Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/943 E. 2023/245 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/04/2023

Mahkememize açılan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklısı …’un, dava dışı takip borçlusu … Teknolojileri ve Hizmetleri Tekstil İnşaat Turizm San ve Tic. A.Ş’ ye karşı … tarihli 29.500-TL fatura alacağı için Kayseri … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibi kapsamında müvekkili …’a karşı, … tarihinde İİK 89/1 maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, akabinde birinci haciz ihbarnamesine karşı itiraz edilmemesi üzerine icra müdürlüğünce ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, … tarihinde müvekkilinin adreste bulunmaması üzerine Tebligat Kanunu’nun 21.Maddesine göre Muhtara tebliğ edildiğini, ancak müvekkilinin ”…Mah. … Sk. No:… – …/Balıkesir” adresinde ikamet etmekte olup bu sebeple tebligattan geç haberi olduğunu, tebligattan haberdar olunması üzerine … tarihinde ikinci haciz ihbarnamesine karşı itirazda bulunulduğunu, ancak ikinci haciz ihbarnamesine karşı süresinde itiraz edilmemiş olması gerekçesiyle icra dairesi tarafından 89/3 haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve üçüncü haciz ihbarnamesi ile ikinci ihbarnameye süresi içerisinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle dosya kapsamındaki borcun müvekkilinin zimmetinde sayıldığı 15 gün içerisinde borcun ödenmesi gerektiği aksi halde menfi tespit davası açılması gerektiğinin ihtar edildiğini, müvekkilinin takip borçlusu … Teknolojileri ve Hizmetleri Tekstil İnşaat Turizm San ve Tic. A.Ş.’ye karşı hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkile yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinde belirtilen sürede müvekkilinin takip borçlusu … Teknolojileri ve Hizmetleri Tekstil İnşaat Turizm San ve Tic. A.Ş.’ye borçlu olmadığının tespit edilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin dava dışı takip borçlusu … Teknolojileri ve Hizmetleri Tekstil İnşaat Turizm San ve Tic. A.Ş.’ye borcu olmadığının tespit edilmesine, davanın kabulüne, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacının her ne kadar tebligatın ikamet ettiği adrese yapılmadığını, tebligatın yapıldığı yerin eski adresi olduğunu, bu nedenle usulsüz tebligatın söz konusu olduğunu iddia etse de tebligatların davacı tarafın kayıtlarda gözüken en son adresine yapıldığını, davacı tarafın dava dışı borçlu şirketin yetkilisi olduğunu, davacının borçlu şirkette hisselerinin bulunması ve şirketin yetkilisi olması sebebiyle dava dışı borçlu ile davacının arasında hak, alacak ve borç ilişkisinin var olduğunu, davacı tarafın haciz ihbarnamelerine süresi içinde cevap vermeyerek işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasıdır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Ankara – Doğanbey Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih … sayılı yazısında; davacı …’ın; … -… tarihleri arasında gayri menkul sermaye iradı yönünden dolayı kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı’nın … tarih … sayılı yazısında; davalı …’un bilanço hesabı esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
Buna göre davacının 1. sınıf tüccar olmadığı görülmektedir. Davacının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmektedir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nın 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nın 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nın 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği dikkate alındığında, mahkememizin görevsizliği nedeni ile, HMK.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-H.M.K.’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli KAYSERİ NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 20. maddesi gereği kararın kesinleştiği tarihten veya kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, HMK’ nın 331/2. maddesi gereğince, talep halinde dava dosyanın mahkememizce ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren yasal iki haftalık süresi içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. …

Katip …

Hakim …