Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/635 E. 2023/732 K. 01.08.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR :1- …
2-…
Mersis: …

TASFİYE MEMURU: …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : 01/08/2023
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi tarafından Kayseri … İdare Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile davacı kurum tarafından uygulanan idari para cezasının iptali talepli dava açıldığını, … Karar sayılı ilamla davanın reddine karar verildiğini, ilamda davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, bu nedenle davacı tarafça Kayseri … Dairesi’nin … ( eski esas Kayseri … İcra Dairesi … ) esas sayılı dosya ile ilamlı takip başlatıldığını, Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında ihya davası açmaları için davacı tarafa yetki verildiğini, Kayseri Ticaret Sicil Gazetesinin 17 Ağustos 2018 tarih, 9645 sayısının 208. sayfasında … Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi’nin terkinine karar verildiğinin belirlendiğini, açılan Kayseri … İdare Mahkemesi ‘nin …esas sayılı dosyası ile … Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi’nin davasında haksız olduğu tespit edilerek davanın reddine karar verildiğini, söz konusu ilam nedeniyle … Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi’nin ilam vekalet ücreti nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, yargılama devam ederken şirketi tasfiye eden tasfiye memurlarının bu zarardan sorumlu olduğunu, bununla ilgili Yargıtay’ın Yerleşik İçtihatları’nın açık olduğunu belirterek … Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi’nin terkin, fesih ve tasfiye olduğu tarihinden itibaren yeniden tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini ve mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Taahhüt Ve Ticaret Limited Şirketi tasfiye memuru …vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya sebebiyet veren icra dosyasının borcunun ödendiğini, davacı kurumun herhangi bir alacağının kalmadığını, zaten buna ilişkin olarak davacı tarafından da … tarihli beyan dilekçesi ile alacaklarının kalmadığına ilişkin beyan dilekçesi verildiğini ve davanın düşmesinin talep edildiğini, davaya konu olan alacağın ödenmiş olduğundan, dava konusuz kaldığını, yargılama yapılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığını, her ne kadar davaya ilişkin duruşma günü verilmiş olsa da usul ekonomisi de değerlendirilerek, duruşma günü beklenmeksizin davanın düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı dava dilekçesi ile davalı … taahhüt ve Ltd. Şti’nin ihyasını talep etmiştir. Hasım olarak Ticaret Sicil Müdürlüğü’nü, ticaret sicilinden terkin edilmiş … …. Ltd. Şti’nin tasfiye memuru …’ı taraf olarak göstermiştir.
Davacı vekili … tarihli dilekçe ile “Mahkemenizin yukarıda bildirilen esasına kayıtlı dosyasında dava dilekçemizde belirttiğimiz icra dosyasına şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından ve ayrıca ticaret sicil gazetesinde de şirketin terkin olarak görünmesinden dolayı şirketin ihyası talepli iş bu davayı açmıştık. Ancak dava açıldıktan sonra … tarihinde Kayseri … Dairesi … esas sayılı dosyasındaki borç, borçlu tarafından icra dairesinde ödenmiştir. Bu haliyle dava konusuz kalmıştır. Her ne kadar ön inceleme için duruşma günü verilmiş ise de davanın konusuz kalması nedeniyle resen dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesine yer olmadığına icra dosyası dava açıldıktan sonra ödendiğinden lehimize yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı … Taahhüt Ve Ticaret Limited Şirketi tasfiye memuru …vekili … tarihli cevap dilekçesi ile, davayı konu olan alacağın ödenmiş olduğundan davanın konusuz kaldığını, yargılama yapılmasını gerektirecek bir hususun bulunmadığını, her ne kadar davaya ilişkin duruşma günü verilmiş olsa da usul ekonomisi değerlendirilerek duruşma günü beklenmeksizin davanın düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan incelemede davacı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Kayseri … dairesinin … esas (Kapatılan Kayseri … İcra Dairesi … esas) sayılı dosyasında … tarihinde ilamlı icra takibi yaptığı, takibin borçlusunun … Taahhüt ve Limited Şirketi olduğu, anılan şirketin ticaret sicik kayıtlarında … tarihli 3 nolu genel kurul ile tasfiyesinin tamamlandığı şirketin tasfiye nedeni ile ticaret sicilden terkin edildiği, … tarihli genel kurul tutanağı ile şirkete ortak …’ın tasfiye memuru olarak atandığı tasfiye işlemlerinin kendisi tarafından tasfiyesinin tamamlandığı görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir.
Öte yandan, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan dolayı, tasfiye süreci sona ermeden tasfiye toplantısı yaparak şirketin sicilden terkinin sağlayan davalı tasfiye memurunun vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gereklidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03/06/2014 tarihli, 2014/7827 Esas ve 2014/10350 Karar sayılı emsal içtihadı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2019 günlü, 2019/1184 Esas ve 2019/1548 Karar sayılı emsal kararı). Bu nedenle yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru üzerinde bırakılmasına, ihyası istenilen şirketin adresi itibari ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeni ile alehine yargılama gideri hükmedilmemesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
6102 sayılı TTK’nun “Ek Tasfiye” başlıklı 547. maddesinde; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirmesi halinde şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verileceği ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirileceği,
6102 sayılı TTK’nun “Şirket Davalarında Yargılama Usulü” başlıklı 1521. maddesinde ise; ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı düzenlemeleri yer almaktadır.
İhyası isenilen şirketin kaydının silinmesi tasfiye kapanışı sonucu olmuş ve eksik tasfiye nedeniyle de ihya istenildiğinden Ticaret Sicil Müdürlüğü ile birlikte ihyası istenen şirketin en son tarihli atanmış tasfiye memuru/tasfiye kurulunun da ihya davasında davalı-hasım olarak gösterilmesi gerekli ve yeterlidir. Ancak eldeki asıl davada davacı taraf, yasal hasım olarak Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü ile birlikte ihyası istenilen şirketi de davalı olarak gösterilmiştir.
Bilindiği üzere, dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir.
Taraf sıfatı (husumet) ise maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin sujesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usuli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK m. 51). Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usul işlemlerini yapabilir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece resen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı Kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir defi de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Yukarıda açıklanan hususlar ve yasal düzenlemeler ile birlikte somut olaya gelince; ihyası istenen şirketin husumet düşmediğinden yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2- Dava dosyasında 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL başvuru ve 269,85 TL maktu karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan 79,25 TL posta ve tebligat giderinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nün 6.maddesi uyarınca 4.600,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır