Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/901 E. 2023/106 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :***
KARAR NO : ***

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …,
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : ***
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme İstemli – Şirket Müdürlerinin Münferit İmza Yetkisinin Müşterek İmza Yetkisine Dönüştürülmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (bilgi alma ve inceleme istemli – şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesi istemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın davalı …’nin yarı hisselerine sahip ortağı ve münferit imzayla yetkili müdürü olduğunu; Kayseri 7. Noterliği’nden keşide edilen *** tarih ve *** yevmiye nolu ihtarname ile 12 -14 ay süreyle … ile ilgili bilgi alınamadığının bildirilip 6102 sayılı TTK’nun 614. maddesi kapsamında bilgi ve belge talebinde bulunulduğunu, ayrıca genel kurul toplantısı yapılmasını talep ettiklerini; ihtarı takiben *** tarihinde genel kurul toplantısının yapıldığını, ancak bilgi alma ve inceleme konusu olgularla ilgili nisap sağlanamadığından karar alınamadığını; TTK’nun 614/3. maddesi gereğince eldeki davanın açıldığını; *** tarihli genel kurul toplantısında şirket müdürlerinin münferit imza yetkilerinin, ikili imzaya çevrilmesi talebinin kötü niyetli olarak reddedildiğini; müşterek imza yetkisi verilmesini; davalı …’nin müdürler kurulu başkanı olan kardeşi … tarafından aleyhine açılmış davanın, Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin *** Esas sayılı dava dosyası üzerinden derdest olduğunu, aralarında husumet bulunduğunu, bu nedenle davalı…’nin’ne ait taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtildiği üzere …’nin iki ortaklı bir limited şirket olduğunu, şirket ortaklarının davacı … ve kardeşi … olduğunu, her birinin hissesinin diğerine eşit olduğunu, ayrıca her ikisi müvekkili şirketin münferit imzayla yetkilendirilmiş müdürleri olup, …’ın müdürler kurulu başkanı olarak seçildiğini, sonuç olarak davacı …’ın hem ortak, hem de münferit imzayla yetkilendirilmiş müdür olduğunu, davacı …’ın ortak ve münferit imzayla yetkilendirilmiş müdürü olduğu müvekkili … ile ilgili bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edilmemiş olması nedeniyle açılan davanın reddine; müvekkili …’nin müdürlerinin münferit imzayla temsil ve ilzam yetkilerinin birlikte imzaya çevrilmesi isteminin, eldeki davanın konusu olmaması, davacının kötü niyetli olması ve istemin kabulü için haklı bir nedenin bulunmaması nedenleriyle reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kayseri 7. Noterliği’nin *** yevmiye numaralı ihtarnamesine, davalı şirketin*** yılı genel kurul tutanağına, 2010-2019 yıllarına ilişkin genel kurul tutanaklarına, Ticaret Sicil Gazetesi evraklarına, ticari defter ve kayıtlara ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Davalı Ticaret Sicil Gazetesi örneklerine, davalı şirketin 2020-2021 yılı genel kurul tutanağına, taraflar arasındaki elektronik posta yazışmalarına, davacının ortak olduğu şirketlerin ticari defter ve kayıtlara, cevap dilekçesi ekinde sunulan kayıt ve belge örneklerine ve bilirkişi incelemesine delil olarak dayanılmıştır.
Taraflar bir kısım delillerini dilekçelerinin ekinde dava dosyasına sunmuşlardır.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirketin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin, şirketin tüm genel kurul kararlarının ve bunlara ait hazirun cetvellerinin istenilmesine, şirketin hissedarlarının ve hisse oranlarının, açık adresinin, şirket müdür ve yetkilisinin kim veya kimler olduğunun, temsil şeklinin nasıl olduğunun sorulmuş ve ilgili kayıt ve belge örneklerinin istenilmiştir. Bu müzekkeremize 26/10/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak *** Esas sayılı dava dosyasının akıbeti sorulmuş ve Uyap kayıt örneklerinin gönderilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize *** tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, bilgi limited şirket müdürünün bilgi alma ve inceleme istemine ve limited şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesi suretiyle yetkilerinin kısıtlanması istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya mahkememiz görevlidir. Zira uyuşmazlık ticari niteliktedir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile yargılama, mahkememiz heyeti tarafından tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Davacının ve dava dışı …’ın davalı şirketin ortağı ve müdürleri olduğu, davacının Kayseri 7. Noterliği’nin *** yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiği tarafların kabulündedir.
Taraflar arasında uyuşmazlık; davacının bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edilip edilmediği, davacının bilgi alma ve inceleme isteminin haklı olup olmadığı, davacının şirket müdürlerinin münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkilerinin müşterek imzaya çevrilmesi isteminin dava konusu olup olmadığı, davacının bu yöndeki isteminin haklı olup olmadığı, davalının bu konudaki husumet itirazlarının makbul olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava dilekçesinin “konu” ve “sonuç ve istem” başlıklı kısımlarının birbiri ile uyumlu olmadığı görülmekle HMK’nun 31. maddesi uyarınca bu konuda açıklama yapması için davacı vekiline süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından *** tarihli dilekçe ile “…Davamızın kabulü ile şirket hakkında bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına, … Şirketin temsilindeki münferiden imza yetkisinin; müvekkil ile diğer ortağın müşterek imza yetkisine dönüştürülmesine, …” şeklinde talebini açıklamıştır.
*** tarihli dava dilekçesi incelendiğinde; bilgi alma ve inceleme isteminin ve limited şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesi isteminin dilekçe içeriğinde yer aldığı görüldüğünden davalı tarafın şirket müdürlerinin münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkilerinin müşterek imzaya çevrilmesi isteminin dava konusu olmadığına ilişkin savunmalarının dosya kapsamına uygun olmadığı değerlendirilmiştir.
Eldeki davada bilgi alma ve inceleme ile limited şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesi suretiyle yetkilerinin kısıtlanması istemi olmak üzere iki ayrı istem bulunduğundan bunların ayrı ayrı incelenmesi gerekmiştir.
Bilgi Alma Ve İnceleme İsteminin Değerlendirilmesinde:
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramlar ve yasal mevzuat irdelenmelidir.
Türk Ticaret Kanunu’na göre limited şirketlerde yönetim organının bulunması yasal bir zorunluluktur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 623/1. maddesine göre, limited şirketin yönetim organı müdür veya müdürlerden oluşur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, müdürlerin birden fazla olmaları durumunda onların bir kurul olduğunu belirterek, bunlardan birinin şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanmasını şart koşmuştur. Şirketin yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa ya da tüm ortaklara veyahut ortak olmayan üçüncü kişilere verilebilir. Ancak, ortaklardan en az birisinin, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması şarttır (TTK, m.623/f.1). Kanun’a göre şirkette tek müdürün olması, yönetim organının varlığı açısından yeterli görülmüştür. Ancak, şirkette birden fazla müdürün bulunması yasal olarak mümkündür ve bunların sayısı konusunda yasal olarak herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır. TTK, müdürlerin birden fazla olmaları durumunda onların bir kurul olduğunu belirterek anonim şirketteki yönetim kuruluna özgü bir işleyiş kuralını hükme bağlamış ve birden fazla müdürü bulunan limited şirketlerde, bunlardan birinin, şirketin ortağı olup olmadığına bakılmaksızın, genel kurul tarafından müdürler kurulu başkanı olarak atanmasını şart koşmuştur (TTK, m.624/f.1). Dolayısıyla, birden fazla müdürü olan limited şirketlerde, şirketin yönetim organı müdürler kurulu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kurulun bir başkanı olacak ve üyeleri de müdürlerden oluşacaktır.
Müdürlerin şirket yönetimine ilişkin görevlerini layıkıyla yerine getirebilmesi içinse, şirketin bütün iş ve işlemleri hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir. Ancak, uygulamada zaman zaman şirket müdürlerinden birinin veya birkaçının bütün iş ve işlemleri kendi ellerinde toplaması ve diğer müdürü yahut müdürleri şirketin işlemleri hakkında bilgilendirmemesi, şirketin defter ve belgelerini inceleme taleplerini reddetmesi gibi durumlarla karşılaşılmaktadır. Limited şirket müdürlerinin bilgi alma ve inceleme hakları TTK’nda limited şirket müdürlerinin bilgi alma ve inceleme hakları ayrı bir şekilde düzenlenmemiş, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin 392. maddesi hükmünün, kıyas yolu ile limited şirket müdürlerinin bilgi alma ve inceleme hakkında da uygulanması öngörülmüştür (TTK, m.644/c). Bu itibarla, limited şirket müdürlerinden her biri şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir (TTK, m.644/c, m.392/f.1). Müdürlere tanınan bu hak kısıtlanamaz ve kaldırılamaz. Aksine, şirket sözleşmesi ve müdürler kurulu, müdürlerin bilgi alma ve inceleme haklarını genişletebilir (TTK, m.644/c, m.392/f.6).
Şirket müdürlerine tanınan bu hak oldukça önemlidir. Zira, ağır ve kapsamlı sorumluluğunun bir gereği olarak her müdürün şirketin bütün iş ve işlemleri hakkında bilgi almak hakkı vardır. Bu hak aynı zamanda müdürün güvenirliliğine ve özenine bırakılmış bulunan yönetim görevinin ve şirket ile müdür arasındaki ilişkinin gereğidir. Bilgilendirilen müdür yönetebilir ve doğru zamanda, doğru kararı alabilir. Bu yönden müdürler arasında fark yoktur. Bilgi vermek, verecek olan kişi yönünden bir yükümdür (Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324). Müdürlerin müdürler kurulunda bilgi alma ve inceleme hakkı konusunda da, biraz önce belirttiğimiz üzere, limited şirket müdürlerinden her biri şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteme, soru sorma ve inceleme yapma hakkına sahiptir (TTK, m.644/c, m.392/f.1). Dolayısıyla, müdürün istediği herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin müdürler kuruluna getirtilmesi, kurulca veya müdürler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez (TTK, m.644/c, m.392/f.1). Müdürlere tanınan bu yetkinin, müdürler kurulunda oylama yapılarak ya da yapılmadan reddedilmesi mümkün değildir. Müdüre verilecek bilgi ayrıntılı, amaca uygun ve istenileni karşılar nitelikte olmalıdır. Müdür, bilgiyi -kural olarak- müdürler kurulunda alır; yoksa doğrudan yöneticileri çağırarak veya onlara başvurarak bilgi isteyemez. Diğer yandan, bilgi alma hakkı şirket iş ve işlemleri ile sınırlı olup, özel işleri kapsamaz; ancak özel işler şirket iş ve işlemleriyle ilgili veya bağlantılı olduğu takdirde bunlar hakkında da bilgi alabilir. TTK, bu hakkı müdürün kişiliğine tanımıştır; yoksa müdürler kuruluna kurul olarak tanımamıştır. Bu manada, sadece bilgi talebinde bulunan müdür bilgi alabilir. Hak, müdürlükten ayrılmakla son bulur. Kanunda, alınacak bilginin niteliği ve özellikle gizli, şirket sırrı olması ile ilgili açık bir sınır getirilmemiştir. Bunun iki sebebi vardır. Birinci sebep şudur: Güvenilmeyen bir kişi müdür seçilmemeli, seçilmişse uzaklaştırılmalıdır. İkincisi ise, TTK’nun 613. maddesinde şirketin sırlarının ve çıkarlarının korunması da vurgulanarak ağır bir bağlılık yükümünün getirilmiş olması ve bağlılık yükümünün sorumlulukla doğrudan ilgili bulunmasıdır. Diğer yandan, somut olayın özelliği, istenilen bilginin verilmemesini gerekli kılıyorsa müdürler kurulu başkanı tedbir talebiyle mahkemeye başvurabilir. Ancak, müdürün görevinin güvene dayalı olduğuna ilişkin temel düşünce, yaptığı işin nitelik ve önemi ve nihayet yüklendiği sorumluluk ve sorumluluğa bağlı hukukî ve cezaî yaptırımlar ondan bir bilginin saklanmasını ve esirgenmesini haklı gösteremez. Müdürler kurulu toplantılarında, bütün müdürler gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür. Müdürün bu konudaki istemi reddedilemez; soruları cevapsız bırakılamaz (TTK, m.644/c, m.392/f.2). Bu manada, müdürler kurulu başkanı, müdürler, şirketin tüm yöneticileri, ticarî mümessiller, vekiller, seyyar tacir yardımcıları, komite, komisyon ve alt kurullar bilgi vermekle yükümlüdür. Şirkete bağlı olmayan komisyoncuların, tellalların, aracı kurumların, rapor yazmakla görevlendirilen kişilerin ise kural olarak böyle bir yükümleri yoktur. Aynı sonuç, acentalar için de söz konusudur.
Burada yasanın emredici bu hükümlerine rağmen, müdürün bilgi alma ve inceleme hakkı reddedilirse ne yapılacağına değinmek gerekmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 644. maddesinde, “(1) Aşağıda madde numaraları bildirilen anonim şirketlere ilişkin hükümler limited şirketlere de uygulanır.
a) Belgelerin ve beyanların kanuna aykırılığına ilişkin 549 uncu; sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi hakkında 550 nci; değer biçilmesinde yolsuzluğa dair 551 inci; kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553 üncü; denetçilerin sorumluluğuna ilişkin 554 ilâ 561 inci maddeler.
b) Feshe ilişkin 353 üncü madde, şirkete karşı borçlanma yasağına ilişkin 358 inci madde, müdürlerin yakınlarının şirkete borçlanmasına ilişkin 395 inci maddenin ikinci fıkrasının birinci ve ikinci cümlesi hükümleri, kâr payı avansına ilişkin 509 uncu maddenin üçüncü fıkrası.
c) Yönetim kurulu kararlarının butlanı hakkındaki 391 inci ve müdürlerin bilgi alma haklarına kıyas yolu ile uygulanmak üzere 392 nci madde.
d) Limited şirketlere de uygulanan 549 ilâ 551 inci maddelerine aykırı hareket edenler, 562 nci maddenin sekizinci ilâ onuncu fıkralarında öngörülen cezalarla cezalandırılırlar.” hükmü yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nun 392. maddesinde, “(1) Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır.
(2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür. Bir üyenin bu konudaki istemi de reddedilemez; soruları cevapsız bırakılamaz.
(3) Her yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu toplantıları dışında, yönetim kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, yönetim kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir.
(4) Başkan bir üyenin, üçüncü fıkrada öngörülen bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddederse, konu iki gün içinde yönetim kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde üye, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlayabilir, mahkemenin kararı kesindir.
(5) Yönetim kurulu başkanı, kurulun izni olmaksızın, yönetim kurulu toplantıları dışında bilgi alamaz, şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. Yönetim kurulu başkanının bu isteminin reddedilmesi hâlinde başkan, dördüncü fıkraya göre mahkemeye başvurabilir.
(6) Yönetim kurulu üyesinin bu maddeden doğan hakları kısıtlanamaz, kaldırılamaz. Esas sözleşme ve yönetim kurulu, üyelerin bilgi alma ve inceleme haklarını genişletebilir.
(7) Her yönetim kurulu üyesi başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebilir.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Yukarıda sözü edilen yasa hükümlerine göre; limited şirketlerde müdürün bilgi alma talebinin reddi halinde, eğer müdür talebini müdürler kurulu başkanına yapmamışsa, bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini müdürler kurulu başkanına iletir. Müdürler kurulu başkanı, müdürün, bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddederse, konu iki gün içinde müdürler kuruluna getirilir. Kurulun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde müdür şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlar. Mahkemenin bu konuda vereceği karar kesindir (TTK, m.644/c, m.392/f.1, f.4).
Sonuç olarak limited şirket müdürlerinden her biri, müdürler kurulu toplantıları dışında, müdürler kurulu başkanının izniyle, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilir ve görevinin yerine getirilebilmesi için gerekliyse, müdürler kurulu başkanından, şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir (TTK, m.644/c, m.392/f.3). Yani, anılan hakkın kullanımı için müdürler kurulu başkanından izin almak zorunludur. Çünkü, müdürün kural olarak müdürler kurulu dışında bilgi almak hakkı bulunmadığı gibi, kurul dışında defterleri ve/veya belgeleri incelemek hakkı da bulunmamaktadır. Ancak, Kanun, müdüre bu hakkını sınırlı bazı hallere münhasır olmak üzere ve de müdürler kurulu başkanının izni ile kullanma imkanı tanımıştır. Dolayısıyla, müdürler, müdürler kurulu başkanından izin almak kaydıyla, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişilerden, işlerin gidişi ve belirli münferit işler hakkında bilgi alabilirler. Müdürün, şirketin defter ve belgelerini incelemeyi talep edebilmesi ise ancak görevini, hesap verilebilirlik ilkesine uygun olarak yapması bakımından gerekliyse mümkün olabilir. TTK, müdürler kurulu başkanına yapılacak talebi belli bir şekle tabi kılmamıştır. Dolayısıyla, müdür talebini yazılı olarak yapabileceği gibi sözlü olarak da iletebilecektir. Müdürler kurulu başkanının, müdürün, müdürler kurulu dışında bilgi alma, soru sorma ve inceleme yapma istemini reddetmesi durumunda, konu iki gün içinde müdürler kuruluna getirilir (TTK, m.644/c, m.392/f.4). Müdürler kurulunun kabul kararı halinde müdür bilgi alma, soru sorma inceleme hakkını kullanabilir. Müdürler kurulunun toplanmaması veya bu istemi reddetmesi hâlinde ise müdür şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Mahkeme istemi dosya üzerinden inceleyip karara bağlar. Mahkemenin bu konuda vereceği karar kesindir (TTK, m.392/f.4).
Bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde davalı şirketin iki ortaklı bir limited şirket olduğu, her iki ortağın davalı şirketi münferit imzayla temsil ve ilzama yetkili olduğu, dava dışı şirket ortağı …’ın müdürler kurulu başkanı olduğu, davalı şirketin ortağı ve müdürü olan davacının, davalı şirket ve dava dışı …’a hitaben keşide ettiği Kayseri 7. Noterliği’nin *** yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yaklaşık 12-14 aydır şirketle alakalı olarak kendisiyle bilgi paylaşılmadığını, görevini layıkıyla yerine getirmek amacıyla şirket hakkında bilgi edinmesinin gerektiğini beyanla ihtarnamenin 4. bendinde bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında incelemek istediği konuları bildirdiği görülmektedir. *** tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında davacının kabul oyuna karşın dava dışı şirket ortağı ve müdürler kurulu başkanı olan …’ın çoğunluk ret oyu ile oy çokluğu ile karar alınamadığı görülmüştür. Davacının keşide ettiği Kayseri 7. Noterliği’nin *** tarihli ve 10989 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile yaklaşık 12-14 aylık dönemde bilgi alamadığına ilişkin tarih aralığı *** tarihleri arasına denk gelmektedir. Davacı her ne kadar ihtarnamede şirketin kuruluşundan bu yana bir kısım konularında bilgi alma ve inceleme hakkı talep etmişse de dava dilekçesinde yaklaşık 12-14 aylık dönemde bilgi alamadığı ileri sürdüğü gibi davalı şirketin kurulduğu *** tarihinde şirketin kurucu ortağı ve 10 yıl süre ile münferit imza ile yetkili müdürü olduğu, *** tarihinde hissesini devrederek ortaklıktan çıktığı, *** tarihinde tekrar şirket hissesi alarak ortak olduğu, dava dilekçesinde de bilgi alamadığı dönemi ihtarname keşide tarihi olan *** tarihinden geriye doğru 12-14 aylık dönem ile sınırladığı göz önüne alındığında davacının*** tarihleri aralığındaki dönem dışındaki diğer dönemlere ilişkin bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmayı talep etmesinde hukuki yararı olmadığı değerlendirilmiştir. Tüm bu nedenlerle davacının bilgi alma ve inceleme isteminin kısmen kabulü ile *** tarihleri arasındaki dönem için; “Şirket ortaklarının şirketten şahsi borç-alacak durumları, sermaye borçları ve ödemeleri, şirketin yapılan alım satımlarının piyasa şartlarına uygun olup olmadığı, … Hayvancılık Et Ve Et Ürünleri İnşaat Sanayi Limited Şirketi ile yapılan faaliyetlerin incelenmesi, şirketin mal varlığının ve hesaplarının incelenmesi, şirket adına bankalardan çekilen kredilerin incelenmesi ve şirketçe kesilen küçükbaş ve büyükbaş hayvan deri ve sakatat randımanlarının incelenmesi konularında davacının bilgi alma hakkının kullandırılmasına” karar verilmesinin uygun olduğu görüş ve kanaatine varılmış ve davacının fazlaya ilişkin bilgi alma ve inceleme istemlerinin reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Limited Şirket Müdürlerinin Münferit İmza Yetkisinin Müşterek İmza Yetkisine Dönüştürülmesi Suretiyle Yetkilerinin Kısıtlanması İsteminin Değerlendirilmesinde:
Davacının eldeki davada ikinci isteme şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesidir istem bu haliyle şirket müdürlerinin yetkilerinin kısıtlanmasına yöneliktir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630/2. maddesinde; her ortağın haklı sebeplerin varlığında, şirket yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği düzenlemesi yer almaktadır.
Gelinen bu noktada taraf ve dava ehliyeti ile taraf sıfatı konularına kısaca değinilmelidir.
Çekişmeli yargının konusu dava olup dava, bir başkası (davalı) tarafından sübjektif hakkı ihlâl veya tehlikeye sokulan ya da kendisinden haksız bir talepte bulunulan kimsenin (davacının), mahkemeden hukukî koruma (himaye) istemesidir. Mahkemeden hukukî koruma isteyen kimseye davacı (müddei) denir.
Dava, davacının sübjektif hakkını ihlâl eden veya tehlikeye sokan veya davacıdan haksız bir talepte bulunan kimseye karşı açılır; bu kimseye de davalı (müddeialeyh) denir.
Bir sübjektif hakkın mahkemeler vasıtasıyla ileri sürülmesi yetkisine dava hakkı denir.
Taraf ehliyeti ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 50. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 8. maddesinde düzenlenen medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir.
Dava ehliyeti ise HMK’nun 51. maddesinde kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyeti olarak ifade edilmiştir. Dava ehliyeti, TMK’nun 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukundaki görünümü olup buna göre medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişinin dava ehliyeti bulunmaktadır.
Taraf sıfatına bir başka deyişle husumet ehliyetine gelince, bu kavram dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, “aktif husumeti”, davalı sıfatı ise “pasif husumeti” karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’î değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre eldeki uyuşmazlığa bakıldığında davacının limited şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesi istemektedir. Davacının bu isteminin neticesi, dava dışı şirket ortağı ve müdürler kurulu başkanı olan …’ın münferit imza yetkisinin müşterek imzaya dönüştürülmesi suretiyle yetkilerinin kısıtlanmasına yöneliktir. Davacı vekili dilekçelerinde bu istemi ile ilgili kısımlarda bu istemlerinin nedenlerini açıklamış ve bu nedenlerin haklı sebepler olduğunu ileri sürerek şirketin müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesi suretiyle şirketin müdürler kurulu başkanı olan …’ın münferit imza yetkisinin haklı nedenlerle kısıtlanmasını talep etmiştir. Haklı nedenlerle şirket müdürünün yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin davalarda davanın yetkisi kısıtlanmak istenilen şirket müdürüne karşı açılması gerekmekte olup, şirket tüzel kişiliğine yönelik açılamayacağı, bu taleple ilgili olarak şirkete husumet düşmeyeceğinden şirket tüzel kişiliği aleyhine açılan bu konuda davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmek gerekmiş ve tüm hususlara ilişkin olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının bilgi alma ve inceleme isteminin KISMEN KABULÜ ile, … tarihleri arasındaki dönem için;
-Şirket ortaklarının şirketten şahsi borç-alacak durumları, sermaye borçları ve ödemeleri,
-Şirketin yapılan alım satımlarının piyasa şartlarına uygun olup olmadığı,
-… Hayvancılık Et Ve Et Ürünleri İnşaat Sanayi Limited Şirketi ile yapılan faaliyetlerin incelenmesi,
-Şirketin mal varlığının ve hesaplarının incelenmesi,
-Şirket adına bankalardan çekilen kredilerin incelenmesi ve
-Şirketçe kesilen küçükbaş ve büyükbaş hayvan deri ve sakadat randımanlarının incelenmesi konularında DAVACININ BİLGİ ALMA HAKKININ KULLANDIRILMASINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin bilgi alma ve inceleme istemlerinin REDDİNE,
3-Davacının şirket müdürlerinin münferit imza yetkisinin müşterek imza yetkisine dönüştürülmesine yönelik isteminin PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken; 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından dava açılırken davacıdan peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvuru harcı ve 80,70-TL peşin dava harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanın kabul edilen kısmı yönünden davacı tarafça yapılan 36,00-TL e-tebligat gideri, 42,00-TL posta gideri ve 1,00-TL KEPgideri olmak üzere toplam 79,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının reddedilen talepleri yönünden ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8- HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde ilgili tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince davanın kabul edilen kısmı için hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddedilen kısmı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı’ya verilmesine,
11-6100 sayılı HMK’nun 333/1. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa kullanılmayarak artan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra yatıran davacı tarafa iadesine,
12-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmesine veya mahkeme arşivine kaldırılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı bilgi alma hakkı ve inceleme istemi yönünden TTK’nun 392/4. maddesi uyarınca kesin olarak, diğer istem yönünden ise gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2023

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır