Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
BAŞKAN : ***
ÜYE : ***
ÜYE : ***
KATİP : ***
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- *** KAYSERİ
2- ***
3- ***
VEKİLİ : Av. KAYSERİ
DAVALI : 4- *** Kocasinan/ KAYSERİ
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (ticari nitelikteki banka garanti sözleşmesinden kaynaklanan davalar) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Tic. Ve San. Ltd. Şti. ile müvekkili bankanın Kayseri Şubesi arasında imzalanan kredi sözleşmelerine istinaden adı geçen şirkete kredilerin açılarak kullandırıldığını, davalılardan …’in de söz konusu kredi genel sözleşmelerini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını ve diğer davalılarında müteveffa kefil …’in mirasçıları olmaları sebebi ile asıl borçlu gibi anapara ve fer’ilerden sorumlu olduklarını, asıl borçlu ve kefillerin kredi geri dönüşümündeki edimlerini yerine getirmemeleri üzerine müvekkili banka tarafından kredi hesaplarının kat edilerek asıl borçlu ile kefillerden …’e Beşiktaş 26. Noterliği’nin 19/10/2018 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile ekinde hesap özetlerinin diğer davalılara da Beşiktaş 26. Noterliği’nin 14/12/2018 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile ekinde hesap özetlerinin gönderildiğini, müvekkili bankaca borçlulara tebliğ edilen ihtarnamelere rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalılardan … aleyhine Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas ve diğer davalılar aleyhine de … Esas sayılı dosyaları ile genel haciz yolu ile icra takibinin başlatıldığını, davalılarda icra dosyalarına borçlarının bulunmadığı yönünde yaptıkları itirazın sonucunda icra takibinin durdurulduğunu, davalıların itirazlarının yasal dayanaktan yoksun ve süreci uzatmaya yönelik olduğunu, mahkemece banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması neticesinde beyanların doğruluğunun ortaya çıkacağını ileri sürerek; davanın kabulü ile davalıların Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile yapılan icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar …, … ve … vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ve …’nın ölü …’in çocukları, diğer müvekkili …’in ise eşi olduğunu, mirasçıların babası/eşi asıl borçlu’nun … Ltd. Şti.’nin ortağı ve temsilcisi iken 06/10/2012 tarihinde vefat ettiğini, 14/12/2018 keşide tarihli ihtarnameye kadar müvekkillerine borç hesap özeleri de dahil olmak üzere hiçbir ihtar, ihbar, hesap katı, mirasçılıktan kaynaklı borç bildirimi gerçekleştirilmediğini, söz konusu ihtarnameye müvekkilleri tarafından itiraz edildiğini, davaya konu paranın haksız ve kötü niyetle talep edildiğini, kredinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını, vefattan sonra çeşitli teminatlar alınmaksızın kredi kullandırmaya devam eden bankanın basiretli bir tacir olmadığını, müvekkillerinin kredinin şirketin hissedarı, yetkili temsilcisi, nede kredilerin temelini oluşturan sözleşmeyi imzalayan olmadıklarını, 06/10/2012 tarihinde vefat eden müvekkillerinin eşi/babaları …’in ölümünden sonra kullandırılan kredilen sorumlu olmayacaklarını aşikar olduğunu savunarak davanın reddine, takip çıkışı alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötün niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’e usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı … davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı …’in HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, davacı bankanın ticari defter ve kayıtları, … tarihli kredi genel sözleşmeleri, ödeme planı, faiz genelgesi, Beşiktaş 26. Noterliği’nin … yevmiye numaralı 14/12/2018 tarihli hesap kat ihtarnamesi, bilirkişi kök ve ek raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekili delil olarak dayandığı bir kısım kayıt ve belge örneklerini dava dosyasına sunmuştur.
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı takip dosyalarının celbi için müzekkere yazılmıştır.
Davacı vekiline Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı icra takip dosyalarına dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinin, kefalet sözleşmelerinin ve varsa diğer sözleşmelerin tüm sayfalarının okunaklı fotokopilerini, Beşiktaş 26. Noterliği’nin 19/10/2018 tarihli … yevmiye sayılı ve 14/12/2018 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamelerinin tüm ekleri ile birlikte muhataplarına tebliğ şerhli örneklerini ve dava konusu her iki takip dosyasında istenen alacakların ait olduğu dönemlere ilişkin davacı bankanın kendi müşterilerine uyguladığı ve T.C. Merkez Bankası’na bildirdiği faiz genelgesini (genel mektup) sunması için süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından istenilen belge örnekleri sunulmuştur.
Davalılar …, … ve … vekilinin cevap dilekçesine ekli noter ihtarının ve veraset belgesinin okunaklı birer suretinin eklenmesi yoluyla Vakıfbank Kayseri Merkez Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak; a-Bir kısım davalıların murisi … ‘in asıl borçlu … San ve Tic Ltd Şti ‘ne müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı tüm kredi sözleşmelerinin ve kefalet sözleşmelerinin ve bunların varsa eklerinin tüm sayfalarının okunaklı suretlerinin gönderilmesi, b-…’in 06/10/2012 tarihinde vefatından sonra bugüne kadar geçen sürede … Sanayi ve Ltd Şti ve kefilleri tarafından imzalanan tüm genel kredi sözleşmelerinin ve eklerinin bütün sayfalarının okunaklı örneğinin gönderilmesi, c-…’in 06/10/2012 tarihinde vefatından önce 2012 yılında yukarıda adı geçen şirkete kullandırılan kredilerin neler ve miktarlarının, kullandırım tarihlerinin bildirilmesi, 06/10/2012 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin gönderilmesi, d-…’in 06/10/2012 tarihinde vefatından sonra …, San Tic Ltd Şti ‘ne kullandırılan kredilerin hesapların, ilgili şube işlemlerinin, ödeme, mahsup, taksitlendirme, açma kapama işlemlerinin kredilere mahsuben yapılan ödemelerin banka hesabına yıl içinde gelen paranın hesabın kapatılıp kapatılmadığının sorularak sorulan hususlara ilişkin kayıt ve belge örneklerinin istenilmiştir.
02/12/2019 tarihli celsede HMK’nun 266. maddesi gereğince bilirkişi incelenmesi yaptırılmasına, HMK’nun 267, 268. maddeleri gereğince resen seçilecek Bankacı bir bilirkişiye dava dosyasının tevdiine, HMK’nun 268-278. maddeleri gereğince bilirkişiye davacı bankanın defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme ve düzenleyeceği rapora esas alınacak olupta dosya arasında bulunmayan kayıt ve belgeler olursa bunlardan birer suret alıp raporuna eklemesi hususunda yetki verilmesine, HMK’nun 273. maddesi gereğince kredi sözleşmesinin tarafları, kredi miktarı, kefalet miktarı, hesap kat tarihi, hesap kat ihtarındaki miktar, ihtarın tebliğ tarihi, akdi faiz ve temerrüd faizi ve bunların miktarları, asıl alacakve miktarı, BSMV miktarı, işlemiş faiz miktarı, icra takip dosyası, icra takip tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi, dava tarihi ve kredi sözleşmesi ile kefalet sözleşmesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayıl takip dosyasında takibe konu edilen asıl alacak, temerrüd faizi, BSMV ve ihtarname hususundaki alacak kalemleri yönünden takip tarihi itibariyle ayrı ayrı hesaplama yapılarak müşterek borçlu ve müteselsil kefillik söz konusu ise sorumluluk miktarlarına da dikkate edilerek bu konularda takipteki her bir alacak kalemi yönünden takip tarihi itibariyle ve taleple bağlı kalınarak dava tarihi itibariyle davacının davalılardan alacağı olup olmadığı, varsa miktarlarının ne kadar olduğu hususlarında hüküm vermeye ve denetime elverişle açıklamalı rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine
karar verilmiştir.
Görevlendirilen bankacı bilirkişi …’ın mahkememize sunmuş olduğu 20/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’in itirazının değerlendirilmesinde; davacı bankanın Kayseri Şubesi ile dava dışı ve asıl borçlu … Tic. Ve San. Ltd. Şti. firması arasında … tarihlerinde düzenlenen toplam 13.600.000,00-TL’lık 2 adet kredi genel sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak 10.000.000,00-TL’na kadarki banka alacağına …’in kefalet ettiğini, tarafların sözleşmelerdeki imzalarına itirazları ve imza inkarları bulunmadığına göre sözleşmelerin halen geçerli içeriğinin de tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, 04/12/2018 icra takip tarihi itibari ile icra takibinde belirlenen gerek asıl alacak gerekse faiz yönünden taleple bağlılık kuralı gözetilmek suretiyle takip tarihi itibarıyla yapılan hesaplamalarda banka alacağı ve dosyası ile davalının sorumlu olacağı borç tutarının 04/12/2018 takip tarihi itibariyle 1.173.779,56-TL olarak hesaplandığını, diğer davalılar …, *** itirazları yönünden; davalıların murisi *** tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile 10.000.000,00-TL’na kadarki banka alacağına kefelet edildiğini, kredi genel sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzası bulunan ve aynı zamanda … Tic. Ve San. Ltd. Şti. firmasında 28800 pay karşılığı 2.880.000,00-TL’lık hisseye sahip olan muris …’in 06/10/2012 vefat tarihindeki şirketin bankaya olan borcunun 299.572,32-TL olarak gözüktüğünü, banka ile asıl borçlu firma arasında 23/10/2012 tarihinde 3.600.000,00-TL’lık yeni bir kredi genel sözleşmesinin düzenlendiğini, bu sözleşemeye vefat eden … dışındaki şirketin ortakları olan …, …, …, … ve … tarafından toplam 10.000.000,00-TL’na kadarki banka alacağına kefalet edildiğini, davacı banka defter ve kayıtlarında davalıların murisi …’in vefatı sonucu şirketteki hisselerin devri ile ilgili Ticaret Sicil Gazetesi suretinin banka kayıtlarında mevcut olduğunu, bankanın bu bilgilere rağmen murisin ölümünü takiben varislerine kefaletten doğabilecek yükümlülüklerine ait herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, banka kayıtlarında böyle bir belgenin bulunmadığını, davalıların icra takibinden dolayı sorumlu tutulmamaları kanaatine olduğunu ancak mahkeme aksi kanaatte olursa kredi genel sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzası bulunan ve aynı zamanda … Tic. Ve San. Ltd. Şti. firmasında 2.880.000,00-TL’lık hisseye sahip …’in 06/10/2012 vefat tarihindeki şirketin bankaya olan borcunun 299.572,32-TL olarak gözüktüğü dikkate alındığında davalı varislerin bu durumda sorumlu olabilecekleri azami banka alacağının 299.572,32-TL olacağını zira bu krediye ait vefat tarihine kadarki süre için tahakkuk eden faiz ve ferilerinin banka kayıtlarında borçluları tarafından ödenmiş olarak gözüktüğünü, icra takip tarihinden sonra nakdi kredi borçları için uygulanacak temerrüt faiz oranının ise %48,10 olduğunu mahkememize bildirmiştir.
02/03/2020 tarihli duruşmada dosyanın rapor veren bankacı bilirkişiye tevdi ile raporun 6. ve 7. sayfalarında bildirilen dava dışı genel kredi sözleşmesi imzalayan şirketin kullandığı kredilere ilişkin hangi tarihte ve ne miktarda, hangi kredi için ödeme yapıldığı, raporun 11. sayfasındaki 8-a ve 8-b isimli tablolarda yer alan nakdi ticari kredilerdeki temerrüd bakiyesi asıl alacağın miktarının ne kadar olduğu, toplam asıl alacak miktarı olarak ayrıca bildirilen bedelin nelerden oluştuğu, taleple bağlı kalınarak her bir icra takibi nedeniyle alacak ve ferilerinin kaçar TL olduğu hususlarında ayrıca taraf vekillerinin 20/12/2019 havale tarihli kök rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilerek itirazları kapsar ve itirazları giderici mahiyette ek rapor tanzimi için bilirkişiye yetki ve görev verilmesine karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi … mahkememize sunmuş olduğu 25/03/2020 tarihli ek raporda özetle; …’in itirazı ilgili olarak; davalının sorumlu olacağı borç tutarının icra takip tarihi itibariyle 1.173.769,56-TL olarak hesaplandığını, …, … ve ***’in itirazı ile ilgili olarak; davalıların yürütülen icra takibinden dolayı sorumlu tutulmamalarının uygun olacağını ancak mahkeme aksi kanaatte ise davalı varislerinin sorumlu olabilecekleri azami banka alacağının 299.572,32-TL olacağı kanaatinde olduğunu, ek rapor aldırılması talebinin incelenmesinde ise dava dışı ve asıl borçlu şirkete 10/01/2012 tarihinde 1.000.000,00-TL’lık limit içerisinde açılarak kullandırılan ilk kredinin borçlu cari ticari kredisi olduğunu, bu kredinin şartlarının ise 3’er aylık dönemlerde borçlusu tarafından o döneme ait faiz ve ferileri ödenmek suretiyle çalıştırılan kredi türü iken taraflar arasında 29/12/2016 ve 31/01/2018 tarihlerinde imzalanan borç yapılandırma protokolleri ile borçlu cari kredisinin türünün değiştirilerek taksitli ticari kredilere dönüştürüldüğünü, icra takip tarihinden sonra nakdi kredi borçları için uygulanacak temerrüt faiz oranının ise %48,10 olarak uygulanacağını mahkememize bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, kredi genel sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Dava değeri dikkate alınarak 6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama mahkememiz heyeti tarafından yazılı yargılama usulüne göre yürütülmüştür.
Tarafların uyuşmazlık noktalarının ana başlıklarıyla; davacının genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalılardan alacaklı olup olmadığı, davalıların icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı ve bu itirazların iptalinin gerekip gerekmediği ve icra inkar tazminatının ve kötü niyet tazminatının yasal koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkememizce evvelce yapılan yargılama sonunda 08/12/2020 tarihli, *** Karar sayılı gerekçeli karar ile “… Dava, kredi genel sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davaya konu Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı olduğu, borçlularının …, …, …, … ve … olduğu, alacaklı tarafından borçluları aleyhine toplam 1.192.859,36-TL üzerinden icra takibine geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusu …’e 08/01/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, 09/01/2019 tarihli itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür. Davaya konu Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede alacaklısının mahkememize ait işbu dava davacısı olduğu, borçlularının …, … ve … olduğu, alacaklı tarafından borçlular aleyhine toplam 1.247.664,92-TL üzerinden icra takibine geçildiği, ödeme emrinin takip borçluları … ve …’ya 12/01/2019 tarihinde …’e ise 18/01/2019 tarihinde usulüne uygun olarak ayrı ayrı tebliğ edildiği, takip borçlularının ayrı ayrı 15/01/2019 tarihinde borca ve icra takibine itiraz ettikleri, itirazlar üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı görülmüştür. Davacı vekili 07/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanında davalı …’in itirazından vazgeçtiğini, davanın … yönünden konusuz kaldığını, … yönünden vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. Davalı …’in Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (eski takip numarası: Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı dosyasına 24/11/2020 tarihinde takibe yapmış olduğu itirazdan vazgeçtiğine dair dilekçe sunduğu anlaşılmış, bu dilekçeden bir suret dosyamız arasına alınmıştır. Davacının davalı … hakkındaki davasının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Kayseri Kapatılan 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı dosyasındaki itirazdan vazgeçilmiş olması ve konusuz kalmış olması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacı vekilinin 07/12/2020 tarihli duruşma esnasında alınan imzalı beyanında vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı talebinin bulunmadığını beyan etmiş olması nedeniyle davacının davalı … hakkındaki icra takibi talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Diğer davalılar …, … ve … yönünden yapılan incelemede ise, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere işbu davalıların murisi …’in 06/10/2012 vefat tarihinden önce 05/01/2012 tarihli kredi genel sözleşmesine müteselsil kefil olduğu, kefillik tarihinden sonra davacı banka tarafından kredi asıl borçlusu dava dışı … Ticaret Ve Sanayi Ltd. Şti.’ne 10/01/2012 tarihinde borçlu cari hesap ticari hesap kredisi kullandırıldığı, bu kredinin asıl borçlu şirket tarafından ödenmediği, bu kredi borcu ile başkaca kullandırılan kredi borçlarına ilişkin 29/12/2016 tarihinde taksitli ticari kredisi olarak ilk yapılandırmanın, 31/01/2018 tarihinde ise yine taksitli ticari kredisi olarak ikinci yapılandırmanın gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin de dava dilekçesinde 31/01/2018 tarihli sözleşmeden bahsederken borcun yapılandırıldığını açıkça beyan ettiği ve bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiği görülmüştür. Kural olarak aynı borç için ikinci bir genel kredi sözleşmesinin imzalanmış olması, ilk sözleşmeyi hükümsüz kılmasa da 31/01/2018 tarihli sözleşmenin yapılandırma sözleşmesi olması, bu kralın istisnasını teşkil etmektedir. Yapılandırma (tecdit), borcu sona erdiren sebeplerdendir. İşbu yapılandırma tarihlerinin davalılar …, … ve … murisi …’in 06/10/2012 vefat tarihinden sonra olduğu ve bu yapılandırmada borçlu cari hesap kredisinin türünün değiştirilerek taksitli ticari krediye dönüştürüldüğü, bu nedenle de davalı mirasçıların dava konusu icra takibinde talep edilen kredi borçlarından yönünden sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2016/20198 Esas ve 2018/5840 Karar sayılı içtihadı da bu yöndedir. Davacının davalılar …, … ve … hakkındaki davasının izah edilen sebeple reddine dair karar verilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalılar …, … ve … ise cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın reddedilmiş olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Davalılar …, … ve … lehine kötü niyet tazminatına hükmedebilmek için davanın reddine karar verilen kısmı hakkında davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanması veya kötü niyetin dosya kapsamından anlaşılması gerekmektedir. Davacının kötü niyetli olduğuna ve kötü niyetle icra takibi başlatıığına dair herhangi bir delil bulunmaması ve bu hususun ispatlanmamış olması nedeniyle koşulları oluşmadığından işbu davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş, Davacının davalı … hakkındaki davasının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Kayseri Kapatılan 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı dosyasındaki itirazdan vazgeçilmiş olması ve konusuz kalmış olması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Davacının davalı … hakkındaki İcra inkar tazminatı talebinden vazgeçmiş olması nedeni ile bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, Davacının davalılar …, … ve … hakkındaki davasının reddine, Davacının, davalılar …, … ve … hakkındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine, Davalılar …, … ve …’nın kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine…” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 08/12/2020 tarihli, *** Karar sayılı gerekçeli karar davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekilleri tarafından süresinde istinaf etmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce yapılan istinaf incelemesi sonunda 22/04/2021 tarihli, *** Karar sayılı karar ilamı ile dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, mevcut delil durumu ve özellikle dava ve takip konusu yapılandırma sözleşmelerinin sadece dava dışı asıl borçlu şirket ile müteselsil kefil olarak yine dava dışı … tarafından imzalanmış olması, ancak ne davalıların ne de murislerinin imzasının bulunmaması birlikte gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince konusunda uzman bilirkişiden alınan 25/03/2020 tarihli rapora göre yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı taraf davacının icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup dosya içeriğinde de kötü niyetin varlığının davalı tarafça açıkça ortaya konulamadığı değerlendirildiğinden mahkemece, şartları oluşmadığından davalı lehine kötü niyet tazminatı takdir edilmemesinde de herhangi bir isabetsizlik ya da usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı ve davalılar …, Öznur Tiren ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 22/04/2021 tarihli, *** Karar sayılı karar ilamına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce icra edilen temyiz incelemesi sonunda 24/01/2023 tarihli, … Karar sayılı ilamı ile “Davacının talebi üzerine yapılan Yargıtay duruşmasında davacı vekili, dava konusu alacağın dava dışı asıl borçludan tahsil edilerek davanın konusuz kaldığını beyan ettiğinden Mahkemece, icra takip dosyası getirtilerek hasıl olan yeni vakıaya göre uygun sonuç çercevesinde bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.” nedenleriyle mahkememizin kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve mahkememizin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İade edilen dava dosyası mahkememizin 2023/600 Esas sırasına kaydedilmiştir.
Yeniden yapılan yargılama sırasında davacı vekili “Dosya Yargıtay incelemesi aşamasındayken müvekkil banka alacağı tahsil edilmiştir. Dosya Yargıtay aşamasındayken müvekkilim bankanın alacağının bir kısmını haricen, bir kısmını da çeşitli icra takip dosyaları üzerinden tahsil edildiğini sanıyorum. Gerekli olması halinde yazılı beyanda bulunacağım. Böylelikle huzurdaki dava konusuz kalmıştır. Esas hakkında karar verilmesi olmadığı yönünde karar verilmesini talep ederim. Vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılar …, Özlem Allı ve …’in üzerine yükletilmesini talep ederim. İcra inkar tazminatı konusunda talebimiz devam etmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalılar …, … ve … vekili “Müvekkillerim bakımından davada haklılık durumu ilk kararınız ile tespit edilmiştir. Bu aşamadan sonra davalı … icra takibine itirazını kaldırınca bizim müvekkillerimiz dışındaki kişilerce dava konusu bu borç ödenmiştir. Müvekkiller bakımından lehimize yargılama giderlerine hükmedilmesini mahkemenizden talep ediyoruz. Ayrıca Yargıtay ilamında mahkemenizin ilk kararındaki vekalet ücretleri yönünden aksini gösterir bir bozma hükmü bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24/01/2023 tarihli, … Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı kefalete dayalı başlatılan icra takibine karşı yapılan itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır. Dosyanın safahatı itibarı ile davacı vekili, dava konusu alacağın dava dışı asıl borçludan tahsil edilerek davanın konusuz kaldığını beyan etmiş, davalılar …, … ve … vekili de bu durumu doğrulamıştır.
Davacı vekili 07/12/2020 tarihli duruşmadaki beyanında davalı …’in itirazından vazgeçtiğini, davanın … yönünden konusuz kaldığını, … yönünden vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı …’in Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Kapatılan Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı dosyasına 24/11/2020 tarihinde takibe yapmış olduğu itirazdan vazgeçtiğine dair dilekçe sunduğu anlaşılmış, bu dilekçeden bir suret dosyamız arasına alınmıştır.
Davacının davalı … hakkındaki davasının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Kapatılan Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı takip dosyasındaki itirazdan vazgeçilmiş olması ve hakkında açılan itirazın iptali davası konusuz kalmış olması nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekilinin 07/12/2020 tarihli duruşma esnasında alınan imzalı beyanında vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı talebinin bulunmadığını beyan etmiş olması nedeniyle davacının davalı … hakkındaki itirazın iptali davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Davacının davalı … hakkındaki icra inkar tazminatı talebinden vazgeçmiş olması nedeni ile bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Talep edilmediğinden dolayı davalı … aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir. Daha sonra icra takip dosyasına vaki itirazından vazgeçen davalı … tarafından dava ve takibe konu borç ödendiğinden diğer davalılar …, … ve … yönünden de eldeki dava konusuz kalmıştır. Bu husus duruşmaya katılan taraf vekillerince açıkça beyan edilmiş olup, ilgili tarafların kabulündedir.
Davacı vekilinin talebi, konusuz kalan dava nedeniyle davalılar …, … ve … yönünden lehine yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı hükmedilmesine yöneliktir. Davalılar …, … ve … vekili ise kötüniyet tazminatı talep etmektedir.
Bu aşamada uyuşmazlık; davacının dava tarihi itibari ile genel kredi sözleşmesine kefalet nedeniyle davalılar …, … ve …’dan konusuz kalan icra takibi yönü ile alacaklı olup olmadığı, bu davalıların icra takibine itirazlarının haklı olup olmadığı, davacı tarafın davanın konusuz kaldığına yönelik beyanı doğrultusunda yargılama ve vekalet ücreti giderlerinden kimin hangi oranda sorumlu olduğu ve davacının İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumu tespit edilerek yargılama giderlerinin taraflardan hangisinin üzerinde bırakılacağı, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğinin tespiti gerekir. Mahkememizce bu nedenle dava tarihi itibarı ile tarafların haklılık durumları araştırılmıştır.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223). Eldeki davaya konu olan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Kapatılan Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacı alacaklı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından asıl borçlu … Tic. Ve San. Ltd. Şti.’nin kredi borcu nedeniyle davalılar …, …, … ve … aleyhine, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Kapatılan Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas) sayılı takip dosyası üzerinden 1.107.317,94-TL asıl alacak, 79.677,16-TL muacceliyetten takip tarihine kadar yıllık %46,8 temerrüt faizi, 3.983,86-TL %5 oranında BSMV ve ihtarname masrafı 1.880,40-TL olmak üzere toplam 1.192.859,36-TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği, davalılar tarafından borca itiraz edildiği ve icra müdürlüğünce İİK’nun 66. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiği, bunun üzerine yasal süresi içinde davacı tarafça mahkememize işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinden sonra davalı …’in takip dosyasındaki vaki itirazından vazgeçtiği ve takibe konu borcu davacı bankaya ödendiği, nedenle eldeki davanın tüm davalılar yönünden konusuz kaldığı açıktır.
Davalılar …, … ve … yönünden yapılan incelemede, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere işbu davalıların murisi …’in 06/10/2012 vefat tarihinden önce düzenlenen 05/01/2012 tarihli kredi genel sözleşmesine müteselsil kefil olduğu, kefillik tarihinden sonra davacı banka tarafından kredi asıl borçlusu dava dışı … Ticaret Ve Sanayi Ltd. Şti.’ne 10/01/2012 tarihinde borçlu cari hesap ticari hesap kredisi kullandırıldığı, bu kredinin asıl borçlu şirket tarafından ödenmediği, bu kredi borcu ile başkaca kullandırılan kredi borçlarına ilişkin 29/12/2016 tarihinde taksitli ticari kredisi olarak ilk yapılandırmanın, 31/01/2018 tarihinde ise yine taksitli ticari kredisi olarak ikinci yapılandırmanın gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin de dava dilekçesinde 31/01/2018 tarihli sözleşmeden bahsederken borcun yapılandırıldığını açıkça beyan ettiği ve bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiği görülmüştür. Kural olarak aynı borç için ikinci bir genel kredi sözleşmesinin imzalanmış olması, ilk sözleşmeyi hükümsüz kılmasa da 31/01/2018 tarihli sözleşmenin yapılandırma sözleşmesi olması, bu kuralın istisnasını teşkil etmektedir. Yapılandırma (tecdit), borcu sona erdiren sebeplerdendir. İşbu yapılandırma tarihlerinin davalılar …, … ve … murisi …’in 06/10/2012 vefat tarihinden sonra olduğu ve bu yapılandırmada borçlu cari hesap kredisinin türünün değiştirilerek taksitli ticari krediye dönüştürüldüğü, bu nedenle de davalı mirasçıların dava konusu icra takibinde talep edilen kredi borçlarından yönünden sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın *** Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Davacının davalılar …, … ve … hakkındaki davanın da takibe konu borcun yargılama sırasında davalı … tarafından ödenmesiyle konusuz kaldığından bu davalılar yönünden de davanın konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacının davalılar …, … ve … hakkında dava açmakta haklı olmadığı değerlendirildiğinden bu davalılar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalılar …, … ve … ise cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davacının, davalılar …, … ve … hakkında takip yapmakta ve dava açmakta haklı olmadığı, bu davalıların takibe konu borçtan dolayı sorumlu olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalılar …, … ve … lehine kötü niyet tazminatına hükmedebilmek için davanın reddine karar verilen kısmı hakkında davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatlanması veya kötü niyetin dosya kapsamından anlaşılması gerekmektedir. Davacının kötü niyetli olduğuna ve kötü niyetle icra takibi başlatıığına dair herhangi bir delil bulunmaması ve bu hususun ispatlanmamış olması nedeniyle koşulları oluşmadığından işbu davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeni ile davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının davalı … hakkındaki icra inkar tazminatı talebinden vazgeçmiş olması nedeni ile bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının davalılar …, … ve … hakkındaki icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Davalılar …, … ve …’nın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
5-Davacı taraf 696 sayılı KHK’nun 11. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan 2 elektronik tebligat gideri 11,00-TL ve 2 tebligat gideri 39,00-TL olmak üzere toplam 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
9-Davalı … dışındaki diğer davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
11-Davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
12-Davalılar …, … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 6. maddesi gereğince ön inceleme duruşmasından sonra davanın konusuz kaldığı dikkate alınarak hesap ve taktir olunan 167.243,14-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve …’e verilmesine,
13-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra temyiz incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalılar …, … ve … vekilinin yüzüne karşı, davalı …’in yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/10/2023
Başkan ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Üye ***
E-imzalıdır
Katip ***
E-imzalıdır