Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/854 E. 2023/70 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …
HAKİM : …
KATİP : …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkiye istinaden müvekkili tarafından davalıya …tarihli … numaralı 7.786,82 TL tutarlı, … tarihli … numaralı 5.955,85 iki adet fatura kesildiğini, söz konusu faturaya istinaden müvekkiline …Bankası … Şubesi’nin … sayılı hesabı üzerinde … tarafından keşide edilen … tarihli … nolu 13.300,00 TL bedelli çekin ciro edildiğini, çekin sahte çıktığını, müvekkili şirketin anılan çekin sahteliğinden açılan davanın Yargıtay tarafından onanması ile haberdar olduğunu, davalı tarafından fatura bedellerinin kötü niyetli bir şekilde ödenmemesi üzerine Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davadan önce arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; davanın kabulü ile davalının Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Borcu kabul anlamına gelememek üzere davacının alacak iddiasının zaman aşımına uğradığını, davacının iddia ettiği alacağın çek ile ödenmiş olduğundan davacının tekrar faturaya dayalı olarak icra takibi başlatmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, faturadan kaynaklanan alacağa karşılık çek alındığının davacı tarafından beyan ve kabul edildiğini, borcun sona erdiğini, çekin son ciranta tarafından tahsil edildiğini, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, davacının taleplerinin müvekkilinin faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış davanın taraflarına delillerini ibraz etme olanağı tanınmış uyuşmazlığın çözümü için gereken bütün deliller toplanmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; ödenmeyen fatura bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı süresinde zaman aşımı defini ileri sürmüştür.
Kayseri … Dairesi’nin … Esas sayılı takibe konu fatura … tarihli 7.786,82 TL miktarlı ve … tarihli 5.955,85 TL miktarlı faturadan ve bu faturalara ait işlemiş faiz olduğu görülmüştür.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde “Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı taktirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir.” düzenlemesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.”, 149. maddesinin birinci fıkrasında da; “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.” düzenlemeleri bulunmaktadır.
Önemle vurgulamak gerekir ki, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 125-140., 6098 Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 146-161. maddeleri arasında düzenlenen zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup alacak hakkının alacaklı tarafından yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmemesi hâlinde dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun kalınması sonucunu doğurur.
Zamanaşımına uğrayan alacağın tahsili hususunda devlet kendi gücünü kullanmaktan vazgeçmekte, böylece söz konusu alacağın ödenip ödenmemesi keyfiyeti borçlunun iradesine bıra- kılmaktadır. Şu hâlde zamanaşımına uğrayan alacak ortadan kalkmamakla beraber artık doğal bir borç (Obligatio naturalis) hâline gelmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmayıp borçlunun kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def’ide bulunması şarttır (Reisoğlu, S.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1998, s.334 vd.; Kuru, B./A., R./Y., E.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 1995, s.304 vd.; Üstündağ, S.: Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul 1997, s.346 vd.; Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2009, s.323; Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2020 tarihli ve 2017/13-650 E., 2020/301 K. sayılı; 05.02.2019 tarihli ve 2018/21-523 E., 2019/70 K. sayılı ve 3.5.2006 tarihli ve 2006/4-232 E., 2006/269 K. sayılı kararları).
Yargıtay’ın istikrar kazanmış son uygulamalarına göre, zamanaşımı hukuk niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup, usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır [Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:II, s.1761; Von Tuhr,A.: Borçlar Hukuku (C. Edege Çevirisi ), Ankara 1983, s.688 vd.; Canbolat, F.: Def’i ve İtiraz Arasındaki Farklar ve İleri Sürülmesinin Hukuki Sonuçları, EÜHF Dergisi, Cilt:III, Sayı:1, Kayseri 2008, s.255 vd.; Hukuk Genel Kurulunun 23.05.2019 tarihli ve 2017/13-563 E., 2019/605 K. sayılı, 04.10.2018 tarihli ve 2017/ 4-1420 E., 2018/1419 K. sayılı; 12.03.2014 tarihli ve 2013/4-544 E., 2013/315 K. sayılı kararları].
Nitekim, Türk-İsviçre öğretisinde ağırlıklı görüşün ve İsviçre Federal Mahkemesi’nin de, zamanaşımını maddi hukuka ilişkin bir kavram olarak kabul ettikleri anlaşılmaktadır (Erdem, M.: Özel Hukukta Zamanaşımı, 1. Baskı, İstanbul 2010, s. 8, dipnot 15-16 ).
Hem mülga BK’nın 125. maddesi hem de TBK’nın 146. maddesiyle alacak haklarının tabi olacağı genel zamanaşımı süresi on yıl olarak düzenlemiştir. Ancak madde metninde de açıklandığı üzere kanun koyucu tarafından bunun aksine yasal düzenleme yapılabilir.
Davaya konu alacağın … tarihli 7.786,82 TL miktarlı ve … tarihli 5.955,85 TL miktarlı faturadan kaynaklandığı, takip tarihine kadar ( … ) TBK’nın 153 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımın durmasına sebebiyet veren herhangi bir durumun varlığının mevcut olmadığı keza aynı kanunun 154 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımının kesilmesine sebebiyet verecek davacı/alacaklı veya davalı/borçlu tarafından herhangi bir işlemin yapılmadığı, bu haliyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davacının davasının zaman aşımı nedeniyle reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin 541,69 TL harçtan mahsubu ile artan 361,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-AAÜT’ye göre hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kalan kısmının kararın kesinleşmesi halinde tarafça numarası bildirilen veya bildirilecek hesaba, hesap numarası bildirilmediği takdirde adreslerine ödemeli olarak re’sen gönderilmesine,
8-Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 203. maddesi uyarınca dosyanın tarih ve işlem sırasına düzenlenip dizi listesine bağlanmasına, Yazı İşleri Müdürü tarafından kontrolü yapıldıktan sonra İstinafa gönderilmesine veya arşive kaldırılmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*