Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/825 E. 2023/769 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … –
DAVA : Elatmanın Önlenmesi
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan Elatmanın Önlenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in eşi ve murisi …’in üyesi bulunduğu S.S. … Kooperatifine üyeliği devam ederken kendisine şuanda …’in kiracı kiracı … kiralayan sıfatıyla işgal ettikleri Kayseri ili *** ilçesi … Mah. Harami Mevkii 90 pafta 1017 ada 1 parselde kayıtlı …’in adresi olarak bildirilen ve kooperatifçe inşa ettirilen binadaki 39 nolu dairenin tahsis edildiğini, daha sonra kooperatif yönetimince müvekkilinin murisi …’in ihraç edildiği ve ihraçla ilgili dava devam ederken Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dairenin henüz tapusunun alınmadığını, ihraç kararı kesinleşmediği sürece üyelikten doğan borçların devam ettiğini, dolayısıyla müvekkiline tahsisli dairenin bir başkasına tahsisinin taahhüt edilmesi veya fiilen tahsis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların ihtara rağmen devam eden müdahalelerinin menine, işgalcinin daireden tahliyesi ile dairenin müvekkiline teslimine işgalin başladığı 30/03/2018 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ve birikmiş 25.000 TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin usulsuz olarak tebliğ edildiğini, müvekkiline isabet eden dairenin kooperatif tarafından satıldığını, müvekkilinin somut olayda tamamen iyi niyetli olduğunu, işbu davanın müvekkiline karşı değil S.S. … Yapı Kooperatifine karşı açılması gerektiğini savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı …’in HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, üstün hakka davalı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konuları; 1017 ada 1 parselde yer alan 39 nolu taşınmazın murisleri adına S.S. … Kooperatifi tahsis edildiğini, üyeliğin ihracı sonrası Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava dışı S.S. … Kooperatifi ile davanın devam ettiği, ihraç kararı kesinleşmeden davalının taşınmazı işgal ettiğinden bahisle taşınmaza davalının el atmasının ve ecrimisilin gerekli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Söz konusu davada uyuşmazlık kooperatifler hukukundan kaynaklanmamaktadır. Kooperatifler Kanunu’da uygulanmayacaktır. Yani davacıların murisinin ihracı tartışılmayacaktır.
Bu aşamada mahkemelerin görevi dava şartı olduğundan, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle göreve ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01/11/2011 tarihinden sonra 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nun 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen dikkate alınması gerekir.
Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nun 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nun 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre:
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”
Bu düzenlemeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nun 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nun 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nun 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre; eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi tarafların tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığından nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nun 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması ve davaya bakmaya Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (mercii tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereğince Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin mercii tayini kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 321/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/09/2023
Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*