Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/760 E. 2023/958 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- ***
2- ***

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … 20/01/2022 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası neticesinde ağır yaranlandığını, müvekkilinin meydana gelen trafik kazası neticesinde geçici ve kalıcı iş göremezlik, tedavi giderleri ve manevi yönden zarara uğradığını, zararların karşılanmasına yönelik taleplerinin bulunduğunu, müvekkilinin geçici koruma statüsünde Suriye’li sığınmacı olduğunu, hali hazırda sigortalı bir işi olmadığını, bacağındaki kırık sebebi ile herhangi bir gelir etme şansının da bulunmadığını, müvekkilinin üzerine kayıtlı araç tapu ve sair herhangi bir mal varlığının da bulunmadığını, kazanın oluşunda davalı …’ın sevk ve idaresindeki 33 … plakalı araç ile müvekkilinin yolcusu olduğu motosiklete çarpıp devirerek yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasını meydana getirdiğini, meydana gelen kazada davalı …’ın Şehit Suat Hayri Dal Caddesi’ni takiben Şengül Sokak istikametinden gelip Gaffar Okkan Bulvarı’na kendisine dur levhası olmasına rağmen kontrolsüz bir şekilde çıkarak seyir halde olan motosiklet sürücüsüne çarparak yaralamalı ve maddi zararlı kazaya sebep olduğunu, müvekkilinin motosiklet sürücüsü olmadığını, arka koltukta yolcu olduğunu belirterek davanın kabulüne, davacı adına fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 200,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 200,00- TL, tedavi sebebi ile tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan ve yapılacak her türlü masraflar (SGK tarafından karşılanmayan ya da SUT kapsamı dışında olan ve davacı tarafından karşılanan ve karşılanacak) şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplamda 500,00-TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsil sorumlu olan davalılardan (sigorta şirketi açısından teminat limitleri dahilinde) alınarak müvekkiline ödenmesine, ayrıca 50.000,00-TL manevi tazminatın münferiden davalı …’dan alınarak müvekkiline verilmesine, maddi ve manevi tazminata olay tarihinden itibaren yasal faizin işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraflara dava dilekçesi tebliğe çıkarılmamıştır.
DELİLLER: Dava, 20/01/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava, davacı vekili tarafından 11/08/2023 tarihinde adli yardım talepli olarak açılmış, davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin 13/09/2023 tarihli ara karar düzenlenmiş, ara karar 18/09/2023 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği ve davacı vekilince süresi içerisinde ara karara karşı itiraz edilmemiş ve mahkememizce düzenlenen 11/08/2023 tarihli tensip zaptı ile; dava açılırken davacı tarafından herhangi bir harç yatırılmadığı anlaşılmakla, 269,85-TL başvurma harcı ile 269,85- TL peşin dava harcını ikmal etmek üzere davacı vekiline Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca iş bu tutanağın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, öngörülen kesin süre içerisinde eksik nispi harç yatırılmadığı taktirde dosyanın Harçlar Kanunu’nun 30, 32. ve HMK’nun 150. maddesi uyarınca geçici olarak işlemden kaldırılmasına, HMK’nun 150. maddesinde belirtilen 3 aylık süre içerisinde harcın ikmal edilmemesi durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun davacı vekiline ihtarına, (işbu ara karar evrakının tebliği ile bu maddedeki ihtaratın yapılmış sayılacağına), davacı vekili tarafından gider avansının eksik yatırıldığı anlaşılmakla, HMK’nun 114/1-g bendine göre davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması dava şartlarından olduğundan, HMK’nun 115/2. maddesi gereğince Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi gereği tespit ve taktir edilen davacı vekiline yatırılması gereken 635,00-TL gider avansı (Gider avansı miktarı, madde 4- (1) Davacı, taraf sayısının beş katı tutarında tebligat ücreti ile diğer iş ve işlemler için 150 TL toplamını avans olarak öder hükmü gereğince kişi sayısına göre (87*5 = 435,00-TL fiziki tebligat )+(10*5= 50,00-TL e-tebligat) +150,00-TL = 635,00-TL) olduğu Uyap kayıtları incelendiğinde 90,00-TL gider avansı bulunduğu anlaşılmakla eksik bulunan 545,00-TL’nı yatırması için tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde HMK’nun 114/1-g. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına karar verilmiştir. Anılan tensip zaptı 18/09/2023 tarihinde davacı vekiline usulünce tebliğ edilmiş, yapılan ihtara rağmen gerekli olan harçların ve gider avansının kesin süre içerisinde mahkememize veznesine yatırılmadığı görülmüştür.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin *** K. Sayılı ilamı, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin ***K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere 5718 sayılı MÖHUK’nun 48/1 maddesine göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”.
Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün farklı dosyalarda konuya ilişkin cevaplarında “Suriye Arap Cumhuriyeti’nin 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’nin tarafı olmadığı, Suriye Arap Cumhuriyet ile Ülkemiz arasında 09/04/2009 tarihinde “Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve Ticari Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşması” imzalandığı, bu Anlaşmanın 13. maddesinde; “Bir Akit Tarafın vatandaşları, diğer Akit Tarafın adlî makamları önündeki işlemlerinde, salt yabancı olmaları veya diğer Akit taraf ülkesinde ikametgâhları bulunmamasından ötürü teminat akçesi (jutlıcatuııı solvi) vermekle yükümlü tutulmayacaklardır.” hükmünün yer aldığı, söz konusu Anlaşmanın yürürlüğüne ilişkin olarak Dışişleri Bakanlığı’ndan alınan bilâ tarihli ve *** sayılı yazıda, anlaşmanın onaylanma işlemlerinin karşı tarafa bildirilmesinin ardından ilgili maddeleri uyarınca 20/10/2011 tarihinde yürürlüğe girdiği, Bakanlıklarınca anlaşmaların yürürlüğe giriş tarihlerinin tespitine yönelik olarak 244 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi çerçevesinde Bakanlar Kurulu Kararnamesi çıkarılması için gerekli sürecin başlatıldığı bildirilmiştir. Söz konusu yazıda ayrıca, 244 sayılı Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “Bir milletlerarası andlaşma yukardaki fıkrada sözkonusu yürürlük tarihinin tesbitine dair kararnamede belirtilen yürürlüğe giriş tarihinde kanun kuvvetini kazanır.” hükmüne dikkat çekilerek, uygulamada onay süreci tamamlanmış bulunan uluslararası andlaşmaların, iç hukukumuz bakımından yürürlüğe giriş tarihinin tespiti için Bakanlar Kurulu Kararnamesi çıkartılması gerektiği bildirilmiş ve bu çerçevede, söz konusu anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihinin tespitine yönelik Bakanlar Kurulu Kararnamesi çıkartılması için başlatılan sürecin henüz sonuçlandırılmadığı ifade edilmiştir.”
Bu durumda Suriye Arap Cumhuriyeti ile yapılan anlaşmanın henüz yürürlüğe girmediği, iç hukuk açısından anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Bakanlar Kurulu Kararname sürecinin tamamlanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle davacının Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olması sebebiyle teminat yatırması zorunludur. 5718 sayılı MÖHUK’nun 48/1. maddesi uyarınca takdiren 20.000,00-TL tutarında teminat alınmasına, HMK’nun 87/1. maddesi uyarınca teminatın nakdi teminat veya aynı miktarlı süresiz banka teminat mektubu olarak belirlenmesine, 20.000,00-TL teminatı mahkememize sunmaları için davacı vekiline 1 aylık kesin süre verilmesine, kesin süreye uyulmadığı takdirde HMK’nun 114/1-ğ, 88/1. ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına karar verilmiş, anılan tensip zaptı 18/09/2023 tarihinde davacı vekiline usulünce tebliğ edilmiş, yapılan ihtara rağmen ve verilen kesin süre içerisinde teminatın da yatırılmadığı görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle süresinde gider avansı ve teminat yatırmadığından HMK’nun 114/1-g ve ğ, 88/1 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1- HMK’nun HMK’nun 114/1-g ve ğ, 88/1 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle davacının davasının dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 269,85-TL peşin harç ve 269,85-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 539,70-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde yatıran ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6-Kararın mahiyeti gereği davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Koşulları bulunmadığından davalılar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nun 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/10/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim ***
E-imzalıdır