Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1120 E. 2023/289 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: …
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO :.

HAKİM :
KATİP : .

DAVACI :
VEKİLLERİ : .
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ..
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ : …

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davacı ile dava dışı… Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. arasında …. tarihinde acentelik sözleşmesi imzalandığını, bahse konu şirketin… ilinde sigorta acentesi olarak çalışmaya başladığını, davalıların müşterek ve müteselsil borçlu sıfatı ile acentelik sözleşmesini imzaladıklarını ve acentenin aleyhine doğacak her türlük borç için aynen acente gibi müşterek müteselsil borçlu olduklarını, dava dışı acentenin sözleşmeye aykırı o şirkete olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine … tarihli… Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin fesheditdiğini, ödenmeyen borcun dava dışı şirketten ve davalılardan …. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep edildiğini ve ihtarnamelerin sözleşmedeki mevcut adreslerine tebliğ edildiğini, ihtarname ile borçluların temerrüde düştüğünü, acentelik sözleşmesinde davalılar aleyhine (akdi ilişkin gereği) şirketin alacağı için hiçbir ihbar ve ihtara gerek olmadan takip başlatılabileceğinin kabul edildiğini, davalı borçluların ihtarnamede belirtilen süre içinde borcunu ödemediğini, bunun üzerine …İcra Müdürlüğünün …. tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borç miktarının likit ve muaccel olduğunu, davalıların itirazının haksız olduğunu, yazılı beyanları ile davacı şirket arasındaki akdi ilişkiyi kabul ettiklerini, kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiklerini, talep edilen faiz oranlarının hem acentelik sözleşmesine hemde hukuka uygun olduğunu, davalıların zaten … tarihinde temerrüde düştüğünü, davalı borçluların dava dışı sigorta şirketinden hisse devri yaparak ayrılmış olmalarının davalıları sorumluluktan kurtarmayacağını, çünkü davalıların borçlu olmasının sebebinin acentelik sözleşmesine müşterek müteselsil borçlu olarak imza atmalarından kaynaklandığını, ayrıca davalıların hisse devrini acentelik sözleşmesinin çok sonra yaptıklarını, amaçlarının alacak miktarını semeresiz bırakma olduğunu, acentenin davacı şirkete borçlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davacı ile dava dışı… Sigorta Hizmetleri Ltd. Şti. arasındaki sözleşmenin…. tarihinde yapıldığını ve …. Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, aradan geçen sürede davalı ….’ni adı geçen şirketteki hisselerini elden çıkardığını ve şirketle ilişiği kestiğini bunun …tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, davacının iddia ettiği alacağı borçlu şirket tüzel kişiliğinden talep etmesi gerektiğini, davalının hiçbir zaman asıl borçlu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İcra dosyası, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı ile dava dışı… Sigorta Aş.arasıntaki acentalık sözleşmesine müşterek müteselsil borçlu olan davalıların sözleşmeden doğan sorumluluklarının devam edip etmediği, davalıların ….İcra Md.nün … E.sayılı dosyasına yaptıkları itirazın haklı olup olmadığı, itirazın iptali ile takibin devamına, davanın kabulü halinde davacı lehine, reddi halinde davalılar lehine tazminata hükmedilip edilmeyeceği hususlarına ilişkindir.
Mahkememizin …. tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı gereğince dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından sunulan … havale tarihli raporunda özetle; dosya kapsamında yer alan ve davacı tarafça sunulmuş olan poliçelerin incelenmesinden… Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi tarafından sözleşmenin fesih tarihine kadar düzenlenen poliçelerdeki sigortalama primleri toplamının 173.491,91 TL olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin … tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın mali müşavir ve sigorta hukuku konusunda nitelikli hesap uzmanına tevdine karar verilmiştir. Bilirkişiler tarafından sunulan …havale tarihli raporda özetle; davacının itirazları dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, talep edilebilir alacak dışında tutulan 28 adet poliçenin, iki kere basılarak dosyaya sunulan poliçe olduğu, bu sebeple birden fazla olduğu için mükerrer olarak adlandırıldığı, bu sebeple dosyaya sunulan poliçeler içinden ayıklanarak değerlendirme dışı bırakıldığı, davacının fesihname sonrası olduğu için ilk raporda değerlendirme dışı bırakılan poliçeler için itirazının haklı olduğu, bunların devam eden poliçelerin zeyilnameleri olduğu için talep edilebilir alacak içinde olması gerektiği, dosyada değerlendirme esnasında talep edilebilir alacak içinde sayılan ancak sehven hesaplamaya dâhil edilmeyen …. tarihli poliçede alacağı olan 675, 56 TL’nin de dâhil edildiği, diğer hususlarda ilk rapordaki hesaplama bakımından bir değişiklik olmadığı, davacının buna göre davalılardan toplam alacağının ilk rapordaki hesaplamalar çerçevesinde 183.628,34 TL olacağı, buna davalılara gönderilen ihtarnameden itibaren faiz işletilebileceği ve takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının 5.229,63 TL olacağı bildirilmiştir.
Mahkememizin…. tarihli celsenin 3 nolu ara kararı gereğince …Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak dosyanın nitelikli hesap uzmanı ve sigorta muhasebesi uzmanı bilirkişisine tevdine karar verilmiştir. Bilirkişiler…. tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının, takip tarihi itibariyle davalılardan 182.357.76 TL ana para, 5.425.14 TL faiz olmak üzere toplam 187.782.90 TL alacağı olduğu, davalıların borçtan müteselsilen sorumlu oldukları bildirilmiştir.
Mahkememizin ….tarihli celsenin 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın ek talimat yazılarak dosyanın ek rapor için bilirkişilere tevdine karar verilmiştir. Bilirkişiler …. tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava dosyasına sunulan belgeler ile davacı ve davalı taraf vekillerinin yapmış oldukları itirazlar ile ilgili değerlendirmeler sonucunda ….Noterliği’nce düzenlenen … Tarih ve … Yevmiye nolu İhtarnamede 194.715,22 TL, 1.307,65 USD, 33,38 EURO olarak kümülatif borç miktarının belirtildiği, Bu tutarın işlemiş faiz ve ferilerinin ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 iş günü içerisinde defaten ödenmesi ihbaren ve ihtaren bildirildiği, …. adına ….tarihinde….’ye tebliğ yapıldığı, ….’nin tebligatının iade edildiği, …’nin tebligatının muhtarlığa bırakıldığı Tebliğ mazbatalarından tespit edildiği, davacı tarafından …. tarihinde bilirkişi raporuna itiraz olarak sunmuş olduğu dilekçede her ne kadar “Dayanak olarak taraf defter kayıtlarının birbiri ile uyumsuz olması hususunun gösterildiği, Davacı şirketin davaya konu alacak hakkında kendi defter ve kayıtlarına göre doğru bir şekilde hesaplama yapıldığı” denilmiş olsa da bilirkişi raporunda, davacının ibraz ettiği ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu fakat davacının defter ve kayıtlarının da birbirini doğrulamadığı bilirkişilerce tespit edilmiş olup ayrıntıların yukarıda detaylı şekilde belirtildiği, bu uyumsuzluklardan …. tarihli bilirkişi raporunda yazan; “davacının … sigorta poliçe numarasıyla İzbeton İzmir Şirketi adına tahakkuk eden 25.420,00 TL’lik kısmın, davalı defterinde olmadığı, buna ilişkin davacının, dava dosyasına bir kanıt sunmadığı” ile ilgili olarak dosya incelenmiş ve bahse konu sigorta poliçesinin dosyada mevcut olduğu görülmüş olup görüntüsünün eklendiği, dosyada bulunan, davacı tarafından sunulan cari hesap ekstreleri incelendiğinde; … Hesap kodlu… Sigorta Arac. Hiz.Ltd. Şti. hesabında bulunan 216.502,36 TL tutarında ki bakiye … tarihinde 128 Şüpheli Ticari alacaklar alt hesabında bulunan …. Hesap kodlu hesaba virman yapıldığı, … takip tarihi itibariyle… Sigorta ile ilgili olarak Davacı tarafından dosyaya sunulan …. Hesap kodlu hesap incelendiğinde; 753,31 TL Alacak bakiyesi olduğu, biriken alacak bakiyelerinin ay sonlarında … Hesap kodlu hesaba devir yapıldığı ve yine … takip tarihi itibariyle… Sigorta ile ilgili olarak Davacı tarafından dosyaya sunulan…. Hesap kodlu hesap incelendiğinde; 204.328,25 TL Borç bakiyesi verdiği tespit edildiği, dosya ile ilgili olarak, davalı şirket bulunmadığı, Davalıların; …. adresinde ikamet eden …T.C. Kimlik numaralı …., …. adresinde ikamet eden 3…T.C. Kimlik numaralı … ve …İ adresinde ikamet eden… T.C. Kimlik numaralı … olduğu, Hisse devri ve sorumluluğun akıbeti ile ilgili olarak bilirkişilerden tarafların iddia ve savunmaları kapsamında elde edilen bulgular çerçevesinde rapor istenildiğinden bilirkişiler kanaate varıldığı bildirilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 586/1 hükmü uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise, alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüsüzlüğü içinde olması gerekir.
Anılan yasa hükmü gözetildiğinde, müteselsil kefil sıfatıyla davalıların acentelik sözleşmesinden kaynaklı sorumlu tutulabilmeleri için, dava dışı asıl borçlu olan acentenin borcunu ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması gerekir. Ancak dosyaya sunulan, ihtarnamenin dava dışı acentenin sözleşmede belirtilen adresine çıkarıldığı, fakat davetiyenin acenteye tebliğ edilemediği ve bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. Acentelik sözleşmesinde ise acenteye karşı yapılacak her türlü ihbar ve ihtarın sözleşmede belirtilen adrese yapılacağı veya yapılmış sayılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan, acente ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresi yasal tebligat adresi olarak belirlediklerine ve bu adrese yapılacak tebligatların kendilerine yapılmış sayılacağını, adresini değiştirdiği takdirde en geç belli bir süre içerisinde yeni adresini karşı tarafa uygun vasıtalarla bildirmeyi, bilinen veya bildirilen son adrese tebligat yapılamaması halinde adres kayıt sisteminde, ticaret sicilinde kayıtlı bulunan adresinin bilinen son adresi olarak kabul edileceğinin ve bu şekilde yapılacak tebligatlara itiraz hakkı olmadığına, bu suretle sigorta şirketinin yapacağı tebligatların geçerli olacağına ve hukuki sonuç doğuracağına dair bir beyan ve taahhüdü bulunmadığı, ayrıca 2004 sayılı İİK m. 68/b hükmünün davacının sıfatı gözetildiğinde somut olaya uygulama kabiliyeti bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davacının TBK m. 586/1 hükmü uyarınca müteselsil kefil sıfatıyla davalıların takip edebilmesi için dava dışı asıl borçlunun, yalnız sözleşmede belirtmiş olduğu adrese noter aracılığıyla ihtarname göndermesi yeterli olmayıp, ihtarnamenin iade edilmesi halinde asıl borçlunun adres sisteminde kayıtlı yahut esnaf/ticaret sicilinde kayıtlı son adresine ihtarname göndermiş olması şarttır. Bu sebeple TBK m.586/1 hükmündeki yasal koşullar oluşmadan davalıların müteselsil kefil sıfatıyla acentenin borçlarından sorumlu tutulmaları olanaklı değildir.
Öte yandan, TBK m. 583/1 hükmü uyarınca kefalet sözleşmesini yazılı şeklide yapılması, kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini, kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.
Anılan yasa hükmü amir hüküm olup, bu çerçevede somut olay ve davacının sunduğu acentelik sözleşmesi incelendiğinde, davalıların yalnız imzalarının bulunduğu, davalılar tarafından atılan imzalar inkar edilmemekle birlikte, davalıların ayrıca kendi ad ve soyadlarını, kefil olarak sorumlu olacakları azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olduklarını yahut bu anlama gelen bir ifadeyi kendi el yazıları ile belirtmedikleri, şekil unsuru yönünden kefalet sözleşmesinin hükümsüz olduğu, bu hususun resen gözetilmesi gerektiği, dosyada mevcut delil ve belgelerden davalıların kefaletinin geçersiz olduğu anlaşılmakla davacının davalılar hakkında başlatmış olduğu icra takibinin yerinde olmadığı anlaşılmış ve bu sebepten davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının dava açılış sırasında yatırılan 3.488,30-TL karar ve ilam harcından mahsubu ile artan 3.308,40-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı Ekrem Terzi tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
6-Davalılar lehine AAÜT uyarınca takdir olunan 31.596,74-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. …

Katip ..
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır