Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/291 E. 2023/404 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 3- …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/05/2023

Mahkememize açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili … havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalının Kayseri … Gazetesi’nin … tarihli sayısında sürmanşetten müvekkili ve yetkilisi olduğu … şirketi ile ilgili habercilik ilkelerini yok sayarak gerçeğe aykırı bir surette haber yaptığını, Kayseri … Gazetesi’nin … tarihli sayısında sürmanşetten 1. sayfada “BÖYLE SAHTEKARLIK GÖRÜLMEDİ” başlığıyla yapılan haberde özet olarak; “… Meclis Üyesi … sahte tapuyla 2016 yılının ocak ayında belediyeden inşaat ruhsatı aldı, bu ruhsatla şu ana kadar inşaatın yüzde 90’ını tamamladı. Arsa hissedarları Kayseri’ye geldiklerinde arsa üzerinde 10 katlı bina yapıldığını görünce büyük bir şok yaşadı” şeklinde ifadelerine yer verildiğini, ayrıca sahte tapudaki arsanın metre karesinin değiştirildiğini belirttiğini, akabinde müvekkilinin evrakta sahtecilik, kamuyu zarara uğratma kamunun itibarını zedeleme suçlarını işlediğini ve arsa sahiplerinin de kamuya açık bir şekilde … … adlı uygulama üzerinden aynı içerikli haberi yayınlığını, davalının bu haber niteliğindeki paylaşımını daha sonra çeşitli twitter ve facebook hesaplarında herkese açık bir şekilde yayınlayarak müvekkilinin kişilik haklarına ağır tecavüz niteliği taşıyan haber değeri taşımayan paylaşımları yaptığını, bu nedenle masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, özel hayatın giziliği ilkesi ihlal edilmiş ve müvekkilinin kişilik hakları ile ticari itibarının ağır bir şekilde yaralandığını, ancak müvekkili ile ilgili yapılan bu haberlerin hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını beyan ederek; davanın kabulüne, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali sebebiyle saldırıların durdurulmasına, tekrar kişilik haklarına ve mesleki itibara saldırıda bulunulması tehlikesinin önlenmesi için dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesine, kişilik hakları zedelenen müvekkil hakkında böyle sahtecilik görülmedi, şeklindeki ifadeleri içeren veya ima eden yayınların hukuka aykırılığının tespitine, saldırı içeren yayınlara son verilmesine, müvekkil hakkında benzer mahiyette saldırı niteliğindeki içeriklerin yayınlanması halinde bu yayınların engellenmesine dair TMK’nın 25. Maddesi gereği koruma/önleme karar verilmesine, bu doğrultuda yer sağlayıcı davalı sitesinde ve gazetesinde müvekkil adına açılacak bir başlığın ve içeriğin davalı tarafından sürekli olarak engellenmesine, ilgili saldırıya son ve belirtilen sosyal medya hesapları ve sayfaları içeren sitelere gönderilmek üzere tüm üçüncü kişilere bildirmek ve gelecekteki saldırılar5ı önlemek üzere verilmesine, saldırıya son verilse dahi kişilik hakları geri görülemez bir şekilde ihlal edilen müvekkil lehine toplam 10.000,00-TL manevi tazminatın gazete nüshasının yayın tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, mahkeme kararının yayınlanmasına, yargılama giderleri ile vekatet ücretini davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili …tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilleri adına açılan bu davayı kabul etmediklerini, müvekkillerinin gazeteci olup, basın özgürlüğü kapsamında ve kamuoyunun bilgilendirilmesi yükümlülüğü kapsamında davayı konu edilen haberin gerçekliliğini araştırmış ve gerçek olduğunu ilgili kurum ve kuruluşlardan teyit ederek haber yaptıklarını, müvekkilleri tarafından yapılan haberlerde hakaret ve iftira ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının işlendiği iddiasında bulunulmuş ise de davacıların bu iddialarının tamamen gerçeği aykırı olduğunu zira müvekkilleri hakkında başlatılmış bir soruşturma ve mahkumiyet kararının bulunmadığını beyan ederek; müvekkilleri aleyhinde açılmış olan bu davanın haksız ve yersiz olduğunun aşikar olup, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih … esas … karar sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ile dosya mahkememize gelmiş, mahkememizin … esas sırasına kaydı yapılmış ve yargılamasına bu esas üzerinden devam edilmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri (1.000.000,00-TL) Bir Milyon TL’nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava; basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları mahkememizce araştırılmış ve müzekkere cevapları dosyamız içerisine alınmıştır.
Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı satış dosyası ile içerisinde bulunan Kayseri … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası mahkememiz dosyası içerisine celp edilerek incelenmiştir.
Davacı tanığı … duruşmada; “… Ticaret A.Ş.’de alt şirket taşeron olarak çalışıyorum, davalı gazetede bir haber çıktı, bu haberden sonra herkes tedirgin oldu, … şirketi bana ödeme yapamadı, bende işçilerime ödeme yapamadım, inşaatla alacağım hiçbir malzemeyi piyasadan alamadım, inşaatı durdurmak zorunda kaldık, … bana ödeme yapamadı, 2 buçuk milyon TL ödemem kendisinde kaldı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …duruşmada; “… Beton Yapı Elemanları A.Ş.’de muhasebeci olarak çalışıyorum, davalı gazetenin 2019 yılının 11.ayında sahte tapu başlığıyla bir haber çıktı, haberin içeriği tapunun metrekaresinin daha düşük olduğuyla ilgiliydi, bu haberden sonra satacağımız yerleri satamadık, satacağımız kişiler vazgeçti, inşaatı durdurmak zorunda kaldık, inşaatı teslim edeceğimiz daireleri teslim edemediğimiz için halen ücretlerini alamadık, haberden sonra belediyenin geldiğinden haberim yoktur, bütün işlerimiz sekteye uğradı, dava konusu inşaatın durdurulmasının nasıl olduğunu bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … duruşmada “Ben davacı kooperatifin elektrik işini yapmam nedeniyle tanırım, haberin içeriğini tam olarak bilmiyorum ancak bu haberden sonra malzeme almak istediğimiz yerler bize malzeme vermedi, bu olaydan dolayı 600 bin TL alacağım vardı, alacağımı alamadım, şuan inşaat durdu, yarım işim kaldı, bende davacı olmak istiyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalılar tanığı … duruşmada; “Ben davalıları Kayseri’den tanıyorum, asıl burada sıkıntıya düşen …’dir, kendisi beni arayıp yardım istemiştir, Kayseri’de bir arsası olduğunu ve benden kendisi yardım istemiştir, sahte tapu çıktı, şu çıktı, bu çıktı diye bana söylemiştir, kendisi belediyeye, kadastroya ve tapuya başvurmuştur, daha sonra söz konusu haberler çıktı, bende haberlerin bir kaç tanesini gördüm, ben … Müdürlüğünde müdür olarak çalıştım, … de bana da ordan ulaştı, kendisi İzmir’de idi, kendisi buraya intikal ettiğinde bende burada yardımcı oldum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma, … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının K.H. olduğu, müştekinin …olduğu, şüphelinin … olduğu, suçun hakaret ve iftira olduğu, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı …, davalılardan …’in Kayseri … Gazetesi’nin … tarihli sayısında sürmanşetten davacı ve yetkilisi olduğu … şirketi ile ilgili habercilik ilkelerini yok sayarak gerçeğe aykırı bir surette haber yaptığını, bu haberlerin hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını beyan ederek, mahkememize manevi tazminat davası açtığı, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma, … Karar sayılı dosyasında davalı …’in basın yoluyla davacıya hakaret ve iftira ettiğinden bahisle K.H’nun soruşturma başlattığı, yapılan incelemelerde mevcut durumların haber niteliğinde olduğu, kooperatif arsasıyla ilgili olarak yapıldığı iddia olunan işlemlerinde haber konusu olabileceği ve iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına şeklinde karar verildiği, bu karar mahkememizi bağlayıcı nitelikte değilse de; Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi basın özgürlüğünün, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasası’nın 1. ve 3. maddelerinde düzenlendiği, bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığının görüleceği, basına sağlanan güvencenin amacının toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmek olduğu, bu durumda halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklı olacağı, basın olayları özleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumlu olacağı, basının bu nedenlerle ayrı bir konumunun bulunduğu, bunun için bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekeceği, basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabileceği, ne var ki basın özgürlüğünün sınırsız olmayıp yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluk olduğu, basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına almasının düşünülemeyeceği, bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da daha az üstün yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edileceği, bunun için temel ölçüt kamu yararı olduğu, gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmesi gerektiği, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de koruması gerektiği, yine basın objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapması gerektiğini, o anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basının sorumlu tutulmaması gerekeceği anlaşıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gerekli 179,90-TL ilam harcından, dava açılışı sırasında tahsil edilen 170,78-TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 9,12-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil eden davalılara ödenmesine,
6-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …