Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/140 E. 2023/718 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : SINIRLI SORUMLU …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatifler Kanunu’na Eklenen Geçici 11. Maddeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/07/2023
Mahkememize açılan menfi tespit (Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddeden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının S.S. …Yapı Kooperatifi’ne üye olduğunu ve buna ilişkin kooperatif tarafından yapılan borçlandırmanın tamamını ödediğini ve 2018 yılında evin tapusunu kooperatiften aldığını, ancak kooperatif tarafından yapılan bilgilendirme ile 2018 yılından sonra tekrar haksız ve hukuka aykırı olarak borçlandırma yapıldığını öğrendiğini, kooperatiften satın alınan evin tapusun 2018 yılında davacının kooperatife olan borcunu kapatması ile davacıya geçtiğini, davacının 2018 yılında kooperatife olan borcunu … Bankası’ndan kredi çekerek ödediğini, … Bankası’nın bu tarihte çekilen krediyi doğrudan davalı kooperatifin … bank nezdindeki hesabına gönderdiğini, bu ödeme gerçekleştikten sonra borcu kalmayan davacının tapuyu üzerine aldığını, satın alınan evin tapu bilgilerinin; Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel, … Blok, … Kat, Bağımsız Bölüm No:… olduğunu, … tarihinde ferdileştirme işlemi ile kooperatiften tapunun alındığını ve bu tarihten önce borcun kooperatifin şekerbank hesabına ödendiğini, davacının Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede yer alan şartları taşıdığını, bu kapsamda davacının alacak davası veya icra takibi gibi bir durumla karşılaşmaması için kooperatife herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ilişkin işbu davayı belirterek davanın kabulü ile davacının davalı kooperatife herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusuna dayanak kanun maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu, 15.05.2022 tarihli 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Geçici 11. Maddesi’nin “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır…” şeklinde başladığını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 3. maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.” hükmüyle devletin üniter yapıya sahip olduğu kabul edildiğini, ilgili kanun maddesinin Kayseri İli’ne özel çıkartılması anayasanın ilgili maddesine aykırılık teşkil ettiğini, zira bu kanun neticesinde iller arasında Türk Hukuku’nda uygulama ve sonuç farklılıkları doğuracağını, bu sebeple bu kanun maddesinin anayasaya aykırı olduğunu, dava açmakta hukuki yararın olmadığını belirterek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça, kooperatif ve davacı arasında imzalanan sözleşmeye, kooperatif tarafından gönderilen borç listesine, … Bankası kayıtlarına, … bank kayıtlarına, PTT üzerinden gönderilen evrak, PTT kayıtlarına, taşınmaza ilişkin tapu bilgilerine, keşif ve bilirkişi incelemesine, tanık beyanlarına Yargıtay kararlarına delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafça, tapu kayıtlarına, genel kurul tutanaklarına, kooperatif yönetim kurulu kararlarına, kooperatif ana sözleşmesine, kooperatif kayıtlarına delil olarak dayanılmıştır.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak; a)Etaplar halinde inşaatlarının yapıp yapmadığı, devam eden ve tamamlanan inşaatlara ait ada parsel numaralarını, tamamlanan inşaatlara ait yapı kullanım izin belgelerinin gönderilmesi, b)Davacının üyelik dosyasının gönderilmesi, c) Davacının borcunun olup olmadığı, varsa ne kadar olduğunun mahkememize bildirilmesi, d) Kooperatifin kurulduğundun bu güne kadarki tüm kesin maliyet hesaplarının gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize cevap verilmemiştir.
Kayseri Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davalı kooperatifin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin, tüm genel kurul toplantı tutanaklarının ve tüm genel kurul kararlarının ve hazirun tutanaklarının tasdikli suretlerinin gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı cevabı ile müzekkeremize cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. madde kapsamında davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama tek hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 1.000.000,00-TL’nın altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Eldeki dava; 15/06/2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarihli, 2022/126 Esas ve 2023/29 Karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” şeklinde karar vermiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 138. maddesinde; “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331. maddesinde; ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde; “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27/05/2015 tarihli ilamı)
Yukarıda belirtildiği gibi derdest davaların konusuz kalması değişik şekillerde vuku bulabilir. Bu durum taraflardan birinin işlem ve eylemi nedeniyle gerçekleşmişse dava tarihindeki haklılık durumunu belirlemek nispeten kolaydır. Ancak somut dosyada görüldüğü üzere kanun koyucunun bir tasarrufunun (kanun) anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nun 4. maddesinde yer alan “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” hükmü gereğince hakimin her bir tarafın yaptığı yargılama giderini kendi üzerinde bırakması keza tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmetmesi hakkaniyete daha uygun düşecektir.
Öte yandan dava tarihindeki haklılık durumunun araştırılması bazen işin esasına yeniden girmeyi gerekli kıldığından, yargılamayı tekrar başa saracağı ve uzun süre derdest tutmak gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurur ki, bu durum HMK’nun 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde tarif edilen usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmeyecektir.
Yasama organının çıkardığı Kanun’un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluk ideal (tabi) hukuk açısından devlete ait ise de mer’i hukuk sistememizde bu yönde düzenleme bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarihli, 2022/126 Esas ve 2023/29 Karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince davanın reddi nedeniyle alınması gereken 269,85-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 4.188,54-TL’den mahsubu ile bakiye 3.918,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek haline davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dava dosyasının tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkememiz arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır