Kayseri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı kooperatifin 2016 ve 2017 yıllarına ait genel kurul tarihlerindeki ortak sayılarını gösterir kayıtlar dosya arasına celbedilmiş olup, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 04/01/2022 tarihli ek rapor dosyaya ibraz edilmiştir.
Bilirkişiler … ile …’in 04/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacıların, davalı kooperatifin yönetim kurulunun önceki dönem genel kurulda seçiminin batıl olmasına ilişkin mahkeme kararını ortaya koyduğu, bu kararla davalı kooperatifin yönetim kurulunun önceki genel kuruldaki seçiminin başından itibaren ortadan kalktığı, dolayısıyla yetkisiz bir yönetim kurulunun çağrı yaparak genel kurulu toplantıya çağıramayacağı ve yapıları genel kurulun yok olacağı, genel kurul kararlarının yoklukla malul olacağı, davacıların 4800 belge inceleme talebinin zaten ilk maddede belirttiğimiz çerçevede genel kurulun yok olduğu olması sebebiyle sonuca etkili olmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden gelen belgelerin davacıların beyanlarını karşılamaya yeter olmadığı, bununla tespit yapılamayacağı, bununla birlikte ilk maddede belirtildiği şekilde genel kurulun yok olduğu, diğer itirazlarla ilgili olarak kök rapordaki kanaatlerinde değişme olmadığı belirlenmiştir.
Somut davada, davacılar davalı kooperatifin 08.01.2017 tarihli genel kunul kararlarının, toplantı ve karar alma nisaplarına uyulmadığı, istifa etmeyen üyelerin istifa etmiş gibi gösterildiği, kendi aldıkları yeni üyelerle kooperatif genel kurulunun yapılarak kararların alındığını iddia ederek yokluk yaptırımının söz konusu olduğu bir genel kurul olduğunu ileri sürmüşlerdir. Buna karşılık davalı ise, genel kurulda tasfiye halinde olduğun için nisap aranmayacağını, ortak sayısının 129 olduğunu buna göre genel kurul yapıldığını ve karar alındığını, davacıfarının bazılarının üye olmadıkları için dava açma ehliyetlerinin olmadığını ileri sürmüştür. Tasfiye halindeki … ilgili genel kurulunda 06.12.2016 tarihinde 129 ortağa iadeli taahhütlü mektup gönderildiği, genel kurula 57 ortağın asaleten 35 ortağın vekâleten katıldığı, toplam 92 orlağın genel kurulda bulunduğu tutanak altına alınmıştır. Davacılar, kooperatiften istifa edenlerin aslında istifa etmediğini, tapu alırken yapılan imza listesine istifa beyanı yazıldığını, bunların genel kurula katılması gerektiğini beyan etmiş olup, davalı kooperatif yetkililerince düzenlenen tapu teslimine dair tutanakta istifa beyanı da alındığına dair bir ibare mevcuttur. Ancak bu durum istifa olarak kabul edilemez. Zaten kesin maliyet bedelini ödemiş ortaklar bakımından kooperatifin ana sözleşmesinde %10 risk payını ödeyerek çıkma hakkı tanınmamışsa, kooperatif ortaklığından ayrılma mümkün olmayıp, kooperatife karşı tasfiye sonuna kadar üyelik devam eder. Ancak tasfiye sürecindeki kooperatifte, Kooperatifler Kanunu m.81/2 gereğince, çıkan veya çıkarılan ortakların konutu geri alınamaz. Bu nedenle ortak kooperatiften çıksa bile yaptırımı ancak genel giderlerin tahsili olabilir. Dolayısıyla çıkma veya çıkarılma gerçekleşirse, bunun ortak üzerinde bir yaptırımı olamayacağı için, karşılıklı edimler de ortak açısından devam eden kooperatifin genel giderlerine katılma hariç olmak üzere yerine getirildiğine göre, çıkma bu durumda mümkün hale gelmektedir. Yani kanun bir bakıma ortağın çıkmasını tasfiye sürecinde kabul etmekte, ancak onu kooperatifin talep edeceği parasal yükümlülüklere tabi kılmaya devam etmektedir. Ayrıca davalı kooperatifin yönetim kurulunun görev süresi bitse bile genel kurulu toplantıya çağırabileceği, bu konuda yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada yer alan kooperatiften istifaya dair belgeler incelendiğinde, davacılardan …, …, …’ın kooperatife istifa dilekçelerini gönderdikleri, … mirasçısı olarak miras payı olarak tapu verilmesini ve kooperatif ortağı olmak istemediğini beyan ettiği, …’ın kooperatif ortaklığını devrettiği anlaşılmaktadır. Bu kişilerin kooperatif ortaklıklarının sona erdiği kanaati hasıl olmaktadır. Bunun yanı sıra davacı …’nın 03.02.2020 tarihinde ortaklığını devrettiği, buna ilişkin kooperatif tasfiye kurulunca karar alındığı görülmektedir. Davacı …’nın ise davalı kooperatifin 5156 nolu üyesi iken, tapu teslimi ve istifa talebinde bulunduğu, davalı kooperatifin 07.07.2010 tarihli 96/2 nolu Yönetim Kurulu Kararı ile istifasını kabul ettiği, anlaşılmakla, bu davacının davalı kooperatiften 24.12.2009 tarihinde istifa ederek davalı