Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/735 E. 2023/959 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …- (TC N….)
DAVALI : HASIMSIZ

DAVA : Kooperatifin Dağılması İstemli
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan kooperatifin dağılması istemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı…kooperatif yetkilisi dava dilekçesinde özetle; kooperatifin … yılında kurulduğunu, bugüne kadar herhangi bir faaliyete başlayamadığını, yeni üye kaydı yapılmadığını, ancak kurucu üyelerinin istifa ederek üyelikten ayrıldıklarını, kooperatifin faaliyet imkanın kalmadığını, bu durumun Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün …tarih ve E-… sayılı “kooperatif dağılma sebebi” konulu yazıları ile tespit edildiğini, kooperatife ait imza sirküleri, pay defteri suretleri, karar defteri sureti, üye istifa dilekçe ve tebligatları, kooperatif ana sözleşmesi, Ticaret Sicil Gazetesi ve hazirun cetvelini dava dilekçesinin ekinde sunduklarını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 2. maddesinde “Bir kooaperatifin en az 7 ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulur.” hükmü yer aldığını, yine kooperatifin ana sözleşmesinin 79. maddesi 1. bendinde “Ortak sayısının 7 (yedi) en aşağı düşmesi üzerine” aynı maddenin 7. bendinde ise “Amacına ulaşma imkanının kalmadığının Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla dağılır.” hükümlerinin yer aldığını beyanla sözü edilen bu hükümler gereğince Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifi’nin dağılmasına ve kayıtlarının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER : Davacı…tarafından, dağılması istenilen kooperatife ait imza sirkülerine, pay defteri suretine, karar defteri suretine, üye istifa dilekçe ve tebligatına, kooperatif ana sözleşmesine, hazirun cetveline, Ticaret Sicil Gazetesi’ne ve Kayseri Valiliği Çevre Şehircilik Ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün …tarih ve E-… sayılı “kooperatif dağılma sebebi” konulu yazılarına delil olarak dayanılmıştır.
Kayseri Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yazı yazılarak S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’nin ana sözleşmesinden, tüm genel kurul toplantı tutanakları ile her birinin hazirun cetvelinden, varsa en son tarihli tasfiye kurulu üyelerinin isim ve adreslerini gösteren yoksa en son tarihli yönetim kurulu başkan ve üyelerinin isim ve adreslerini gösteren karar, kayıt ve belgelerden, kooperatifin kaydının halen açık-faal olup olmadığı araştırılarak, kaydı sicilden terkin edilmiş yani silinmiş ise tam olarak hangi tarihte ve neye istinaden silindiğini gösteren kayıt ve belgelerden okunaklı birer fotokopilerinin çıkarılarak gönderilmesi, ayrıca kooperatifin amacına ulaşma imkanı kalmadığına dair kararın olup olmadığı var ise bir örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak S.S. … Konut Yapı Kooperatifi’nin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin örneğinin, yaptığı tescil ve ilan edilmiş genel kurul toplantı tutanaklarından en son tarihli imza sirküsüyle beraber birer suretinin gönderilmesi ve kooperatifin en son tarihi itibari ile kayıtlı olduğu adresi ve ayrıca kooperatif yöneticilerinin açık kimlik ve adres bilgileri sorulmuştur. Bu müzekkeremize … tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, gerçekleştirilebilecek bir amacının kalmadığı iddiasına dayalı olarak kooperatifinin feshi ile sicil kayıtlarının terkini istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile mahkememiz heyeti tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Öncelikle bu konudaki yasal düzenlemelere ve dava konusu kooperatifin ana sözleşmesindeki hükme bakmakta fayda bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun dağılmanın sebeplerine ilişkin düzenlemelerin bulunduğu 81. maddesinde;
”A) Dağılma sebepleri:
Madde 81 – (Değişik: 6/10/1988 – 3476/20 md.)
Kooperatif:
1.Anasözleşme gereğince,
2.Genel Kurul kararı ile,
3.İflasın açılmasıyla,
4.Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine,
5.Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle,
6.Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde,
7.Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla dağılır.
(Değişik birinci cümle:21/10/2021-7339/11 md.) Yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. (Değişik ikinci cümle: 21/10/2021-7339/11 md.) Ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle:3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. Konut kooperatiflerinde yapı kullanma izninin alınmasını müteakip en geç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre ferdi münasebet işleri sonuçlandırılır.
Mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulu yapar, Tasfiye kurulu üyelerine, atamayı yapan merci tarafından tespit edilecek miktarda ücret ödenir.
Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir.
Tasfiye kurulunun görevleri anasözleşmede gösterilir,
Tasfiye kurulu üyeleri, tasfiye işlerinin biran önce bitirilmesi için çalışmakla yükümlüdür.
56 ncı maddenin 1 inci fıkrasının 3 üncü bendi ile 62 nci madde hükümleri tasfiye kurulu üyeleri hakkında da uygulanır.” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesinde; ” Ticaret Bakanlığının Görev ve Yetkileri
A) Genel olarak Bakanlığın görev ve yetkileri:
Madde 86 – Ticaret Bakanlığının kooperatifleri ilgilendiren başlıca görev ve yetkileri şunlardır:
1. Kooperatiflere, kooperatif birliklerine, merkez birliklerine, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğine kuruluş ve organizasyonlarında yol göstermek, öğütleriyle yönetimlerinde ve çalışmalarında yardımcı olmak,
2.Kooperatifleri, birlikleri, merkez birliklerini ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğini teftiş etmek, denetlemek veya denetlettirmek,
3.Kooperatiflerin, birliklerin, merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin dağılmasını gerektiren sebepleri mahkemeye bildirmek,
4. Kooperatiflerin, bilhassa istihsale yararlı kooperatiflerin kuruluşu, öncelikle kredilenmesi ve memleket yararına faaliyette bulunmaları hususunda ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar nezdinde gerekli teşebbüsleri yapmak ve koordinatör olarak vazife görmek.
5.(Ek: 6/10/1988 – 3476/21 md.) Kooperatifler mevzuatının uygulanmasında ve kooperatiflerle üst kuruluşlara yapılacak desteklemelerle ilgili kamu ve sosyal güvenlik fonları konusunda düzenleyici tasarruflarda bulunmak.” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesinde; “İlgili Bakanlık:
Ek Madde 1 – (Ek: 6/10/1988 – 3476/26 md.)
Bu Kanunda geçen Bakanlık isimleri “İlgili bakanlık” olarak değiştirilmiştir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/6/2010-5983/4 md.) İlgili bakanlık deyiminden, bu Kanun kapsamındaki tarımsal amaçlı kooperatifler ve üst kuruluşları için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yapı kooperatifleri ve üst kuruluşları için Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı ve diğer kooperatifler ve üst kuruluşlar için ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı anlaşılır.” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Davalı…kooperatifin ana sözleşmesinin 79/1. bendinde; “Kooperatif … Ortak sayısının 7 (yedi)’den aşağı düşmesi üzerine, …” 79/4. bendinde; “Kanunda öngörülen diğer hallerde Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nın mahkemeden alacağı karar üzerine, … 79/7. bendinde ise; “Amacına ulaşma imkanının kalmadığının Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nca tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla dağılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle usul hukukunda taraf ve dava ehliyeti ile uygulamada sıklıkla husumet olarak da kullanılan sıfat kavramlarının irdelenmesinde fayda vardır.
Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin sujesi olabilme yeteneğidir. Medeni (maddî) hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek (TMK md. 8) ve tüzel (TMK md. 46) kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir (HMK md. 50). Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır.
Dava ehliyeti ise; HMK’nun 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nun 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir.
Öte yandan Türk Hukuk Lûgatında da her insanın hak ehliyetinin bulunduğu, insanların hukuk düzeninin sınırları içinde haklara ve borçlara ehil olduğu (TMK md. 8, 48) belirtilmiş; fiil ehliyetinin ise, kendi eylemi ile hak edinebilme ve borç altına girebilme yeterliliği (TMK md. 9, 49) olduğu vurgulanmıştır (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara 2021, s. 331-332).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere taraf ve dava ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da başka bir anlatımla taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında re’sen (kendiliğinden) gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
Taraf sıfatı, bir başka ifadeyle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı…sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalı…sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı…sıfatı, aktif husumeti; davalı…sıfatı da pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı…veya davalı…sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının belirlenmesinde olduğu gibi maddi hukuka göre tespit edilir.
Sıfat dava şartı değil, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esası incelendikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Diğer bir ifadeyle bir davada taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetinin (davacı…veya davalı…sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen ilk itiraz ya da davalı…tarafından ortaya konulması gereken def’i niteliğinde olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/11/2022 tarihli, 2020/(15)6-609 Esas ve 2022/1424 Karar sayılı ilamı).
Gelinen aşamada kooperatiflerin kuruluşu ve dağılma sebeplerine kısaca değinmek gereklidir.
Bilindiği üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 2. maddesine göre bir kooperatif en az yedi ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulur. Anasözleşmenin ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerekir. İlgili Bakanlık faaliyet konuları itibarıyla kooperatifleri sınıflandırmaya, çalışma bölgeleri oluşturmaya, kooperatif kuruluşu için asgari ortak sayısından az olmamak üzere ortak sayısı ve kooperatif kurulmasına yönelik diğer şartlar ile usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde kooperatiflerin dağılma sebepleri düzenlenmiştir. Aynı maddenin 7. bendinde ise, kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti hâlinde mahkemeden alacağı kararla dağılacağı hükmüne yer verilmiştir. Benzer mahiyette dava konusu kooperatife ait ana sözleşmenin 79/1. bendinde “Kooperatif … Ortak sayısının 7 (yedi)’den aşağı düşmesi üzerine, …” 79/4. bendinde “Kanunda öngörülen diğer hallerde Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nın mahkemeden alacağı karar üzerine, … 79/7. bendinde ise “Amacına ulaşma imkanının kalmadığının Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nca tespiti halinde” Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı’nca tespiti hâlinde mahkemeden alacağı kararla dağılacağı düzenlenmiştir.
Eldeki davada, davacı…tarafça, dava konusu kooperatifinin gerçekleştirebilecek bir amacının kalmadığı iddia edilerek, kooperatifin feshi ve tasfiyesi talep edilmektedir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 81. maddesi ve Kooperatif ana sözleşmesinin 79. maddesinde belirtildiği gibi, kooperatifin amacına ulaşma imkanının bulunmadığını ilgili Bakanlığın tespit etmesi ve bu Bakanlığın ticaret mahkemesinden alacağı kararla kooperatifin dağıldığının tespit edileceği belirtilmiştir. Bir başka değişle kooperatifin amacına ulaşma imkanı kalmadığında dava açma ehliyeti ilgili Bakanlığa aittir. Davacının “amacına ulaşamama” nedenine dayalı kooperatifin dağıldığının tespiti davası açma konusuzda aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2016 tarihli, 2015/4083 Esas ve 2016/657 Karar sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2016 tarihli, 2015/5232 Esas ve 2016/1599 Karar sayılı, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2016 tarihli, 2015/5232 Esas ve 2016/1599 Karar sayılı emsal ilamları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 13/04/2023 tarihli, 2023/717 Esas ve 2023/670 Karar sayılı emsal karar ilamı).
Davacı…bu davada kooperatifin dağılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, kooperatifin feshi ve tasfiyesi amacıyla hasımsız olarak dava açmıştır. 1163 sayılı Kanun’un 98. maddesi delaletiyle kooperatif hakkında uygulanması gereken TTK’nun 434. ve 435. maddeleri uyarınca açılacak davalarda husumetin feshi istenen tüzel kişiliğe yöneltilmesi gerekir. Hasımsız açılan davada davalı…gösterilmeksizin şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilemez (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/10/2010 tarihli, 2009/3468 Esas ve 2010/10439 Karar sayılı emsal ilamı).
Yargılama sonunda yukarıda izah edilen tüm nedenlerden dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcı dava açılırken peşin alındığından, alınan harcın mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı…tarafından yapılan yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı…tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı…tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adresine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-Davacı…lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacının yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imzalıdır E-imzalıdır E-imzalıdır E-imzalıdır