Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/356 E. 2023/249 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : … .
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VASİ : …-
DAVA : Tazminat (Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2023

Mahkememizin …Esas sayılı dosyasından tefrik edilen dosya mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılan dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili … tarihinde Kayseri ili … ilçesi … Mahallesi Kayseri-… yolu üzerinde; davalının sürücüsü olduğu ve müvekkilin içinde yolcu olarak bulunduğu … Plakalı aracın …Plakalı araca çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı Trafik kazasının meydana geldiğini, ATK raporu alındığını, davalının asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin yolcu olup kusursuz olduğunu, müvekkilinin ağır yaralandığını, tedavi gördüğünü, ameliyatlar geçirdiğini, ayak bileğinin kırıldığını, ayağına platin takıldığını, psikolojik tedavi gördüğünü, %9 iş göremezlik oluştuğunu beyanla … lehine ; Trafik kazasında yaralanması nedeni ile 40.000 TL ( Kırkbin Türk Lirası ) Manevi Tazminatın kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte , davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Kazanan 2019’da meydana geldiğini, kazadan sonra davacının tüm bakımlarının kendisi tarafından yapıldığını, kendisinin arkadaşı olduğunu, arkadaşlıkları bittikten sonra art niyetli olarak dava açtığını, süreç boyunca kendisinden bir talebinin bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Kayseri … Asliye Hukuk … Esas … Karar sayılı ilamı ile dava dosyasının mahkememiz dosyası ile birleştirdiği görülmüştür.
Mahkememiz önüne gelen uyuşmazlık; asliye ticaret mahkemesi ile sulh hukuk mahkemesinde görülmekte olan davalar arasında bağlantı bulunması nedeniyle eldeki davanın asliye ticaret mahkemesindeki dava ile birleştirilmesine yasal olarak imkan olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 187. maddesi hükmü uyarınca, davanın diğer bir mahkemede derdest olan diğer bir dava ile irtibatının bulunduğu iddiası bir ilk itiraz olarak düzenlenmiş iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı HMK)’nunda davaların birleştirilmesi bir ilk itiraz olmaktan çıkartılarak davanın her aşamasında ileri sürülebileceği kabul edilmiştir.
Konuya ilişkin olan 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi;
“(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” düzenlemesini içermektedir.
Davaların birleştirilmesi usul ekonomisi bakımından önemli olup, anılan madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere davaların birleştirilmesi, davalar arasında bağlantı bulunması durumunda söz konusu olabilecektir.
Davalar arasında bazı ortak hususların bulunması veya salt görünüşteki benzerlikler bağlantının varlığı için yeterli değildir. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda aralarında bağlantı var sayılacaktır.
Uyuşmazlığın çözümü için bu aşamada davaların birleştirilmesi usulünün açıklanması gereklidir:
Öncelikle 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesi uyarınca usul kuralları derhal uygulanacağından somut olaya HMK’nın 166. maddesi uygulanacaktır. Bu durumda aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (6100 sayılı HMK. m. 166/1).
Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır (6100 sayılı HMK. m.l66/2).
Bu itibarla, aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davalarda birleştirme kararı, talep üzerine veya kendiliğinden davanın her aşamasında verilebilecektir. Fakat vurgulamakta yarar vardır ki, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re’sen birleştirme kararı verilemez.
Buradaki aynı düzey ve aynı sıfattaki mahkemelerden anlaşılması gereken; her iki davanın da görüldüğü mahkemenin, asliye hukuk mahkemesi veya sulh hukuk mahkemesi yahut iş mahkemesi yahut aile mahkemesi olmasıdır. Aynı düzey ve sıfatta olmayan mahkemeler arasında bu şekilde davaların birleştirilmesi söz konusu olmayacaktır (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2013, 14. Bası, s.636).
İkinci davanın açıldığı mahkemece verilen birleştirme kararı diğer mahkemeyi bağlayacaktır. İkinci davanın açıldığı mahkeme birleştirme kararı verdikten sonra, ilk mahkemenin bu konuda dosyayı iade etmesi, geri göndermesi mümkün değildir. Sadece bir mahkeme eğer yanlışlıkla aynı düzey ve sıfatta olmadığı halde başka bir mahkemedeki dosya ile birleştirme kararı vermişse, kendisine dosya gönderilen mahkeme, dosyayı iade edebilir. Bunun dışında, ilk mahkemenin birleştirme konusundaki kararı ikinci mahkemeyi bağlar. Fakat kendisine dosya gönderilen mahkeme, birleştirme kararının yerinde olmadığını düşünüyorsa, birleştirilmiş bu davada ayırma kararı verebilir, ancak ayırma kararı verdiğinde davaya bakmaya devam eder (Pekcanıtez, Atala, Özekes, a.g.e., s. 637).
… tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; eldeki davada kararı veren mahkeme Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi olup, birleştirmeye konu diğer dava mahkememizin …Esas sayılı dosyasında derdesttir.
Bu itibarla, Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi ile Kayseri … Asliye Ticaret Mahkemesi aynı yargı çevresinde bulunmalarına rağmen “aynı düzey ve sıfattaki” hukuk mahkemeleri olmadıklarından birisindeki davanın diğerindeki dava ile birleştirilmesine yasal olarak imkân bulunmamaktadır. (Bknz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20/03/2014 tarihli, 2014/15-1024 E, 2016/630 K. Sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 6.11.2018 T. , 2018/1717 E. , 2018/10201 K. Sayılı ilamı,) Anılan gerekçeler ile birleşen dosyada mahkememiz görevli değildir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-H.M.K’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’nın 331/2. maddesi gereğince dava dosyanın re’sen mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’ nde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi….

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*