kooperatif üyesi olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişilerin davalı kooperatifin mahallindeki defter ve kayıtları üzerinde de yaptıkları incelemeler sonucu düzenledikleri raporlarında da tespit edildiği üzere, dava açan …’nın dava tarihi itibariyle davalı kooperatif üyesi olmaması nedeniyle, diğer davacılar …, … ve …’ın dava tarihi itibariyle davalı kooperatifin üyesi iseler de davadan sonra yani yargılama devam ederken üyelikten istifa etmeleri nedeniyle kooperatif üyesi olmadıkları, davacılar …’ın ise tapu devri yaparak kooperatif üyeliğinin sonlandığı anlaşılmakla, işbu davanın genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespitine ilişkin olması nedeniyle kooperatif üyeliğiyle sıkı sıkıya bağlı bir hak, talep ve dava olması, davanın başında var olan üyeliğin yargılamanın sonuna kadar devam etmesinin gerekmesi, aktif husumet ehliyetinin davanın sonuna kadar bulunmasının zorunlu olması nedeniyle davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın HMK madde 114/1-d, 115/2 gereğince aktif husumet/ ehliyet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı …’ın 07/09/2017 tarihli, davacı …’nın ise 03/02/2020 tarihli feragat dilekçesi verdikleri, dilekçelerinde davadan feragat ettiklerini ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı kooperatif vekili 07/04/2017 ve 10/04/2017 tarihli dilekçeleri ekinde davacı … ile … mirasçısı …’ın davadan feragat ettiklerine ilişkin dilekçelerini dosyaya ibraz etmiş ise de, davacılar … ve … mirasçısı …’ın HMK’ya uygun olarak bizzat mahkemede kimlik tespiti yaptırarak ve yazı işleri müdürü tarafından havale edilmiş bir şekilde vermiş oldukları davadan feragat dilekçeleri olmadığı anlaşılmakla, davalı kooperatif vekilince sunulan davacılar … ve … mirasçısı …’ın davadan feragat ettiğine ilişkin beyanları dikkate alınmamıştır.
HMK’nun 307. maddesine göre feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat davayı sonuçlandıran taraf işlemlerindendir. Feragat halinde mahkemece davanın reddine karar verilir.
HMK’nun 312. maddesine göre feragat eden yargılama giderlerinden sorumludur.
Davacılar …’ın 07/09/2017, …’nın ise 03/02/2020 tarihli dilekçesindeki davadan feragat beyanları dikkate alınarak mahkememizce bu davacılar tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacılar … ve … tarafından açılan davanın HMK’nın 307-312. maddeleri uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan davanın ise HMK madde 114/1-d, 115/2 gereğince aktif husumet/ ehliyet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
3-Davacılar … ve … tarafından açılan ve feragat nedeniyle reddine karar verilen dava yönünden, davadan feragat etme tarihi ve davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu hususları dikkate alınarak Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 80,70’er TL harcın 2/3’üne isabet eden 53,80’er TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacılar tarafından yatırılan 31,40’ar TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 22,40’ar TL karar ve ilam harcının davacılar … ile …’dan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar …, …, …, …, … ve … tarafından açılan ve usulden reddine karar verilen dava ile ilgili olarak, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu hususları dikkate alınarak her bir davacı yönünden alınması gereken 80,70’er TL karar ve ilam harcından davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 31,40’ar TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 49,30’ar TL karar ve ilam harcının davacılar …, …, …, …, … ve …’dan ayrı ayrı alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama boyunca yapılan; 100,00-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 100,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 200,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7-Feragat nedeniyle reddine karar verilen dava yönünden davalılar …, … ve … lehine A.A.Ü.T. 6/1. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacılar … ve …’ndan alınarak işbu davalılara verilmesine,
8-Usulden reddine karar verilen dava yönünden davalılar …, … ve … lehine A.A.Ü.T. 7/2. Maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacılar …, …, …, …, … ve …’dan alınarak işbu davalılara verilmesine,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair davacılar vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/01/2022

Başkan …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Üye …
¸E-imzalıdır
Katip …
¸E-imzalıdır