Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/804 E. 2022/704 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACILAR : 1- …
2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : …
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili … havale tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalının … İli … İlçesi … ada … blok … kat … ve … kat … numaralı daireyi müvekkiline toplamda 480.000,00 T ye satmayı kabul ettiğini, daire bedellerinin sözleşmede belirtilen bono ve çeklerle vadeli bir şekilde ödenmesine karar verildiğini, çeklerin müvekkili tarafından keşide edilerek davalıya teslim edildiğini, sözleşme doğrultusunda davalının alacağına teminat olarak dava dışı … adına kayıtlı bulunan … İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde bulunan taşınmazın 1/4 hissesinin 500.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devredilmesini, tüm senetlerin ödenmesi bittiğinde taşınmazın iade edilmesine karar verildiğini, davalıya senetlerden dolayı 172.500,00 TL ödeme yapıldığını, davalının gününden önce ödeme talep etmesi üzerine dava dışı … alınan 50.000,00 TL lik ve … Yapı Ltd. Şti’den borca karşılık olarak alınan 18.000,00 TL bedelli bonoyu ciro ederek davalıya olan borcundan düşmek üzere teslim ettiğini, müvekkili tarafından davalıya bugüne kadar 240.500,00 TL olduğunu, bu bedel karşılığında davalı sözleşmeye konu edilen … ada d blok … kat … nolu daireyi müvekkilinin istediği dava dışı bir üçüncü şahsa devrettiğini, ancak davalının sözleşmeye konu diğer taşınmazı müvekkilinin ısrarlı taleplerine rağmen müvekkiline devretmediğini, davalıya teminat olarak verilen dairenin başka üçüncü bir şahsa devretmiş olduğunun öğrenildiğini, davalının müvekkilini zarara uğratmak kastı ile muvazaalı bir devir gerçekleştirdiğini, müvekkilinin dava dışı …’e taşınmazını iade edememesinden dolayı sözleşmede belirtilen 500.000,00 TL yi ödemek zorunda kaldığını, davalının hem daireyi teslim etmediğini, hem de kendisine müvekkili tarafından verilen senetlerin ve teminat olarak verilmiş taşınmaz hissesini iadesine de yanaşmadığını, müvekkillerinin senetlerin gününün yaklaşması nedeniyle haciz tehdidi altında olduğunu, müvekkilinin şimdiye kadar sözlemeye konu dairelerden biri için 240.500,00 TL ödeme olduğundan, diğer taşınmazı davalıdan teslim almadığı için henüz ödenmemiş senetlerle alakalı olarak davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile davalıya verilen çekler kapsamında müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitini, dava aşamasında belirtilen kambiyoların davalıya ödenmesi ihtimalinde ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline istirdadına, tedbir taleplerinin kabulüne, belirtilen bonoların konu edileceği icra takiplerinden önüne geçilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, … Şubesinde ait 62.500,00 TL çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, davalıya teminat olarak verilen … ada … parselde bulunan taşınmazın 1/4 hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması durumunda müvekkili tarafından ödenmiş olan 500.000,00 TL lik taşınmaz değerinin devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili … havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davacının taleplerinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilmediğini, davacı tarafın söz konusu bono ve çeklerin dava dilekçesinde bahsi geçen dairelerin satılması amacıyla verildiğini ve tarafların … tarihli adı yazılı taşınmaz satış sözleşmesi yaptığını beyan ettiğini, yapılan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, gözleşmenin geçersiz olması nedeniyle taraflarına hak ve borç doğurmayacağını, davacı tarafın geçersiz sözleşmeye dayanarak hak iddia edemeyeceğini, bahsi geçen taşınmazın teminat olarak verilmediğini, satış işlemine konu olduğunu, davacının dava dilekçesinde toplamda 240.500,00 TL ödendiği yönündeki beyanlarının doğru olmadığını ileri sürerek, davanın öncelikle görev yönünden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın tapu iptali yönünden hukuki yarar eksikliği nedeniyle usulden reddini, davacının müvekkiline borçlu olduğunun tespitini, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, usul ve yasaya aykırı davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çekin davaya konu edilmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize gelmiştir.
Yagılama aşamasında mahkememiz tarafından yapılan araştırma sonucunda; Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı cevabi yazısında; davacı …’nun gayrimenkul Sermaye İradı mükellefi olması sebebiyle defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığının bildirildiği görüldü. Defter tutmayan davalı tacir sayılmamaktadır.
TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.
Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde; davalının tacir olmadığı, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava olmadığı görülmektedir.
TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması ve Borçlar Kanunu’ndan doğması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
… tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nın 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
İzah edilen nedenlerle görevsizlik kararı ile mahkememize gelen eldeki dava dosyasında, mahkememizin karşı görevsizliğine ilişkin karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
(T.C. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … esas … karar sayılı ilamı aynı yöndedir.)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsiz olması ve davaya bakmaya Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (mercii tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. maddesi gereğince Kayseri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin mercii tayini kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 321/2. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …
¸e-imzalı

Hakim …
¸e-imzalı

*5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*