Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/940 E. 2023/126 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

BAŞKAN :…
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
DAVALI : …

DAVA : Ticari Şirket (Limited Şirketin Feshine İlişkin)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (limited şirketin feshine ilişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarihinde kurulmuş olan ve … tarihinde Gevher Nesibe Vergi Dairesi tarafından resen terki verilen … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin %33 hissedarı olduğunu, on iki yıl geçmiş olmasına rağmen ve şirket ortağı mesul müdürü …’e karar almak bağlamında ulaşılamadıklarından sözkonusu şirketin ticaret sicil kaydının hala aktif gözükmesi sebebi ile kendisine Bağkur borçlanması ile birlikte sair engellerin kaldırılması hususlarında işlem yapılabilmesi için iş bu davanın kabulünü ile ticaret odası sicil kaydının kapatılmasını ve kendisine ticaret sicil kaydının kapatılması hususunda yetki verimesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Kayseri Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne usulüne uygun açıklamalı dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmadığı gibi duruşmaya da katılmamıştır. Bu nedenle davalı tarafın HMK’nun 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafından tanık anlatımlarına ve yemine delil olarak dayanılmıştır. Davalı taraf, yasal süresi içinde delil bildirmemiştir.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin kayıtlı güncel adresinin, şirket ortaklarının kimler ve hisselerinin ne olduğu, şirket müdürünün ve yetkili temsilcisinin kim veya kimler olduğu, temsil şeklinin nasıl olduğu sorulmuş, şirket esas sözleşmesinin, genel kurul ve yönetim kararlarının en son tarih itibari ile hazirun cetveli örneğinin ve sorulan sorulara ilişkin kayıt, karar ve belge örneğinin gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiş ve istenilen belgeler gönderilmiştir.
Kayseri Gevher Nesibe Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak … vergi numaralı … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin vergi kaydının olup olmadığı, faaliyet alanın ve açık adresinin, şirketin faal olup olmadığı, vergi kaydının resen terkin edilip edilmediği sorularak, sorulan hususlara ilişkin, özellikle terkin işlemine ilişkin tutarak, karar ve belgelerin okunaklı bir suretinin gönderilmesi istenilmiştir. … tarihli yazı ile bu müzekkeremize cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava; limited şirketin fesih ve tasfiye işlemlerinin yaptırılması için yetki verilmesi istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile mahkememiz heyeti tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Uyuşmazlık; limited şirketin fesih ve tasfiye işlemlerinin yaptırılması için davacıya yetki verilmesi isteminin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin yasal düzenlemeler ile hukukî kavram ve kurumların ortaya konulmasında yarar bulunmaktadır.
Limited şirketin işletme amacının gerçekleştirilebilmesi için ortaklar arasında güven ilişkisinin varlığı, şirketin devamı için zorunludur. Şirketin amacının gerçekleştirilmesi için gerekli olan güven ilişkisinin zedelenmesi durumunda ortakların aynı şirket çatısı altında bir arada bulunmaları beklenemez. Ayrıca bir ortağın payını devrederek ayrılma imkânının bulunmadığı yahut zor olduğu durumlarda güven unsurunun zedelendiği ortaklık ilişkisinin nihayete erdirilmesi amacıyla limited şirketlerde de haklı sebeple fesih kurumu düzenlenmiştir.
Bu amaçla düzenlenen TTK’nun 636/3. maddesi uyarınca; haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
Anılan hükme göre her ortak, haklı sebeplerin varlığı hâlinde limited şirketin feshini isteyebilecektir. Haklı sebepten ne anlaşılması gerektiği ise somut durumun ve ileri sürülen hususların niteliğine göre mahkemece takdir edilecek olup esasında dürüstlük kuralı temelinde ortaklık ilişkisinin devam ettirilemeyecek düzeyde zedelenmiş olması durumu, limited şirketin feshinin haklı nedenini oluşturur. Başka bir deyişle ortaklıktaki güven ilişkisinin ortadan kalkması veya ortaklılığın devamının dürüstlük kuralı gereği ortaklar bakımından çekilmez hâle gelmesine neden olan olaylar, limited şirketin feshi için haklı neden olarak kabul edilebilirler. Zira hiçbir ortaktan, dürüstlük kuralı gereği kendisi için çekilmez hâle gelen bir ortaklık ilişkisini devam ettirmesi beklenemez. Haklı sebep kavramı, her somut olayın niteliğine göre farklı tanımları bünyesinde barındırır.
Limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davada (fesih davasında) davacı sıfatı şirketin ortaklarına aittir. Bu kapsamda TTK’nun 636/3. maddesi kapsamında ancak pay defterine kayıtlı ortaklar limited şirketin haklı nedenle feshini mahkemeden isteyebilirler. Limited şirketin feshini isteyen davacının ortaklık sıfatının yargılama boyunca mevcut olması gerekir. Aksi durumda ortaklık sıfatını yitiren davacı, taraf sıfatını da yitirecektir. Bu durum yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınır.
Limited şirketin fesih davasında davalı sıfatı kural olarak limited şirketin tüzel kişiliğine aittir. Zira feshi istenen limited şirket, açılacak davada kural olarak davalı olarak yer almalıdır.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 30. maddesi “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmünü haiz olup anılan hükümle amaçlanan; yargılamanın makul sürede tamamlanmasını sağlamaktır. Bu amaç; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi ile düzenleme altına alınan adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından olan “yargılamanın makul bir süre içinde” bitirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Bu bağlamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sözleşmenin tarafı devletlerin hukukî sistemlerini, AİHS şartlarına uyacak şekilde düzenlemekle görevli olduğunu belirtmiştir (AİHM, Zimmerman ve Steiner-İsviçre, 13 Temmuz 1983, 29. Paragraf). Anayasa’nın 141. maddesi ile de “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir” denilerek ve HMK’nın “Usul Ekonomisi ilkesi” başlıklı 30. maddesi de benzer hükümle davaların makul bir süre içerisinde bitirilmesi gerektiğini açıkça düzenlenmiştir. Usul ekonomisi ilkesi, HMK’nın 30. maddesiyle düzenleme altına alınmış olup; uyuşmazlıkların en az giderle, en makul sürede ve en az emekle çözümü ve gereksiz yere dava açılmasının engellenmesi şeklinde açıklanmaktadır.
Bu kapsamda her ne kadar kural olarak limited şirketin TTK’nun 636/3. maddesi çerçevesinde haklı nedenlerle feshine ilişkin olarak açılan bir davada husumetin, feshi istenen şirketin tüzel kişiliğine karşı yöneltilmesi gerekir ise de; iki kişiden müteşekkil limited şirketin ortaklarının davacı ve davalı olarak yer aldığı davada, yukarıda açıklanan usul ekonomisi ilkesi çerçevesinde taraf teşkilinin sağlanmış olduğunun kabul edilmesi gerekir. Başka bir deyişle iki ortaktan biri tarafından diğer ortağa karşı açılan, iki ortaktan müteşekkil limited şirketin feshine dair davada taraf teşkilinin sağlanmış olduğunun kabulü, Anayasa’nın 141. maddesi ve HMK’nun 30. maddesinde düzenlenen, yargılamanın en az giderle ve makul sürede bitirilmesi ile gereksiz yere dava açılmasının engellenmesine dair usul ekonomisi ilkesine uygun düşer.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dava ile davacı, ortağı olduğu … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin uzun süredir gayri faal olması nedeniyle bu şirketin fesih ve tasfiye işlemlerini yapmak için kendisine yetki verilmesi istemektedir. Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen kayıt ve belgelerin incelenmesinde dava konusu olan … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin iki ortaklı olduğu, ortaklarının ise davacı … ile dava dışı … olduğu, şirketin müdürünün ve yasal temsilcisinin dava dışı … olduğu görülmektedir. Kayseri Gevher Nesibe Vergi Dairesi Başkanlığı’nın cevabi yazısı ve eklerinin incelenmesinde dava konusu olan … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin … tarihinde faaliyetine başladığı, … tarihinde bilinen adresinde bulunmama nedeniyle resen terk edildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir.
Taraf sıfatı (husumet) ise maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin sujesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usuli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nun 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir (HMK m. 51). Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usul işlemlerini yapabilir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu hâlde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece resen göz önünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davacı ya da davalı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin, ileri sürülme zamanı Kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir defi de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay irdelendiğinde; davacının, ortağı olduğu … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin uzun süredir gayri faal olması nedeniyle bu şirketin fesih ve tasfiye işlemlerini yapmak için kendisine yetki verilmesi istemiyle Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nü hasım göstererek bu dava açtığı görülmektedir. Davacının davasına konu ettiği … Gıda Otomotiv Hayvancılık … Elektrik Ticaret Limited Şirketi’nin fesih ve tasfiye isteminin şirket tüzel kişiliğine karşı yöneltilmesi gerekir ise de; yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre iki kişiden müteşekkil limited şirketin ortaklarının davacı ve davalı olarak yer almış olmasının da usul ekonomisi ilkesi çerçevesinde taraf teşkilinin sağlanmış olduğunun kabul edilebileceği, yine şirket müdürünün azli ve değiştirilmesi isteniyorsa mevcut şirket müdürüne husumetin yöneltilmesinin gerektiği halde, eldeki davada Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne hiç bir şekilde husumetin düşmediği, davacının bu davada Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne husumet yöneltmesinin yanlış olduğu görülmekle davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından davacıdan peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 99,20-TL karar ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
6-Taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacının yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. …

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır