Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : ***
KARAR NO : ***
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : ***
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : ***
DAVA : Kooperatifin Dağılması İstemli
DAVA TARİHİ : ***
KARAR TARİHİ : ***
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : ***
Mahkememizde görülmekte olan kooperatifin dağılması istemli davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocasinan İlçesi …’nin 17/12/2004 tarihinde intibakının yapıldığını, … Kayseri sicil numarası ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescili yapılarak davacı kurumun ilgili birimlerince yapılan incelemede 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 45. maddesi ve S.S. … Kooperatifi ana sözleşmesinin 78-f fıkrasının “Olağan toplantının her hesap devresi sonundan itibaren 6 ay içinde ve en az yılda bir defa yapılması zorunludur.” gereğince, en son 2021 yılı olağan genel kurulunun 2022 yılı haziran ayı sonuna kadar yapılması gerektiği halde, 2015 yılından bugüne kadar yıllık olağan genel kurulunu yapmamış olduklarının kurum kayıtlarından anlaşıldığını, ayrıca kooperatifin hali hazır yönetim ve denetim kurulu üyelerinin müvekkili kuruma hitaben yazmış oldukları dosya ekinde de mahkemeye sunulmuş olan dilekçede kooperatiflerinin amacına ulaşma imkânının kalmadığından bahisle, usulünce feshedilmesi ile kooperatifin dağıldığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı kooperatife usulüne uygun dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunulmamış ve duruşmaya katılan olmamıştır. Davalının HMK’nun 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER : Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
Davacı tarafça Kocasinan İlçe Tarım Orman Müdürlüğü kayıtlarına, Kayseri İl Gıda Tarım Hayvancılık Müdürlüğü kayıtlarına, davalı kooperatifin ana sözleşmesine ve olağan genel kurul toplantı tutanağına delil olarak dayanılmıştır.
Davalı tarafından yasal süresi içinde delil bildirilmemiştir.
Davacı tarafından delil olarak dayanılan bir kısım kayıt ve belge örnekleri dilekçesi ekinde dava dosyasına sunulmuştur.
Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’nin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin örneğinin, yaptığı tescil ve ilan edilmiş tüm genel kurul toplantı tutanaklarından ve en son tarihli imza sirküsüyle beraber birer suretinin gönderilmesi ve kooperatifin en son tarihi itibari ile kayıtlı olduğu adresinin bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 02/06/22023 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Kayseri Valiliği İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak …’nin tadilatlarıyla birlikte ana sözleşmesinin örneğinin, yaptığı tescil ve ilan edilmiş genel kurul toplantı tutanaklarından en son tarihli imza sirküsüyle beraber birer suretinin gönderilmesi, Kocasinan İlçe Tarım Ve Orman Müdürlüğü tarafından adı geçen kooperatife 2015 yılından bugüne kadar olan hesapların görüleceği genel kurul toplantısının yapılmasına ilişkin ihtarı içerir resmi yazının ve tebligat mazbata örneğinin gönderilmesi ve kooperatifin en son tarihi itibari ile kayıtlı olduğu adresinin bildirilmesi istenilmiştir. Bu müzekkeremize 10/10/2022 tarihli yazı ile cevap verilmiştir.
Davacı tarafından sunulan belgeler, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabı yazıları, olağan genel kurul toplantı tutanağı örneği, Kayseri Valiliği İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’nün cevabı yazıları delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, YARGILAMA VE GEREKÇE: Dava, davacı Bakanlık bünyesinde kurulan davalı kooperatifin 3 yıl üst üste genel kurul toplantısının yapılmaması ve amacına ulaşma imkanının bulunmaması nedenleriyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/1-6 ve 7. maddesi gereğince dağıldığının tespiti istemine ilişkindir.
6545 sayılı Yasa’nın 45/3. maddesi uyarınca davanın niteliği itibarı ile mahkememiz heyeti tarafından basit yargılama usulüne göre yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Uyuşmazlık; davalı kooperatifin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/1-6 ve 7. maddesi ve kooperatif ana sözleşmesinin 119/f ve g bendi uyarınca kendiliğinden dağılmış sayılmasının koşullarının ve davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesinin koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle bu konudaki yasal düzenlemelere ve davalı kooperatifin ana sözleşmesindeki hükme bakmakta fayda bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun dağılmanın sebeplerine ilişkin düzenlemelerin bulunduğu 81. maddesinde:
”A) Dağılma sebepleri:
Madde 81 – (Değişik: 6/10/1988 – 3476/20 md.)
Kooperatif:
1. Anasözleşme gereğince,
2. Genel Kurul kararı ile,
3. İflasın açılmasıyla,
4. Kanunlarda öngörülen diğer hallerde, ilgili bakanlığın mahkemeden alacağı karar üzerine,
5. Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle,
6. Üç yıl olağan genel kurulunu yapmaması halinde,
7. Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla dağılır.
(Değişik birinci cümle:21/10/2021-7339/11 md.) Yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır. (Değişik ikinci cümle:21/10/2021-7339/11 md.) Ancak tescil işleminden sonra usulüne uygun şekilde anasözleşme değişikliği yapılarak kooperatifin amacının değiştirilmesi halinde dağılmaya ilişkin hüküm uygulanmaz. (Ek cümle:3/6/2010-5983/2 md.) Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. Konut kooperatiflerinde yapı kullanma izninin alınmasını müteakip en geç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi münasebet işleri sonuçlandırılır.
Mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulu yapar, Tasfiye kurulu üyelerine, atamayı yapan merci tarafından tespit edilecek miktarda ücret ödenir.
Anasözleşme ile özel bir nisap belirlenmemiş ise, tasfiye halinde kooperatiflerin genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir.
Tasfiye kurulunun görevleri anasözleşmede gösterilir,
Tasfiye kurulu üyeleri, tasfiye işlerinin biran önce bitirilmesi için çalışmakla yükümlüdür.
56 ncı maddenin 1 inci fıkrasının 3 üncü bendi ile 62 nci madde hükümleri tasfiye kurulu üyeleri hakkında da uygulanır.” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesinde: ” Ticaret Bakanlığının Görev ve Yetkileri
A) Genel olarak Bakanlığın görev ve yetkileri:
Madde 86 – Ticaret Bakanlığının kooperatifleri ilgilendiren başlıca görev ve yetkileri şunlardır:
1. Kooperatiflere, kooperatif birliklerine, merkez birliklerine, Türkiye Milli Kooperatifler Birliğine kuruluş ve organizasyonlarında yol göstermek, öğütleriyle yönetimlerinde ve çalışmalarında yardımcı olmak,
2. Kooperatifleri, birlikleri, merkez birliklerini ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğini teftiş etmek, denetlemek veya denetlettirmek,
3. Kooperatiflerin, birliklerin, merkez birliklerinin ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliğinin dağılmasını gerektiren sebepleri mahkemeye bildirmek,
4. Kooperatiflerin, bilhassa istihsale yararlı kooperatiflerin kuruluşu, öncelikle kredilenmesi ve memleket yararına faaliyette bulunmaları hususunda ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar nezdinde gerekli teşebbüsleri yapmak ve koordinatör olarak vazife görmek.
5. (Ek: 6/10/1988 – 3476/21 md.) Kooperatifler mevzuatının uygulanmasında ve kooperatiflerle üst kuruluşlara yapılacak desteklemelerle ilgili kamu ve sosyal güvenlik fonları konusunda düzenleyici tasarruflarda bulunmak.” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesinde: “İlgili Bakanlık:
Ek Madde 1 – (Ek: 6/10/1988 – 3476/26 md.)
Bu Kanunda geçen Bakanlık isimleri “İlgili bakanlık” olarak değiştirilmiştir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/6/2010-5983/4 md.) İlgili bakanlık deyiminden, bu Kanun kapsamındaki tarımsal amaçlı kooperatifler ve üst kuruluşları için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, yapı kooperatifleri ve üst kuruluşları için Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı ve diğer kooperatifler ve üst kuruluşlar için ise Sanayi ve Ticaret Bakanlığı anlaşılır.” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 119/f bendinde “Kooperatif … Üç yıl üst üste genel kurulunu yapmaması halinde, …” 119/f bendinde ise “Amacına ulaşma imkanının bulunmadığının Tarım Ve Köyişleri Bakanlığı’nca tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla dağılır.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle usul hukukunda taraf ve dava ehliyeti ile uygulamada sıklıkla husumet olarak da kullanılan sıfat kavramlarının irdelenmesinde fayda vardır.
Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usuli hukuki ilişkinin sujesi olabilme yeteneğidir. Medeni (maddî) hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek (TMK md. 8) ve tüzel (TMK md. 46) kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir (HMK md. 50). Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır.
Dava ehliyeti ise; HMK’nun 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nun 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir.
Öte yandan Türk Hukuk Lûgatında da her insanın hak ehliyetinin bulunduğu, insanların hukuk düzeninin sınırları içinde haklara ve borçlara ehil olduğu (TMK md. 8, 48) belirtilmiş; fiil ehliyetinin ise, kendi eylemi ile hak edinebilme ve borç altına girebilme yeterliliği (TMK md. 9, 49) olduğu vurgulanmıştır (Türk Hukuk Lûgatı, Türk Hukuk Kurumu, Cilt I, Ankara 2021, s. 331-332).
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere taraf ve dava ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet ya da başka bir anlatımla taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Taraf sıfatının özelliği, tıpkı dava şartı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında re’sen (kendiliğinden) gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
Taraf sıfatı, bir başka ifadeyle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı da pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyorsa o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının belirlenmesinde olduğu gibi maddi hukuka göre tespit edilir.
Sıfat dava şartı değil, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esası incelendikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Diğer bir ifadeyle bir davada taraflardan birinin, aktif ya da pasif husumet ehliyetinin (davacı veya davalı sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık uyuşmazlığın esastan çözülmesine geçilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen ilk itiraz ya da davalı tarafından ortaya konulması gereken def’i niteliğinde olmadığından, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/11/2022 tarihli ve 2020/(15)6-609 Esas, 2022/1424 Karar sayılı kararı).
Gelinen aşamada kooperatiflerin kuruluşu ve dağılma sebeplerine kısaca değinmek gereklidir.
Bilindiği üzere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 2. maddesine göre bir kooperatif en az yedi ortak tarafından imzalanacak anasözleşme ile kurulur. Anasözleşmenin ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personel huzurunda imzalanması gerekir. İlgili Bakanlık faaliyet konuları itibarıyla kooperatifleri sınıflandırmaya, çalışma bölgeleri oluşturmaya, kooperatif kuruluşu için asgari ortak sayısından az olmamak üzere ortak sayısı ve kooperatif kurulmasına yönelik diğer şartlar ile usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ilgili Bakanlık tarafından çıkarılacak tebliğ ile belirlenir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde kooperatiflerin dağılma sebepleri düzenlenmiştir. Anılan maddeye 3476 sayılı Kanun ile eklenen 6. bent uyarınca kooperatifin üç yıl olağan genel kurulunu yapamaması hâlinde kooperatife genel kurul yapabilmesi için uygun bir süre verilmesine gerek olmaksızın kooperatif kendiliğinden dağılmış sayılacaktır.
Aynı maddenin 7. bendinde ise, kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığının ilgili Bakanlıkça tespiti hâlinde mahkemeden alacağı kararla dağılacağı hükmüne yer verilmiştir. Benzer mahiyette davalı kooperatife ait ana sözleşmenin “Dağılma Sebepleri” başlıklı 119/f bendinde “Kooperatif … Üç yıl üst üste genel kurulunu yapmaması halinde, …” 119/f bendinde ise bendinde de; “kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığının” Tarım Orman Ve Köyişleri Bakanlığı’nca tespiti hâlinde mahkemeden alacağı kararla dağılacağı düzenlenmiştir.
Öte yandan Kooperatifler Kanunu’nun 86/2. maddesinde; Bakanlığın, kooperatifleri teftiş etmeye, denetlemeye ve denetlettirmeye görevli ve yetkili olduğu belirtilmektedir. Bakanlık, kooperatifleri ve üst örgütlerini müfettişleri veya kontrolörleri aracılığıyla denetlettirebilir.
Somut olayda, dava dilekçesinde dayanak yasa maddesi bildirilmese dahi kooperatifin niteliğine göre tarımsal amaçlı kooperatifler yönünden 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun Ek madde 1/2. fıkrası uyarınca ilgili Bakanlığın Tarım Orman Ve Köyişleri Bakanlığı (Tarım Ve Orman Bakanlığı) olduğu, davacı Bakanlığın aynı Kanun’un 81. maddesinin 7. bendine dayanarak davalı kooperatifin feshi için dava açabileceği, dava dilekçesindeki anlatıma göre 81. maddenin 6. bendi yanında 7. bent hükmüne de dayanıldığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak mahkememizce dava dilekçesindeki açıklamalardan davacı Bakanlığın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/6 ve 7. ve ana sözleşmenin 112/ f ve g maddesine dayanarak davalı kooperatifin münfesih olduğunun tespiti ile bununla bağlantılı şekilde tasfiye heyeti atanmasına ilişkin talepte bulunduğu kabul edilerek sonuca varılıp hüküm kurulması gerekmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun *** Karar sayılı emsal ilamları ile Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin *** Karar sayılı karar ilamı).
Eldeki dava dosyasının incelenmesinde davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin Kocasinan İlçe Tarım Orman Müdürlüğü’ne verdikleri 23/09/2022 tarihli dilekçede “.. Kooperatifin 26/06/2015 tarihinden bu yana olağan genel kurul toplantılarını yapamadığından organlarının teşekkül edemediği, uzun zamandan beri çalışmayan kooperatifin bundan sonra da çalışamayacağı inancının yaygın olduğu, bu sebeple kanunlara uygun olarak feshedilmesi gerektiği …” bildirilmiştir. Kayseri Valiliği İl Tarım Ve Orman Müdürlüğü’nden gelen 10/10/2022 tarihli cevabi yazı ve ekindeki genel kurul toplantı tutanaklarının ve Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen 02/06/22023 tarihli cevabi yazı ve eklerinin incelenmesinde davalı kooperatifçe en son 2015 yılı olağan genel kurul toplantısını 09/11/2016 tarihinde yaptığı, bu olağan genel kurul toplantısından sonra 3 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar yeni bir genel kurul toplantısı yapmamış olduğu, Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla TTK’nun 530. maddesine göre davalı kooperatife gönderilen ve tebliğ edilen meşruhatlı ve ihtaratlı tebligata ve verilen kesin süreye rağmen davalı kooperatifin kanuna aykırı olan bu durumunu kanuna uygun hale getirmediği, yani olağan genel kurul toplantısını yapmadığı, davalı kooperatifin yönetim kurulu üyelerinin Kocasinan İlçe Tarım Orman Müdürlüğü’ne verdikleri 23/09/2022 tarihli dilekçede kooperatifin uzun zamandan beri genel kurul toplantısını yapamadıkları ve kooperatifin çalışmadığı, amacına ulaşma imkanının da kalmadığının bildirildiği dikkate alınarak, tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile; Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı davalı Sınırlı Sorumlu Yuvalı Köyü Sulama Kooperatifi’nin dağıldığının (münfesih olduğunun) tespiti ile fesih ve tasfiyesine, tasfiyenin tamamlanması için kooperatifin son yönetim kurulu üyeleri olan Derviş Işık, Atilla Türkaslan ve Ali Ulaş’ın tasfiye memuru olarak atanmalarına, tasfiye memurlarının her birine emek ve mesaileri karşılığında 1.000,00’er TL ücret takdirine, bu ücretlerin tasfiyesine karar verilen davalı kooperatifin mamelekinden karşılanarak tasfiye memurlarına ödenmesine ve kararın kesinleşmesini müteakip hükmün Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde ilanına karar vermek gerektiği görüş ve kanaati ile aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı davalı Sınırlı Sorumlu Yuvalı Köyü Sulama Kooperatifi’nin DAĞILDIĞININ (MÜNFESİH OLDUĞUNUN) TESPİTİ İLE FESİH VE TASFİYESİNE,
2-Tasfiyenin tamamlanması için kooperatifin son yönetim kurulu üyeleri olan Derviş Işık, Atilla Türkaslan ve Ali Ulaş’ın TASFİYE MEMURU OLARAK ATANMALARINA,
3-Tasfiye memurlarının her birine emek ve mesaileri karşılığında 1.000,00’er TL ücret takdirine, bu ücretlerin tasfiyesine karar verilen davalı kooperatifin mamelekinden karşılanarak tasfiye memurlarına ödenmesine,
4-Kararın kesinleşmesini müteakip hükmün Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde ilanına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan 116,00-TL tebligat gideri, 4,50-TL KEP gideri, 19,00-TL e-tebligat gideri olmak üzere toplam 139,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-6100 sayılı HMK’nun 120 ve 333. maddeleri gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde davacı tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine, davalı tarafından yatırılan avans bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kurum kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/10/2023
Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır