Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/589 E. 2023/522 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: *** Esas – ***
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***

HAKİM : ***
KATİP : ***

DAVACI : ***
VEKİLİ : Av.
DAVALILAR : 1- ***
2- ***

DAVA : Tazminat (ikame Araç Zararından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (ikame araç zararından kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … günü 38 … plakalı aracı ile Talas Papatya caddesinde seyir halindeyken Abdülhamit Han önünden sola 6104 no’lu sokağa dönmek üzereyken, 38 … plakalı aracın çarpması ile trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu kaza nedeniyle, Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan … Karar sayılı ceza sayılı dosyasında bulunan savcılık soruşturması aşamasında alınan … tarihli bilirkişi raporunda müvekkilinin asli, davalı 38 … plakalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin işbu kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun olmadığını, sonradan elde edilen olay yerine ve kazaya ait kamera kayıtları incelendiğinde …’un sevk ve idaresindeki aracın Abdülhamithan Camii önüne gelip hızla emniyet şeridine girerek burada (Abdülhamithan Camii önünde) 28 saniye kadar aracı ile çalışır vaziyetde bekleme yaptığı, davalı …’un idaresindeki 38 … plakalı aracın bekleme esnasında kapısını açıp kapattığı fakat aracın içinden çıkmadığı; müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki 38 … ptakalı aracın Papatya Caddesi boyunca Abdülhamithan Camii’ne doğru ilerlerken döneceği noktanın yaklaşık 30 metre gerisinden itibaren sinyalini verip ve yavaşlayarak 6104. Sokak’a sola dönüşe geçtiği sırada davalı … sevk ve idaresindeki araçla bekleme yaptığı emniyet şeridinden hızla ve kontrolsüz bir şekilde sinyal dahi vermeksizin harekete geçerek, direksiyonunu sola kırıp müvekkilinin aracının üzerine sanki hedeflemiş gibi çarpmış olduğunu, bu davalının aracı ile bekleme yaptığı yerden hızla ve sola doğru sinyal vermeden ve kontrolsüz şekilde müvekkilinin aracına doğru yöneldiğinin anlaşıldığını, bunun nedeninin ya davalının müvekkilinin aracını görmemesi ve fark etmemesinden veya müvekkili …’dan daha önce yolu geçmek gayreti ile hareket etmesinden kaynaklandığını, davalı …’un aracı ile emniyet şeritinde park halinde 28 saniye bekledikten sonra aniden kalkarak ve iyice sola müvekkilinin aracına doğru yönelmesinin başka izahının olmadığını, kamera kayıtları izlendiğinde davalının durduğu yerden hareket etmesi ile müvekkilinin aracına çarpmasının 3 saniye sürdüğünü, müvekkilinin dönüş esnasında duran aracın 3 saniye sonra üzerine gelen davalı aracının çarpmasına engel olmasının mümkün olmadığını, zaten park halinde duran davalı aracının pasif araç konumunda olduğunu, bu pozisyondaki aracın geçiş üstünlüğünden bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin ise trafikte seyir halinde olduğunu ve kurallara uygun olarak sola dönüş sinyalini, davalının aracı harekete geçmeden önce verdiğini, yavaşlayıp döneceği esnada davalının aracı ile hareket ettiğini ve 3 saniye sonra müvekkilinin aracına çarptığını, çarpışmanın müvekkilinin aracının şeridinde olduğunun kamera kayıtlarında açıkça görüldüğünü, bu nedenle davalı …’un KTK gereğince duran aracın seyir halinde geçmesi hususunda uyması gereken kurallara uymadığı için kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu belirterek … tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 250.00,00-TL ikame araç bedeli tazminatının kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin avans faizi ile diğer davalı …’un yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinden özetle; işbu davanın Kayseri 2. Tüketici Mahkemesi nezdinde görülen 2022/567 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesi gerektiğini, davacı tarafın talepleri zamanaşımına uğradığını, işbu dava kapsamında davacı tarafça müvekkili şirket nezdinde düzenlenen … numaralı genişletilmiş kasko sigorta poliçesine istinaden araç ikame bedeli talep edilmiş olsa da bu taleplerin kabulünün mümkün olmadığını, bilindiği üzere sigortacının riziko sonrası oluşan zararlardan sorumluluğunun poliçe teminatı kapsamında, poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, … numaralı poliçede “Kiralık Araç Hizmet Şartları” bölümünde aracın pert olması halinde kiralık araç hizmeti verilmesinin poliçe teminatı kapsamına alındığını, poliçede açıkça görüldüğü üzere kiralık araç hizmetinin 7 gün ile sınırlı olmak koşuluyla poliçe teminatı kapsamına alınmış olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde ikrar edildiği üzere müvekkili şirketin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirdiğini ve 30/10/2020 tarihli kaza sonucu 38 GB 815 plakalı arcın pert olması nedeniyle davacı tarafa 7 gün süre ile ikame araç hizmeti sunduğunu, davacı yanın zararının karşılanmış olduğundan işbu davanın reddi gerektiğini, davacının faiz isteminin reddi gerektiğini, kazaya karışan aracın hususi nitelikte bir araç olup ticari kullanımının söz konusu olmadığını, ayrıca söz konusu olayın işleten açısından haksız fiilden kaynaklanan bir olay olduğunu, müvekkili şirketin de yasal olarak işletene düşen hukuki sorumluluğu üstlendiği göz önüne alındığında haksız fiilden kaynaklanan olaylarda ancak yasal faizin talep edilebileceğini, açıklanan nedenlerle davacının avans faizi talebinin reddinin gerektiğini belirterek poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumluluğunu yerine getirmiş olması ve davacı tarafın fazlaya ilişkin zararı bulunmadığından davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davaya konu kazanın gerçekleştiği tarihin *** olup dava tarihi itibari ile davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın açılmasında davacının hukuken korunan bir zararının mevcut olmadığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının aracının perte ayrılmış olması ve gerek araç sovtaj bedelinin gerekse de fark bedelinin ödenmiş olduğunun davacının delillerinden anlaşıldığını, davacının kendi aracına ait kasko sigortasından da ikame araç bedeline ilişkin poliçe limitleri dahilinde ikame araç kullanımı da gerçekleştiğini, sigorta şirketinden kaynaklı gecikmeler nedeniyle bu zarardan müvekkilinin de sorumlu olduğu iddiasınin hukuka aykırı olup reddinin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin kazada hem yaralandığını hem de müvekkilinin aracında ciddi hasarlar meydana geldiğini, işbu kazaya ilişkin maddi talepleri hususunda açılan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, bu dosyada da kusur oranına itirazlarının mevcut olduğunu belirterek her iki davanın da konusunu oluşturan tek bir haksız fiil bulunması nedeniyle mahkemece gerekli görülmesi halinde bu dosyanın anılan dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasında pert olan araç nedeni ile aracın kullanılamamasından kaynaklanan ikame araç bedeli zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava, evvelce Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılmış, bu mahkemenin … tarihli, … Esas ve … Karar sayılı gerekçeli kararı ile mahkememizin … Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkememizce … Esas sayılı dava dosyası üzerinden yapılan 12/06/2023 tarihli duruşmada birleştirilen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının, bu dosyanın mahkememizce yapılan incelemesi dikkate alınarak HMK’nun 167. maddesi gereği tefrik edilerek mahkememizin yeni bir esasına kaydına karar verilmiştir. Tefrik edilen dava dosyası mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
Dosyanın incelemesinde; davacıya ait 38 … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibarı ile davalı … A.Ş. tarafından kasko poliçesiyle sigortalandığı, davalı …’a ait ve onun sürücüsü olduğu 38 … plaka sayılı araç ile davacı aracının … tarihinde çift taraflı trafik kazası yapmaları suretiyle rizikonun meydana geldiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde … tarihli trafik kazasından sonra davacıya ait 38 … plaka sayılı araç ile ilgili olarak bu aracın kasko sigortacısı olan davalı … A.Ş.’nin pert total işlemi yaptığını, kaza tarihinden yaklaşık 2,5 ay sonra yani 11/01/2021 tarihinde 40.687,00-TL tazminat bedeli ve 14/01/2021 tarihinde 131.250,00-TL sovtaj bedeli olmak üzere toplam 171.987,00-TL ödeme yaptığını, TTK’nun 1427/2. maddesi gereğince pert farkı tazminat bedelinin en geç ihbardan itibaren 45 gün sonra ödenmesi gerekirken davalı sigorta şirketinin bu tazminatı 75 gün sonra ödediğini, davacının kaza tarihinden pert total bedelinin davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği tarihe kadar araçtan mahrum kaldığını ve araçtan mahrum kalma (ikame araç bedeli) zararından her iki davalının da sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 250.00,00-TL ikame araç bedeli tazminatının kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin avans faizi ile diğer davalı …’un yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmektedir.
Görülmekte olan davada; davalı sigorta şirketi ile davacı arasında, *** tanzim tarihli, *** başlangıç ve … bitiş tarihli, … poliçe numaralı kasko sigortası poliçesi düzenlendiği, sigortalı aracın taraflar arasındaki sigorta poliçesi kapsamında hususi araç olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Yine dava dilekçesi ekinde bulunan davacıya ait 38 … plaka sayılı aracın ruhsat örneğinde de aracın kullanım amacının “hususi” yazdığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; … tarihli trafik kazasının oluşumunda kimin ne oranda kusurlu olduğu, bu kaza nedeni ile davacının ikame araç zararının olup olmadığı, varsa davalıların bu zarardan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın halli için bu husustaki yasal düzenlemelere değinilmesinin faydalı olacağı değerlendirilmiştir.
HMK’nun 1. maddesine göre göreve kuralları, kamu düzenine ilişkindir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı hükme bağlanmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesindeki “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” yönündeki düzenlemeyle Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a)Bu Kanunda,
b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c)11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nun 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de Ticaret Mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde Ticaret Mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesi ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” hükmünü içermektedir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanun’un kapsamı “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Sonuç olarak; dosyadaki bilgi ve belgelerin yukarıdaki yasal hükümlere ilişkin açıklamalar göz önüne alınarak incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde; kasko sigorta poliçesine ve ruhsat örneğine göre davacıya ait aracın hususi araç olduğu, ticari araç olmadığı, davacının ticari işletmesiyle ilgisi bulunmaması nedeniyle taraflar arasında ki uyuşmazlığın TTK kapsamında nispi ticari dava niteliğinde de olmadığı, yine TTK’nda düzenlenen hususlardan doğmayan uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, hal böyle olunca da, Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakma hususunda görevli olmadığı, taraflar arasında ki ilişkide davacının 6502 sayılı yasa kapsamında tüketici olması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin ***Karar sayılı emsal karar ilamları).
Mahkemenin görevli olması HMK’nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115. maddesi gereğince mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Mahkememizce açıklanan sebeplerle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş, HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemesinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1)HMK’nun 114/1-c. maddesi uyarınca, göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’nun l15/2. maddesi gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2)Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli ve yetkili KAYSERİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE tevzi edilmesi için Kayseri Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3)HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca verilen kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4)HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/06/2023

Katip ***
E-imzalıdır

Hakim***
E-imzalıdır